Sevgili Osman Bey
FN'de çok kaldım , belki en fazla orada kalmışımdır da, görüntüler çok sıkıcı, iguana gibi hareketsiz ve uzun uzun detay izleyişlerimin görüntüleri çok sıkıcı olabilir diye düşündüm
Ayrıca, Browning ayrı büyük bir standı vardı, FN küçük ama daha elegant bir stand yapmış. Ayrıydı standlar... Her ikisinde de uzun uzun tüm tüfekleri inceledim. Hatta FN'e iki kere gittim, iki ayrı gün.
Şimdi açıklık konusuna da açıklık getireyim
Efendim, FN üretimlerinde, İtalyan'larda görmeye alışık olduğumuz açıklık, kaçıklık, hata vs yok tabii ki
B25'lere söylenecek söz yok ancak maliyetleri düşürülmüş olan B15'lerde de, en ufak detaylar bile çok özenli yapılmış.
Gravürler tertemiz ve figürler net ve kaliteli. Metal, ağaç ve ağaç ile metal birleşimlerinde onda birlik hata yok. Uğraşılmış tüfekler.
Belki de F3'le birlikte beklenti ister istemez yükselmiş olabilir ama B725'lerin (FN'de değil, Browning standında) bazılarında malesef hatalar vardı
Buna karşın, aynı üretici olmasına rağmen, Miroku'larda çok daha az hata vardı.
Miroku'ları Türkiye'ye getirebilseler keşke. Segmentinde çok iyi işçiliği olan tüfekler. Bununla birlikte Japon'lar, bizim TSE'nin istediği bir çok şeye yanaşmıyor kesinlikle.
Sırf bu yüzden, Türkiye'ye gelen Japon üretimi Browning'ler, sırf Japon'lar TSE'nin istediği damga, yazı vs işlerini tüfeklerine basmayı reddettikleri için, önce Belçika FN tesislerine gönderiliyor, FN'de TSE'nin istedikleri tüfeklere uygulanıyor, örneğin kubuzda Browning yazısı olmamasına rağmen, TSE hem kubuzda hem namluda marka görmek istediği için, finish'in üzerine lazerle Browning yazılmasından tutun da, namlu altına TS870 falan damgasının vurulmasına kadar, tamamı FN'de yapılıyormuş. Neden? Japon'lar , böyle şeyleri yapmayı reddettikleri için.
12,01 de Dylan Wiiliams çok pis bakıyor Browning standındaki posterde.
İbrahim bey FN de az kaldınız, orasına burasına bakıp açıklık falan gördünüz mü ?