Gönderen Konu: Anadolu leoparı pardon iran parsı hakkıdaki bilimsel gerçekler  (Okunma sayısı 4201 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Selim UYGUN

  • Üyelik Sonlandırıldı
  • *
  • İleti: 1086
  • Thanked: 1379 times
                               anadolu leoparı pardon iran leoparının alt türü dür. sanılalın aksine ayrı bir tür deyildir . kedigiller familyasından parsın 8 alt türünden birisidir. Parsların en irisidir. Buna rağmen insanlara saldırmaz; insanlardan kaçar. Boyları 190 cm'dir.dişileri; ayakları ile burnun ucundan kuyruk ucuna kadar birlikte erkek en fazla 250 cm olur .(Persian leopard) pers leoparı ayrı bir tür deyildir .yapılan dna testleride başka bir tür olmadığı kanıtlamıştır ;gerçi rengi ve yapısına bakıp çocuk bile aynı olduğu söylerde neyse  işin acı olanı ise bu konuda bile bir iran kadar olamıyoruz hayvanlarımızı koruyamıyoruz İranlı yetkililer bu konularda canla başla uraşmaktalar halla ama ülkemiz irandan çok geride hala doğal ortamlarında çok sayıda leopar ve çıta,azda olsa iran aslanı buludurmayı başabilmişler ve nüfüsları atırmaktalardır bizde ise koca sıfırdır durum  gürcitan Azerbaycan ermenistan iranda,türkmenistanda 100 ler 1000lerce olduğu söylenen bu leoparı bile neslini kurutmuşuz türkiyede 5-6 olduğu tesbit edilmişti son çalışmlarda hepsi bu kadar kalmış. kırmızı listededdedir .nesli tamamen  tükenme tehlikesi altındadır.vurulması durumunda ağır para cezası vardır .
LEOPAR = PARS = PANTER (Panthera tulliana)
 Çok degil, 100 yil öncesine kadar ülkemizde çok sayıda yaşıyorlarmis. Trakya hariç bütün bölgelerimizde yasadiklarina dair kayit ve gözlemler bulunmaktadır. tarih boyunca. Halen Güney Ege, Bati Akdeniz ve doğu Anadolu Hakkari'de zaman zaman görülmekte olduklarina dair duyumlar alinmaktadir. Zaman zaman yerel pazarlarda satisa sunulan postlar görülebilmektedir. Avlanmalari yasaktir; ancak iş işten geçmis gibi görülmektedir. Ülkemizde son olarak 17 Ocak 1974 tarihinde Beypazari'nin (Ankara) Bağgözü köyü yakinlarinda bir tane görülmüş ve köylülerce vurularak öldürülmüştür. en acısısı 2009-2011 Siirt 2013 yılıda diyarbakırda vurulmuştur .
2013 vurulan Diyarbakır 2009 siirtte vurulan leoparlardan alınan dna iran leoparın alt türü olduklarını kanıtlamıştır. iranda 1800 den fazla olduğu tahmin edilmektedir. .bir alt türüde Kafkas leoparıdır. Azerbaycan ve Ermenistan 500 den fazla olduğu söylenmentedir .hepsi aynı leopar türüdür aslında. elnin yapacı biyoloğu gözlem yaparsa böyle olur. yalan yanlış isim koyar  bizikilerde destekler pisirik tembel neme lazımcı olunca salla başını almaşını  kafayapısının sonucu türkiyede sadece 5 -6adet kaldığı düşünülmektedir .size bir anınımı anlatıyım bu leopar bir sefer gördüm.umadığım bir yerde ummadığım zamanda  tabii nerde gördüğümü söylemiyecem   :D  . beni görünce en az 2.5-3 metre ileri sıçyarıp kaçtı insanlardan Azrail görmüş gibi kaçıyor .saldırdığı söyleyen külleyen yalan söyler.birebir sahitim. ;D son yüzyılda bazı kayıtlar : ANADOLU PARSI 
 asya aslanı İngiliz araştırmacı Charles Danford' un 1869 yılına ait notlarında urfa Birecik köylülerce bir erkek aslanın vurulduğu yazar .kendi not ve kayıtlarında ayrıca Suriye sinirinda 1905 yillarinda görüldügüne dair kayitlar vardir. Bu tarihlerden itibaren hiç görülmedikleri için ülkemizde tamamen  soylarinin tükenmis olduklari kabul edilmektedir.

Eğer gerçekten Anadolu leoparından birkaç üye hálá yaşıyorsa, yok olmaları kesinlikle önlenmeli. Leoparın klonlanarak yeniden Anadolu’ya kazandırılmasının tek koşulu, canlı bir bireyin ele geçirilmesi ve DNA’sının elde edilmesidir.

Bir ihbar üzerine geçen yıl Kaçkar Dağları’nda bir leoparın ayak izlerini süren doğa fotoğrafçısı Agop Savul, tele-objektifle leoparın fotoğrafını gerçekten çekti mi? Eğer çektiyse Anadolu loparı hálá yaşıyor demektir.

