Değerli arkadaşlar,
Av-Doğa dergisine geçen sene yazmış olduğum ve yurtdışı kaynaklardan da yararlandığım yazının bir bölümünü burada bilgilerinize sunarım.
Field trial köpekleri ve eğitimleri ile ilgili ilginç açıklamalar var. Dilerim yararlı olur.
Herkese selam!
Köpekler çok sayıda davranış ve reaksiyona sahip yaratıklardır. Bu davranışlardan bazıları kalıtsaldır, bazıları eğitseldir. Yavru seçiminde hangi özelliklerin kalıtımsal olduğunun bilinmesi iyi bir seçim yapmanız için önemlidir. Böylece kalıtsal olarak en uygun özelliklere sahip ebeveynleri belirleyerek, isteklerinizi karşılayacak bir yavru edinme olasılığınızı ve onu kendinize göre eğitme başarınızı artırabilirsiniz.
KALITSAL DAVRANIŞLAR
Köpekler davranış özelliklerinde birçok farklılıklar sergilemektedirler. Hepsi birbirinden farklıdır. Bu durum kalıtımsal davranış özelliklerinin kuvvetli yada zayıf bir düzeyde ortaya çıkması olarak ifade edilebilir.
Kalıtımsal ağırlıklı davranış özelliklerinden önemli örnekler şunlardır :
1. Taşıma ( aport ) isteği: Düşmekte yada uçmakta olan bir objeyi izlemek ve kovalamak köpeklerde içgüdüsel olarak vardır. Normal bir yavru otomatikman atılan bir topu veya sopayı kovalar ve peşine düşer. Burada önemli olan görmüş olmasıdır. Bazı yavrularda göz kaslarının gelişimi 10-12 haftaya kadar yeterince gelişmemiş olabilir. Bu durumda hızla atılan bir nesneyi takip edemeyebilir. Bu yüzden aport isteğini test ederken yavrunun atılan cismi gözleriyle izleyebildiğinden emin olun, aksi halde yanılgıya düşebilirsiniz.
İyi bir av köpeğinde iyi seviyede bir aport isteğinin olması kesinlikle arzulanan bir davranıştır. Bazen bu özellik fazla gelişmiş olabilir. Son 20-30 yıl boyunca Field Trial = mera yarışmalarına yönelik yapılan ıslah çalışmaları çok sayıda köpeğin “aport” ağırlıklı ıslah edilmesi sonucunu çıkarmıştır.
Son 50 yıldır mera yarışmaları büyük oranda “ hat bulma “ davranışının ölçülmesi şekline dönüşmüştür. Mera yarışmaları için “ Hat Bulma “ eğitimi bol miktarda tekrar ve bir miktar da baskı eğitimini gerektirmektedir.
Bu tip bir eğitim proğramına alınmaya aday olan köpeklerin yüksek düzeyde getirme isteğine ve hiperaktif özelliklere sahip olmaları gereklidir.
2 . Ele Teslim: Bazı yavrular düşmekte veya uçmakta olan cisimleri izleyip kovalamaya aşırı eğilim göstermelerine rağmen, onu geri getirme davranışında eksiklik gösterirler. Düşen bir nesneyi geri getirme içgüdüsünün de kalıtımsal bir özellik olduğu görülmektedir. Bazı yavrular geri getirmeye kuvvetle eğilim gösterirken bazıları onu alıp uzaklaşmak şeklinde davranmaktadırlar. Bu davranış avı “ Sıkma “ yada “ Yeme “ gibi istenmeyen davranışların bir işareti olabilir. Avını yakalayıp gizlenmek, yaban köpeğinin onu yemeden önce yaptığı olağan bir davranıştır. Getirme eğilimi göstermeyen yavruların, av kuşunu sıkma ve yemeye eğilim göstereceği varsayılabilir.
