Gönderen Konu: keklik ve sülün üretimi doğaya salınması ve BOŞA KÜREK ÇEKİLMESİ  (Okunma sayısı 23315 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Hakan AKMAN

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 2897
  • Thanked: 248 times
Boşa Kürek Çekmek…
« : 08 Eylül 2009, 16:25:57 » Alıntı  

--------------------------------------------------------------------------------

BOŞA KÜREK ÇEKMEK…


Doç. Dr. Kemal KIRIKÇI


Selçuk Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, KONYA.

Sevgili yaban hayat dostları veya sevgili avcılar!

Böyle bir başlangıç bir bilim adamının yazacağı bir yazının girişi olarak bazıları için garip kaçabilir, fakat günümüzde ülkemiz yaban hayatının durumunu gönülden ve samimi olarak düşünen ne yazık ki bir tek sizler kaldınız. Sizlere hiç hak etmediğiniz halde, sizi yaban hayatını bitiren, hayvan katliamı yapan, kendi zevki için canlıları öldüren kimseler diye tanımladığı kişilerin sözlerine aldırış etmeden, yaptıklarınızı reklam etmeden, hiç kimseden alkış beklemeden ve gerektiğinde size karşı söylenen sözleri içinize atarak, bu ülkenin yaban hayatına en önemli katkıyı yapıyorsunuz, yapmaktasınız ve ömrünüzün vefa ettiği yere kadar yapacağınızdan hiç mi hiç şüphem yok!

Birilerinin kulağına  bir bilim adamından  bu sözlerin de gitmesi garip gelebilir. Ancak 17 yıllık bilim dünyamda ne yazık ki gördüklerim bunlar. Ben tüm bilim çalışmalarını ülkemiz yaban hayatının en önemli nesnesi olması gereken keklik ve sülünler üzerinde yapan bir bilim insanı olarak, bu kanaatime yaşadıklarımla geldim. Bilim hayatım boyunca yanıma sadece ve sadece avcılar geldi. Geliş amaçları kendilerinin hiçbir dahli olmasa da fakirleşen yaban hayatımızın tekrar eski zenginliğine kavuşturulması için sadece “Ne yapabiliriz?” sorusuna cevap aramaktı. Slogan ve hamaset üretmekten başka hiçbir şey yapmadıkları halde, sizleri insanımıza katil diye gösterebilmenin peşinde koşanlara inat, siz bu millete av hayatı nedir? Yaban hayatı nedir? Ne faydası vardır? Eksikliğinde ne olur? gibi konularda şimdiye kadar yaptıklarınızın yanında, YABAN TV gibi bir televizyon ile mükemmel yayınlar yapıp, bu milletin yaban hayatı konusundaki eğitim işini de yapıyorsunuz.

Peki siz kimsiniz? Sizin için, sizi tanımayan, bilmeyen veya bile bile kasten yanlış tanıtan kişilerin sözlerini bir tarafa bırakarak şu tanımlamayı yapabiliriz;
Sizlerin en azından benim gözümde bir elma, üzüm veya diğer bir meyve üreticisinden hiçbir farkınız yoktur. Nasıl ki bir meyve üreticisi her yıl meyvelerini hasat eder ve ağaçlarını daha fazla ürün almak için budarsa, ve bu yaptığı budama işinden dolayı ağaç katliamcısı sıfatını falan da kazanmıyorsa, sizler de yaban hayatının hasat ve budama işini yapmaktasınız. Zira avcılığın İngilizce’deki karşılığı “harvesting” yani “hasat”’tır. Hasat yapılmazsa bir ağacın meyvesi veya bir tarlanın mahsulü ne olur? Üstelik sizler bu iş için bırakınız bir ücret kazanmayı, ücret ödeyerek yapmaktasınız. Peki ödediğiniz ücretler ne oluyor?