Agop Savul’un bu fotoğrafı, çalışmalarına sponsorluk yapan meraklı bir işadamına verdiği belirtiliyor. Bu nedenle fotoğrafı Türkiye göremiyor. Fotoğraf gerçekten Anadolu parsına mı ait?

Anadolu leoparı veya parsı yaygın olarak en çok Ege bölgesinde yaşıyordu. Atatürk zamanında ülkemize gelen ve Türkiye’de zoolojinin kurucusu olarak bilinen Alman profesör Hans Kumarloeve, yayınladığı haritada, parsın yaşadığı bölgeleri göstermişti. Haritada, parsın ‘çok’, ‘az-çok’ bulunduğu belirtilen yerler Ege Bölgesi ile Batı Akdeniz bölgesiydi. Bunun yanında Amanos Dağları, Van, Hakkari, Kars, Iğdır gibi Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu bölgeleri ile en son pars vakalarının meydana geldiği, Batı Karadeniz'de Bolu-Seben ile İç Anadolu bölgesinde Ankara- Beypazarı'nda yayılış gösterdiği kayıtlara geçmiştir.

Prof. Kumerloeve’nin, Cumhuriyet’ten önceki ilk pars kayıtlarını inceleyerek, 1956 yılında yazdığı "Parsın Anadoludaki Yayılışı Hakkında" başlıklı makalesi ilk belgedir. Bundan sonraki kayıtlar, gazete ve dergi haberleri, avcı derneklerinden elde edilen bilgiler, bazı meraklı kişilerin özel kayıtları, halen yaşayan veya ölü kişilerin pars avcısı olan yakınları ile yapılan diyaloglar ve alan çalışmaları sonucunda elde edildi. Aşağıda pars ile ilgili kayıtların dökümü görülüyor.

Bir soykırım öyküsü Ortadoğu’da zoolojik araştırmalar yapan İngiliz araştırmacı Charles Danford' un 1879 yılına ait notlarında Birecik' in güneyinde bir şeyh tarafından kendisine canlı bir çita hediye edildiği belirtilmektedir.

1856: Araştırmacı-gezgin Tchihatcheff'in İzmir'in doğu tarafında bir pars vurduğunu, Valenciennes yazdı.

20.11.1879'da araştırıcı-gezgin Danford'un gözlemlerine göre; Adana ili Osmaniye ilçesi Gavur dağında vurulan dişi parsın ölçüleri şöyle: Baş ve gövde uzunluğu takriben 150 cm, kuyruk uzunluğu 94 cm, omuz yüksekliği 66 cm dir. Buna ait kafatası ve iskeletin Britanya Natural History müzesinde olduğunu Kumerloeve yazdı.

1925-30 arasında Antalya ili Gündoğmuş ilçesinde pars görüldü. AV 7(1).

1928 Nisan ayında Muğla ili Milas ilçesi Varangelmez dağında Mehmet Akın bir pars vurdu (Yurtta ve dünyada Av ve Deniz Sporları Ocak-Şubat 1953 Yıl 4, sayı 27- yazar Süreyya Bey).

 Yine aynı yıl bir av partisinde Hatipkışla köyünden avcı Hamid yaralı bir pars tarafından parçalandı. Ve Anadolu'daki Pars varlığı tartışıldı.

 1931: Whittal tarafından Karacahisar'da vurulmuş bir parsın postu Britanya Natural History müzesinde bulundu. (Kumerloeve)

Sürek avı başlıyor

8 Şubat 1936 yılında İzmir Avcılar Derneği ikinci başkanı Mustafa'nın verdiği bilgiye göre; Aydın ili Söke ilçesi Moralı köyü civarında Naipli köyünden 22 yaşında bir genci bir pars parçaladı. Çine ilçesinin Beşparmak, Tire ilçesinin Kadife ve Habibler, İzmir ili Değirmendere, Armutlu ormanlık alanları, Selçuk ve Belevi çevresinin ormanlık ve dağlık alanları Pars avı için tercih edildiği bildirildi (8 Şubat 1936 Cumhuriyet).

1 Nisan 1936: İzmir'in Seferihisar ilçesi ormanlık alanında bir parsla avcılar arasında korkunç bir mücadele oldu, pars birkaç avcıyı yaraladıktan sonra Osman oğlu Kara Mustafa tarafından öldürüldü. (1 Nisan 1936 Cumhuriyet)

1936: Kastamonu ili Cide ve Daday ilçelerinde, Giresun, Erzincan ve Erzurum'da 350 adetten fazla pars bulunduğu bildirildi. (Avcılık dergisi 1936).

