Sevgili avcı dostlarım internette gezinirken girmiş olduğum bir internet sitesinden esinlenerek bir araştırma yaptım ve sizlerle paylaşmak istedim.Bu arada bu yazıyı sizler için çeviri yapıp kendimce yorumlamak günlerimi aldı lütfen kopyalayıp farklı yerlerde kullanmayalım yada kullanırsak kaynak belirtelim anlayışınız için şimdiden teşekkürler.Esinlendiğim kaynak
http://www.zuechter.info/tiere-stammbaum-1.htmlAvrupa da Köpek Üreticisi Olmak Üretici ancak bir “Cins Uzmanına“ üretim için uygun koşullarını, özellikle üretim için yeterli bilgiye sahip olduğunu (bilgili bir üretici olduğunu!) ispatladığı taktirde kimlik almaya hak kazanıyor. Bu bilgiyi Üretim Derneklerinden edinebiliyor. Daha üretime geçmeden önce üretim yapılacak yerin (ortamın) koşulları uzmanlar tarafından inceleniyor. Mekanın aydınlığı, ısıtması, suyunun mevcut olması, büyüklüğü ve hiljyenik olması belli standartlar gerektiriyor, uygun koşullar sağlanamadığı sürece üretime onay verilmiyor. Ayrıca yavruların yetiştirilmesinde yeterli zamanın bulunması gerekiyor.
Şimdi bazı okuyucular için yavrunun anne-babasının çok güzel ve üretime uygun olmasının, denetlenmiş ve onay almış bir yerden olmasının bir önemi yoktur belki. Sonuçta üretmek için almıyorlar ve bazı ufak hataların onlar için bir önemi de yoktur. Size bu konuda pratik bir örnek vermek istiyorum, birer hayvan sever okuyucular olarak sizlerin neden bu soruları sormanız gerektiğini belirtmek istiyorum.
Diyelim ki Üretim Derneği yaptığı istatistiklerde bir cinsin köpeklerinde (veya başka bir tür hayvanda) kemik hastalığını tespit etti. Bu hastalık hayvana çok ızdırap veriyor, hatta bazılarının uyutulması gerekiyor. Bazıları da hayatları boyunca ızdırap çekerek ve deforme olmuş bir şekilde hayatlarını sürdürüyor. Haliyle bu gibi köpek-hayvan sahipleri veterinerlerin en iyi müşterileri oluyor.
Topladıkları ilk bulgularda Üretim Dernekleri hemen harekete geçiyor. Sorumluluk sahibi dernekler hastalığın geliş nedenini ve kaynağını (öncelikle anne ve babayı) hemen araştırmaya başlıyor ve ebeveynleri derhal üretimden kesiyor. Bazı durumlarda tekrar üretime geçmeden önce o cinsin bütün hayvanları teker teker kemik hastalığı taramasından geçiyor. Hastalık belirtisi olanlar önceden üretimden çıkıyor. Sonuçta bu önlem bir günden ötekine hemen etkisini göstermiyor ancak erken teşhisin konulmasına yardımcı oluyor. Burada alınan önlemlerden çıkan sonuçlar, bütün cins hayvan üreticilerini ilgilendirmekte. İşte tam bu noktada, cins bir hayvanın şeceresi, yani kimlikli veya kimliksiz olması, geleceği ile ilgili önemli rol oynamaktadır.
NEDEN ?
Üreticinin birkaç sebep (deformasyon, nesil hatası) dolayısıyla hayvanlarını üretimden kesmesi, onun için hem acı bir olay hem de maddi anlamda ciddi zarar demek. Herhangi bir Üretim veya Cins Hayvan Derneğine (Kulübüne) üye olan bir üretici, böyle bir önlemi (üretimden kesmeyi) anlayışla karşılayacaktır. Çok bencil olan bir Cins Hayvan Üreticisi bile bu durumda hayvanın ve cinsinin menfaati ve iyiliği için her şeyi bir kenara bırakacaktır, böylelikle gelecek nesillerin de iyi oluşmasına ve hatasız bir neslin devamına büyük katkısı olacaktır. Müşteri memnuniyeti sağlayacaktır, sonuçta her hayvan sahibinin istediği de budur, öyle değil mi?
Kesinlikle kimliksiz hayvan üretimi yapan üreticiler de neslin iyi oluşması için her türlü gayreti gösteriyordur. Ancak ben bugüne kadar üretim standartlarına tam uyan bir üreticiye (kimliksiz satan) rastlamadım. Birçok örnekte (üreticilerde) gördüğüm; kimliksiz hayvan üretimi yapan üreticilerin Cins Hayvanın iyi yetişmesi (hatasız) için temel üretim standartlarına sahip olmadıklarıdır.
Üretim Dernekleri üretim yerini (nesil hatası, aşılar v.s.) bizzat yerinde denetliyor, her türlü aşılar, parazite karşı alınan önlemler yerinde incelenip değerlendiriliyor. Bunlar protokol şeklinde yazılıyor ve bunu incelemek isteyen müşterilere sunuluyor. Birçok üretici bu protokol kâğıdının kopyasını alıcısına (müşterisine) veriyor.
Almanya’ da bir Atasözü vardır “ Güvenmek iyidir, doğruluğunu gerçekten görmek (kontrol etmek) daha iyidir“. Recep İLGİN