Vay be, 4 sene önce açmışım konuyu, 5 ay sonra bir cevap gelmiş, sonra başkaları da sağolsunlar yardımcı olmuşlar ama ben unutmuşum bu konuyu. Kim başlatmış diye bir baktım, BEN!
Gecikmiş de olsa konuya katılan ve okuyan herkese teşekkür ederim. Bu başlıktan sonra pek adetim olmasa da avına gitmeye çalıştım. Attım da ama vuramadım sonra defalarca atmaya geç kaldım veya az daha gelsin derken fırsatlar kaçırdım. Anladım ki, Ege bölgesinde İzmir gibi deniz seviyesindeki yerlere inmesi çok zor. Ancak zeytinler erdiği sıralar yükseklerde hava bozmuşsa aşağı iniyorlar. Yukarılarda yerlerini biliyorum ama otomobilim yok, gidemem. Onlar gelirse
Aşağılarda da indikleri, tünedikleri, gezdikleri, yayıldıkları yeri teftiş etmek lazım. Yaptım da. Kaçta nereden nereye geldiklerini keşfettim ama ne yaptıysam ekseri uzaklarda kaldım. 2-3 kişi olsak, bir o tepeye, biri şu tepeye derken avlardık ama kısmet değilmiş.
Soruyu sorduktan sonra deneyimim arttı ama tadına vardım desem yalan. Yalnız bir şeye karar verdim, bu kuşların tünedikleri yerlere fazla sokulup oralarda atış yapmamak lazım. 3-4 gibi saatlerde tüneğe çekiliyorlar. Yerleri de değişken. Rahatsız olmazlarsa aynı yerde tünüyorlar. Çok rahatsız olurlarsa, elveda. Uzak bir yerlere tüneğe gidiyorlar. Kolay kolay da dönmüyorlar. Onun için tünedikleri saatlerde o muhitte hiç tüfek atmamak en iyisi. O saatlerden evvel de tünekten uzak yerlerde avlamaya çalışmak lazım. Tabi bunlar tahtalının çok fazla olduğu veya vazgeçemediği muhitlerde çok elzem uyulması gerekli olmayabilir. Şayet arazi geniş ve sayıları çok değilse ürkütmemek daha iyi. En azından uzaktan izlemesi bile zevkli.
Aklıma gelenler bunlar. Ayrıca İngiltere'de çok fazla olduklarını öğrendik. Ne hikmetse oradan çıkmıyorlar. Oysaki tarım zararlısı diye yılın her günü avlanıyorlar, limitsiz. Sözün bittiği yer.