1939: Isparta ili Kovada gölü çevresinde iki tane pars vuruldu. (AV 7)

İnönü’ye armağan

1940: Adana ili Kadirli ilçesinde Aydın Gücüm adlı şahıstan alınan bilgiye göre bir pars vuruldu. (Kumerloeve-1956). Aynı yıl Muğla ile Çine arasında bulunan Hatipkışla köyünde bir pars avlandı. Hatipkışla köylüleri parsın 4 metre olan postunu İsmet İnönü'ye armağan etmişler. (Anadolu Biyoloji Tarihi Notları, Erkan Kayaöz, Hagop Savul 1999)

1940: Aydın ili Çine ilçesinden Muharrem Kılıç'ın vurduğu pars, 3.96 metre boyunda olduğu yakınları bildirildi. (Anadolu Biyoloji Tarihi Notları, Erkan Kayaöz, Hagop Savul, 1999)

İzmir’in Parsı: Zoza

1942: İzmir ili Urla ilçesi dağlık alanında bir çoban tarafından yavru pars yakalandı ve İzmirli tanınmış avcılardan Murat Türkmenoğlu'na satıldı. Murat Türkmenoğlu tarafından 9 ay bakılan pars büyüyünce İzmir hayvanat bahçesine armağan edildi. "Zoza" adlı parsın fotoğrafı Cafer Türkmen tarafından çekildi. Konu başlığı "İzmir hayvanat bahçesinin Zoza'sı " . (Av ve Deniz dergisi Ekim 1946 (kapaktaki tarih) 31 Aralık 1946,sayı 11, sayfa 16)

1945: Bitlis ilinin Enip Düzü mevkiinde Mustafa Onat adlı şahıstan alınan bilgiye göre, iki tane pars kaydı Mecit bey tarafından tutuluyor. (AV 7: 6-13). Aynı yıl Antalya'nın Kaş ilçesinin Kıbrısçık deresinde bir pars vuruldu (AV 7- 1).

1945-55 yılları arasında Aydın ili Çine ilçesi ormanlık alanında 5 tane pars vuruldu. (AV 7-1).

1949: Aydın ili Söke ilçesi Yeniköy ile Bağarası köyleri arasındaki Aslan yaylasında pars yavrularının görüldüğü Hamdi Gündoğdu tarafından doğrulandı. (Anadolu Biyoloji Tarihi Notları, Erkan Kayaöz, Hagop Savul,1999)

1950: Muğla ili kaynaklı pars kaydı ve örneği İ.Ü.Zooloji müzesinde bulunduğu C. Bilgin (1993) tarafından bildirildi. Aynı yıl İzmir ili Salihli ilçesi ormanlık alandan elde edilen iki pars örneği İzmir ve Ankara hayvanat bahçelerine gönderildi (Kumerloeve; 1956). Aynı yıl İzmir ili Ödemiş ilçesi ormanlık alanında öldürülen parsın derisi İzmir hayvanat bahçesine gönderildi (Kumeloeve;1956).

1950: İzmir'de çıkan gazetelerde Mantolu Hasan'ın (Hasan Bele) bir parsla boğuşması haber oluyor. Konu başlığı "Selçukta bir kaplan avı ", yazarı T.Durak. (Yurtta ve dünyada Av ve Deniz sporları, 1 Ocak 1952 yıl 2, sayı 23)

Pars katili sahnede

1950: Çine ilçesi Kocakavak mevkiinde Kırksakalar köylülerinin parsa sık rastladıkları yerel halk tarafından bildirilmektedir. Anadolu Biyoloji Tarihi Notları, Erkan Kayaöz, Hagop Savul (1999).

7 Aralık 1951: Mantolu Hasan (Hasan Bele) adıyla tanınan pars avcısı Aydın ilinin Selçuk ilçesi dağlarında büyük bir pars vurdu. Av ve Deniz dergisinin 1 Ocak 1952 23. sayısında T.Durak imzalı yazıda Mantolu Hasan'ın 30 yıl içinde bu yörede 15 pars avladığı kaydedilmiştir.

1952: Balıkesir ilinin Dursunbey ilçesi yakınlarında bir pars avlandı. AV7(1).

1952: Aydın ili Kuşadası ilçesi Güzelçamlı köyünden Mehmet Karabulat tarafından Dilek Yarımadası Dilek dağı Kırkbasamak mevkiinde tuzakla yakalanan ve Ankara hayvanat bahçesinde adı "efe" konulan pars, 6 yıl burada yaşadıktan sonra öldü. Bu parsa ait tahnit Diyarbakır Ana Jet üssünde bulunmaktadır. (Anadolu Biyoloji Tarihi Notları, Erkan Kayaöz, Hagop Savul-1999)

1955: Antalya ilinin Alanya ilçesi Ceberis dağlarında bir pars vuruldu, daha sonraki yıllarda bu yörede parsa bir daha rastlanılamadı. Aynı yıl Doğubeyazıt-Iğdır yolu üzerinde ve Muğla ilinin Köyceğiz ilçesi Ağla yöresinde birer pars görüldü. 1955 yılına kadar Muğla ilinin Marmaris ilçesi Bolandağı mevkiinde devamlı olarak pars görüldü (AV 7-1).

Üç pars daha

1956: Antalya ilinin dağlık ve ormanlık alanlarında 3 tane pars vurulduğu Kumerloeve (1971) tarafından kaydedildi. Aynı yıl Adana ili Osmaniye ilçesi Amanos dağlarında bir adet pars avlandı, postu halen Orman Mühendis Muavini Ekrem Mutlu'dadır. (AV 7-1).