4915 sayılı Kara Avcılığı Kanununun, gelirlerin kullanılması ile ilgili 10. maddesine göre “Bakanlık, av ve yaban hayvanlarının korunması, geliştirilmesi ve av ve yaban hayatı yönetimi, avlakların kurulması, bakımı, işletilmesi ve avlanmaların kontrol altına alınması, üretme istasyonları, koruma ve geliştirme sahaları kurulması, yaban hayvanlarının hastalıkları ile mücadele edilmesi, avcıların eğitilmesi, avcılığın ve av turizminin geliştirilmesi için Döner Sermaye İşletmesinde bu kanun uyarınca toplanan gelirin tamamını kullanır” denmektedir. Yani ister sizlerden toplanan her türlü gelir, isterse av turizminden elde edilen gelirler olsun toplanan tüm ücretlerin tamamının, bu ülkenin av ve yaban hayatının korunması, geliştirilmesi ve sürdürülebilir şekle getirilmesi amacıyla kullanılması bu kanunun emridir. Peki bu işi yapmakla yükümlü olanlar ne yapmaktalar? Doğrusunu söylemek gerekirse, belki de bu sefer size çok garip gelecek ama, bu işi biraz bilen bir insan olarak söylüyorum, ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Ama yazımın başlığına dönecek olursak ne yazık ki, boşa kürek çekerek. Peki nasıl mı boşa kürek çekiyorlar, dilimin döndüğünce anlatayım.

Bakanlık 1969 yılından beri sülün, 2001 yılından beri keklik üretip tabiata saldığını, 2001 yılından beri 140.000 adet keklik ve sülünün üretilip tabiatla buluşturulduğunu ifade etmektedir. Hatta son yıllarda bu işe Tarım Müdürlükleri de katılmış, özel işletmelerden satın alınan keklikler süne mücadelesi amaçlı olarak tabiata salınmaktadır. Fakat keklik ve sülünlerin salınmasında kesinlikle bu işin kurallarına ne yazık ki uyulmamaktadır. İlk yıllarda salım işlemleri “-ki bir tanesine de ben katıldım ve gördüklerime inanamadım”, kümesten, kafesten alınmış olan kekliklerin direk salınacak bölgeye bırakılması şeklinde yapılmaktaydı. Fakat son yıllarda salımı yapılacak olan keklik ve sülünlerin volyerlerde yerleştirileceği bölgeye alıştırılarak salındığı söylenmektedir. Peki bu yeterli mi? Hayır! İster volyerlerde tabiata alıştırılarak bırakılsınlar, isterse alıştırılmadan bırakılsınlar, yapılan iş kesinlikle bu ülkenin tilki, sansar, kurt ve çakallarını besleme işinden başka bir şey değildir. Bu şekilde isterse yılda 1 milyon adet keklik ve sülün salınsın, elde edilecek sonuç kocaman bir “0”’dır. Zira bu işlerle ilgilenen herkesin bildiği gibi, bir araziye gerek keklik veya gerekse sülünlerin salınmasında birinci şart, o bölgenin yırtıcılarının sayısının düşürülmesi ve kontrol altına alınmasıdır. Bu işin ise ülkemiz avcısının desteği alınmadan yapılmasının imkanı ve ihtimali yoktur. İşte asıl problem de buradadır.

Milli Eğitim Bakanlığının öğretmenler olmadan yapacağı iş neyse, hakim ve savcılar olmadan Adalet Bakanlığının yapacağı iş neyse, avcılar olmadan, onların desteği alınmadan, onlara söz hakkı vermeden ilgili bakanlığın Av ve Yaban Hayatı Dairesinin yapacağı iş de o kadar olacaktır ve sonuçta boşa kürek çekilecektir. Yani avcılarımızdan, av turizminden elde edilen gelirler heba edilecektir.
Peki yapılması gereken nedir?
 
