ÇİT AVI
Çit avı anadolunun çeşitli yörelerinde çok eskilerden beri yapılmış ve bugün unutulmaya yüz tutmuş bir av yöntemidir. Çit dikdörtegen ( yaklaşık 150x50 cm) olarak yapılmış bir kasnak ve üzerine üstünde kök boyasıyla çeşitli renklerde çizilmiş şekiller olan bir bezin geçirilmesi ile yapılan bir avdır. Bazı çitlerde dikdörtgen çit bezinin uçlarına halka dikilerek bu halkalardan ağaç dalı geçirilip gerdirilir.Avcı çitin arkasına geçip hayvanların olması muhtemel yerlerde dolaşır. Dağda çit ile dolaşıldığında yaban hayvanları bunu başka bir mahlukata benzetmekte ve eğer çit iyi yapılmış ise hayvanları kendine doğru çekip avcı için vurma imkanı sağlamaktadır. Üzerine çok çeşitli renkler çizilmesine karşın genelde kullanılan renkler doğaya zıt olmayan renklerdir. Sözün bundan sonrasını yaptığı değerli araştırmaları ile Sayın Hilmi Dulkadir'e bırakalım.
Yaptığımız araştırmalarda hep acaba şekillerde bir genellik varmı ve baskı yapılınca hayvanların bu şekilleri hangi yaratığa benzettiklerini bulabilmemiz malesef mümkün olmadı. Kimi çitlerde keklik resmi,ağaç,yılan şekilleri,kiminde kilim nakış örnekleri,kiminde rasgele şekiller yer almaktadır. Burada hemen belirtilmesi gereken bir husus var. Her yapılan çit ile av yapılması bir başka deyiş ile her çitin hayvanları etkilemesi mümkün olmaz. Belki on adet çit yaparsınızda bunlardan yanlız birisi tutar. Yahut yaklaşınca kaçtıkları görülür. Bu tür değişikliklerin neden kaynaklandığını açıklayamaıyoruz.
Kök boya ile çit bezi üzerine baskı genelde akşam yapılır. Açık ve ayaz havada kurutulur. Yani kurutma işlemi geceleri yapılır. Gece ayazda kurutulan bu bez sanki sihirlenecekmiş gibi bir intiba bırakır. Esasen gece kurutmaktan amaç güneş ışınlarıyla renkte herhangi bir değişikliğin ve solmanın olmamasıdır.
Baskısı yapılan çit bekletilmeden dışarı çıkartılıp gergin vaziyette bir gecelik kurumaya bırakılır. Sabaha çit kullanılabilir.
Boya ve baskı işlemi biten çitin üst kenarının tam ortasına iki adet kulak dikilmelidir. İyi netice verecek kulağın uç kısımları gri, alta doğru siyah olmalıdır. Kulak çitten dışarı üç santim uzunluğunda ve dik durmalıdır. Dik kalmasını sağlamak için kulağın kalan uzantısı fazla bırakılır. Daha ziyade tercih edilen tavşan kulağıdır. Lastikten yada başka hayvanlardan alınacak kulaklarda mutlaka yukarıda belirttiğimiz gibi gri-siyah renge dönüştürülmektedir.
Kulaklarından on onbeş santim altında çitin üzerine iki adet delik açılır. Üç santim çaplı bu delikten av gözlenir. Ayrıca tüfekle nişan alınır. Açılan delikler birbirine iki-üç santim uzaklıkta olmalıdır. Ateş edilirken sol delikten sol elin işaret parmağı geçirilir.Sağ deliğe sokulan tüfeğin namlusu bu parmağın üzerine alınır. Çit ava çıkarılırken iki adet ağaç çubuk gerekecektir. Biri diğerinden iki-üç santim kısa olacak çubuklar çitin karşılıklı köşelerine tutturulur. Daha önce bahsini ettiğimiz çit üzerinde bırakılan halkalardan üstekilere çubuğun çatallı olacak uç kısmı sivriltilen alt ucu ile halkanın deliğinden sivri kısım sokularak hemen kalınlaşan kısmı ile gerginleştirilir. Aynı ayarlama karşı köşede de yapılınca çit pürüzsüz,adeta ütülenmiş gibi vaziyet almış olur. Altlarda bırakılan değneğin sivriltilmiş uçları yumuşak yerlerde toprağa gömülerek avcının rahat nişan almasını sağlar.
Çit ile ava gidileceğinde aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir.
- Ala karlı zamanda hiç tutmaz. Yani bahar mevsimine doğru yer yer karı erimiş yerlerde hiç tutmadığı görülmüştür.
- Sık ormanlı sahad tutmadığı görülmüştür.
- Yağışlı havalarda yine tutmaz.
- Güneşli havada nadiren tutar.
- Nispeten tutması için avcının gölgesi çitin önüne gelmemeli.