3. Avı sıkma yada yeme : Yüzyıllardan beri av köpeklerinin avını sıkmadan getiren köpekler olarak ıslah edilmesine özen gösterilmektedir. Yetiştiricilerin çoğu sıkma yada yeme davranışının kalıtımsal olarak aktarıldığını kabul etmektedirler ancak son yıllarda mera yarışmaları (Field Trial) için verilen eğitimler genetik ıslaha pek gerek kalmadan bu konuda oldukça başarılı olmaktadır. Bugün hemen tüm “field trial” köpeklerinin eğitimlerinde “ Zorla Getirme “ eğitimi bir standard haline gelmiştir. Bu zorunlu eğitim köpeklerin “Hat Bulma” eğitimleri için gerekli bir ön işlemdir. Bu eğitimlerle hat bulma yeteneği mükemmel olan “Field Trial” köpekleri yetiştirilmekte, aynı zamanda zorlayıcı getirme eğitimi sayesinde sıkma yada yeme davranışı da telafi edilmektedir. Bu nedenle Field Trial için yetiştirilen köpeklerde “avı sıkmama” için özel bir ıslah ve ebeveyn seçimi artık yapılmamaktadır.
4. Yüzme : Yüzme kalıtımsal olarak geçen bir davranıştır. 7-8 haftalık herhangi bir yavruyu kandırarak suya soktuğunuzda, otomatikman yüzdüğünü görürsünüz. Bu dönemde böyle bir alıştırma yapılmamış olan yavrularda ileriki dönemde yüzme davranışının tetiklenmesinde güçlük çekilebilmektedir. 6-12 aylık yavrularda yüzmeyi öğrenme süresi bazen birkaç haftayı alabilmektedir. Yavruların 7-8 haftalık dönemde suyla tanışmaları ileriki güçlükleri önlemektedir. Bununla birlikte belirtilmesi gereken önemli bir konu yavruların soğuk bir havada soğuk suya sokulmamalarıdır. Su sıcaklığının en azından 15-16 derece ve havanında sıcak olması gereklidir. Soğuk su, yavruların sudan çekinmelerine neden olmaktadır.
5. Ferma : Birçok aportçu (retriever) ırkın ferma verme özelliği de vardır. Bu davranış, köpeklerin vahşi atalarının saldırmadan (atılmadan ) önce çömelme ( sinme ) hareketinin bir tarzıdır. Ferma olayı genellikle inatla yerinde duran canlı bir kuş nedeniyle ortaya çıkar. Bu aşamada ferma olayının tetiklenmesi için köpeğin kuşa olan mesafesinin 30-60 cm kadar olması gerekmektedir. Köpek genelde ancak 1-2 saniye donduktan (ferma) sonra kuşun üzerine atlamaktadır.
Fermada köpeğin uzun süre beklemesi için ise onu eğitmeniz gereklidir. Köpeğinizi otur ve bekle gibi komutlara uymak üzere eğitmenizin yanı sıra, ayakta durup beklemeye de eğitmelisiniz. Fermada istenen sonucu elde etmek için mera da çok dikkatli olmanız ve yavruyu kontrol mesafesinde tutmanız gerekmektedir. Koku aldığında hazırlıklı olmalı ve fermaya geçer geçmez bekleme komutunu vererek kuşun üzerie atlamasını önlemelisiniz. Dikkatli ve titiz bir eğitimle yavruyu uzun süreli ferma vermeye alıştırabilirsiniz.
Bunun yanısıra örneğin “Retriever” köpekler için ferma yayla yada sülün avlarında çok da önemli bir özellik sayılmayabilir. Retriever köpekler aslında parlatıcı (uçurucu) köpeklerdir. Eğer köpeğinizi 15-20 m. mesafede kontrol altında tutabiliyorsanız, güzergahınızdaki hemen hemen tüm kuşlara atış yapabilirsiniz. Denklemin içine ferma vermeyi de katmak aslında basit bir amacı güçleştirmek anlamındadır zira avcılar genelde fermacı köpeklerin daha geniş bir alanda arama- tarama yapmasına izin verirler ve kendileri yürürken kuşların köpeğin fermasında kalmasını beklerler. Bu ideal duruma karşılık eğer köpek kontrol mesafesi dışına çıkıyorsa hassas kuşları ürküterek, fermada vurulabilecek kuşları da sabırsız fermalarla kaldırarak atış mesafesi dışında uçmalarına yol açabilmektedir. Ayrıca ağırlıklı ferma eğitimi yavrunun yaralı düşen (çelgin) kuşları takip etme yeteneği ve hırsını azaltabilmektedir.
