Selamlar arkadaşlar,
Geçen asrın başlarından da önce, henüz otomatik dolumlu yivsizler icad edilip pazara verilmeden, Amerikan Ordusu 12 numara
bir yivsizin kısa mesafede, su soğutmalı makinalı tüfekten sonra gelen ateşli silah olduğunu keşfetmişti...
O zamanın çok atışlı yivsizlerinin başta geleni pompalı türlerdi ve özellikle siper temizleme çatışmalarında bu tüfeklerin çok etkili olduğu
raporlarla tescil edilmişti.
Amerikalı taifesinin medeniyet götürme mekanlarından biri olan Filipin adalarında, İspanyollarla savaşılıp, ateş kes ilan edilıp, onların
rehavetinden istifadeyle saldırıp buranın mülkiyete geçirilmesinden sonra, bu insancıl görevi anlamamakta ısrar eden "Moro" yerlilerinin
hücumlarına karşı bu yivsizlerin atış süratinin dahi yetersiz kalışıyla yeni pompalı tüfek yapılandırılmalarının zaruri olduğu görülmüştü.
Yapılacak olan, pompalı tüfeğin zorunlu olan pompalama hareketinden sonra tetik çekilmesi işleminin otomatik olarak, pompa vuruşu
sonlandırılmasıyla birleştirilmesiydi... Yani bir nevi "Otomatik" pompalı yapmak...
İstek yerine gitti ve Winchester Model 1893 ve geliştirilmiş 1897, dahi John Browning tarafından bu yapılanmayla kullanıma sunuldu...
Amerikalı komutan John Joseph Pershing, tüfeği hain Moro'lar üzerinde bol miktarda deneyip etkili olduğuna karar verdi... Tüfek,
şarjörü sonuna kadar doldurulup hedefe pek de nişan almadan, kalçadan atışla doğrultulup tetiği çekili tutuluyor, pompa geri ileri
hareketi sürdürüldüğünce "Pat... Pat... Pat" atışa devam ediyordu...
Komutan Pershing, Birinci Dünya savaşında "Amerikan Dış Güçleri" başına general olup atandığında bu tüfeği ve ondan geliştirilen
1912 modelini de cepheye götürdü... Alman'lar da Moro'lar gibi tüfeğin hışmından nasiplerini aldılar... Ancak, Bu Alman Hükümeti,
Moro'lar gibi sessiz değildi... Silahın insan haklarına aykırı olduğu gerekçesiyle şikayet etti... Şikayet kabul gördü... Ancak Amerikalı'lar
aldırmayıp kullanımını sürdürdüler...
Pompa vuruşlu ateşleme daha sonradan Remington Model 17, Stevens 620 ve Ithaca 37 örneklerinde değişik yapılandırmalarla
yer aldı ve Amerikan ordusu, bu tüfekleri Wietnam savaşlarına kadar her çatışmada kullandılar.
Pompa vuruşlu ateşleme her markada daha değişik yapılanmalardaydı... Winchester 93/97'de tetiğe bağlı kaşığın yerine oturması
ile, Model 12'de güçlü mekanizma kilit yayının horozu serbest bırakmasıyla, Remington ve Ithaca'da mekanizma kilit levyesinin horozu
mekanizma yerine oturduğunda düşürmesiyle çalışıyordu.
Bu tüfeklerin en basit yapılanmada olan Ithaca Model 37'de pompa vuruşlu ateşleme 1980 yıllarına kadar üretimde kaldı... Diğerleri
çok parçalı ve zor üretimleriyle yerlerini daha basit modellere bıraktılar. Bizde bir zamanlar "Huğsan" tarafından klonlanan Ithaca'lar
bu özellikten yoksundur.
Amerikan pompalı pazarına aniden dahil olan İtalyan asıllı modellerin hiç biri yapılış başlangıcında bile böyle bir yaklaşımın olduğundan
haberdar değildi ve tamamı bu vasıftan uzak olarak müşterilere sunuldu.
Amerikan pompalı kullanıcıları zaman zaman bu özelliği silahlarında aradılar... Ancak olmadığını gördüklerinde fazla üstünde durmadılar.
Çoğu, sadece atışta tetikle horozun bağlantısı kesen mekanizmanın iptalıyle bu işlevin olacağını zannetmekteydi ancak, deneme
yapacak kadar meraklı olanlar bunun mümkün olmadığını gördüler. Aslında, yeni modeller bu özelliği taşıyan eski modellere göre
çok basıt yapılandırılmada idiler ve bunlara eski mekanizmaların mota mot tatbiki imkansızdı... Mübareklerin birindeki malzeme ve
işçilik sarfıyla yenilerden neredeyse üç tane yapılabilirdi.
Pompalı tüfeklerin atış süratini artıran bu özellik zaman zaman hizmet güçlerinde arandı... Ancak, otomatik dolumlu türler çoktan
pompalıların yerini almıştı ve onların hızı yeterliydi...
Düşük gramajlı dolularda, atış sürekliliği yönünden eksikliği olmayan pompalı tüfeklerin halen kullanıldığı bazı güvenlik güçleri, pompa
vuruşlu ateşlemeyi talep ettilerse de ne bizim üreticilerimizden, ne de İtalyan'lardan böyle bir isteğe cevap veren olmadı...İtalyan'lar
belki uğraşa değer bulmadılar, sürekli taklidle yaşayan üreticilerimizin yaratıcılıkları da muhtemelen elvermedi.
Ancak böyle bir talep halen mevcuttur ve Dünya şampiyonu üreticilerimize duyurmak boynumuza borçtur.
Saygılar.