Gönderen Konu: ATA neo 12 izlenimler  (Okunma sayısı 166683 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Volkan KÖYDEMİR

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 6325
  • Thanked: 1130 times
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #50 : 27 Mayıs 2010, 23:49:48 »
     Reha bey stoegerin kinetik çalışma prensibi resimlerle şu linkte anlatılıyor http://www.stoegerindustries.com/information/inertia_driven_system.php
   
   Şunuda ifade edeyim stoeger, ata neodan daha seri ve daha hızlı çalışıyor sanırım icra yayının öne alınması  diye düşünüyorum gazlı kullanan bir avcı stoeger ile kinetik tüfek kullandığın farkına varmaz diye düşünüyorum fakat neo da mekanızmaın gidip geldiğini görüyorsunuz..:)

Ferhat beyin gösterdiği bağlantıda yazanlara göre; mekanizmayı geriye yollayan inertia(atalet) yayı. Orada anlatılanlardan öyle anladım. Daha evvel de yazıldığı gibi; tetik çekilince her şey geri giderken, sürgü grubu(mekanizma) bunlara göreceli olarak ters tarafa(ileri) hareket ediyormuş. Şimdi burada bir duralım...

Horoz düştü, fişek patladı, tüfeğe tepme olayı başladı ama henüz bitmedi çünkü saçmalar henüz namlu içinde. Yazılana göre basınç makul seviyeye düşmeden de kilit açılmıyor diyor. Demek hala saçmalar çıkmamış. Şu sırada saçmalar ilerlerken basınç da gitgide azalıyor ve kilit açılmak şöyle dursun, iyice sıkışıyor. Öyle yazmış... Mekanizma hala kilitli...

Devam edelim. Basınç biraz daha düştükten sonra, neredeyse tepme olayının sonlarına doğru(böyle yazmış) kilit açılmak üzere dönüyor ve bunu da sıkışan atalet(inertia) yayında biriken enerji (veya kuvvet) yapıyor.

Yine burada biraz duralım. Tüfeğin boş fişeği tahliye etmesi için taa en geriye gelmesi lazım. Bunun için de uğraşması gereken zıt bir kuvvet var. Bu kuvvet ana yaya ait. Ana yay, askerde yerine getiren yay dedikleri şey. Ki bu laf da ne işe yaradığını çok güzel açıklıyor :) İşte bu yay geri gelen mekanizmaya engel. Fazla sert ise ne boşu atmaya ne tüfeği kurmaya müsade etmez. Onun için inertia tüfeklerin mekanizma yayı(yerine getiren yay veya "ana yay") don lastiği gibi yumuşacıktır. Gazlılarda ise hazzemem şahsen.

Ana yay yumuşak dedik ama bu defa da mekanizma kapanırken zayıf bir kuvvet uygulayacak. Yani öyle gazlılar gibi laak diye kapatamayacak. Bu sistemin yavaş hareketine sebeplerden biri de bu. Yine ben gazlıların sert kapanmasını severim demeden geçemeyeceğim :)

Keşke ana yay daha sert olsa da elini biraz çabuk tutsa diyebilirsiniz. Mesela ben isterdim. Ama demin yazdığım gibi, bu yayın sert olması tüfeğin kurulmasına, boşu fırlatmasına engel.

Öte yandan, ana yay sert olsaydı mekanizmanın geriye sert vurmasına engel olurdu diyebilirdik ama hafif fişeklerde ne olacak? 24 gramlık fişeklerin çalışması için sert olmaması lazım.

Şimdi biraz da inertia yaydan bahsedeyim. Yine uzun yazıyorum ama yazasım geldi :D okuyan olursa artık... :D

İnertia yay demin yazdığım gibi mekanizmayı tekrar açan, kuran enerjiyi depo eden yay. Kinetik tüfekler fazla tepiyor, gazlılar daha az diyenlere bir de kırma tüfeklerle kıyaslasak ya demek lazım. Çünkü Tfek ateşlendiğinde geriye verilen enerjinin bir bölümü bu yaya aktarılmıştı ve henüz de orada. Çünkü saçmalar hala içeride. Böylece enerjinin bir bölümü bölündü ve zamana yayılmış oldu. Tam bu noktada çifte ve pozelere nazaran daha az tepti! Kalan enerji mekanizma geri geldiğinde boşalacak ve elbette omuza vuracak ama gazlılarda da hemen hemen böyle oluyor zaten.

Bu eylemsizlik yayı yeterince veya çok kuvvetliyse, her iki durumda da yeterli sıkışma enerjisiyle tüfeği çalıştıracaktır. Sorun çıkarsa sert olmasından ziyade yumuşak olmasından kaynaklanır. Çünkü atalet yayı tüfeği tekrar kuracak kadar enerjiyi almışsa(fişek tepmişse) sert veya çok sert yay bu enerjiyi geriye verir. Fakat haddinden yumuşak yay sıkışması bittikten sonra enerji depolayamaz ve iki şey olur:
1. Enerjini bir bölümü mekanizmanın öne çarpmasıyla yitirilir.
2. Kalan enerji tüfeği kurmaya yettiği kadar kullanılır.

Burada bir şeyin altını çizmek istiyorum. Bu mekanizmanın geriye gelme enerjisi sadece ve sadece atalet yayında depolanan enerjiden sağlanır. Bu enerji ise tüfeğin(mekanizmanın değil!) hangi hızla geriye gittiğiyle alakalıdır. (Aslında hız yerine itme veya momentum falan konuşmak gerekir ama bunları bilmeyenler olabilir.) Mesela çok ağır bir inertia tüfek daha zor çalışabilir diye bir sonuca da varıyorum.

