Gönderen Konu: Tiranlık üzerine mükemmel bir yazı buyrun tarihte yolculuğa  (Okunma sayısı 912 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Murat DİNGİZ

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 1036
  • Thanked: 919 times
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Tiranlık üzerine birkaç kelam.

.....
Eyyy Polikrates! Sen kimsin ya!

Ne çok tiran geçmiş Ege’den, İyondan. Tiran enteresan kelime. Diktatör desen değil, despot desen değil, zorba da değil. Öyle asker masker kökenli olması da gerekmiyor. Sözlüğe baksan, “siyasi gücü zorla ele geçiren kimse” diyor, eski Yunanın yalancısıyım tavrında. İyon kentleri diyoruz ya; hani yeryüzünün en güzel göğü altında sanatla, bilimle, felsefeyle yoğrulan, demokrasinin beşiği coğrafyada kurulu olan. Bu kentlerde de tiranlık olur mu arkadaş, e oluyor işte. 12 İyon kentinden biri olan Samos, Osmanlıdaki adıyla Sisam adasının da bir tiranı var. Arkadaşlar karşınızda Polikrates! Samos tiranı! Selamlayın!

Şimdi Allahı var, hakkını yememek lazım, Polikrates Samos’u çok güçlü bir şehir yapmış. Zamanının en güçlü donanmasını yaratmış, adam daha ne yapsın! Ticaret Polikrates döneminde tavana vurmuş denebilir. O zamana dek herhalde görülmemiş uzaklıkta bir pazar da bulmuş. Evet, Polikrates Ege’nin ortasından Mısır’la ticaret yapmış. Düşünün artık, Mısır nire, Samos nire! Hatta Mısır’ın o zamanki hükümdarıyla dost olmuş iyi mi? Boru değil, Firavun Amasis! İki kanka karşılıklı hediyelerle dostluklarını perçinlemiş.

Ailemizin tiranı Polikrates ilginç bir şekilde yönetime geçmiş. Samos “cumhuriyetini” iki erkek kardeşiyle birlikte zorbalıkla ele geçiriyor, üçe bölüyor ve her bir bölgenin başına bir kardeş geçiyor. Cumhuriyet lafı bana ait değil, resmen Herodot öyle diyor. Yani sizin demokrasiniz, cumhuriyetiniz tiran olmayı kafaya koyan adama karşı, gün geliyor etkisiz kalabiliyor. Aynı dönemlerde sadece Samos’ta değil, mesela Naksos’ta, hatta sıkı durun Atina’da bile tiranlar yönetimi ele geçirmiş! Sonra bir ara ilginç bir uygulama başlamış. Yönetim biçiminin tiranlığa yol açacak yumuşak karnını güçlendirmek ve tiranlara engel olmak için dudak uçuklatıcı bir uygulama geliyor. Çarenin adı, ismin güzelliğine bakın, Çanak Çömlek Mahkemesi!!!!!

Ostrakismos- Çanak Çömlek Mahkemesi!

Eski Yunanca Ostraka kelimesinden çıkmış bir uygulama bu. Kırık çanak çömlek parçaları yani. Sistemin esası şu. Her yıl insanlar toplanıyor ve onlara deniyor ki, ey vatandaş ileride tiranlığa hevesleniyor diye şüphelendiğiniz kim varsa ismini yazın bir kırık seramik, çanak çömlek parçası üzerine! Vay arkadaş! Binlerce sene öncenin berrak kafaları bunlar. İnsanlar bu isimleri yazıyor ve sonra oylar sayılıyor. Eğer en az 6 bin kişinin yazdığı bir isim çıkarsa vay o adamın haline! Yok canım kesmiyorlar adamı. O adama diyorlar ki malın, mülkün, paran hepsi senin olsun, varlığına ya da onuruna dokunmuyoruz, sadece gideceksin bu toplumdan, terkedeceksin buraları! On seneliğine! On sene sonra istersen dönebilirsin, ama on sene gelmeyeceksin bizim aramıza. Sanırım ilk defa bu uygulama Atina’da hayata geçiyor. Ciddi ciddi işletiyorlar bu mahkemeyi ve Atina’nın önemli komutanlarından, devlet adamlarından bazıları on senelik sürgünlere yollanıyorlar iyi mi? Biraz üzerinde düşünülürse ilginç yerlere çıkıyor bu iş. İlk bakışta tiran olma heveslisi zararlı ve çok güçlü bir adamın adını yazacaklar algısı var. Fakat başka bir açıdan bakınca toplumda çok sevilen, çok taraftarı olan bir adamın yazılma ihtimali daha yüksek değil mi sizce de? Yani “herkes seviyor şu adamı, ileride bunu başa getirir bunlar, ama ben bu adamdan şüpheleniyorum” diyen sadece 6 bin kişilik bir azınlık yetiyor! Müthiş öngörü.

Modern psikolojide bir kavram var. Psikolojik dışlanma, ya da sosyal dışlanma olarak Türkçeleştirebileceğimiz bu kavram ne mi? Tabii ki Ostrasizm! Kelime tanıdık geldi mi?

Dönelim Polikrates’e

Ne demiştik. Polikrates ve diğer iki erkek kardeşi Samos’u paylaşmıştı hani. Sonra bizimki ne yapıyor dersiniz. Kardeşinin birini öldürüp, diğerini de sürgüne yollayıp onların bölgelerine de çöküyor ve Samos’un tek tiranı oluyor! Hadi buyrun! Adam öyle güçleniyor ki tüm düşmanları boyun eğiyor. Ellişer kürekli yüz gemisi ve bin okçusu olduğunu yazıyor Herodot. Her gittiği yere savaş ve yıkım götürüyordu diyor. Üç bin sene sonradan adama bilendim bak. Eyyy Polikrates sen kimsin ya! Gerçi hem nefret edip hem sevdiğimiz Erol Taş gibi adam. Dost most dinlemiyor ocağını söndürüyor herkesin. Şu hayat görüşüne bakın adamın: Dost diye hiç dokunmamak, hiçbirşeyini almamak yerine, dostun herşeyini, neyi var neyi yoksa alıp, azar azar vermek dostu daha mutlu eder, sizi onun gözünde daha kıymetli yapar diyor!?!?!?!!??!! Tam psikopat!
.........



  • fabarm l4s
Murat DİNGİZ
1983 MALATYA/Darende
 
The following users thanked this post: Lokman DERELİ, Doğan ATEŞ