Birincisi, av ve yaban hayatı ile birinci derecede ilgilenen kurumlarla, siz ne yazık ki farkında değilsiniz ama Türkiye’nin belki de en büyük sivil toplum kuruluşu olan ve içinde ülkemizin en geniş sosyolojik yelpazesini oluşturan sizlerin yani avcıların iletişim eksikliğini, “BİZ ve ONLAR” düşüncesini bırakarak gidermek olmalıdır. Av ve yaban hayatında çalışanların, üstelik makam ve mevkisi her ne olursa olsun, görevlerinin ülkenin av-yaban hayatına ve avcısına hizmet etmeleri olması gerektiğini bilmeleri ve buna göre davranmalıdırlar. Zira yine İngilizce’de memur kelimesinin karşılığı “public cervant”’tır, yani dilimize çevirecek olursak, “halkın hizmetçisi” veya buradaki özel anlamıyla “avcının hizmetçisi”’dir. Avcılar ise av yaparken, veya av-yaban hayatı ile ilgili her işlerinde av-yaban hayatının gelişmesi ve zenginleşmesi için emek harcayanların, emeklerinin boşa gitmemesi için her türlü kanun, yönetmelik, sınırlama, yasaklama ve hatta örf, töre, anane, gelenek ve göreneklere göre de hareket etmelidir.
                        
İkincisi, araziye ister keklik, ister sülün veya her ne salınacaksa salınsın, arazinin yırtıcı sayısının o bölgedeki avcı dernekleriyle iletişime geçilerek, yardımlarının alınarak azaltılması veya kontrol altına alınmasıdır. Bu iş ise av-yaban hayatı çalışanlarına düşmektedir. Ben bunu gönül rızasıyla yapmayacak olan bir Türk avcısını tanımıyorum, tanımak da istemem veya ona avcı denilir mi, denilmez mi sizlerin vicdanına bırakıyorum.

Üçüncüsü ise, bu ülkede yaşayan herkesin tüm hücrelerinde hissetmesi, farkında olması gereken şey hepimizin aynı gemide olduğudur. Bizler, yani bu ülkede şu anda yaşayanların amacı, ülkemizin her imkanından bencilce, azamice yararlanıp sonuna kadar tüketmek değil, ülkemizin şu andaki imkanlarının çocuklarımızın ve torunlarımızın bizlere emaneti olduğunu bilmemiz ve bu emaneti geliştirip, zenginleştirerek çocuklarımıza miras bırakmak olmalıdır.

... DEĞERLİ AV VE DOĞA SEVER DOSTLAR BAŞKA BİR SİTEDE GÖRÜP İNCELEDİĞİM VE BEĞENDİĞM BİR MAKALEYİ SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTEDİM LÜTFEN OKUMADAN GEÇMEYİN....
« Son Düzenleme: 13 Eylül 2009, 15:33:25 Gönderen: Hakan AKMAN »
Hakan AKMAN
1970 ANKARA / AFYONKARAHİSARC:\Users\2012\Pictures\photog254iw0.jpg
 

Çevrimdışı E.Özkan DEMİR

  • *
  • İleti: 834
paylaşım için sağol çok güzel anlatım olmuş  Sayın Doç. Dr. Kemal KIRIKÇI gerçektende doğruları söylemiş ama birde en yukarıdakiler dinleyip ona göre hareket etseler böylece salınan kuşlar boşa salınmış olmaz selamlar
« Son Düzenleme: 12 Eylül 2009, 19:02:25 Gönderen: E.Özkan DEMİR »
Erdinç Özkan DEMİR
1975 ANKARA
05306036855
 

Çevrimdışı Murat BENLİOĞLU

  • *
  • İleti: 68
ah bunları birde o kendilerini dogaya katkıda bulunduklarını sanan ve bizden aldıkları paralarla çakallara tilkilere yabani etcil hayvanlara yem yapan görevlilere sesimizi duyurabilsek besle kümeste tavuk gibi sal araziye saldıktan sonrada kim bakıyo saldıgımız hayvanlara noldu diye avrupada hersene milyonlarca sülün keklik vb hayvanlar avlanılmakta ama en ufak sekilde nesli tükenmemekte deveye hendek atlatmak bizimkilere söz anlatmaktan kolay paylaşım için teşekkürler
Murat BENLİOĞLU
1984 DENİZLİ
05376389829
 

Çevrimdışı Bilal ARABACI

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 416
  • Thanked: 2 times
  • Önce Emniyet Sonra Hareket
    • Av, Atış, Güvercinler Hakkında Videolar
Harika bir yazıymış.
Paylaşim için teşekkürler.
Bilal ARABACI, 1984 İstanbul, Bahçelievler, Yenibosna
www.youtube.com/bilalarabaci
www.bilalarabaci.com
Av, Atış, Güvercin Yarışları Hakkında Videolar
[img width=100 height=100]http://i190.photobucket.com/albums/z270/bilalarabaci/KArisik/bilalarabaciCOM/bilal-arabaci-com-100x100-imza-resim_zps1e033b
 