Ne kadar çok düşünülecek şey var değil mi? Daha da var ama açıklaması da yazması da sıkıcı hale geleceğini düşünerek burada keseceğim. :)

Kısaca, tam emin olamadığım veya açıklaması zor bazı ayrıntıları atlayarak atalet yayının sert olmasının hafif fişekleri(spor fişekleri falan) çalıştırmayacağı düşünülemez, alakasızdır. Sert ama çok esnek olması daha iyidir. Bu sistemin çalışıp çalışmaması yani ateşlemeden sonra boşu atıp şarjörden beslemesine iki engel olabilir:
1. Yetersiz basınçta fişek
2. Fazla sert ana yay(yerine getiren yay, icra yayı)

hatta omuza dayayıp dayamamakla da alaka kuramadım. Çok az bir etkisi olabilir. O da tüfeğin hemen hemen hiç tutulmadığı gibi bir durumda olabilir. O da nasıl olacak? Zor işte... belki bir de hafif fişeklerle... belki... yani ana yayın fazla sert olması kadar etkin değildir bence.

Son olarak şunu da ekliyeyim: bu sistemde ana yay sert olmamalı ama güçlü fişeklerle yapılan atışlarda da ana yayın durdurucu etkisi aranan bir özellik. Sorun, 24 ila 56 gram fişeklerin hepsiyle çalışabilmesi. Şimdi çok ağır fişeklerin enerjisinin sürgüyü gerye vurma hızını frenlemek için bir önlem gerekiyor. Onu da dipçik içinde yay olan modellerde (veya benelli diyelim) yayın sonuna bir tampon yay koyarak çözüyorlar. Böylece ana yayı sertleştirmeden geriye çarpma enerjisi dağıtılmış oluyor. Stoegerin yayı dipçik içinde değil. Vuruntuyu azaltma içini nereden yaptığını bilmiyorum, elime geçmedi.

Daha fazla düşünülecek, yazılacak şeyler de var ama tek seferde bitecek veya hepten yazılacak gibi de değil. Bu sefer kendimi de aştım :D :D
1968
Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.  Albert Einstein.
 

Çevrimdışı Hakan BİLGİ

  • *
  • İleti: 163
  • Thanked: 12 times
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #51 : 28 Mayıs 2010, 08:52:09 »

Horoz düştü, fişek patladı, tüfeğe tepme olayı başladı ama henüz bitmedi çünkü saçmalar henüz namlu içinde. Yazılana göre basınç makul seviyeye düşmeden de kilit açılmıyor diyor. Demek hala saçmalar çıkmamış. Şu sırada saçmalar ilerlerken basınç da gitgide azalıyor ve kilit açılmak şöyle dursun, iyice sıkışıyor. Öyle yazmış... Mekanizma hala kilitli...

Devam edelim. Basınç biraz daha düştükten sonra, neredeyse tepme olayının sonlarına doğru(böyle yazmış) kilit açılmak üzere dönüyor ve bunu da sıkışan atalet(inertia) yayında biriken enerji (veya kuvvet) yapıyor.



  Kesinlikle doğrudur .Atış esnasında tüfek full basınçta kilit kapalı olduğundan dolayı benim demek istediğim gibi kinetik tüfekler , gazlı tüfeklerden çıkış hızı olarak daha hızlı olması gerekir.Oysa gazlılarda saçma namludan çıkmadan gaz odasına verilen basınç yüzünden namlu ucu şokunda sıkışamayan saçma geriye doğru basınç veremiyeceğinden dolayı gücü elbetteki 4/1 oranında daha az olucakdır.

 Selamlar...
Hakan BİLGİ
1977-Adana
İki kişinin bildiği sır ,,,,,,,, sır değildir ..
 

Çevrimdışı Volkan KÖYDEMİR

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 6325
  • Thanked: 1130 times
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #52 : 28 Mayıs 2010, 15:26:43 »
Gazlı tüfekte basıncın çeyreğini kaybetse kimse kullanmazdı. Bu çok kötümser bir tahmin. Öte yandan önemli olan ne kadar gazın kaçtığı değil, saçmaların ne kadar enerji(veya hız) kaybettiği değil mi?

Patlama bir anda gerçekleştiği için gerçekte neler olduğunu takip edemiyoruz. Tapa delikleri geçtiği andan itibaren pistona kuvvet uyguluyor ama tapaya uyguladığından daha az. Gaz delikleri namluya göre öyle ufak ki, pek azı o deliklerden iterken çoğu tapayı itiyor. Enerjinin çoğu tapa menfaatine. Tapa daha fazla itiliyor.

Diğer yandan tapa ve önündekiler piston, piston kolu, mekanizma ve yay itmesinden oluşan dirençten daha az dirence sahip. Son saydığım elemanların her birinin ağırlığı başta başta olmak üzere yayın direncini de katarsak harekete geçirmek tapa ve önündeki ağırlığa nazaran daha zordur. Mesela tapa vesaire 50 gram bile olsa diğerlerinden sırf piston bu kadar olabilir belkide.

Yani önce yazdığım gibi, hem piston ve sonrakilere daha az basınç uygulanıyor(delik ufak) hem de daha ağır parçalardan oluşuyor. Fişek içinse daha fazla basınç var ve ağırlık daha az. Bu demek oluyor ki, piston geri hareketini fişeğe göre neredeyse "ağır çekim" sürdürüyor. Piston geriye hareket ederken, hatta belki kilit dili bile kurtulmadan tapa namludan ayrılıyor. Elbette tapa gitti diye mekanizma duramaz. Çünkü ağır bir kütlesi olduğundan ve hız kazandığından geriye harekete devam edip, en geriye kadar geliyor.

