suriye iç savaşı 2011 de başladıktan sonra SURİYELİLERİ gözlemledim zaman zaman bazılarıyla konuşuyorum. kimle konuşsam almanyada, isveçte akrabası var. hepsi de oraya kapağı atmaya bakıyor. eğitimli üst tabaka çıkmış gitmiş. sonra açtım okudum.
suriyenin 3/2 si çöl, 22 milyon nüfus varmış ama o kadar adama yetecek tatlı su kaynağı yok. ( nüfus planlaması mı, nüfus planlaması mı? o da ne
)
suyu denizden arıtacak paraları da yok. kuyu suyuyla yaşamaya çalışıyorlar. denize kıyıları 300 km gibi birşeyken hatay ı almışız 142 km mi ne kıyıları kalmış.
halkın akdeniz kıyıları ve fırat nehri kıyılarına yığıldığı, berbat bir ülke. başlarındaki adam mafya, karşısındakiler de kafa kesiciler. yani bu adamlar hurmadan başka güzel birşeyi olmayan bir ülke için ölmek istemiyorlar. ( 22 milyonluk ülkenin 8 milyonu kaçmış, 14 milyonu herşeye rağmen orada ve 7 yıldır savaşmaya devam ediyorlar)
düşünüyorum acaba ecdadımız 1919 da onlardan vergi istemeyen, askere almayan, üniversiteye sınavsız kaydeden bir ülke bulsalar suriyeliler gibi çıkıp giderler miydi. öyle ya, istanbul 1918 - 1923 arası 5 yıl işgal altında kaldı, bizansın bize direndiği kadar direniş olmamış.