6. Sakin köpek – Hiperaktif köpek : Amerika’da Field Trial başarısı için yapılan ıslah çalışmalarında “hiperaktivite” dikkate alınan bir özellik olup bu yönde önemli gelişmeler sağlanmıştır. FT köpeklerinde aranan “yüksek performans” kapasitesi büyük oranda bunların genetik yapısındaki hiperaktivite ile bağlantılıdır. Aslında bu yapıda köpeklerle yaşamak zordur ve ortalama bir avcının bunları eğitmesi oldukça güçtür. Hiperaktif köpekler sürekli kaçmaya yeltenirler, avluda çukurlar açarlar, ağaçları kemirirler, bitkileri sökerler. Bunları eve aldığınızda da muzurluklar yaparlar.
Bunun tersine sakin bir köpekle yaşam zevklidir, eğitimleri de kolaydır. Sakin bir köpeğin yaşamı da daha doludur. Zira bu köpekler sakin karakterleri nedeniyle daha çok ortama girmekte ve sahipleri ile daha fazla vakit geçirebilmektedirler. Örneğin bu tür köpekler iş yerlerine, gezintilere, balık avına, seyahatlere veya tatile sahipleri tarafından severek götürülmektedir.
7. Acı eşiği veya dayanıklılık : Dayanıklılık da FT (Field Trial) için son 20-30 yılda çok önem verilen bir karakter olmuştur. Dayanıklı bir köpek eğitim baskısını kaldırabilen ve eğitim tasmasına tolerans gösterebilen köpektir. Bu köpekler daha ılımlı eğitim metodlarına kulak asmayan ve başına buyruk hareket eden köpeklerdir. Bunlar ancak daha baskıcı eğitimlere cevap verirler. Elektronik eğitim tasmalarının son yıllarda popüler olması köpek ıslah çalışmalarında özellikle FT köpekleri için dayanıklılık karakterine ağırlık verilmesine yol açmıştır. İyi bir eğitimci duyarsız ama dayanıklı bir köpeği uygun bir elektronik eğitim tasmasıyla terbiyeli bir köpek haline getirebilmektedir ancak verilen eğitim programının köpeğin genlerini değiştirmediği de unutulmamalıdır. Böyle bir köpeği bir mera yarışmasında yada eğitimde gördüğünüzde mükemmel bir köpek olduğunu düşünerek dişi köpeğinize çektiğinizde duyarsız ve sert mizaçlı yavrular elde etmeyi göze almalısınız.
8. Av arama inisiyatifi : Bu özellik genelde köpeğin kuş bulma sayısı ile ölçülmektedir. Bu özelliği iyi olan köpeklerin iyi bir burnu (kokusu) olduğu söylenmektedir. Ancak bu özellik iyi kokudan çok daha fazla karaktere bağlıdır. Av arama inisiyatifi olan bir köpek sadece iyi bir kokuya sahip olmayıp, onu nerede kullanacağını da iyi bilir. Bu tür köpek sağlam yada yaralı kuşların bulunabileceği yerlerde arama yapar. Uç noktaları, hendekleri, çalıları ve sınırları arar. Bazı köpekler bu özelliğe çok eğimli olarak doğarken bazıları bu konuda zayıftır. Av arama inisiyatifi bir av köpeği için çok arzulanan bir karakterdir. Bu özellikteki bir köpek çok daha fazla sayıda avı avcıya sunabilmektedir. Ayrıca karada yada suda yaralı düşen daha fazla kuşu aport eder. Bir avcı için bunlar çok değerlidir. Buna karşılık FT köpekleri için av arama inisiyatifi çok kötü bir özelliktir. Bir mera yarışmasını kazanmak için köpek, bitki örtüsü, çalı, hendek, sınır vs.tanımaksızın dosdoğru hedefe (kuşa) gitmek zorundadır. FT yarışmalarında hakemler köpeğin hattan çıkma ve yayılmasına olumsuz not verirler. FT köpeği bitki örtüsü ve arazi özelliklerine bakmaksızın avlanma ve arama eğilimi göstermeden hedefi sabitlemeli ve ona yönelmelidir.