1956: İzmir ilinin Şaşal mevkiinde İzmir Merkez Avcılar Kulübü ile Eşrefpaşa Avcılar Kulübü’nün ortaklaşa düzenledikleri sürek avında, Mehmet Canbulat (Eşrefpaşa kulübü) isimli avcı tek şevrotin tanesi ile kalp zarını delerek bir pars öldürdü. Parsın tahniti çok kötü korunmuş bir şekilde Eşrefpaşa Avcılar Derneği’nde bulunuyor. (Anadolu Biyoloji Tarihi, Erkan Kayaöz, Hagop Savul-1999).

1958: Hatay ilinin Arsus ilçesi ormanlarında Orman İşletme Şefi Osman Yaşar pars gördü. (AV 7-1). Aynı yıl İzmir ili Selçuk ilçesi Zeytin köyünde üç tane pars yavrusunun görüldüğü, bunlara yerel halkça "kırmızı et parçası" dendiği, Hamdi Gündoğdu tarafından doğrulandı. (Anadolu Parsı Tarihçesi ve Yaşama Alanları, Erkan Kayaöz; 2000).

1960: Muğla ili orman köylerinde avlanan parsın postu, Prof. Dr. Muhtar Başoğlu tarafından Muğla ili civarında yapılan bilimsel gezide köylülerden alındı, halen İ.Ü. Fen Fakültesi Biyoloji Müzesinde bulunmaktadır. (Anadolu Biyoloji Tarihi Notları, Erkan Kayaöz, Hagop Savul-1999)

13 Aralık 1962: Siirt ili Şırnak ilçesi Cudi dağında Düven köyü yakınlarında bir kaplan (Panthera tigris virigata) vuruldu. Anadolu Biyoloji Tarihi Notları, Erkan Kayaöz, Hagop Savul-1999).

1963: İzmir’in Bayındır ilçesinde ve Van’ın Özalp ilçesinde birer pars vuruldu. (Av 7-1).

1963-64: Kars’ın Kağızman ilçesi civarında bir pars görüldü (Av 7-1).

1965: Hatay ili Amonos dağlarında bir pars vuruldu, postu İskenderun'da satıldı (Av 7-1).

1966: Hakkari- Şemdinli’de bir pars vuruldu, ayrıca üç tane de avcılar tarafından görüldü. Yılın sonlarında Şemdinli civarında ve Van’ın Özalp ilçesi civarında birer pars görüldü.

İlaçla zehirlendi

12 Şubat 1967: Bolu’nun Seben ilçesinin 5 km batısındaki ormanlık alanda Bezer köyünden Ali Çalayır tarafından domuz kurşunu ile erkek bir pars vuruldu. Daha sonra Hamza Tiftikçi isimli bir şahıs parsın postunu İstanbul Sirkeci Han Kat 1, numara 1'de bulunan kürkçü Araksi'ye sattı.

1968: Konya ilinin Bozkır-Hadim ilçeleri arasında bir pars görüldü (AV7-1).

1969 Yılı Ocak ayı: Hatay’ın Samandağı ilçesinin kızılçam ormanlarıyla kaplı dağlık kısmında bir pars, köylünün eşeğini parçaladı ve köylü eşeğin leşi üzerine zirai mücadele ilacı döktü, leşi yiyen pars öldü.

Kuşadası’nda kükremeler

1970: Aydın dağlarında N.Vural isimli bir şahıs tarafından bir adet pars tespiti yapıldı. (Av 3-7). Aynı yıl Kars’ın Kumerloeve tarafından pars tespiti yapıldı. 1971 yılına kadar her yıl Aydın ili Kuşadası ilçesinin güneyinde yer alan Dilek Yarımadası Milli Parkı’nda pars kükreyişlerinin duyulduğu, Milli Park yöneticilerince bildirildi. Daha sonra yarımadayı karaya bağlayan kısımlarda insan yoğunluğunun artması yüzünden pars bir daha görülmedi. 2000 yılında Güzelçamlı beldesinde oturan Murat Fakçı isimli şahıs Milli Parkın içindeki Kalamaki deresinde pars gördüğünü söylemesi üzerine Hagop Savul ile yapılan araştırmada bir bulguya rastlanamadı.

1970: Türkiye, İran, Irak üçgeninde yaşayan Anadolu kaplanı (Panthera tigris virigata) Hakkari Uludere ilçesinden Şehit Şen tarafından vuruldu; kaplanın postu Ali Üstay müzesindedir. (Anadolu Biyoloji Tarihi Notları, Erkan Kayaöz, Hagop Savul; 1999).

1972: Ağrı dağında bir adet pars tespiti yapıldığı Kumerloeve (1975) tarafından bildirildi. Aynı yılın ağustos ayında Eskişehir ili Çatacık ormanlarında bir parsın bir çobanı yaraladıktan sonra kaçtığı tespit edildi (Av 7-1).

