Muhterem arkadaşlar,
Zevkler ve renkler münakaşa edilemez... Kişi neyi kendine yakın buluyorsa ona yaklaşacaktır.
Meraklı olup silah mekanizma çeşitlerini izleyip kullanmak isteyenler tabiatıyla her çeşit tüfekten almak isteyeceklerdir...
Yoklukta, zorunlukta av merakını, kişiler su borusundan yapma ağızdan dolma tüfeklerle dahi giderebilirler. Bundan kırk yıl önce
neredeyse büyük çoğunluğumuzun av silahı tek kırmalardı... Domuz avında yaralı hayvanın önüden kaçarken yere düşüp o sırada
tüfeğini açıp dolduran avcılar biliyorum...
Ama, yeterli para mevcut, alınacak yalnızca tek bir tüfek varsa... Bu yaşlı ağabeyinize ne kadar inanırsınız bilemem ama, bu
"Pompalı" değildir...
Pompalı, Amerikan kültür saldırısının bize hediye ettiği bir silah türüdür...
Elle dolum yapıldığı için arıza vermeyeceği düşünülür... Ancak gerçekte öyle değildir... Atım yatağında sıkışmış bir boş fişeği silahı
sökseniz dahi tehlikesiz biçimde alamazsınız...
Bunun yanında...
Filmlerde gördüğümüz esas oğlanlar tüfeği devamlı ayakta atış durumunda kullanırlar... Kuş avında, trap, skeette de öyledir....
Ama bir de yere yatıp yuvarlandığınızı, bu sırada kovan atma açıklığı düşeye bakar durumda pompalayıp tüfeği doldurduğunuzu
düşünün...
Hazneden fırlayan fişek namluya değil, "Şak"!... Yere düşecektir... Domuz avında halinizi artık bir düşünüverin...
Evinizde yanınızda pompalınız, uykudan bir gürültüyle uyandınız... Belli ki bir tehlike var... Üstelik zebellah gibi karşınızda... Tüfeğinizi
kaptınız, pompalayıp namluyu doldurmaya çalışıyorsunuz... Velakin el kundağı sanki çiviyle çaklmış gibi... Geri gitmiyor...Karşıdaki
silahtan ürküp kendininkini ateşliyor... Gittiniz... Niyazi oldunuz... Olay yerine sonradan gelen güvenlik ekibi uzmanı şöyle diyor;
"Vatandaş pompalısınn atım yatağını boşaltmış, ancak hazne dolu... Muhtemelen kullanmağı düşünmüş ancak horoz kuruluyken pompa
yapmak için sürgü kilidini açmak gerektiği o korkuyla aklına getirememiş... Yazık olmuş"...
Bu kere avdasınız... Domuz da olabilir kuş da... Attınız vuramadınız... Pompaladınız tetiğe asıldınız..."Tık"!... Tüfek patlamadı... Ne oldu...
Aceleyle el kundağını tam geri çekemediniz, kovan gitti ama atım yatağına fişek süremediniz... "Tık"!... Düşen tetiğin nahoş sesi...
Gene avdasınız... Attınız vuramadınız... Pür hışım el kundağını geri alıp boş kovanı attınız acele kapatıp tetiği çektiniz... E, gene "Tık"!...
Ne oldu... Bu sefer aceleden kapağı tam kapatamadınız... İyi ki kuş avındasınız...
Bunlar pompalı kullanımında akla gelen öncelikli mahzurlar... Yavaş pompalamayla atılamıyan boş kovanlar da işin daniskası...
Halbuki otomatik bir tüfek bu mahzurların tamamından azade, tüm işleri sizin için kendisi yapıyor... Onun için geliştiriimiş... Kuş avına
meraklıysanız en iyisi çifte... Ülkemizde her bütçeye uygun kullanılabilecek markalar var...
Avantajlı tarafarı yok mu pompalıların...
Olmaz mı...
El kundağından şöyle sıkıca tutup silkeleyerek tüfeği kurup doldurabilirsiniz... Seyredenler hayran olacaktır...
Namludaki fişeği bir başka doluyla değiştirmek istediniz... Tetik üstte, kovan atım açıklığı altta olacak şekilde pompalayın... Hem
namludaki hem de hazneden fırlayanın ikisi birden aşağı düşecektir... Tüfeği normal tutuşa getirin... Fişeğinizi sürün... (Her markada
olmayabilir)...
"Ben ille de pompalı istiyorum" diyorsanız...
Döner başlıklı türleri seçin... Kilit sistemi namlu kuyruğu ve gövde üzerinde hiç stress yaratmıyacaktır...
Saygılar.