Görüldüğü gibi çitin en etkili olduğu hava bulutlu ağaçsız, karsız bir hava şartını gerektiriyor. Mevsim olarak son bahar bu şartların en elverişli olduğu zamandır. Çitin hava şartları dışında sürekli kullanılabilmesi için aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi gerekir.
a) çite yağmur değdiğinde tutmaz. Artık kullanılmaz olur. Av esnasında yağmur yağar ise sopalarından çıkarılıp ceketin altına saklanmalıdır.
b) iyi bir çite sonradan küçücük bir boya vurulduğunda yine tutmaz. Aynı şekilde yırtılma, onarılma ve benzeri müdahaleler hiç tutmamasına neden olur. Bazı avcıların iddasına göre iyi tutan bir çiti avucunuzun içinde ovalayın. Bu çit bir daha tutmaz. Bu konuda kendisi ile görüştüğüm sayın Celal Avcı bana bir anısını anlattı.
Çit yapımını babamdan öğrenmiş idim. Esasen babam çit yapımını kimseye söylemez idi. Benimde çit yapabileceğimi aklına getirmedi. Birgün üç arkadaş ile üç adet çit yapıp avlanmak istedik. Ben yapıyordum. Tabi en fazla özeni kendiminkine göstermiştim. Yaptığım çitleri alıp ava çıktık. Arkadaşlarımla ayrı ayrı yönlere gittik. Ben bir sürü kekliğe çiti tuttum. Keklikler uçup gitti. Anladım, benim çit tutmayacaktı. Bu arada arkadaşlarımdan biri sürekli tüfek atıyordu. Bu arkadaşın yanına dönüp geldim. 'Ne oldu' dedim. Oda keklikler bir araya toplanıp kalıyor ama ben hiçbirini vuramadım dedi. Çit'i ben aldım. O gün akşama kadar ondört adet keklik vurdum. Çit müthiş tutuyordu. Arkadaşıma bu çiti sakın babama gösterme, ben yarın şehre iniyorum. Geldiğimde yine ava gideriz dedim. Arkadaşım ertesi gün olanları babama anlatmış. Babam 'ver çiti birde ben bakayım' demiş. Ava götürüp dokuz adet keklik vurmuş. Eve geldiklerinde babam arkadaşıma demiş ki ; ''bu çit'in boyası az olmuş. Biraz daha boyanır ise daha iyi tutar.'' Çit'i boyayıp arkadaşıma vermiş. Bu işlemden sonra o çit bir daha hiç tutmadı, yırtıp attık.
Çit ile av yapacak avcı çiti kullanmasını çok iyi bilmelidir. Dağa çıkıldığında sopalarına takılan çitin hep arkasından gidilir. Çit'i gören av hayvanları ses ile yerlerini belirtirler. Eğer av tüfek atımından uzakta ise avcı kendini göstermeden çitini hayvandan saklayıp tüfek atacak mesafeye kadar sokulmalıdır. Belirli bir mesafeye yaklaşıldığında çitin üst kısmından itibaren yavaş yavaş yükselterek hayvanın dikkatini çekip aynı usülle çiti bir iki dakikalık süre için tekrar gözden kaybetmelidir. Çiti gösterip tekrar kaybeden avcı, hayvanlara çiti yeniden göstermekle tesir altına almış olur. Tüfeği ile ateş etmek için olası ise çitin uçları toprağa bastırılarak sabitlenir. İlk tüfek atıldıktan sonra hemen çitin arkasından çıkılmaz. Bazen vurulmayan hayvanlar kaçmaz yada hemen aynı yere geri dönerler.İkinci atış şansı olabilir.
ÇİT AVI ÇOK TEHLİKELİDİR
Görülebilecek tehlike iki türlüdür. Birincisi çiti elde tutup kendini gizlemek için dışarıya bakamadığından avcı bazen bir uçurumdan aşağı pek ala uçabilir. Dışarıya yanlızca çitin deliklerinden yada çiti kol uzunluğunda önünde tutarak yanlızca ayak uçlarından gördüğü için sıkça düşer. İkinci tür tehlike de hayvanların saldırısıdır. Özellikle yılanlar olanca kin ve hıncı ile saldırır. Çoğu kez önce dikilip ondan sonra şiddetle çite atıldıkları görülmüştür. Avcı elinde çit olduğundan ileriyi göremez. Bu nedenle yılanın saldırılarını da fark etmez. Yılan saldırdığında doğruca çitin arkasına geçmek ister. Yüzyüze çite saldırmak yerine avcıları ayak arasından çitin arkasına geçer. Tabi avcının bacaklarına saldırmaması için bir sebep yok...
Bu tür tehlike içerisine birde günümüzde nesli kalan ayılar girer. Ayınında çiti görünce şiddetle saldırıya geçtiği çeşitli avcıların hatıralarında dinlenmiştir.
Çitin Elazığ ve Diyarbakır' da dyulduğu, İçel ilçesinde de 1950 yıllarında kullanıldığını, ancak şimdi hiç kullanılmadığı yaptığımız araştırmalardan anlaşılmıştır. Ayrıca İçel yöresinde çite Ala denildiğinide belirtelim.
Hilmi DULKADİR / Avcı Rasgele Dergisi Ocak-Şubat 1990
Bu arada çit avının yasak ve tehlikeli bir av türü olduğunu bir kere daha hatırlatalım.