SELAM ALEYKÜM
böyle güzel bir konu açtığınız için teşekkür ederim.
naçizane bana göre av hayvanlarının tükenmesine sebep avcılık değil.kaçak avcılığıda buna dahil ediyorum.avcılıkta yerli hayvanların popülasyonunu azaltan şey sürekli aynı merada avlanmaktır diye düşünmekteyim.
bunun dışındaki en büyük etken yanlış tarım faaliyetleridir bence. benim memleketimde buna dahildir bütün çiftçilerimiz toprağa atılan tohumları ilaçlıyor. bunları yiyen hayvanlarda ya üreme yetisini kaybediyor yada ölüyor. hayvanların en aktif olduğu nisan-mayıs dönemlerinde yaprak ilaçları gübreleri kullanılıyor.buda doğanın dengesini ciddi derecede etkilemekte çiftçileri organik gübrelere yönlendirmek ve bilinçlendirilmesi gerekmektedir. tabi bu işin normal döngüye gelmesi de en az 10-15 yılı alacaktır. saygılar
ve Aleyküm Selam
ilginiz için teşekkür ederim
İdris bey dediğiniz gibi kaçak avcılık elbette bu işin almazsa olmazı
Biz bölgemizde jandarma ve ormancıyı bir telefon kadar uzakta görüyoruz, o yüzden kaçakçılığı engelledik.
Meralarımızdaki Tavşan ve Keklik hergeçen gün tükeniyor. Sizin dediğiniz gibi aynı meraya takılmak bu işi körüklesede ,milletteki çok vurma hırsını anlamıyorum , 20 kişi gelip akşama kadar didik didik arayıp 20 tane tavşan vuruyorlar
Neden 20 tavşan , avcılık hangi kafa ile yapılıyorki böyle çok vuruluyor.
2 araba adam sadece vurmak pahasına avlanıyor kısaca canlı hayvana "Atış teknikleri" diyebiliriz.
Bu camia neden birlik olup 2 tavşanla yetinmeyip ,ağaç gölgesinde avın keyfini planlamıyor.
Tavşan ve Keklik merasında Köpekli avcılığa karşı çıkan birisi olarak umarım devlet görürde yasaklar.
Ben herzaman avcının avını Kendi nasibiyle vurma taraftarıyım.
Hayvanın hayvandan kaçma olasılığı kanatimce %10 dur , Hava rüzgarlı ise biraz kurtulma şansı vardır.
Köpekli avcılardan avın kurtulma şansı ise %1 dir "Tüfek patlamaz ise"
Bunlarıda bir kenara koyalım.
Gübre işinde ise topraklarımız tüm kansörejen maddelerle doldu taştı.
Tavşan ve keklik mera hayvanımız olduğu için özellikle sıvı gübrelemelerin gazabına uğramış durumda
Normal litret, dam ,şeker gibi katı gübrelerimizi ev tavşanı yemiyor yaban tavşanı erimeden bulup yermi bilmiyorum, Yaban kekliğine arpa,buğday, mısır içinede dap , litret,şeker attık hayvan yemedi.
Sıvı ilaçlar sağlığa zararlı değil desek Kututa ZEHİRLİ yazdığı halde Tarım Bakanlıkça onaylı ibaresi var.
15 gün yenilmesi içilmesi yasak. Sonra emilip bitkiyle yok oluyormuş muş .
Biz hertürlü meyve ağacında olduğu gibi zehiri atıp tüketmeye devam ediyoruz. Ama olsun zehirli değilmiş kelimesi bize yetiyor.
Keklik ve tavşan buğday ,arpa tarlalarında veya yakınındaki hozanlarda besleniyor buralardan zehiri alıp yuvada ölüyor olabilir. Milletimiz zaten işi abartmış durumda İş adamlarının ve büyük kişilerin firmaların yaptığı teknolojik tarımda;
Yumru geliştirici ,çiçek ilaçları ,yaprak gübresi vs dahası aldı başını gidiyor. Bu duruma Tarım bakanlığı organik ibaresi ile uyum göstersede ,Bu durumu sizinde dediğiniz gibi Organik gübrelermeye çevirmesi gerekiyor. En az 15 sene lazım
Meralarımızdaki Tavşan ve kekliği kaybetmemek için milletteki çok vurma aşkını yok etmek için biran önce birşeyle yapılması gerekiyor. Atıcılarımız yeryüzünün en iyi avcı olma yolunda vurduğu tavşanların ve kekliklerin ilerdede çocuklarının görebileceğini düşünmesi gerekiyor.
Kalabalık grupların "BU KADAR KAFİ " deyip Arkadaşlığın, avcılığın,doğanın, muhabbetin tadına varması gerekiyor.
Avcılar Ördeği,kazı,bıldırcını, kısaca göçmen kuşları vurduğu gibi Tavşan ve Kekliği vurmaya devam ederse birgün süs tavşanı kovalayacağız ,keklik büyütüp vurmaya çalışacağız. Gidişat aynen bu
Umarım bu çok vurma hırsı ortadan kalkar .
Saygılar ,selamlar