Kullanılan fişeğin basıncına bağlı olarak, saçmalar namluyu terketmeden de piston daha da fazla gaz kaçırabilir. Bu da el kundağının içinde pislik yapabilir ama yazdığım gibi saçmalar daha hızlı hareket ettiğinden, fişek yatağı ile tapa arasındaki hacim çok fazla büyüdüğünden itici gücü de oldukça azalmış olur. Ne saçmaları ne de pistonu itmek için fazla basınç kalmaz. Unutmayalım ki, tüfek fişek konusunda bahsedilen 500 veya 900 bar basınçlar yatak bölgesindedir. Hacim büyüdükçe bu basınçlar hızla düşer.

Bu yazdıklarım kesin doğru olmayabilir, garanti  etmem. Hepsini bir yana koyalım. Saçmalı tüfeklerin etkin mesafesi bellidir; azami 50 metre diyelim. Bu mesafe içinde gazlı olsun, inerta olsun aynı derecede etkindir. Aralarında biraz fark olduğunu düşünsek bile bu mesafeyi 10 metre artırmak için kullanılmaz. Bu sistemlerin tercih sebepleri arasında, gazlılar en az tepme hissettirmeleriyle tercih ediliyorlar. Kinetik(inertia) tüfekler ise gazlılara göre biraz fazla tepme hissettirmelerine rağmen daha çok sayıda atış yaptırabilmeleri ve özellikle yağışlı havalarda daha mukavemetli oldukları, daha az parça gerektirmeleri gibi sebeplerle tercih ediliyor. Aslında bu konular hep tartışılıyor ama kimse şu daha uzağa atar falan demiyor. Uzağa atan tüfekten ziyade fişektir diyebiliriz değil mi.
1968
Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.  Albert Einstein.
 
The following users thanked this post: İbrahim AYSU

Çevrimdışı Hakan BİLGİ

  • *
  • İleti: 163
  • Thanked: 12 times
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #53 : 28 Mayıs 2010, 17:05:04 »
 Volkan bey bu yazdıklarınız bizim  gazlı yerli tüfekler ise size katılmayacağım.Yok avrupa bir gazlı ise ki misal beratta 303-390-urika 1 ve 2 v.s ise size katılırım.Yerli Armsan da bırakın el kundağının içinde is yada gazdan kaynaklanan karartıyı ,,, ben barut ateşinin kundağı milimde olsa yaktığına şahidim.Ama derseniz kinetik  olarak yerli tüfekler onda da huğlu 401 sonradan vursan stoegerlerden ötesi yok derim.
   Birde şu konuya dikkatinizi çekmek isterim neden avrupa gazlı bir otomatik tüfekde kir pas is  veya karartı bizim yerlilerden kat ve kat az oluyor.Bunu bence iyi düşünmek gerek.

   Benim gördüğüm yerlilerde yakın mesafe avı için hız önemli değilse gazlı tüfekler elbetteki kullanılır.kinetiğe göre hem daha az tepmesi var bunda hemfikirim.Ama bana bir tahtalı , ördek yada kaz avında gazlı yerli tüfekler 50-70 metreden takır takır iş yapar diyen olursa inanki onada şüpheyle bakarım.

   Birde şu konu çok önemli.Sizin namlu ağzına sonradan takdığınız yada kendinden daralan namluda namlu ucuna 10 cm kala muazzam bir daralma olmaktadır.Yani tüfek asıl basıncı fişek patladığında değil , saçma namlu ucuna gelince doruğa ulaşır.Yanlışım varsa affola :D

 Selamlar....
« Son Düzenleme: 28 Mayıs 2010, 17:06:41 Gönderen: Hakan BİLGİ »
Hakan BİLGİ
1977-Adana
İki kişinin bildiği sır ,,,,,,,, sır değildir ..
 

Çevrimdışı Mehmet OVALI

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 220
  • Thanked: 1 times
  • KARAAĞAÇ/ BALIKESİR'li
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #54 : 28 Mayıs 2010, 18:19:59 »
Hakan bey,gazlı tüfeklerin gaz basıncını 3/1 ya da4/1 oranında kaybetmesi bence de biraz fazla.bu konuda gaz deliklerinin büyüklüğü belirleyici olmakla beraber.daha önemlisi piston sızdırmazlığı ve çalışma zamanıdır bence.zira pistonun amacı bildiğimiz gibi,mekanizmayı geri itmek değil,namlu kepinde bulunan kilit dilinin kurtulmasını sağlamaktır.
yine burada önemli bir konu da bu kilit dilinin ne kadar uzunlukta bir hareketle kurtulduğudur.çünki bu mesafenin fazlaca uzun olması piston hareketinin de uzaması bu edenle gaz kaybı zamanını uzatması,hatta pistonun piston yuvasından kurtularak iticilik özelliğini kaybederek daha fazla gaz kaybına ve mekanizma hareketinin tamamlanmamasına neden olurdu.yani piston daha yuvasından kurtulmadan kilit açılmalıdır.çünki zaten pistonun görevi kilidi açmaktır.
şimdi gazlılarda icra yayının veya ana yayın neden oldukça sert olduğunun sebebine geliyoruz.zira kilit kurtulmuştur,piston işlevini kaybetmiştir.ancak fişek tapası daha gaz deliklerini yeni geçmiştir.bu esnada içerideki gaz basıncı oldukça yüksektir.eğer icra yayı bu anda,stoeger gibi çok yumuşak olsaydı,gaz basıncı boş kovanla birlikte mekanizmayı,çok hızlı geriye iter daha tapa yolunu tamamlıyamadan bu hareket çok ileri bir safhaya ulaşır ve mekanizma geriye çarparak belkide büyük bir hasara yol açardı.

bu nedenle yay serttir ve yeterli ivmeyi kazanana kadar tapanın namluyu daha terk etmemiş olması gerekir.dikkat edilirse daha mekanizma boş kovanı atmadan tapa böylece namluyu terk etmiş olur.zaten böyle olması da iyi olur zira aksi durumda ,mekanizma bölümü bir sürü barut atığıyla ve isle dolardı.