Çevrimdışı Hasan ŞENÖZ

  • *
  • İleti: 119
Bu güne kadar yazılanlar ve anlatılanlar boş deyil ama esas ilgili mercilerin anlaması gerek. Ben yaptım oldu mantığıyla hareket ediliyor. Salınan kuşları televizyonda görmüştüm. Ucmaktan bi carelerdi. Ucsun diye havaya atıyorlardı. Zavalı kuş düşmemek için kanat cırparak yere düşüyordu. Yani ucma yeteneğini kazanmamış kuşları salıyorlardı meraya. Kuşlar sekerek bi araya toplandılar. Daha sorada hayırlı olsun diyerek ayrıldılar oradan. Fırsatcı vatandaşlar gidip toplıya bilirlerdi o keklileri veya Tilkinin ve sansarın besin kaynağı olmuşlardır kesin onca emeğe yazık. Selamlar     

İYİ ÇAN SES ÇIKARIR
Hasan ŞENÖZ  VE YELKİ KÖYÜ.
1947-İzmir
 

Çevrimdışı N.Fazıl BÜYÜKKEÇECİ

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 3898
  • Thanked: 4 times
    • Avtutkusu.Com
Paylaşım için teşekkürler...

Çevrimdışı Kemal TÜTÜNCÜ

  • *
  • İleti: 1246
  • Thanked: 2 times
Paylaşım için teşekkürler.... Umarım başkalarıda okurda birşeyler anlamaya çalışırlar...
Kemal TÜTÜNCÜ
AB Rh +  1980 ISPARTA
 

Çevrimdışı Yakup ŞENTÜRK

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 390
  • Zaman bir olma zamanı bizim için...
Bu anlamlaı yazıyı okuması ve ders alması gerekenlerin de görüp özümsemesi dileğiyle...
Yakup ŞENTÜRK
A Rh + 1977 ANKARA
Ankara Gölbaşı
 

Çevrimdışı Yener HACIOĞLU

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 857
  • Thanked: 4 times
Bir bilim adamının düşünceleri sözün bittiği yerdir.Bizler için bir senettir.Teşekkür ederiz sayın,Doç.Dr. Kemal KIRIKÇI umarım sayılarınız gün geçtikçe artar.Avcıya kulak tıkayanlar bilim karşısında neler söyleyecekler oda merak konusu...
lYener.HACIOĞLU-1977-SAKARYA_İSTANBUL
 

Çevrimdışı Hakan CANDAN

  • *
  • İleti: 44
cok güzel bir yazi olmus ancak sizin bu dediklerinizi kim ders alip anliyacak.
Hakan CANDAN
1970 konya Eregli
 

Çevrimdışı Hüsnü DİLMEN

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 289
  • Thanked: 13 times
ben bu yazıya başka bir sitedede cevap yazdım buradada yazma ihtiyacı duyuyorum.
MALESEF BU KONUDA BİRŞEY GÖZARDI EDİLİYOR. BU KISIM ÇOK ÖNEMLİ.

DOĞAYA SALDIĞINIZ KUŞLAR ÜREME KABİLİYETİNE SAHİP DEĞİLLER.!!!!!!!!!!!!!!!!!

ÇÜNKÜ KULUÇKA MAKİNASINDAN ÇIKTIKLARI İÇİN YUMURTANIN ÜSTÜNE YATMIYORLAR. DOLAYISIYLA  YİNE BOŞA KÜREK ÇEKİYORSUNUZ.
Hüsnü DİLMEN
1968 ISPARTA   0 533 389 79 79
 

Çevrimdışı Sami ZEYBEK

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 60
  • Thanked: 1 times
Çok güzel yazı teşekkür ederiz hocam bilgilendirme için
Sami ZEYBEK
1980 BALIKESİR-İSTANBUL
 

Çevrimdışı Hakan AKMAN

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 2897
  • Thanked: 248 times
ben bu yazıya başka bir sitedede cevap yazdım buradada yazma ihtiyacı duyuyorum.
MALESEF BU KONUDA BİRŞEY GÖZARDI EDİLİYOR. BU KISIM ÇOK ÖNEMLİ.

