Selamlar;
Daha önce başka bir başlık altında yeni aldığım Franchi Affinity nin dipçik boyunun uzun olmasından dert yanıyordum. Dipçik tabanının kavisli olması, tüfeğin orijinalliğini bozmadan kesmeyi zorlaştırıyordu. Eksik olmasınlar sitedeki arkadaşlar orjinal dipçikle oynamamamı, yeni bir dipçik yaptırmamın daha mantıklı olacağını söylediler.
Gerek sitemizde gerek internet üzerinden yaptığım araştırmada, işin erbabı ve üstadı olarak Abdullah Kara ismi çoğunlukla ve övgüyle karşıma çıktı. Karadipcik.com adresindede sitemizdede telefonları mevcut, bende yazayım.
Abdullah Kara: 0536 926 28 09
İsmail Kara: 0535 208 78 93
Telefonla cuma günü geleceğimi bildirdim. Antalya'ya 200 küsür km. Konya/Beyşehir/Huğlu kasabası.
Tüfeğimi ruhsatımı alarak arkadaşlarımla yola koyulduk, yollar karlıydı ama ulaşımı etkileyecek kadar değildi. Abdullah usta bizi dükkanın önünde karşıladı, çok hoş sohbet birisi. Sadece muhabbete bile gidilebilecek bi insan.
Sohbet muhabbet bitti, tüfeği omuzla dedi, omuzladım. Meğer ben omuzladığımı sanıyormuşum! Uzun zamandır avcılık yaparım, iyide olduğumu düşünüyordum, ama nişan almadaki yanlışlığımın farkında değilmişim! Çok güzel teknikler anlattı, yanlışlarımı gösterdi. Ve benimde dahil herkesin düştüğü bi yanlışlığı farkettirdi!
Av bayine gidip Yeni tüfek alırken veya tüfeklere bakarken, herkes tüfeği bi tartar sonra omuzlar nişanlar, işte burada o ani nişanlamada herkes omzunu, kollarını, başını, boynunu ve gözünü nişan aldığı noktaya uydurmaya, tüfeğe uyum sağlamaya, tüfeği nişan aldığımız yere denk getirmeye çalışmazmıyız! Meğer bu yanlışmış. Bunları yaparak tüfeğin sana nekadar uyduğunu veya uymadığını anlayamazmışsın. Gözünü kapatarak tüfeği direk omuzlayın sanki bişeye nişan alır gibi, tüfeğe uymaya çalışmayın basitçe aniden omuzlayın. Boş tüfeğin karşısındaki arkadaşınız veya ayna karşısında, tüfek direk göze geliyormu, sağamı sola kayık, altmı atıyorsunuz üstmü, bi çok şey ortaya çıkıyor ( tabi doğru nişan aldığımızı düşünürsek). Sonra ustanın meşhur lafı, "her tüfek sıkar, kundak vurur"
Sonra kendisinin imal ettiği ölçü alma tüfeği ile atış şeklime, bana uygun ölçülerde olan dipçiğin ölçülerini çıkardı ve not etti.
Sıra geldi dipçiğin ve el kundağının yapılacağı cevizi seçmeye. Cevizin menşei kalitesi, rengi, yoğunluğu, köke olan yakınlığı, üstündeki damarların yoğunluğu, damarların şekline bağlı olarak numaralandırılıyor ve buna göre fiyatlandırılıyor. Ucuz tüfek dipçikleri damarsız renksiz oluyor bunlar 1 numara. Örneğin 4-5 numara dipçik tüfekten pahalı astronomik rakamlar. Bende bütçemi zorlayarak 3-3.5 numara arasında bi ağaç beğendim. İçimede sindi doğrusu. Tüfeği ve ruhsat fotokopisini bıraktım. 10 gün civarında biteceğini ve göndereceğini söyledi. Kucaklaşarak helalleşerek ayrıldık.
Hazır Huğluya gitmişken gezmemek olmaz. Çok küçük bi kasaba. Ama neredeyse heryer tüfek üretimhanesi. Kimisi küçük atölye, kimi küçük bi dükkan kimi küçük bi fabrika. Tüfekle ilgili ne ararsanız var. Birisi şok üretiyor, biyerde krom kaplama yapıyolar. Ayrıca Huğlu tüfeklerinin yapıldığı fabrikayada gittik gezdik, arkadaşım 66cm yadigar süperpozesini verdi, 76 cm çıkarıcak.
Neredeyse bende Huğlu dan ayrılarak genç Huğlu diye marka üreten bi ustanın yaptığı 76 namlu full işlemeli, enjektör ve selektörlü tek tetik bi çifte alıyordum. Markayı bilmediğim için son anda kendimi frenledim. Bu gezi ile ilgili birkaç fotoraf aşağıda. Tüfeğim geldiğinde son halinin fotoğraflarınıda paylaşırım.