Beypazarı parsı

17 Ocak 1974: Ankara ili Beypazarı ilçesinin 5 km batısında Bağözü köyünden Havva Köksal adlı kadına saldırıp, kolunu iki yerden kıran ve köy bekçisi Ahmet Çalışkan tarafından vurulan parsa ait tahnit Ankara MTA Tabiat Tarihi Müzesi’nde sergilenmektedir.

1974: Adana ili Pos-Çatalan ilçeleri arasındaki Söğüt bölgesinde Sabit Tarhan (1994) gece araba farının 10 metre ilerisinde bir pars gördü.

1975: Adana ili Pos-Çatalan ilçeleri arasındaki Söğüt bölgesinde orman işçilerinin Sabit Tarhan'a (1994) verdikleri pars kaydı bilinmektedir.

1976: Türkiye'ye gelen İsviçreli doğa uzmanı Dr.Marcus Borner Türkiye'de yaşayan parsın dünyada benzerinin bulunmadığı, yaşama alanının Batı Anadolu ve Doğu Karadeniz olduğunu, bunların sayılarının 5-10 tane kadar olabileceğini söyledi.

Ege ve Akdeniz’de yok oluş

Anadolu Biyoloji Tarihi kapsamındaki çalışmalarımız sonucunda, Ege ve Batı Akdeniz bölgelerinde parsın kesin olarak bulunmadığı saptandı. Bu kanımız, bu bölgelerde 1999 yılından beri sürdürdüğümüz alan çalışmaları, avcı dernekleri ile yapılan görüşmeler, alınan pars ihbarlarının değerlendirilmesi sonucunda oluştu.

Fakat; Doğu Akdeniz, özellikle Mersin ili Mut ilçesi Kestel dağı Dandi mevkiinde 2001 yılı Nisan ayı ortalarında, Alahan köylüleri "kirli sarı renkli ve benekli, uzun kuyruklu, 1.5-2 metre uzunluğunda gayet çevik yırtıcı bir hayvanın" tarifini yapmaktadırlar.

Yine Mut ilçesi Alahan köyünden Hulusi Doğan isimli bir şahıs 5 Haziran 2001 tarihinde Dandi mevkii Boncuk çeşmesi civarında yukarıdaki tanıma uyan parsı gördüğünü söyledi. Buradan alınan pislik örneği de burada bir parsın yaşadığını ispatlamaktadır. Bu bölge ile Amonos dağlarındaki pars tespiti, alan çalışmalarımız ile sürmektedir.

Kaçkarlar’da Pars izi

Doğu Karadeniz Bölgesi’nden çok az ihbarın gelmesine rağmen Kumerloeve'nin haritasında burada da parsa işaret edilmesi, bu bölgenin daha bakir bir doğaya sahip olması bizi her zaman kuşkulandırmıştı.

Cemal Gülas isimli bir şahsın 16 Mart 2001 tarihinde Kaçkar dağlarında fotoğrafını çektiği izler üzerinde Hagop Savul ile yaptığımız değerlendirmede burada parsın yaşadığını gösteriyordu; izler 50 metre uzunluğunda tek sıra halinde 15 cm genişliğinde ve sert kar üzerinde 10 cm derinlikteydi; bu bilgiler, hayvanın 70-80 kg ağırlıkta bir parsa ait olduğunu gösteriyordu. Bu bölgede daha sonra yaptığımız alan çalışmalarında çamur üzerinde de aynı boyuttaki izleri saptadık.

Fotoğrafı çekildi

1-15 Ekim tarihleri arasında Çamlıhemşin ilçesi Kaçkar dağlarında bulunan Hazindağı, Pokut, Sal, Elevit yaylarında detaylı alan çalışmalarımız sırasında bir köpek ve onun peşindeki parsın görülmesi ile kaybolması bir oldu.

Daha sonra aynı mevkilerde yapılan ısrarlı çalışmalar sonucunda, 5 Ekim 2001 tarihinde parsın fotoğrafı çekildi. Anadolu Biyoloji Tarihi Çalışmaları (E.Kayaöz, H. Savul.2001).

Fotoğraf tele-objektifle doğa fotoğrafçısı Agop Savul tarafından çekildi. Ancak Agop Savul’un bu çalışmaları meraklı bir işadamı tarafından finanse ediliyor. Fotoğraf bu nedenle söz konusu işadamında. Anadolu memelileri üzerine çalışmalar yapan ve belge toplayan işadamınının bu fotoğrafı hazırlamakta olduğu kitabında kullanacağı sanılıyor.