DOĞAYA SALDIĞINIZ KUŞLAR ÜREME KABİLİYETİNE SAHİP DEĞİLLER.!!!!!!!!!!!!!!!!!

ÇÜNKÜ KULUÇKA MAKİNASINDAN ÇIKTIKLARI İÇİN YUMURTANIN ÜSTÜNE YATMIYORLAR. DOLAYISIYLA  YİNE BOŞA KÜREK ÇEKİYORSUNUZ.
SN.DİLMEN o sitedede yorumunuzu okumuştum son derece haklısınız yerel sitemiz YABAN FORUM.COM da çok fazla kişiye ulaşım şansı az olduğu için TÜRKİYEMİZİN en kapsamlı av ve avcılık sitesinde çok değerli bulduğum bu makaleyi paylaşarak daha çok kişiye ulaşma düşüncesiyle hareket etmiştim  umarım yararlı olabilirim... SELAMLAR...
Hakan AKMAN
1970 ANKARA / AFYONKARAHİSARC:\Users\2012\Pictures\photog254iw0.jpg
 

Çevrimdışı Alpaslan KAMER

  • *
  • İleti: 28
  • Thanked: 5 times
  • Dün geçmişte kaldı. Yarın meçhul.Bugün gerçek.
Bilgilendirme için teşekkürler.
Alpaslan KAMER
1968-İzmir
 

TURGAY YILMAZ

  • Ziyaretçi
Ülkemizin yerli kuşu olan sülünlerin Avrupa ve Amerika'da yerli olmamasına rağmen inanılmaz seviyede üretilmiş olması sanırım bu kuşların doğada üreme kabiliyetlerine büyük bir işaret olsa gerek. Eğer bizim yetkililerimizde işi kurallarına göre yaparlarsa inananın ülkemizin sayı olarak en fazla av kuşu Sülün olabilir. Ama bunun için herkese görev düşüyor en başta da devlete.. İnşallah ileri zamanlarda sadece özel avlaklarda sülün avlamak zorunda kalmayız...
 

TURGAY YILMAZ

  • Ziyaretçi
http://www.birdlife.org/datazone/speciesfactsheet.php?id=272&m=1

bu adreste dünya sülün popülasyon bilgisi mevcut. "Introduced" demek sonradan ilgili yerlere salınarak oluşturulmuş demek, "native" ise yerel demek. Ülkemizde yerel ancak yok denecek kadar az, USA ve Avrupa'ya sonradan salınmasına rağmen çok fazla. Dünyadaki sayısı da inanılmaz fazlaymış, kınalı keklik sayısının neredeyse 30-40 katı.
Bu arada yukarıda ismini verdiğim site incelemeye değer...
« Son Düzenleme: 15 Mayıs 2012, 14:59:43 Gönderen: Turgay YILMAZ »
 

Çevrimdışı Fatin ÇATIKKAŞ

  • *
  • İleti: 106
  • Thanked: 1 times
eline emeğine sağlık hocam.gönlümüzün tercümanı oldunuz.
Fatin ÇATIKKAŞ
1977 MANİSA
 

TURGAY YILMAZ

  • Ziyaretçi
bizim saldığımız sülünler çok evcil.. Böyle olmaz...





