Ben de vuramadıklarımı anlatmaktan çok keyif alırım, dediğiniz gibi avda gün günü tutmaz. Bir keresinde yıllar önce Ankara Dikilitaş' ta o zaman ava açıktı oralar, ördek avına gittik, hava öyle soğuk ki avlağa geldik ama kimse soğuktan inemedi arabadan, hava burun kesiyor. Ben bir arkadaşı da zorladım, kalk çıkıyoruz dedim ava geldik buraya. Hafif sis de var, soğukla yapışıyor adama, tepeden aşağıya göle doğru yaklaştık , harrrr dedi bir sürü ördek kalktı altımızdan koydan, on onbeş kadar var. İndik suyun kenarına, bakınıyoruz nereye saklanırız diye, arkadaş; avcının biri tepe girintisine bir küme yapmış ki taşlardan duvar gibi örmüş geçtik arkasına oturduk, mevzi, mağara ağzı gibi bir yerdeyiz. Elimde 76cm Huğlu poze, yanımdaki arkadaşta yine bir yerli poze. Su 3-4 mt önümüzde , sağa doğru 20-30 mt gibi çıkıntı burun yapıyor. Bir ördek geliyor bir geliyor ki , üç beş dakikada bir 10 lu 12 li sürüler şırp önümüze otuz - otuzbeş metreye o çıkıntıya suya , karaya konuyor. Taşların üzerinden mavzer gibi nişan alıyoruz, hadi diyorum arkadaşa. Bam bam bam bam ilaç için tek bir kalan ördek yok ama kaç kere oldu bu. Dedim ki arkadaşa suda ölmüyor ördek nişan alalım hazırken ben ho diyeyim ördekler kalkınca beraber sıkalım aynen kaç kere de öyle yaptık , bir behri düştü kaç atıştan sonra almaya gittim suya daldı, sinirden tüfek elde hazır bekledim çıktı sıktım kuşa, ikiye bölündü, önümüze düşen bir yaralı ördekte yüzdü gitti gölün ortasına, peşinden belki on fişek attık, şırp şırp etti suya saçmalar çekti gitti ördek. Arkamızdan önümüzden bindiriyor sürüler o mesafelerden, bazen uçarına , bazen konmuşuna yan yana iki kişi 120 fişek kadar ben attım, arkadaş da belki 80 kadar fişek attı. Derken arabadan belki 40 - 45 dk sonra Çerkez Osman geldi ne o la öyle yıktınız ortalığı diye , boş kovanları görünce ağzı açık kaldı. Osman doluyu kendi yapar hoş benimkileri de ben yapmıştım ya boktanmış demek ki, o dededen öğrenmiş, atar tutar zaten adı Osman Tutar, 120 adıma teneke kormuş avın bir gece öncesinden onda denermiş fişeği, önünü delecekmiş tenekenin arkayı ezecekmiş saçma , falan filan. Osman dedim gel otur şöyle yanımıza, suyun çıkıntı yaptığı yeri gösterdim, ora menzil mi Osman ? Ora ne la dedi ağzınızın içi orası , iyiiii dedim. Yanımdaki Ruşen ile ben bitirmişiz fişekleri, moral de bitmiş, artık 20 - 30 fişek varsa da atmak istemiyoruz. Derken fışşşş sağıldı ilk grup hiç görmüyorlar bizi kondular aynı buruna. Al dedim Çerkez sen at, baktım nişan alıyor , ne o la mavzer mi elindeki dedim, tan tan tek kuş yok . Ana la dedi Osman, anası babası yok daha çok gelir ördek az bekle hele dedim, ben havlarım kaldırırım sana ördeği dedim geldi ördek yağdı ördek tan tan yok ördek, 20 - 30 fişek kadar da Osman attı belki 20 dakikada sonra Kalkın abi la gidelim, bi lanet var bu gün dedi. Çıktık yola, dönüş yolunda arabada ayak parmaklarımda bir sancı başladı ki kıvrandırıyor, dedim bir kahvehaneye girelim, girdik. Sarı derby çizme içinde 3 yünlü çorap sıkmış ayağı donuyormuş parmaklar heyecandan anlamamışız mosmor olmuşlar, yavaş yavaş mavileşti parmaklar ağrı azaldı, geçti, çay içtik iyi bir ısındık. Aynen böyle oldu . Sonra taktım kafaya niye vurmuyor bu tüfek diye, baktım baktım 76 namlu huğluya, bu namlu hafif sola eğri mi ne dedim sattım gitti tüfek. Rast gele.