Muhterem Arkadaşlar,
Ne düşünüyorduk, nerelere geldik. Kullanıcıları aydınlatacak bilgiler verme çabasından, Akdaş sözcülerinin mahkeme tehditlerine,
okumadan, peşin hükümle karşılık verme ithamlarına kadar ulaştık. Ben aynı iddiayı onlara tevcihten hicap duyarım.
Hibrit meselesi nasıl oluştu... Öncelikle bunu tetkik uygun olacaktır. Akdaş sözcüsü de zahmet eder okursa yararlı bulacağına eminim.
Bundan yaklaşık otuz yıl kadar önce, Benelli taklidi yivsizlerin bolca ülkemizde imal edildiği dönemlerde, bu tür yivsizlerin hafif doluları
kullanmadaki zaafı, güçsüz irca yayının küçük darbe ve silkinmelerle mekanizmayı açık bırakma arızalarına cevaben, muhtemelen
ilk önce Düzce tüfekçileri tarafından, aynı zamanlarda populer olan gazlı sistemle bir araya getirme yaklaşımı benimsenmiş, kullanıcıya
iki sistemin avantajlarını müşterek ihtiva ettiği zehabını veren bu sistem kısa sürede çok arzu edilir olmuş, gerekenin ötesinde bir
imaja getirilmişti. Kimsenin "Hibrit" tanımını aklına bile getirmediği o çağlarda modelin adı genelde "Gazlı Benelli" idi ve kinetik tabir
edilen yivsizlerin sık görülen zaaflarından uzak görünmekteydi. Sebebi araştırılmadan, bunu detaylı tetkik eden bir rapor ve saire
olmadan kullanıcılar nezdinde model, aranan, istenen bir meta haline geldi.
Akdaş sözcüsünün ifadesine göre, Firma aynı minval üzerine üretilmiş bir modeli, fason üretim için Japon SKB kuruluşuna teklif etti
ve hem gazlı hem de ataletli yahut bizdeki tabirle kinetik sistemin tüm donanımını havi bu melez yapıda yivsiz, "Hybrid" tanımı ile
SKB ürünleri arasında yerini aldı. Tüfeğin özelliklerini, aşağıdaki ilgili linkte ingilizce olarak görmek mümkündür;
https://www.skbshotguns.com/shotguns/is300-fieldDaha sonraları, belki SKB yetkililerinin dahli, yahut Akdaş'ın kendi müdahalesiyle Kinetik donanım tüfekten kaldırıldı, ancak bu, ne
bir şekilde kullanıcıya duyuruldu, ne de tanım kodlaması değiştirildi. Bizdeki kullanıcılar, hala tüfeğin iki sistemli olduğu inancıyla
taleplerini sürdürdüler.
Öte taraftan, gene bu forum içeriğinde, hayli önceden, basit Newton hesaplarıyla çalışan düzenin gazlı olduğu, kinetik yay tabir edilen
güç toplama elemanının hafif dolularda mekanizma açılışını yavaşlattığı, ağırlarda hızlandırıldığı izah edilmişti. O sıralar, üretici
kesiminden kimse buna ne itiraz, ne de teyid eder beyanda bulunmamıştı.
Halen Akdaş tarafından üretilen bu kodlamada tüfekte, kinetik donanım unsurlarının olmadığı bizzat sözcüsü tarafından ikrar
edildiğine, döner başlıklı kilit sisteminin bir otomatik besleme düzeneği olmadığı üniversal kaynaklardan basit bir araştırmayla
öğrenilebileceğine göre;
- Aslında taşımadığı bir özelliği sanki ihtiva ediyormuş imajıyla kullanıcıya sunmak "Haksız Rekabet" değil midir...
- Böyle bir üründen zikredilen donanım alınsa dahi, sanki varmış zehabını veren bir tanımla pazara vermek aynı uygulamaya
girmez mi...
- Ticari markalar, yanıltıcı imajlarla tescil edilebilirler mi...
- Haksız Rekabet kanunlar önünde bir suç değil midir...
- Böyle bir davranışın halk arasındaki adı "Kandırmaca" değil midir...
Muhterem Akdaş sözcüsü ve yetkilileri, Biz burada hem kullanıcı hem de, danışmaya değer bulurlarsa, üreticiler için yararlı olmaya
çalışan kişileriz... Sizlere sunulmaya çalışılan birikimini, ne günümüzün populer bilgi kaynağı internette, ne üniversitelerde, ne de
yakın coğrafyada kısa sürede bulabilmeniz mümkün değildir. Öyle olsaydı, o kadar yazılan arasından tabir caizse cımbızla çekip
çıkardığınız ve kendinizce hayıflandığınız "Torsiyon yay" tanımındaki hatayı, "Baskıya çalışan yaylar da aslında boyu uzatılmış torsiyon
yayları değil midir" şeklinde cevaplar geçiştirirdiniz. Bizim sizlerden beklediğimiz aslında budur.
Sahsımdan bahsetmeği zül sayarım ancak, şunu belirteyim ki; Bundan yaklaşık yirmi yıl kadar önce, Sadık Akdaş halen bir Huğlu
kooperatifi üyesi iken vaki kısa ziyaretimde Usta'nın erdemlerine şahit olmuş biri olarak, emek verip kurduğu müesseseyi bu durumda
görmek istemem.
Mahkemeymiş...
Saygılar.