eğer gazlı tüfeğinizin mekanizma bölümünde bu curuflar fazlaca birikiyorsa sebebi budur.yani hareket erken tamamlanıyor,gazın önemli bir bölümü boşa gidiyordur.bu nedenle icra yayının sertiliği ve kilit açılma zamanı gaz kaybında belirleyici faktörlerdir.yani bu zamanlamalar aşama aşama dizaynı yapan mühendis tarafından planlanmalı ve çok ince bir şekilde ayarlanmalıdır.ancak burada oldukça geniş spektrumlu bir tolerans söz konusudur ve gazlı tüfeklerin en zayıf noktası da budur.zira bu toleranstan yararlanılarak çok ta özenmeden de tüfek çalıştırılabilir.işte bu da gaz kaçaklarının,saçma dökülmelerinin,düşük penetrasyonun önünü açar.
belki yerli tüfekler delicilik(penetrasyon) ve mesafe açısından yabancılar kadar iyi olmayabilir.ancak hiç te küçümsenmeyecek düzeyde de başarılıdırlar.zira oldukça ciddi yanbancı firmalara ürün satıyorlar.

bir süre ara vermem gerekiyor. daha sonra devam etmek üzere...
 
« Son Düzenleme: 28 Mayıs 2010, 19:51:10 Gönderen: Mehmet OVALI »
Mehmet OVALI              
1967 MEZİTLİ/MERSİN  
___________________________________________
 

Çevrimdışı Hakan AKMAN

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 2897
  • Thanked: 248 times
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #55 : 28 Mayıs 2010, 19:30:55 »


   Benim gördüğüm yerlilerde yakın mesafe avı için hız önemli değilse gazlı tüfekler elbetteki kullanılır.kinetiğe göre hem daha az tepmesi var bunda hemfikirim.Ama bana bir tahtalı , ördek yada kaz avında gazlı yerli tüfekler 50-70 metreden takır takır iş yapar diyen olursa inanki onada şüpheyle bakarım.

 
SN BİLGİ değil yerli tüfek avrupa tüfeklerde 50mt üzerinde hele sizin tabirinizle 70mt gibi mesafelerde iş yapmazlar bu mesafeler uçuk mesafeler ve avcı olan kimsenin silah sıkacağı mesafeler değil tahtalısı,, ördeği,, kazı vs bilimum kuşu ne olursa olsun vurulan kuşların %95 i 25-35mt içerisinde vurulur ve sağlam olarak ele geçer gerisi abartıdan ibaret veya yanlış mesafe tayini başka birşey değil.... SELAMLAR.....
Hakan AKMAN
1970 ANKARA / AFYONKARAHİSARC:\Users\2012\Pictures\photog254iw0.jpg
 

Çevrimdışı Mehmet OVALI

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 220
  • Thanked: 1 times
  • KARAAĞAÇ/ BALIKESİR'li
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #56 : 28 Mayıs 2010, 20:53:57 »
mesafa konusunda Hakan Akman beye katılıyorum.belki 40-45m lere çıkılabilir ancak bu çok kararlı sürekli tekrarlanan sonuçlar olmaz.ve de daha ziyade yaralı ele geçme söz konusu olabilir.

gazlı-kinetik mevzuuna dönecek olursak.gazlıların geniş tolerans aralığına atıfla daha dikkatsiz yapılabileceğini söylemiştim;kinetiklerde bu konu hiç te böyle değil.çok daha hassas ve dikkatli üretilmek durumunda.bu da belli bir kaliteyi tutturmak gereğini doğuruyor.kinetik tercihimin sebeplerinden biri de budur.

ayrıca ben penetrasyon konusunda da farklı düşünüyorum.Ferhat bey her ne kadar arada bir fark görmediğini söylese de,ben mesafe ye göre farkın daha kolay hissedilebileceğine inanıyorum.yani belli bir mesafeden sonra anlaşılabilir diyorum.daha ziyade penetrasyon ölçmek için elimizde bulunan imkanlarla teneke ve benzeri materyaller kullanıyorsak ta, pek te bilimsel sonuçlar alamayız.bunu ölçmek için daha komplike malzemeler kullanmak gerekir diye düşünüyorum.balistik jel gibi.

ayrıca kinetik tüfeklerin icra yayı çok daha yumuşaktır,zira mekanizma hareketi çok daha geç başlıyor,yani tapanın namlu içinde daha ileri bir mesafede,namlu ucuna daha yakın bir(gazlıya göre)yerde.bir adım daha ileri gidersek,artık gaz basıncının azalmaya başladığı bir yerde.   özellikle günümüzde fişeklerde barutun otalama 55cm lerde yanmasını tamamladığını düşünürsek bu böyle.gaz basıncı namlu içindeki hacim büyüdükçe düşmek durumundadır.tabii barut miktarı ve oluşan gazın miktarı bunu bir miktar değiştirir. ancak kinetiklerde gaz basıncının daha verimli kullanıldığı gerçeğini değiştirmez.

tam da bu sebeple özellikle amerikalılar,kaz ördek ve hindi gibi daha büyük avlarda kinetik tüfekleri tercih ediyorlar.çok şikayet ettiğimiz tepmesine rağmen ağır dolular atıyorlar.her ne kadar tepmeyi azaltıcı önlemler alsalarda.

tabii basıncın verimli kullanılması mesafe ve penetrasyonun da verimli olması anlamına gelecektir.her ne kadar her fişeğin her tüfekte aynı performansı vermemesine de rağmen.selamlar...





