Başbuğ Attila Avrupa'yı karış karış fethediyordu. Sonunda Roma kapılarına dayandı ve Papa Başbuğ Attila'yı Kale önlerinde karşlamaya karar verdi. Attila'ya ağlayarak, sızlayarak yönelttiği sözlerle Atttila'nın Türk gönlünü hedefliyordu:
-Ey yoksulların koruyucusu. Ey zalimlerin korkusu... Ey büyük Attila! işte ben, bütün Hristiyanların temsilcisi, ben Papa 1. Leo, önünüzde diz çökerek yalvarıyorum: Dünya Hristiyanları adına sesleniyorum, bize acıyınız;
Attila'nın Papa'ya cevabı, Attila'yı daha da yüceltiyordu:
Kalkınız Papa hazretleri! bir din büyüğünün önümüzde diz çökmesine gönlümüz elvermez lütfen kalkınız! Roma'yı ve sizleri bağışlıyorum. Barış ve kardeşlik içerisinde yaşadığınız sürece, benden size zarar gelmeyeceğini biliniz. İmparatorunuz, Roma'lıları adalet üzere yönettiği sürece, ben uzaklardayım. Aksi halde çok yakınınızdayım! selam söyleyiniz, sizi bana gönderen imparatorunuza!
Sohbet bilahare devam ederken Papa'nın Hristiyan itikadını Attila'ya anlatması üzere Attila Papa'ya ders niteliğindeki şu cevabı verdi;
"Siz şaşırmışsınız.Hiç Tanrı'nın oğlu olur mu? O tektir." Demiştir.
Başbuğ Attila, Avrupa'da esen Asya'nın bozkır rüzgarıydı. kirlenmemiş, tertemiz bir bozkır rüzgarı..
''Ben ve milletim Tanrı'nın kırbacıyız. Tanrı yoldan çıkan milletleri cezalandırmak için bizi gönderir."