Muzaffer Ağabey ,selamlar saygılar öncelikle
Konu ile ilgili bilimsel çalışmaları yapacak ve çalışmaların sonuçlarına göre gerekli tedbirleri alacak yegane kurum olan DKMP'ye avcının başına türlü musibetleri sarmakla meşgul olduğundan olacak maalesef ulaşılamıyor, kapsama alanının dışında!!!!!
Bununla birlikte naçizane Ankara'da çocuk yaştan beri 30 yılı aşkın bir süre avlanan bir keklik avcısı olarak konuyla ilgili gayri bilimsel tespitlerim şöyle:
*Dağlarda çeşmeler dereler ve kaynakların çoğu kurumuş ya da kurumak üzere.Matara doldurmaya su bulmak mesele oldu. Kuraklığa ilave olarak özellikle son 20 yılda göller, sulak alanlar DSİ marifetiyle kurutuluyor. Su yoksa yaşam da yok.
*Teknolojinin gelişmesiyle biçerdöver ,patoz araçları mesailerini gece yapar oldu, tarladaki yavru gece kıpırdamaya fırsat bulamadan kıyma oluyor, kimsenin umrunda değil, lafı dahi edilmiyor.
*Daracık kümeslerde çiftlik tavuğu gibi yetiştirilen binlerce keklik doğaya DKMP marifetiyle doğaya salınıyor, taşıdıkları genetik bozukluklar ,parazit ve hastalıklar doğada ne tür bir tahribata yol açıyor bilen yok.
*1990'ların başında kullanılan DTT İç Anadolu'da çil kekliğin kökünü kazıdı. Yıllarca çil avı yasaklandı. Şu an Kullanılan zirai ilaçların yol açtığı sorunları hiçbirimiz tam olarak bilmiyoruz. Mesela maruz kalmak keklikte kısırlık, sakatlık genetik mutasyon gibi problemlere sebep oluyor mu? Bence cevabı kesinlikle evet.
*Kurak avcılığı(tuzakla avlanma)eskiden daha ziyade doğu vilayetlerinde görülürken şimdi yurt genelinde yaygınlaştı. Her yerde izlerini görüyor, sosyal medyada videolarını izliyoruz. Yasak olan bu usulle özellikle ilkbaharda çok sayıda keklik yakalanıyor. denetim sıfır.
*Küresel ısınma ile mevsimler değişti. Tam yumurta ve yavru zamanında seller, dolu yağışları afet düzeyinde görülür oldu. Yol açığı telefat korkutucu boyutta.
*Samanın para etmesiyle birlikte dağda ,taşta tarlada ne ot bırakılıyor ne saman ne deste. Nerede yaşatacak keklik yavruyu. Tarlaları usturayla biçecekler nerdeyse.
*Sezon kapandıktan sonra ilkbahar ve özellikle yazın köpeği olan bazı şahıslar soluğu köpek eğiteceğiz diye avlakta alıyor tam yumurta ve yavrular acemi köpeklerin fermasında telef oluyor ,çoğu kez köpeğin sahibi bile fark edemiyor mideye inenleri ayak altında ezilenleri.
* Defalarca gördük, işittik bıldırcın avında dağlardan gelen tüfek seslerini .Eli silahlı avcı müsveddeleri sezon açılmadan giriyor avlağa soran olursa bıldırcın avlıyoruz diyor. Şikayet de fayda etmiyor maalesef. Çoğu da o yörenin adamı .Limit falan zaten hak getire.
*Ve son olarak maalesef yine avcı baskısı: Bir keklik avlağına yirmi kişi girmemeli .kaç alay keklik olur bir avlakta .Limit dahilinde olsa bile geride kuş bırakmamacasına bir av kabul edilemez. Seneye ne olacak. Özellikle uzun mesafen başka şehre gelen avcılarda gözlemliyorum yarınlar yokmuşçasına avlanmayı. Açıklama basit: "Bilmem kaç km yoldan geldik ,limit dahilinde avlandık."Avlandın da 10 kişi bir avlakta 2 günde 40 kuş vurdun .Bir de yaralı giden vs. telefat var.El insaf...
Sürç-ü lisan ettiysem affola , rastgele