Mehmet OVALI              
1967 MEZİTLİ/MERSİN  
___________________________________________
 

Çevrimdışı Hakan BİLGİ

  • *
  • İleti: 163
  • Thanked: 12 times
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #57 : 29 Mayıs 2010, 10:38:33 »
SN BİLGİ değil yerli tüfek avrupa tüfeklerde 50mt üzerinde hele sizin tabirinizle 70mt gibi mesafelerde iş yapmazlar bu mesafeler uçuk mesafeler ve avcı olan kimsenin silah sıkacağı mesafeler değil tahtalısı,, ördeği,, kazı vs bilimum kuşu ne olursa olsun vurulan kuşların %95 i 25-35mt içerisinde vurulur ve sağlam olarak ele geçer gerisi abartıdan ibaret veya yanlış mesafe tayini başka birşey değil.... SELAMLAR.....

 Sanırım siz sadece bıldırcın ve keklik avı yapıyorsunuz :D Bek avlarında özellikle ördek avı için konuşayım minimum mesafe 40-50 metredir bizim buralarda.Misal mühreleri attığınız yer sizin 2 metre önünüzde ise iş başka .Ama 15-25 metre ileri konulan mühreye ki kuşun iniş anınıda hesaba katarsanız bu mesafe kesinlikle minimum 45 metreden az olamaz.Tabi bu bizim buralar için böyle.Sizin oralar nasıl onu bilemem.

 Birde 45 metre otomatik tüfek vururmu olayınada remington 1100-1187  tüfeklerini  ve cheddite 100 metri -Rotweill Semi magnum fişeklerini referans gösterebilirim.Gözümle 70 metrelerden tahtalı sürüsüne  nasıl bir etki verdiğini gördüğüm için bunu söylüyorum. :D


 Selamlar.....
« Son Düzenleme: 29 Mayıs 2010, 12:03:52 Gönderen: Hakan BİLGİ »
Hakan BİLGİ
1977-Adana
İki kişinin bildiği sır ,,,,,,,, sır değildir ..
 

Çevrimdışı Hakan AKMAN

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 2897
  • Thanked: 248 times
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #58 : 29 Mayıs 2010, 12:26:31 »
Sanırım siz sadece bıldırcın ve keklik avı yapıyorsunuz :D Bek avlarında özellikle ördek avı için konuşayım minimum mesafe 40-50 metredir bizim buralarda.Misal mühreleri attığınız yer sizin 2 metre önünüzde ise iş başka .Ama 15-25 metre ileri konulan mühreye ki kuşun iniş anınıda hesaba katarsanız bu mesafe kesinlikle minimum 45 metreden az olamaz.Tabi bu bizim buralar için böyle.Sizin oralar nasıl onu bilemem.

 Birde 45 metre otomatik tüfek vururmu olayınada remington 1100-1187  tüfeklerini  ve cheddite 100 metri -Rotweill Semi magnum fişeklerini referans gösterebilirim.Gözümle 70 metrelerden tahtalı sürüsüne  nasıl bir etki verdiğini gördüğüm için bunu söylüyorum. :D


 Selamlar.....
sn.BİLGİ polemik konusu olsun diye söylemiyorum ancak mesafe tayini konusunda bence yanlışınız var no limit veya 100 metri denilen fişek standart bir fişek değilki oldukça zor bulunan ve 10,luk kutusu 35 tl olan bir fişeği kaç avcı tahtalı  veya üveyik geçit avında kullanır söylermisiniz.... söz konusu fişeği biliyorum ve 70-80 mt mesafelerdeki etkisinide gördüm ancak 0 mesafelerde değil tahtalı,,üveyik ---- kaz ve ördek bile sinek kadar görülür bir deneyin isterseniz.. dediklerime hak verirsiniz yani bu mesafelere silah atmak benim kanımca avcı olan kişinin işi değil SELAMLAR.....
Hakan AKMAN
1970 ANKARA / AFYONKARAHİSARC:\Users\2012\Pictures\photog254iw0.jpg
 

Çevrimdışı Hakan BİLGİ

  • *
  • İleti: 163
  • Thanked: 12 times
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #59 : 29 Mayıs 2010, 19:03:05 »
 Polemik olsun isterseniz farketmez.En azından forum üyeleride bize belki bilgileri ışığında bilgi alışverişi yapar.Benim dediğim olay yerli ile avrupa tüfek kalitesi ve kullanım olayı.Avrupalı için otomatik tüfeklerin bazısında NO LIMIT olayı yoktur.Tekrar ediyorum Browning serilerine dikkatinizi çekerim.Yoksa bana yerli ata yada armsan yada ne bilim (stoeger hariç) yerli tüfeklerinde neden  diğer avrupa otomatik tüfeklerle bir tuttuğunuzu anlamak istiyorum.Ayrıca referans olarak gösterebileceğim benelli ve stoeger tüfekleri ile de 40 gr a kadar tüfeği hiç kasmıcak magnum  fişek kullanırsanız saçma ve vuruş etkisini emin olun anlarsınız.

 Şimdi siz yerden 70 metre ilerdeki yerde bir kuş ile yukardan aşağı yatay bir tüfek atışının mesafesi arasındaki farkı bilemediğimi yada bana öyle geldiğini söylediniz.Ben her hafta düzenli olarak Pcp dediğimiz havalı tüfeklerle 50-100-150 metre atışları yapan biriyim.Mesafeyi karıştırmam inanın imkansız.

 Gelelim 10 adeti 35 Tl olan fişek etkisine.Yani cheddite 100 metriye.Eğer imkanı olan arkadaşlarımız olursa kışın , yerli bir tüfek ile browning -beretta-remington tüfekle aynı fişeği denesinler.Ben hala iddia ediyorum en kötü avrupa bizim en iyi denilen bir kaç tüfekden kat ve kat daha iyi.Bunu zaten gerçek avcılar BMW_ile HACI ŞAHİN benzetmesi yaparlar.Süperpoze ve çifte için yerli sanayiine en ufak yorumum olmaz olamaz.Özellikle atanın -huğlunun-yıldızın-akus'un çifte ve pozeleri tartışılmaz kalite ve işçilikdedir.

