Merhaba değerli forum üyeleri,
İnternette dolaşırken "Doğaya salınımı yapılan kafes kekliklerinin adaptasyonu" konulu belki de Türkiye'de yapılmış tek bilimsel araştırma olan aşağıdaki yazıya denk geldim. Araştırma, önhazırlık yapılmadan gerçekleştirilen salımların aslında hiçbir işe yaramadığını hatta zarar verdiğini vurgular nitelikte çarpıcı bir çalışma olmuş. Faydalı olması ümidiyle...
Başlar,
Yapılan çalışma sonucunda elde edilen bulgulardan, çiftlik şartlarında insan eliyle yetiştirilen kekliklerin doğaya adaptasyonlarının başarısız olduğu görülmüştür. Farklı araştırmacılarda benzer bulgu ve sonuçlar bildirmişlerdir. Bu başarısızlığın en önemli nedeni salınan hayvanların evcil olmaları ve kendilerini doğal düşmanlarına karşı koruyamamaları olarak belirlenmiştir. Doğal keklik stoklarının azaldığı bölgelerde keklik salımı yerine popülasyonun korunmasının daha etkili olacağı düşünülmektedir.
Keklik türleri Galliformes ordosuna ait canlılar olup gerek besin ve gerekse avcılık sektöründe önemli bir yer işgal ederler. Keklik türlerinin doğal ortamda aşırı avlanma, çevresel kirlilik, yasam alanlarının daralmasın gibi birçok sebepten dolayı sayıları hızla azalmakta, bu ihtiyacın giderilmesi yetiştirme ile karşılanmaya çalışılmaktadır. Ülkemizde ve diğer birçok ülkede azalan keklik popülasyonunu dengelemek için çiftliklerde yetiştirilen keklikler doğaya bırakılmaktadır.
152 bin 868 keklik doğaya salındı
Ülkemizde özellikle Orman ve Su İsleri Bakanlığı, bazı özel sektör kuruluşları ve sivil toplum örgütleri son yıllarda doğaya farklı hayvan türleri özellikle de keklik ve sülün salmaktadır. Bakanlığımız verilerine göre 2001-2011 yılları arasında Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından 152868 adet keklik ve 129227 adet de sülün yetiştirerek doğaya salınmıştır.
Orman ve Su İsleri Bakanlığı tarafından doğal populasyonun artırılması amacı ile kontrol altında yetiştirilip doğaya salınan kekliklerin, doğal ortamlarına adaptasyonları hakkında ülkemizde yapılmış bilimsel bir araştırma bulunmamakta olup bu çalışma ülkemizde yapılmış tek araştırmadır.
Materyal ve metot
Araştırmada, 5 aylık 50 adet dişi ve 50 adet erkek kınalı keklik (Alectoris Chukar Chukar) kullanılmıştır. Hayvan materyali Orman ve Su İsleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ ne ait Afyon-Suhut’ta bulunan keklik üretme istasyonundan sağlanmıştır.
Araştırma, Antalya ili Elmalı ilçesi sınırlarında bulunan Sedir Araştırma Ormanında yürütülmüştür. Alan korunan bir bölge olup avcılık ve insan faaliyetleri bulunmamaktadır.
Hayvanların doğada izlenebilme ve tanınabilmesi için bacaklarına renkli halkalar takılmıştır. Ayrıca 9 dişi ve 6 erkek bireye radyo vericileri takılarak izlenmiştir.
Vaşak ve tilkilere av oluyorlar
Haftalık yapılan gözlemler ile yasayan ve ölen birey sayıları tespit edilmiştir. Salınan 100 birey 18 hafta içinde doğal düşmanları tarafından avlanarak tamamen yok edilmiştir.
Gözlemlerde yasayan bireylerin dışında ölen bireylerin ölüm nedenleri de belirlenmeye çalışılmıştır. Gerek yasayan bireyler izlenirken gerekse ölen bireyleri belirlemek için yapılan saha taramasında bulunan keklik ölüleri ya da izleri incelenerek ne tür hayvanlar tarafından avlandığı belirlenmiştir. Ölümlerin iki farklı yırtıcı türü tarafından yapıldığı tespit edilmiştir. Birincisi yırtıcı kuşlar ki, en önemlisi kızıl şahinler diğeri ise büyük memeliler ki, bunlarda vaşak ve tilkilerdir.
Doğal ortamlarda korunmaları gerekiyor
Yapılan çalışma sonucunda elde edilen bulgulardan, çiftlik şartlarında insan eliyle yetiştirilen kekliklerin doğaya adaptasyonlarının başarısız olduğu görülmüştür. Farklı araştırmacılarda benzer bulgu ve sonuçlar bildirmişlerdir. Bu başarısızlığın en önemli nedeni salınan hayvanların evcil olmaları ve kendilerini doğal düşmanlarına karşı koruyamamaları olarak belirlenmiştir. Doğal keklik stoklarının azaldığı bölgelerde keklik salımı yerine popülasyonun korunmasının daha etkili olacağı düşünülmektedir.
Türkiye’de yok olma tehlikesi var
Keklik popülasyonlarının tamamen yok olduğu ya da keklikler için uygun habitatlara keklik kazandırmak için yapılacak yerleştirmelerde kullanılacak bireylerin yetiştirilmesi ve salım teknikleri üzerine yeni çalışmalar yapılması ve daha uygun yetiştirme ve salım tekniklerinin belirlenmesi doğru olacaktır. Bu bağlamda üretme istasyonlarında doğal şartlara yakın ve insan ile ilişkisinin minimize edildiği bir üretim sekli uygulanabilir. Ayrıca salım teknikleri de araştırılarak, farklı yaş ve mevsimlerde salım denemeleri yapılmalı ve uygun salım yaşı ve mevsimi belirlenmelidir. Ancak bu çalışmalar yapılana kadar yapılacak salımlar da bölgelerin belirlenmesinde kekliğin doğal düşmanlarının olmadığı ve/veya az olduğu bölgeler seçilir ise yasama oranlarının artabileceği düşünülmektedir. Keklik yerleştirme çalışmalarında, popülasyon büyüklükleri yeterli olan farklı bölgelerdeki doğal sürülerden, sürü dinamiklerini bozmadan yakalanacak kekliklerin kullanılmasının çok daha başarılı sonuçlar vereceği de düşünülmektedir.”
Biter
Kaynak : Özgür Haber Gazetesi / Selim KAYA