Emrah Bey öncelikle belirtmek isterim ki ben bu işin ustası ya da bir bileni değilim. Zaten görüldüğü üzere yüzeysel olarak değerlendirdim ve herkesin de görebileceği şeyleri dile getirmiş oldum. Beretta ya da Browning hakkında olumsuz bir şey ifade ederken içimin nasıl cızz ettiğini anlatamam.
Yukarıda bahsi geçen ve üzerinde Browning yazan tüfeğin bir Belçikalı tarafından ne tasarlandığına ne de yapıldığına inanmıyorum.
Türkiyeli tüfeklerin bir gün Avrupalı tüfeklerden daha iyi olacağını ümit etmek artık daha kolay. Ama bu benim ya da bizim çaremiz değil. Çünkü Avrupalılar gittikçe kötüleşerek bize yaklaşıyorlar.
Öyle zannediyorum ki bu yazılanları bizim Türk firmalarının sahipleri veya çalışanları da görüyorlar. İsterdim ki birisi de kendi yaptığı tetik grubunu şuraya koysun da meydan okusun. Berettanın tetik grubu ile bizimkinin tetik grubunu konuşalım. En iyi vaadleri yakın servis. O da bin bir münakaşalı, kargo parasına kadar yerlerde sürünen bir laf kalabalığı.
Ben Türk malı bir tüfeğe bir Beretta parası vermeye hazırım. "Ben Berettadan iyi yaparım." demeye hazır bir firmamız var mı?
Biz yerlilere haksızlık yapmıyoruz. Yerliler arka sıralarda oynamayı daha karlı buluyorlar.
Avrupalıların bizden daha iyi oldukları bir gerçek. Onların bir takaları bir de amiral gemileri var. Bir pazar reyonları bir de koleksiyon reyonları var. Bizim firmalarımızın en iyi sloganı "Biz malımızın arkasındayız." En iyi reklamı da "Ürünlerimizin yüzde sekseni dış pazarlarda alıcı buluyor."
Üzerinde Türk Malı yazan ve dünyada bir numara olan bir şeyi görmeyi o kadar çok isterdim ki. (Ayran hariç)
Eğer ben ölmeden önce bütün dünyaya şapka çıkarttırabilecek bir silah üretebilirsek, toprağın altının kaç km olduğunu düşünmeden, rahatça ölebilirim o zaman.
Fatih Hocam, maksus mu yapıyorsunuz bunu
Kıyaslamaları görünce, Erol abinin; yerli tüfeklere haksızlık mı ediyoruz sözünü de düşünerek, olaya biraz fiyat fayda açısından bakmak istedim. Anlatmaya çalışacağım şey,övgü veya yergi değil.. Asla kötüleme amacı gütmüyorum. Sadece fikirlerimi paylaşmak istedim, yanlışlarım varsa lütfen düzeltin..
Şimdi, A400 ve Maxus fiyatları Türkiye pazarında ortalama 10,000 tl civarında..
Yurtdışında hem Avrupa hem de Cabelas fiyatlarına baktım, aşşağı yukarı aynı fiyatlar ve ikisi de ortalama 1300-1400 dolar..
Onların kendi parasıyla 1300 lira, bize göre dolar kurundan hesaplarsak 5,500 tl civarı.. Tl bazında bizdeki fiyatla yarı yarıya fark var..
Türkiyede, iyi marka/model diye tabir ettiğimiz ortalama 2000 tl fiyata sahip bir tüfeğin, fabrika çıkış maliyeti (vergiler hariç) en fazla 400-500 tl yi geçmiyor.
Şimdi bu maliyet bu şekilde iken, yurt dışında bizim paramıza 5000 tl ye satılan bir tüfeğin fabrika maliyeti sizce nekadar olabilir ? Onların da mutlaka kendi ülkelerine göre ödedikleri vergi payları vardır..
Special tüfeklerden bahsetmiyorum normal ve bilinen modeller.
Bu maliyetleri göz ününe alırsak, gerçekten yerli tüfeklere haksızlık mı ediyoruz, yoksa avrupa tüfeklerden, olması gerekenden fazlasını mı bekliyoruz ? Benim aklım hep buraya takılıyor..
Kişilik yapısı olarak, Fatih Hocam kadar detaycı ve titiz değilim, Onun tüfekte gördüğü detay hataların genelini görmezden gelip es geçebilirim.
Mesela pat diye bu parayı verip tüfek alacak kadar zengin değilim. Hadi diyelim ki çalışıp didinip 10 bin tl verip bir tüfek aldım ve tüfekte böyle hatalar gördüm, ben dahil bir çok kişinin hoşuna gitmez..
Asıl değinmek istediğim nokta, neden bu tip hatalar oluyor ? Bahsettiğim maliyetler mi bu işe sebeptir ? Yoksa bunlar otomasyonun cilveleri mi..?
Fiyat / fayda dediğimiz denge, sadece ekonomik olup işe yaramak mı, yoksa ödenilen paranın tam anlamıyla karşılığını görebilmek mi...?