 Birde 70 metrede ördek tahtalı kaz gibi kuşları arpacıkda sinek kadar görmeden bahsetmişsiniz.Lütfen tüfek atılan yerkabuğu ile kuşun havadaki mesafesini yukardan aşağı yatay olarak hesaba alınız.Ben iddia ediyorum hatta size bulursam youtubeden videolarını da buraya tek tek indirip göstericem.

  Her ava 70 metreden tüfek atılmaz.Zaten tutupda 70 metreden kalkan bıldırcana atıyorum, yada özellikle kalkan kuşun 70 metre mesafesine gelmesini bekleyip atış yapıyorum demiyorum.  :D Bek avı için konuşuyorum.Ve de her zaman 70 metre atmıyorum.Sy, AKMAN bey böyle bir zan ile avcı olanlar ve avcı olmayanlar arasındaki farkı 70 metre limitini koymanızda  Türkiye Cumhuriyeti'nde bir ilk.Sizi tebrik ediyorum.  :D

 Selamlar  , saygılar....

(Not: Sürçil lisan ettiysek affola.)

 
« Son Düzenleme: 29 Mayıs 2010, 19:17:01 Gönderen: Hakan BİLGİ »
Hakan BİLGİ
1977-Adana
İki kişinin bildiği sır ,,,,,,,, sır değildir ..
 

Çevrimdışı Ferhat DEMİRCİ

  • *
  • İleti: 322
  • Thanked: 17 times
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #60 : 30 Mayıs 2010, 00:52:12 »
   Yerli ve avrupa tüfeklerin namluları arasındaki fark ELASTİSİTE diye düşünüyorum yoksa aynı uzunlukta ve aynı iç çap'a sahip bir yerli diğeri avrupa tüfek arasında gerek grupman gerekse delicilik gücü arasında epey fark var ben bunu elastisiteye ve namlu için balansız,pürüzsüz yapılışına bağlıyorum..
  Hakan beyin söylemek istediği bu olsa gerek..Hakan kardes gel biz şu benim gazlı ve kinetik tüfekleri bi deneyelim arasında ne fark var beraber bakalım hemde videosunu ceker buradan arkadaslara paylasırız nedersin... balistik jelimiz olmayabilir fakat kitap,kontrapilak ve sabun ile bu testlerin yapıldığını biliyorum..:)
Ferhat DEMİRCİ
1979 ADANA
[email protected]
 

Çevrimdışı Mehmet OVALI

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 220
  • Thanked: 1 times
  • KARAAĞAÇ/ BALIKESİR'li
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #61 : 30 Mayıs 2010, 09:49:15 »
Ferhat bey,inşallah söylediklerimden alınmamışsınızdır.benim naçizane fikrim kinetik sistem tüfeklerin penetrasyonunun daha yüksek olduğu yönündedir.ama en doğrusu sizin de dediğiniz gibi test etmektir.gerçek veriye ancak böyle ulaşabiliriz.kitapla yapılacak denemeler benim de aklıma yatıyor.yaptığınız denemelerin sonuçlarını paylaşırsanız ben de çok memnun olurum.sitedeki diğer arkadaşların da bu işe ilgi göstereceğine inanıyorum.hatta bu günden itibaren izine ayrıldığımdan,ben de  katılmak isterim.size telefonumu özel mesajla göndereceğim.selamlar...
Mehmet OVALI              
1967 MEZİTLİ/MERSİN  
___________________________________________
 

Çevrimdışı Hakan BİLGİ

  • *
  • İleti: 163
  • Thanked: 12 times
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #62 : 30 Mayıs 2010, 19:21:07 »
 Zaten Ferhat kardeş bizim yerli tüfeklerin çalışma konusunda en ufak bir problemi yok.Olay hem namlu içi balansda hem namlu içi  son honlama , hemde bag-bore denilen namlu iç çapı olayı.Türkiyede namlu içini ölçebilen bir alet hala varmı onuda merak edenler arasındayım.Ben hala penetrasyon olarak kinetik olan tüfeklerin  üstün olduğunu düşüncesindeyim.Bunu paylaşmak herkes gibi bende isterim .Hatta size gerekli bilgileri hem video hemde yabancı forum ve sitelerdeki rewiev lerden göstermek isterim.

 Selamlar....
Hakan BİLGİ
1977-Adana
İki kişinin bildiği sır ,,,,,,,, sır değildir ..
 

Çevrimdışı Ferhat DEMİRCİ

  • *
  • İleti: 322
  • Thanked: 17 times
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #63 : 30 Mayıs 2010, 21:49:47 »
    Mehmet bey kesinlikle alınmadım.. gönül rahatlığıyla doğru bildiklerinizin arkasında durabilirsiniz. bu alınacak değil takdir edilecek bir durum.
   Kinetiklerin penetrasyon konusunda daha üstün olduğuna bende inanlardanım fakat aralarında hiç fark olamdığını yaptığım testlerde gördüm bu tabikide mesafe uzadıkça etkisini gösteriyor olabilir fakat benim mesafe anlayısım 25- 35 metre arası kuşu vurdun vurdun vuramasan zaten sıkma hayvan telef olabilir.
diye düşünüyorum.
  
Gazlı ve kinetik tüfekler arasında yıllardır böyle bir ikilem var fakat yapılan gerçek testlerde de aradaki farkın makul olduğunu savunan büyük bir çoğunluk var.

  Ayrıca ben şunu daha öncede belirtmiştim her nekadar gazlı tüfekler le kinetikler yaklaşık olarak aynı grupman ve penetrasyonu veriyor olsada kelimelerle ifade edemediğim bir güven duyuyorum kinetik tüfeklere o yüzden halen var olan 3 otomatik tüfeğimden 2 si kinetik neo-stoeger  bu yüzden kendime ispatlamış olsamda bu psikolojik birazda tüfeğe güven meselesi şahisi kanatim..

