Merhabalar,
sizlerle son dönemde ilgimi çeken trofe avcılığı ile ilgili yazmak istedim. Gerek ülkemizde büyük hayvan avının yapılmasının çok zor olması, gerekse kuş avcılığının beni daha çok cezbetmesi yüzünden bugüne kadar trofe avcılığı hiç ilgimi çekmedi. Trofe avcılığı ile ilgili yazıları genellikle okumuyor ve videolarını izlemiyordum çünkü bana sıkıcı geliyordu yani avcının bulunduğu dağdan öteki dağdaki geyiği vurması bana çok avcılık gibi gelmiyordu (Bu daha ziyade ingilizlerin ‘’shooting’’ diye tabir ettiği faaliyet, ‘’hunting’’ ayrı bir olay emek isteyen bir faaliyet). Taki, Meryl Streep ve Robert Redford’un Out Of Africa (1985) filmini izleyene kadar, ayrıca bu film gerçek bir hikayeye dayanıyor. Bu filmde, Robert Redford bir profesyonel avcı olan Denys Finch Hatton’I canlandırıyor. Denys Finch Hatton gerçek hayatta bir safari rehberi ve zamanında bir çok ünlü isimi Afrika’da avlandırmış bir kişi, mesela Prens 8. Edward gibi. Filmde kamplarının et ihtiyacını gidermek için çıktıkları bizon avında iz takibi yaparken bizonun aslanlar tarafından yenildiğini görürler ve yavaş yavaş oradan uzaklaşmaya başlarlar Taki aslanlar onlara saldırana kadar. Sonra, aslanlardan dişi olanını Meryl Streep bolt action tüfeğiyle vurur, erkek olan aslanı Rober Redford çifte tüfeği ile vurur. Burada benim asıl ilgimi çeken konu Robert Redford’un avlandığı çifte tüfek ve avında bir şansı olması.
Bundan sonra, Afrika avcılığı ile ilgili İnternet araştırmalar yapmaya başladım. Robert Redrod’un kullandığı tüfeğin Double Rifle olduğunu öğrendim. Bu tüfekler Afrika'daki tehlikeli avlar (dangerous game) için en uygun tüfek olduğunu öğrendim. Bu tüfeklerin mermileri insan neredeyse eli kadar büyük oluyor ve bu sayede büyük beşli (big five: fil, gergedan, buffalo, aslan, leopar) gibi kuvvetli hayvanları durdurabiliyor. Tabi, bu tüfeklerde kalibre kalibre ayrılıyor. Mesela, tehlikeli avlar için uygun görülen en küçük kalibre .375 H&H ama araştırdığım kadarıyla çoğu profesyonel avcı .470 NE kalibreyi seçiyor.
Afrika avcılığı normal izlediğimiz dağ avcılığı ve geyik avcılığına benzemiyor. Avlanılan coğrafya gereği avcılık sıklık yerlerde yapılıyor ve hayvan ile her an kafa kafaya gelme ihtimaliniz çok yüksek, hatta okuduğum bir yazıda ‘’bir fil 10 metre önünüzde olabilir ama göremeyebilirsiniz’’ diyordu. Genellikle ateş edilen en uzak mesafe 45-50 metre arası oluyor. Bunun yanında, avlanılan hayvanların tehlikeli oluşu var. Bufalo (Cape buffalo) Afrika’nın siyah ölümü (African black death) diye biliniyor çünkü bu bufalolar kanında en çok adrenalin taşıyan hayvanlardır. Kalpleri atmasa bile hala adrenalin etkisi ile saldırmaya devam edebilirler örneğin Cem Boyner’in Aşil’in topuğu yazısı ve Ernest Hemingway’in Francis Macomber'ın mutlu ve kısa hayatı öyküsünde olduğu gibi. Aslan ve leoparın saldırganlığını anlatmaya gerek yok sanırım. Gergedanlar ise saldırdığında direk boynuzlarını insan kalbine sokmaları ile ünlenmişler 1900’ün başlarında. Fillerde insanları ezmesiyle. Ama hepsinin arasında en çok avcı öldüren hayvan bufalolardır. O yüzden şuanda Afrika’da tehlikeli ava çıkan avcıların yanında en az 2 tane daha tüfekli insan bulunuyor.
Peki şuanda bu iş nasıl oluyor, öncelikle şunu söylemem gerek baya bir maliyetli, büyük beşlinin en ucuzu olan buffalo yaklaşık 12 bin dolar gibi bir ücreti var diğer hayvanları siz düşünün. Fakat, avcılık Afrika ekonomisine, doğasına ve halkına büyük katkılarda bulunuyor. Avlanmak için ödenilen paraların büyük bir kısmı vahşi yaşamı koruma amaçlı kullanılıyor, vurulan hayvanların derisi ve kafası alındıktan sonra etleri yöre halkına dağıtılıyor ve avcılığın serbest olduğu ülkelerde avcılık hep en büyük istihdam sağlayan sektörler içinde (Trophy 2017 belgeselini izleyebilirsiniz). Ayrıca, Kenya’da avcılık 1977’den beri yasak ve şuanda Kenya'da 1977’deki hayvan popülasyonundan çok daha az hayvan yaşamaktadır (rakamlar için Trophy belgeselini izleyebilirsiniz). Belgesel aslında bize tam olarak şunu anlatıyor hangi hayvan sever doğal hayatın devamı için tek seferde 10-15 bin dolar verebilir ama avcılar veriyor bu yüzden doğal hayatın devamı için avcılık önemli bir etken.
Afrika avcılığının çok sağlam bir geçmişi bulunmaktadır. 1900’lerin başından buyana Afrika'da birçok ünlü sima avlanmıştır örneğin Prens 8. Edward, Theodore Roosevelt, Ernest Hemingway, Winston Churchill, vb. İnşallah, birgün bizde avlanırız oralarda. Afrika avcılığı ile ilgili film izlemek olursa önerebileceğim Out OF Africa (1985) ve Ghost and the Darkness (1996) güzel filmlerdir. Kitap olarak önerebileceğim Ernest Hemingway ‘in Afrika’nın yeşil tepeleri otobiyografi tarzı bir kitaptır, yine onun Kilimanjaro ’nun Karları öykü kitabıdır. White hunters; golden age of African safaris, Brain Herne’nin 1999 yayımlanan kitabını zar zor türkiyede buldum ve aldım (D&R'da e-book olarak var). Bu kitap eski Afrika safarilerini ve ünlü avcıların hayatlarını anlatıyor, dili biraz ağır olduğu (ingilizce) için yavaş gidiyorum beğendiğim kısımları sizlerle paylaşacağım inşallah.
Iyi günler