Erkan Kayaöz

Orman Yüksek Mühendisi

From Wikipedia, the free encyclopedia


Jump to: navigation, search



Persian leopard

Persian Leopard sitting.jpg


Conservation status
 


Endangered (IUCN 3.1)[1]
 

Scientific classification e

Kingdom: Animalia
Phylum: Chordata
Clade: Synapsida
Class: Mammalia
Order: Carnivora
Family: Felidae
Genus: Panthera
Species: P. pardus
Subspecies: P. p. ciscaucasica
Satunin, 1914

Trinomial name

Panthera pardus ciscaucasica
Satunin, 1914
Persian leopard present range.png

The Persian leopard (Panthera pardus ciscaucasica syn. Panthera pardus saxicolor), also called the Caucasian leopard or Central Asian leopard, is the largest leopard subspecies native to the Caucasus region, southern Turkmenistan, northern Iran and parts of western Afghanistan. It is listed as Endangered on the IUCN Red List; the population is estimated at fewer than 871–1,290 mature individuals and considered declining.[1] Leopards possibly also occur in northern Iraq.[2]

A phylogenetic analysis suggests that the Persian leopard matrilineally belongs to a monophyletic group that diverged from a group of Asian leopards in the second half of the Pleistocene.[3]




Contents
  [hide] 1 Taxonomic history
2 Characteristics
3 Distribution and habitat 3.1 In Iran
3.2 In Armenia
3.3 In Azerbaijan
3.4 In Georgia
3.5 In Turkey
3.6 In the North Caucasus

4 Ecology and behaviour
5 Threats
6 Conservation 6.1 In captivity
6.2 Reintroduction projects

7 See also
8 References
9 Further reading
10 External links


Taxonomic history[edit]

The Russian explorer Satunin first described the Caucasian leopard P. p. ciscaucasica in 1914 on the basis of a specimen from the Kuban region of North Caucasus.[4] The British zoologist Pocock described specimens from different areas of Persia as P. p. saxicolor in 1927, recognizing the similarity to P. p. ciscaucasica.[5] Today, these names are considered synonyms.[6]

Characteristics[edit]

The Persian leopard is large, weighing up to 60 kg (130 lb), and light in color.[7] They vary in colouration; both pale and dark individuals are found in Iran.[8] The medium length of the body is 158 cm (62 in), of the tail 94 cm (37 in), and of the skull 192 mm (7.6 in).[9]

Biometric data collected from 25 female and male individuals in various provinces of Iran indicates average body length of 259 cm (102 in). A young male from northern Iran weighed 64 kg (141 lb).[10]

Distribution and habitat[edit]


 


 Portrait by A. N. Komarov.
Leopards were most likely distributed once over the whole Caucasus, except for steppe areas. Surveys conducted between 2001 and 2005 confirmed that there are no more leopards in the western part of the Greater Caucasus, and that they survived only at a few sites in the eastern part. The largest populations survive in Iran.[11] The political and social changes in the former Soviet Union in 1992 caused a severe economic crisis and a weakening of formerly effective protection systems. Ranges of all wildlife were severely fragmented. The former leopard range declined enormously as leopards were persecuted and wild ungulates hunted. Inadequate baseline data and lack of monitoring programmes make it difficult to evaluate declines of mammalian prey species.[12]

As of 2008, of the estimated 871–1,290 mature leopards[1]
550–850 live in Iran, which is the leopard stronghold in Southwest Asia;[8]
about 200–300 survive in Afghanistan, where their status is poorly known;
about 78–90 live in Turkmenistan.
fewer than 10–13 survive in Armenia;
fewer than 10–13 survive in Azerbaijan;
fewer than 10 survive in the Russian North Caucasus;
fewer than 5 survive in Turkey;[13]
fewer than 5 survive in Georgia;
about 3–4 survive in Nagorno-Karabakh (officially part of Azerbaijan).

Persian leopards avoid areas with long-duration snow cover and areas that are near urban development.[14] Their habitat consists of subalpine meadows, broadleaf forests and rugged ravines from 600–3,800 m (2,000–12,500 ft) in the Greater Caucasus, and rocky slopes, mountain steppes, and sparse juniper forests in the Lesser Caucasus and Iran.[11] Only some small and isolated populations remain in the whole ecoregion. Suitable habitat in each range country is limited and most often situated in remote border areas. Local populations depend on immigration from source populations in the south, mainly in Iran.[15]

In Iran[edit]

Leopards are widely distributed in Iran, but more abundant in the northern part of the country.[8] They are present in 74 protected and non-protected areas, of which 69% are located in northern Iran. They are mainly found in the Alborz and the Zagros mountain ranges and throughout the northwestern region, which crosses these mountain chains. The Hyrcanian forests located in the north and along the Alborz mountain chain are considered as one of the most important habitats for leopards in the country. Their habitat comprises climates with temperatures ranging from −23 °C (−9 °F) to 49 °C (120 °F), but they are most often found in habitats with temperatures of 13 to 18 °C (55 to 64 °F), 0 to 20 days of ice cover per year and rainfall of more than 200 mm per year.[16]

With more than 3,500 km2 (1,400 sq mi), the Central Alborz Protected Area is one of the largest reserves in the country where leopards roam.[17] In the Sarigol National Park in northeastern Iran, four leopard families with two cubs each were identified during a survey carried out from 2005 to 2008. A male leopard was photographed in January 2008 spraying urine on a Berberis tree; he was photographed several times until mid-February in the same area.[18]