  Bana göre penetrasyon illaki olmalı makul ve standartlar dahilinde ama grupman bence daha önemli eğer penetrasyon ii grupman bozuk bir tüfekle atış yaparsanız atıyorum hedefte 10 saçma bırakıcak ama grupmanı iyi bir tüfek 15 saçma bırakıp bunuda belli bir dağılım ve düzen içerisinde yapıcak ki buda hedef de daha büyük bir tahribata yol açaçağı kanatindeyim..

 Hakan kardeş  türkiyede namlu iç çapı ölçen öyle aletler var ki mikron derecede ölçülebilir bunuda ramazan usta üzümlüde bize göstermişti. ramazan usta bana özel bir tüfek yaptı 2 adet namluya sahip 1.si iç çapı 18,37 net  kromlu 2.si ise 18,47 net ve kromsuz namlu,  yani o aşamaları geçtiler türk silah sanayi olarak fakat her fabrikada bu kadar hasas ölçüm aletleri yokmuş ramazan usta bunuda belirtti.  fakat her fabrika aynı hasas ölçüm cihazlarını kullanıyormu oda ayrı bir muallak ..
  saygılar
  
  

« Son Düzenleme: 30 Mayıs 2010, 21:51:46 Gönderen: Ferhat DEMİRCİ »
Ferhat DEMİRCİ
1979 ADANA
[email protected]
 

Çevrimdışı Hakan BİLGİ

  • *
  • İleti: 163
  • Thanked: 12 times
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #64 : 30 Mayıs 2010, 22:39:11 »
 Peki Ferhat kardeş ülkemde neden hala adamakıllı back-bore sistemli namlu imal edilmiyor ?? Bide ölçüm aleti tüm fabrikalarda var o bakımdan o sözümü geri alıyorum. :D

 Selamlar....
« Son Düzenleme: 01 Haziran 2010, 23:16:55 Gönderen: Hakan BİLGİ »
Hakan BİLGİ
1977-Adana
İki kişinin bildiği sır ,,,,,,,, sır değildir ..
 

Çevrimdışı Raha BOLAT

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 623
  • Thanked: 113 times
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #65 : 31 Mayıs 2010, 23:05:27 »
arkadaşlar birşeyler duydum ama nekadar doğrudur bilmiyorum,stoeger,beretta ve benelliye namlu yapıyormuş. buna ben pek ihtimal vermiyordum ama, bir başka arkadaşımda benim stoegerdeki namluda yazan psf(galiba böyleydi) harflerinin de orada test edildiğini gösterir işaret olduğunu söylemişti.ve tüfekteki grupmanı görünce bende inanmaya başladım,veya adamlar cidden namluda çalışıyorlar.baya bir yerli tüfek kullandım ama bu başka gibi geldi bana.bir bilginiz varmı.
Raha BOLAT
1977 kırıkkale
 

Çevrimdışı Ferhat DEMİRCİ

  • *
  • İleti: 322
  • Thanked: 17 times
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #66 : 01 Haziran 2010, 00:41:29 »
  Hakan kardeş zaten türkiyede back bore üretilmemişti ki 1 kaç ay öncesine kadar neye göre iyisini yapıcaklar anlamadım..şuan bir kriter var ata neo mp bore bundan sonraki yıllarda bu sorularınız cevabını alabilirsiniz fakat şuan türkiye de 18.2-18.3 ve son zamanlarda 18.4 namlu üretiliyor 18.5 de hatsanın yurt dışına ürettiği bir tüfek vardı o naölular 18.5 miş.  yani hep düz namlulardı.
 Hatta siz bırakın bore lu namluları keşke şoku rayba ile açılmış namlulara geri dönsünler asıl namlular rayba şoklu namlular benim gözümde.. şuan fix şok diye  diye satılan tüfekler geçmişte soklarını rayba ile açarlardı.şimdilerde büzerek yapıyorlar sebeb daha az ve neredeyse sıfır fire fakat rayba ile açıkan fix şoklarda 10 namluda 2 civarında fire veriliyormuş bu yüzden çoğu fabrika büzerek şoklandırıyor fix şokları..bilmem kaç bin euroluk perazzi , holland&holland ve merkel gibi dev markalar bile rayba ile şok açıyorlar.. ve bu rayba şoklu tüfekler piyasada şunda var 150 tl ile 400 tl arasında bulmak mümkün:) üzümlü koperatifken şoklar rayba ile açılıyormuş.


 Reha bey stoeger franchiye ve stoger amerikaya namlu yapıyor bunu fabrika yetkilibir müdür  söylemişti fakat benelli ve berettaya sadece parça üretiyoruz diye söyledi.  zaten beretta nın bünyesinde olan stoeger eğer namluda yapıyorsa benelliye veya beretta normaldir . fakat benelli namluları crio teknolojisi ile beretta ise yeni sistemde dövme namlu üretiyor bunları burada yaptıracaklarını sanmıyorum. Ayrıca bendeki stoegerin namlusunda  da STOEGER INC - ACCOKEEK MARYLAND yazıyor
 bendeki namlu amerika için üretilmiş olandan yazılarda da  firma ünvanı ve bulunduğu adres yazıyor..





Ferhat DEMİRCİ
1979 ADANA
[email protected]
 

Çevrimdışı Hakan BİLGİ

  • *
  • İleti: 163
  • Thanked: 12 times
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #67 : 01 Haziran 2010, 19:33:09 »

  Teşekkürler Mehmet Bey düzeltme ve bilgiler için.İnşallah firmalar kâr oranından çok teknoloji ve kalite konusuna eğilirse vede AR-GE , ÜR-GE işlerine daha çok kaynak ayırırlarsa bırakın beretta yı Merkel'i bile sollar TC silah ve tüfek sanayi.

