Merhaba muhterem arkadaşlar,
Forumda sıklıkla boy gösterip, tabir-i fenniye kesafetli ağır lisanımla başınızı ağrıtmak istemesem de, büyük bir kitleye hitabeden
böyle bir topluluğun, silah teknolojisinin alfabesi sayılacak bazı esaslarından bihaber kalması kabul edilebilir bir yaklaşım değildir.
Otomatik düzenler, ortalama insan yeterliliğinin hatalarını büyük oranda kapatmak için geliştirilmektedirler. Mükemmele erişmek
hiç bir zaman mümkün değildir.
Pompalı tüfekler, özellikle Amerika'da, mükerrer atışlı tüfeklerin elle doldurulup boşaltılma süratini artırmak için, bir zamanlar
geliştirilmiş bir mekanik düzendir. Otomatik dolumlular, bundan daha sonra, müşahade edilebilen pompalı sistemdeki insan hatalarını
en aza indirmek için düşünülüp tatbik edilmiş yeniliklerdiir.
Pompalı tüfeklerin insan hataları nelerdir derseniz;
- Bu tüfeklerde iki kilit grubu mevcuttur. İlki, namlu gerisini tam örten esas kapağı namluya bağlayan; Döner veya düşey salınımlı
yahut mafsallı rabıta, ikincisi; Bu düzeni bir eğik düzlem(Kam) vasıtasıyla arkaya, öne doğru belli bir aralıkta geri, ileri devinim sonucu
açıp kapatan kapak taşıyıcı veya bizdeki adıyla mekanizmayı, arkasında horoz desteği olmadığı zaman yerinde tutan, genellikle
manivela esaslı mekanizma kilidi. Bu kilidin, istisnasız bütün modellerde, dışarıda elle müdahale imkanı veren bir uzantısı vardır
ve tüfekten tüfeğe yer ve şekli değişik olabilir. Söylenen kilit, horoza güç veren yayla bağlantılı olup onun kurulu durumunda devrede,
düşmüş halinde, anında devre dışındadır. Kapak kilidi, daha sonra pompalamayı sağlayan el kundağına, eğer hareket verilirse, namlu
gerisini açar veya kapatır. Mekanizma kilidi tek başına ateşleme anında kapağı yerinde tutucak yapıda ve güçte değildir. Zaten düşen
tetikle birllikte görev yerini lahzında terkeder.
Mekanizma kilidi, horoz kurulu ancak namlu boş muhafaza edilen tüfeklerde, dışardan müdahaleyle açılmazsa, pompalı tüfeklere
şarjörden fişek yüklenemez. İnsan hatalarının ilki burada devreye girmektedir. Çoğu kişi, risk ve korku ortamında bu kilidin yerini
karıştırdığı veya horozun kurulu ve mekanizmanın kilitli olduğunu kestiremediği için, el kundağını boş yere arkaya sürmeğe çabalamakta,
bu arada karşıda tehlikeli bir mukabil ortam varsa, belki de telef olmaktadır.
- İkinci insan hatası, mekanizma kilidi devreden çıktıktan sonra el marifetiyle etkinleştirilen, esas namlu kilidini açacak ve boş kovanı
atacak pompa hareketinin, korku, heyecan ve sair nedenlerle normalden kısa yapılması, bu gerçeklense bile, doldurma ve kilitlenmeyi
çıkaracak dönüşün gene yetersiz icra edilerek tüfeğin tam güvenli atış haline getirilememesi halidir. Amerikan Ordonatı, genelde pompalı
olan hizmet yivsizini, bu nedenle otomatiğe çevirdiğini söylemektedir. Hayli büyük miktar Coni'nnin sırf söylenen nedenle şirin canlarından
oldukları rapor edilmiştir.
