Lafı götürmek istesek daha kim bilir nerelere gider... Aslında mesele şu: Ülkemizde vasıflı olmak isteyen kaç kişi var? İş yerlerinde herkes sabit ücret almıyor. Yapılan işe ve üstlenilen sorumluluğa göre ücretler değişiyor. Vasıflı olan, usta olan tabii ki de daha yüksek maaş alıyor. Belki üzerine ekstralar da alıyor. Birisi usta olmak istediğinde onu tutan yok. Olsun tabi. Usta olma; gönül işidir, beceri işidir, fedakarlık işidir, vs. Üzülerek söylüyorum ki memlekette "İşi nasıl daha iyi yapabilirim?" anlayışı yok. "Bir işi nasıl daha ucuza getirip, nasıl daha çok para kazanabilirim?" anlayışı var. Tembeliz. Bu gerçek. Kendimizi bir zanaata vakfedecek kadar dertsiz de değiliz. Bu da gerçek. Bizdeki usta sadece işini doğru yapan, yani yapması gerektiği gibi yapan adam (Kelime anlamıyla söylüyorum, yoksa bu şekilde usta bile bulmak çok zor). Ama usta dediğimiz kişinin biraz da işini hep bir tık daha yukarı taşımaya çalışan kişi olması gerekmiyor mu? İşte falanca usta kundağın her şeyinden anlıyor. Bu adam yaptığı işi ilerletme gayretinde değilse, stabil aynı işi yapıyorsa bence usta değildir. İnsan faktörü stabil olmamalı. O dediğin anca makine olur. Bilemiyorum dostlar, yanlış da düşünüyor olabilirim.
Hemen hemen her iş kolunda bu tip şeyleri gözlemliyorum, çok da üzülüyorum bu duruma. Tabi görüp üzülmek maharet değil; icraat de şart. Ben de tembelim yani.