In Bamu National Park located northeast of Shiraz in Fars Province, camera trapping carried out from autumn 2007 to spring 2008 revealed seven individuals in a sampling area of 321.12 km2 (123.99 sq mi).[19]

In Armenia[edit]

In Armenia, people and leopards co-existed since the early prehistoric times. By the mid-20th century leopards were relatively common in the country's mountains.[20] Today, the leopard stronghold is the rugged and cliffy terrain of Khosrov State Reserve, located south-east of Yerevan on the south-western slopes of the Geghama mountains, where between October 2000 to July 2002 tracks of no more than 10 individuals were found in an area of 780 km2 (300 sq mi).[21] Leopards were known to live on the Meghri Ridge in the extreme south of Armenia, where only one individual was camera-trapped between August 2006 to April 2007, and no signs of other leopards were found during track surveys conducted over an area of 296.9 km2 (114.6 sq mi). The local prey base could support 4–10 individuals, but poaching and disturbance caused by livestock breeding, gathering of edible plants and mushrooms, deforestation and human-induced wild fires are so high that they exceed the tolerance limits of leopards.[22]

In Azerbaijan[edit]

Leopards are present in the Talysh Mountains in the far southeast, where their habitat is continuous with that on the Iranian side of the Talysh Mountains. They also survived in northwest Azerbaijan in the Akhar-Bakhar section of Ilisu State Reserve in the foothills of the Greater Caucasus until recently, but current numbers are extremely low.[15]

Despite occasional sightings, it was not clear whether leopards had been extinct in Azerbaijan by the late 1990s, until a specimen was camera-trapped in March 2007 in the Hirkan National Park.[23]

In September 2012, the first picture of a leopard was taken in the Zangezur National Park, and in October, camera traps recorded one in the Hirkan National Park as well.[24][25]

In May 2013, a female leopard was recorded by a camera-trap in the Zangezur National Park displaying signs of territorial behaviour. This prompted the Azerbaijani Ministry of Ecology and Natural Resources to suggest an increase in the number of leopards in Azerbaijan in recent years.[26]

In Georgia[edit]


 


 The Caucasus Leopard taxidermy in the Georgian National Museum, Tbilisi.
Since 1954, leopards were thought to be extinct in Georgia — killed by hunters.[6] In the winter of 2003, zoologists found footprints of a leopard in Vashlovani Reserve in southeastern Georgia and later camera-trapped one young male individual several times.[27] Leopard signs have also been found at two localities in Tusheti, the headwaters of the Andi Koisu and Assa rivers, bordering Dagestan.[15]

Over the last 60 years, there have been several sightings of leopards around the Tbilisi area and in the Shida Kartli province to the northwest of the capital. Leopards live primarily in dense forests, although several have been spotted in the lowland plains in the southeastern region of Kakheti in 2004.[citation needed]

In Turkey[edit]

Main article: Anatolian leopard

The Anatolian leopard (Panthera pardus tulliana), also called the Asia Minor leopard, was proposed in the 19th century as a distinct leopard subspecies native to southwestern Turkey. Whether leopards survived in this area is not sure. The Anatolian leopard is currently subsumed to the Persian leopard.[1]

The first camera trap photograph of a leopard in Turkey was obtained in September 2013 in the Trabzon Province.[28] In November 2013, a leopard was killed in the Çınar district of Diyarbakır Province.[29] This specimen is considered the western-most observation of a Persian leopard.[30]

In the North Caucasus[edit]

In the North Caucasus, signs of leopard presence have been found in the upper Andiyskoe and Avarskoye Koisu rivers in Dagestan. In Ingushetia, Ossetia, and Chechnya local people reported the presence of leopards. They apparently no longer occur in the Western Caucasus.[15] In April 2001, an adult female was shot on the border to Kabardino-Balkaria, her two cubs captured and taken to the Novosibirsk Zoo in Russia.[6]

In 2016, three leopards were released to the Caucasus Nature Reserve in an attempt to reintroduce the species in their historical habitat.[31] Later that year, the Russian Ministry of Natural Resources and Environment signed an agreement with Azerbaijan on the creation of a trans-border reserve between the Tlyaratinsky District and the Zagatala State Reserve aimed at the reintroduction of the Persian leopard in the area.[32]

Ecology and behaviour[edit]

The diet of the Persian Leopard varies depending on habitat. Their principal prey is ungulates such as Bezoar goat, roe deer, Goitered gazelle, West Caucasian tur, mouflon, urial, Onager, and wild boar. They also prey on smaller wildlife such as Crested porcupine and Cape hare, and occasionally attack livestock and herd dogs.[33][34]

Studies reveal that the presence of leopards in Iran is highly correlated with the presence of wild goat and wild sheep. Opportunistic predation on smaller prey species is also probable. An attack by a leopard on an onager was also recorded.[35]

Threats[edit]


 


Ahmad Shah Qajar sitting with a hunted Persian leopard.
Persian leopards are threatened by poaching, depletion of their prey base due to poaching, human disturbance such as presence of military and training of troops in border areas, habitat loss due to deforestation, fire, agricultural expansion, overgrazing, and infrastructure development.[15]