 

Çevrimdışı Seçkin BİLTEKİN

  • *
  • İleti: 139
  • Thanked: 9 times
Arkadaşlar iki videoyu birbiriyle karıştırmamak gerekir.Birinci videoda kuşlar üretimhaneden getiriliyor ve az sonra avcılar tarafından avlanması için araziye salınıyor.İkinci video da ise muhtemelen uzak bir mesafeden araca yüklenmiş ve uzun süre kafeste kalmış kuşlar doğal bir ortama bu alanda yaşamaları ve üremeleri için salınıyor.Uçamamaları doğal bir sonuç.
Birinci video aynen Uşak'taki avlağın çalışma şekli gibi.Tabi son derece kaliteli bir süreç içinde yürüyor herşey.Üretimhanenin; bir kuluçkahanesi,bir bu üretilen kuşların yaşam alanları ve bir de bu kuşların avlandırıldığı bir avlak sözkonusu.Kuşlar araziye avlanmaları için salınıyor bu arazide yaşasınlar üresinler diye değil.Tamamen ticari bir düzenek.Tavuk çifliklerinde üretilen tavukların kesimhaneye gitmeleri gibi burada avlağa gönderilerek avcılara bir bedel karşılığında avlandırılıyor.Bu kuşlar ne kadar doğal davranışlarını gösterebilir ve ne kadar iyi uçar sa avcı için o denli zevkli hale geliyor süreç.Burada yırtıcılarla mücadele,kaçak avcıyla mücadele vb.sorunlar yok.Parayı veren düdüğü çalıyor.Dünyanın hemen heryerinde sülün avlakları bu modelle işletiliyor.Sülün salarak veya keklik salarak bir avlak oluşturulacaksa kaçınılmaz olarak modelin bu olması gerekiyor.
Gelelim ikinci modele bir alana 1000 tane keklik veya sülün saldınız.Bu keklikleri yırtıcılarala mücadele ederek ve kaçak avcılıkla mücadele ederek korudunuz ve iki yıl ava o alanı kapattınız.Hadi herşey yolunda gitti ve bu alandaki kuş sayısı iki katına çıktı.Günlük limitin 4 keklik olduğu ve yurt geneli avlanma puluna sahip bir avcının isteği yerde avlanma özgürlüğü olduğu  bir ülkede bu 2 bin kuşu nasıl koruyacaksınız.Otobüslerle gelen avcı grupları bu bölgeyi en fazla 3 hafta için de talan eder.Ya avcının gözünü doyuracak kadar bir salımı ülkenin her yerinde yapacaksınız ya da bir kota getireceksiniz ya da karşılığında bir bedel alacaksınız.Bu üç alternatifin de kendi içinde ayrı ayrı sıkıntıları var.
O nedenle arkadaşlar birinci videodaki sistem paralı olmasına rağmen uygulanabilir ve  sürdürülebilir bir model maalesef.Biz avcılar her ava gittiğimizde illaki bir şeyler avlayacaksak tabiatın bizim hızımıza yetişmesi imkansız.Sürecin içine paralı avlakların girmesi kaçınılmaz bir sonuç olacak maalesef...
Seçkin M. BİLTEKİN
1966 Aliağa/İZMİR
 

TURGAY YILMAZ

  • Ziyaretçi
Bu konuda çok tecrübeli birisi değilim. Dediğiniz gibi birisi avlanmak için salınan sülünler ancak bizim saldığımız sülünlerin de biraz daha hareketli ve yabani olması gerekmez mi? Sonuçta bunu devlet desteklemedikçe ve laf olsun diye değil sonuç odaklı yapmadıkça değişen bir şey olmayacaktır.
 

Çevrimdışı Sabri KARAOĞLU

  • *
  • İleti: 50
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Paylaşım için sağol çok güzel anlatım olmuş  Sayın Doç. Dr. Kemal KIRIKÇI gerçektende doğruları söylemiş

MALESEF BU KONUDA BİRŞEY GÖZARDI EDİLİYOR. BU KISIM ÇOK ÖNEMLİ.

DOĞAYA SALDIĞINIZ KUŞLAR ÜREME KABİLİYETİNE SAHİP DEĞİLLER.!

ÇÜNKÜ KULUÇKA MAKİNASINDAN ÇIKTIKLARI İÇİN YUMURTANIN ÜSTÜNE YATMIYORLAR. DOLAYISIYLA.
böylece salınan kuşlar boşa salınmış oluyor selamlar
Sabri KARAOĞLU
1968 İZMİR
 

Çevrimdışı Volkan KÖYDEMİR

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 6325
  • Thanked: 1130 times
Sülün avı 1936 dan beri yasak ama bu Allah'ın emri değil. Üzerinde ayet yok. Keçi ve geyik bile artık avlanabilirken sülünün yasak olma anlamı yok. Hatta yasak olduğunda sadece kaçak avlananlara yaradığını biliyoruz. MAK toplanacak ve sülün avı yasak değil diyecek, hepi bu. Ama bunu demek için de önceden planlamaları yapmak lazım.