 Selamlar...
« Son Düzenleme: 01 Haziran 2010, 23:17:40 Gönderen: Hakan BİLGİ »
Hakan BİLGİ
1977-Adana
İki kişinin bildiği sır ,,,,,,,, sır değildir ..
 

Çevrimdışı Mehmet OVALI

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 220
  • Thanked: 1 times
  • KARAAĞAÇ/ BALIKESİR'li
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #68 : 01 Haziran 2010, 22:30:07 »
Hakan bey,teknoloji kullanımı bakımından ülkemizin yeterli seviyede olduğunu söyledim.ancak ar-ge konusunda firmalarımızın gereken hassasiyeti göstermediği konusunda size katılıyorum.heyecan verici gelişmeler olmakla birlikte, beklediğimiz hızda gerçekleşmediği aşikar.selamlar iyi akşamlar...
Mehmet OVALI              
1967 MEZİTLİ/MERSİN  
___________________________________________
 

Çevrimdışı Durhasan GÖNEN

  • *
  • İleti: 149
  • Thanked: 1 times
  • Aşk'ı Hak'ka oLmayanın LaçkaLaşır AkLı
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #69 : 06 Haziran 2010, 00:24:00 »
     Ne güzel şeyler yazılmış..:)))))
     Klavyelerinize sağlık..
     Bana göre,yivsiz av tüfeğinde,çalışma prensibi kesimlikle atıl blok..Ancak stres emici bir sistem varsa..Mesela Comfotech..
     Aksi takdirde,çok hırpalar o tüfek kullanıcısını..
     Rasgele..
Durhasan GÖNEN
1977 Silifke/MERSİN                                                           
0 rh-
[email protected]
 

Çevrimdışı Mehmet OVALI

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 220
  • Thanked: 1 times
  • KARAAĞAÇ/ BALIKESİR'li
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #70 : 06 Haziran 2010, 00:43:15 »
hoş geldin Durhasan kardeşim.değerli paylaşımlarını ve fikirlerini özledik.selamlar rastgele....
« Son Düzenleme: 06 Haziran 2010, 00:45:56 Gönderen: Mehmet OVALI »
Mehmet OVALI              
1967 MEZİTLİ/MERSİN  
___________________________________________
 

Çevrimdışı Durhasan GÖNEN

  • *
  • İleti: 149
  • Thanked: 1 times
  • Aşk'ı Hak'ka oLmayanın LaçkaLaşır AkLı
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #71 : 06 Haziran 2010, 01:05:28 »
     Hoşbuldum Mehmet abi sağolasın..
Durhasan GÖNEN
1977 Silifke/MERSİN                                                           
0 rh-
[email protected]
 

Çevrimdışı Volkan KÖYDEMİR

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 6325
  • Thanked: 1130 times
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #72 : 17 Aralık 2010, 21:00:47 »
Geçmiş olsun. 30 iş günü içinde geri gelmezse ayıplı mal olur. Paranızı isteyebilirsiniz, başka bir tüfek isteyebilirsiniz. 30 iş günü pazar günleri, resmi tatil varsa çıktıktan sonrakilerdir.

Tüfeğinizle ilgili şikayetiniz ne? Tutukluk derken nasıl tutukluk?
1968
Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.  Albert Einstein.
 

Çevrimdışı Ferhat DEMİRCİ

  • *
  • İleti: 322
  • Thanked: 17 times
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #73 : 17 Aralık 2010, 22:16:27 »
    Geçmiş olsun Gökhan  bey ata neoyu bende  2 sezondur kullanıyorum şimdiye kadar sadece 1 defa tutukluk yaptı oda fişekler ıslakmış ondan olduğunu anladım. 2 sezondur bıldırcın,üveyik,tahtalı, ve ördek avlarında full neoyu kullanıyorum ve inanın muntazam çalışıyor. ve çok ta fişek kullandım. en son geçen hafta 40 gr fişekler vardı onlar da bile sorunsuz çalıştı..

    Volkan beyin de dediği gibi tüfeğinizle ilgili şikayetiniz ne?
 
    Birde ben şöyle birşey yaşamıştım full şokla 36 gram sıktığımda mekanizma geride kaldı 1 defa fişeği atmadı diye hatılıyorum av heycanından tam bakmadan tüfeği boşaltıp tekrar doldurup ava devam etmiştim diğer 36 gr larda sorun olmamıştı..
   Geçenlerde ata neo yu bir bayide inceledim bendeki neo ile farklar vardı yeni şeyler yapmışlar tüfeğe tıpkı benellide olduğu gibi şarjör somunun önüne yay ilave edilmiş..ayrıca el kunadaağının ucuna saç bir parça yerleştirmişler, şarjör borusunu ucu aynı benellideki gibi ince vidalama yapılmış takoz incelmiş.. bunun gibi bir takım iyileştirmelere gitmişler sanırım müşterilerden gelen isteklere göre şekil vermişler tüfeğe diye düşündüm ben.
      Umarım bir an önce sorununuzu çözerler.


Ferhat DEMİRCİ
1979 ADANA
[email protected]
 

Çevrimdışı Gökhan KAYA

  • *
  • İleti: 326
  • Thanked: 3 times
  • rastgele sayın avcı abilerim...
Ynt: neo12 izlenimler
« Yanıtla #74 : 21 Aralık 2010, 02:44:50 »
hocam 30 yada 32 gram yukarusuna çıkma...muhteşem sonuç...hele bir kurşunu var ki bilemezsin..
  • ATA Arms CY Yüksek ve Geniş Bant
  • ATA Neo 12
  • Huğlu Av Kooparatifleri 104 A Süper Poze
  • ATA VENZA Siyah
  • Drahtaar
Gökhan KAYA
1985 BURSA/Harmancık