In Iran, primary threats are habitat disturbances followed by illegal hunting and excess of livestock in the leopard habitats. The leopards' chances for survival outside protected areas appear very slim.[36] Intensive dry condition in wide areas of leopard habitats in recent years is affecting leopard main prey species such as wild goat and wild sheep.[37] An assessment of the Persian leopard mortality rate in Iran revealed that 70% of leopard mortalities from 2007 to 2011 were a result of illegal hunting or poisoning, and 18% were due to road accidents.[38]

In the 1980s, anti-personnel mines were deployed along the northern part of the Iran-Iraq border to deter people from entering the area. Persian leopards roaming this area as well are safe from poachers and efforts for industrial development, but at least two individuals are known to have stepped on mines and been killed.[39]

Conservation[edit]

Panthera pardus is listed in CITES Appendix I.[40]

In captivity[edit]

As of December 2011, there were 112 captive Persian leopards in zoos worldwide comprising 48 male, 50 female and 5 unsexed individuals less than 12 months of age within the European Endangered Species Programme.[41]

Recent studies have shown that these individuals are descendants of nine leopards, captured from countries in the Persian leopard's range some while ago.

The Armenian Leopard Conservation Society is a youth ecological group's working initiative, and is to specifically study the leopard in Armenia and in the Caucasus region. Present day, it has become common to establish a Leopard Record Monitoring Network in the Caucasus as a significant step in the formation of leopard distribution and ecology in the region.[42]

Reintroduction projects[edit]

In 2009, a Persian Leopard Breeding and Rehabilitation Centre was created in the Sochi National Park, where two male leopards from Turkmenistan are being kept since September 2009, and two females from Iran since May 2010. Their descendants are planned to be released into the wild in the Caucasus Biosphere Reserve.[43][44]

In 2012, a pair of leopards was brought to the Persian Leopard Breeding and Rehabilitation Centre from Portugal's Lisbon Zoo. Two cubs were born there in July 2013. It is planned to release them into the wild after they have learned survival skills. [45]
 














































































































« Son Düzenleme: 07 Aralık 2016, 16:57:26 Gönderen: Selim UYGUN »
 
The following users thanked this post: Murat SUNGURTEKİN, Yaşar KÖKÇEN, Yasin TORAN

Çevrimdışı Murat SUNGURTEKİN

  • *
  • İleti: 89
  • Thanked: 35 times
Sen gel bu topraklara sonradan yerleş, bu toprakların asıl sahiplerini bu şekilde yokedercesine avla, bitir yok et. Boyle haberleri duydukca içim kan ağlıyor, Yatacak yerin yok insanoğlu.
Bu vatanda ceylan, alageyik, kızılgeyik, leopar, kaplan ve aslan dahi yaşamış kısa bir zaman öncesine kadar. Bizdeki bu sömürme, bitirme, yok etme, hiçbir araştırma yapmama, ukalalık düzeyinde biz biliriz diyip hiçbirşeyi umursamama ne olacak bilemiyorum.
Arapların yüzlerce metre ağ kurup bıldırcınları, üveyikleri, ardıç kuşlarını yakalayıp binlercesini yok ettiğini görünce "ah işte bize yakın bir kültür"diyorum kendi kendime.
Bu ülkede nereyi tutsan insanın elinde kalıyor, sonumuz hayrolsun!
« Son Düzenleme: 24 Eylül 2016, 16:28:37 Gönderen: Murat SUNGURTEKİN »
  • Beretta 426 - 12 Cal
  • Breda Xanthos - 12 Cal
  • Beretta 686 Special - 20 Cal
  • English setter x 1
Murat SUNGURTEKİN
1985 İZMİR
MASTER OF THE TANKER VESSELS

resim upload servisleri
 
The following users thanked this post: Yaşar KÖKÇEN, Selim UYGUN

Çevrimdışı Selim UYGUN

  • Üyelik Sonlandırıldı
  • *
  • İleti: 1086
  • Thanked: 1379 times
Sen gel bu topraklara sonradan yerleş, bu toprakların asıl sahiplerini bu şekilde yokedercesine avla, bitir yok et. Boyle haberleri duydukca içim kan ağlıyor, Yatacak yerin yok insanoğlu.
Bu vatanda ceylan, alageyik, kızılgeyik, leopar, kaplan ve aslan dahi yaşamış kısa bir zaman öncesine kadar. Bizdeki bu sömürme, bitirme, yok etme, hiçbir araştırma yapmama, ukalalık düzeyinde biz biliriz diyip hiçbirşeyi umursamama ne olacak bilemiyorum.
Arapların yüzlerce metre ağ kurup bıldırcınları, üveyikleri, ardıç kuşlarını yakalayıp binlercesini yok ettiğini görünce "ah işte bize yakın bir kültür"diyorum kendi kendime.
Bu ülkede nereyi tutsan insanın elinde kalıyor, sonumuz hayrolsun!
haklısınız murat bey ne yazikki böyle katılıyorum sözlerinizden çoğuna