- Üçüncü ve daha çok tüfek özelliğiyle bağımlı insan hatası, hazneden namluya dolum işleminin, çoğu modelde "Yerçekimine Bağımlı"
olduğunu idrak edemeyen kullanıcıların, pompalamayı mutlaka, silahın namlusu yukarıda şarjörü aşağıda halinde yapmayı akledememe
durumudur. Bu, şu demektir. Eğer pompalı tüfek, alttan dolar boşalır veya bazı markalar gibi fişeği sürekli yana iter yaylı, tam boy bir
atıcıya sahip değil ve kovan atma açıklığı yere bakıyorsa, pompalanan tüfek boş kovanı dışarı atabilmekte, ancak hazneden fırlayan
doluyu kapağı tam ileri süremeden, aşağıya salmaktadır. Yani, domuz avında yere yatıp filimlerdeki gibi yuvarlanırken ateş durumunda
kalan avcı, büyük oranda "Niyazi" namzedidir.
- Dördüncü hata, yine tüfek özelliklerine bağlı olarak, sessizlik gerektiren yahut başka benzer ahvalde, yavaş yapılan pompa geri
hareketinin, boş kovanı atıcıya kadar taşıyamadan bırakmasından kaynaklanan doldurma zafiyetidir. Mamafih, iki tırnaklı veya devamlı
kovanı tırnağa iten tam boy yaylı atıcıyla mücehhez tüfeklerde söylenen hata ihtimali çok azdır.
- Beşinci hata, gene bazı Avrupa model esaslı pompalılarda görülen, kapak tam kapanmadan horozun aceleyle düşürülerek ateşleme
iğnesi yerine mekanizma arkasına isabetle boşa giden, yerine göre çok riskli olabilen ateşlememe kusurudur. Genelde Amerikan esaslı
modeller, kapak yerine tam oturmadan tetiğin düşmesini önleyen mekanik devrelerle mücehhezdir ve bu hataya muhatap olmazlar.
Ancak ülkemizde yapılan hemen tamamı, "İtalyan Loncası" pompalı klonları bu kusura açıktır.
Sayılan bu beş hatayı, pompalı sevenler belki, çok uzun antremanlarla, kas hafızası teşkil ederek silahlarını nisbeten hatasız halde
kullanabilirler ancak, otomatik tüfeklerde;
- Dışarıya mandal veren mekanizma kiidi yerine irca yayı (İcra değil, eski lisanda-yerine getirme=rücu'dan İRCA) kaim olduğu için,
- Boşaltım ve dolum "Kas" yerine "Gaz" marifetiyle çok çabuk, inkitasız ve yerçekimi ivmesinden ötede yapılabildiğinden,
- Normal insan elinin tetik çekim hızı, otomatik açıp kapanan kapak süratine yetişemediğinden, özellikle süratli atış için sürgü tam
kapanmadan dahi tetik düşürme imkanı veren mekanik tertibata rağmen...
Söylenen hatalar büyük oranda azaltılmıştır. Mamafih, dolu, imalat, ortam şartları ve sair nedenlerle bunların dahi muhatap olacakları
hayli inkita nedeni mutlaka mevcuttur.
Filvaki, Pompalı tüfek sevenler, atış sırasında el kundağını hemen hemen boş bırakır gibi ve buna ek olarak anında çok az geri, hatta
tam ileri iter bir pozisyonda kavrarlarsa, geri tepip omza vuran ve tekrar ileri zıplayacak silahta ataletiyle yerini muhafaza eden pompa
vurucusunun kendinden kilitten boşalması süratini mesai vermeden kazanarak çok daha süratli atışlar yapabillirler. Ancak, istisnalar
dışında, pompalının normal insan elinde otomatik süratini geçmesi mümkün değildir.
Mantıklı düşünce çerçevesinde, pompalı tüfek kullanımı, nostalji esaslı tehlikesiz av veya poligon ortamlarında, taktik alanda, yetersiz
basınçlı zayıf dolularda makul olabilir. Amerikan yayınlarında hiç bir zaman yukarıda sıralanan hataları görmek mümkün değildir. Zira
bu endüstri çarkı, her tür model yapımcısı için, sinema ve sair sanal ortamın büyük desteğiyle dönmek zorundadır. Reklamları verenler,
kullanıcıyı hayal ortamında kahramanlaştıranlar o sermaye sahipleridir.
Saygılar.