Sülün kendini keklikten bile daha iyi savunabilen bir kuş diye biliyorum. Bir kere sürü halinde değiller. sürüyü kıstırır gibi avlanamaz. Ağaçlarda tünedikleri için gece yırtıcılarından da uzak durabilirler. Yavru sayıları da keklikten çok galiba. Daha başka da çoğalmaları için sebepleri var. Konuyu pek bilmiyorum ama bunca yıldır yasaksa biraz da biz avcıların uğraşmamasından bence. Yoksa salınabilir ve yerleştirilebilir ve sonra avlanabilir.

Avcıyım ama her avcıyım diyene güvenmiyorum. Bir ben değil, çoğumuz güvenmiyordur. Otobüsle keklik avı ve bıldırcın için teyp konularını okuduğumda güvenmemek için yeterli sebep bulabiliyorum. Onun için, üzülerek söylüyorum, özellikle devlet avlağı mı deniyordu, şu bu sene başlayan uygulama için; işte o alanlarda sülün daha kolay korunup, avlanabilir. Eğer avcılar kendi avlarına(ama bencil olarak değil) sahip çıkmazlarsa bi şey çoğaltamayız da, düzgün avlayamayız da. Akıl akıldan üstündür. İsteyen önerisini yazsın. Belki çözüm buluruz. Saygılarımla
1968
Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.  Albert Einstein.
 

Çevrimdışı Volkan KÖYDEMİR

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 6325
  • Thanked: 1130 times
Bir de, üstteki yazdıklarım aslında konu ile tam ilgili değildi. Konuyla ilgili olarak ise, daha önceki senelerden de en üstteki konudan haberim vardı. Mesela Tayfun Büyükoğlu yanılmıyorsam, avlak işleticisi. Bu konuları oldukça iyi bilir ve bilgilerini paylaşmıştı. Yukarıdakilere benzer şeyler paylaşmıştı. Keklik veya sülün, her neyse, çiflikte yetiştirilip salındığında malesef yırtıcı besini oluyor ve çiflikte kazandıkları hastalık ve ağır ilaçlarla doğayı da olumsuz etkiliyorlarmış. İnsandan uzak ve gece volyerlerde alıştırılmaları bir yere kadar kabul edilebilir ama daha iyisi -anladığıma göre- bşka yerlerden yabani olanların "yetişkinlerini" nakledip çoğalmalarını beklemek imiş.
1968
Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.  Albert Einstein.
 

Çevrimdışı Bülent KOCA

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 326
  • Thanked: 5 times
Yazmayayım yazmayayım diyorum ama bir kişi de çıkıp demiyor!
Arkadaş, yetkilliler salıyorsa biz de zahmet edip sahip çıkalım;boşa kürek çekilmiş olmaz diye...
Bülent KOCA-1970  Çal   505 8281132 Alaşehir
 

Çevrimdışı Fatin ÇATIKKAŞ

  • *
  • İleti: 106
  • Thanked: 1 times
salınan kuşların hiç bir kaçma yeteneğine sahip olmadığını hepimiz görüyoruz.nerden gelirlerse gelsinler biraz yabanilik olan kuş can havliyle kaçabildiği kadar kaçar.bu kuşlar ancak yırtıcılara yem olur bir tanesi bile üreyemez.kimse iddaa etmesin.
  bir yemek sırasında milli park yetkiliside aynı şeyleri söyledi.bende popülasyonun çok olduğu yerlerden yetişkin bireylerin yakalanıp salınmak istenen yerlere salınması gerektiğini söylediğimde bana ''devlet yasak olan şeyi yani yakalamayı yapmaz dedi''.
   biz boşuna uğraşıyoruz bu iş eninde sonunda hep bize yani avcılara patlıyor.

Fatin ÇATIKKAŞ
1977 MANİSA