9. Burun kullanma eğilimi: Bazı köpekler daha çok burunlarını, bazıları da daha çok gözlerini kullanarak avı bulmaya çalışırlar. Avcılar için burnunu iyi kullanan köpekler makbuldür. Yaklaşık 200 m mesafeye yaralı bir ördek düşürdüğünüzde köpeğin bu mesafeyi yüzmesi ve kokusuyla ördeğin girdiği sazlığı bulması ve hatta ördeği sudan çıkarması gerekmektedir. Bunu ancak yüksek kokulu bir köpek gerçekleştirebilir.
Buna karşılık burnunu iyi kullanan bir köpek mera yarışmalarında çok uygun olmayabilir zira birçok köpek aynı teste tabi tutulmakta ve bütün köpeklerin ve kuşların kokusu yarışma alanında ve otlarda kalmaktadır. 10-12 köpek yarıştıktan ve aport yaptıktan sonra yarışma alanında birçok kuş kokusu bulunacağından burnunu kullanan bir köpek bu koşullardan olumsuz etkilenebilir.
10. Gözleri kullanma eğilimi: Gözlerini daha fazla kullanabilen köpekler avcılar için az buna karşılık FT yarışmacıları için çok değerlidir. Gözlerini kullanan köpekler yaklaşık 200 m mesafede işaretli hedefleri noktalayabilmektedirler. Kuşa doğru giderken dikkatini kokulara dağıtmamaktadır. Bu noktalama (nişanlama) özelliği FT için yüksek değerde ve puantajda olup, birçok kokunun birbirine karıştığı ve kuşu bulmanın zor olduğu koşullarda çok önemlidir. Avcı için gözlerin kullanımı daha az önem taşır. Köpeğin uzağa düşen kuşu noktalaması mutlaka olumludur ancak görüş çok net değilse (örn. sis, pus) yada kuş düştüğü yerden, yüzüyor yada kaçıyorsa gözlerini kullanan köpek için olumsuz bir ortam oluşabilir. Buna karşılık burnunu kullanan yüksek kokulu bir köpek düşen kuşa daha geç ve uzun bir yolla ulaşacak olsa da büyük bir ihtimalle yüksek kokusu sayesinde kuşu bulacak ve aport edecektir. Ağırlıklı olarak gözlerini kullanan köpek ise yaralı kuşun yeni pozisyon alması nedeni ile daha fazla zorlanacak ve zayıf kokusu ile kuşu hiç bulamayacak yada daha geç bulacaktır.
11. Üstünlük veya aşağılık hissi : Üstünlük (dominans) erkek ve dişi tüm köpeklerde temel bir davranış biçimidir ve köpeğin karakterindeki birçok özelliği de etkilemektedir. Normal bir köpek belirli bir üstünlük karakteri ile doğar. Üstünlük duygusu en yüksek olan köpek grup içinde sürübaşı olarak ortaya çıkar. Üstünlük karakteri yüksek olan bir köpeğin eğitimi daha zordur. Bu yapıda bir köpek sıkça sahibinin yada eğiticisinin liderliğini sınar (kontrol eder). Dominant köpeğin eğitiminde tipik olarak daha fazla güç ve baskı gerekli olmaktadır. Bu tür köpekler genellikle mera yarışmları için tercih edilen köpeklerdir. Üstünlük duygusu az olan köpekler eğitilmeye çok müsaittirler ve yüksek sesle verilen komutlar bile köpeğin yanlış bir hareketi düzeltmesine veya itaatine yetebilmektedir. Üstünlük hissi olmayan köpekler sahibini yada eğitimciyi okumaya ve onunla işbirliği yapmaya daha fazla çaba gösterirler. Bu köpekler ortalama bir avcı için çok idealdir.
12. Kontrol edilebilirlik: Bu huy memnun etme isteği olarak da adlandırılabilir ve aşağılık hissi ile doğrudan ilişkilidir. Kolay kontrol edilebilir köpeklerin çok yüksek oranda üstünlük hissi taşımayan yani aşağılık hissi hakim olan köpekler olduğu görülmektedir. Kontrol edilebilir köpekler eğitilmeye çok yatkın olup bu yönleri ile tercih edilmektedirler.
Kaynak: R.Milner.Trained vs inherited Behavior.
www.fetchpup.com