Kaza Bela da Neymiş ki ?
Nejat Üner [email protected] Domuz postası daha kurulmadan ve postabaşının!!!! konuşması bittikten sonra söylenen bir temenni cümlesi vardır.’’İnşallah kazasız belasız bir av olsun’’. Aslında güzel bir temenni ama Ekşi Sözlük’te ‘’kazasız belasız’’deyimi için çok güzel bir açıklama var.Diyor ki,’’ telaffuz edildiğinde kazayı ve belayı çağıran ifade. Bunun yerine ''sağ salim'' gibi daha olumlu kelimeleri barındıran söylemler kullanılmalıdır.’’ ‘’Sağ salim’’ tümcesi ise ‘’hiçbir zarar görmeden’’ anlamına geliyor. Bence daha güzel bir deyiş. Ama hangi tümce kullanılırsa kullanılsın, bir kazanın veya belanın olabileceği daha işin başında varsayılıyor.
Peki ama bu ne anlama geliyor. Bu işin tehlikeli ve belalı bir iş bir kaza veya belanın olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu ve hatta olabileceğini, bu çok zevkli aktivite daha başlamadan kabul edilmesi anlamına geliyor böyle söylemek. Aklın çağdaş bir şekilde kullanılmadığı tüm ülkelerde, özellikle de bizim gibi Orta Doğu ülkelerinde her şey Tanrı’dan beklenir. İnşallah kelimesi bu davranışı en iyi ifade eden bir kelimedir. Halbuki bir domuz avında akla ve eğitimli ve donanımlı avcılara ihtiyaç vardır. Tanrı’nın verdiği aklın kullanılması zorunludur. Av ve silah sahibi olabilme ve kullanabilme eğitimi yüzbinlerce kere zorunludur. Böyle olmayınca da her türlü bela ve kaza da zaten gelir sizi bulur her zaman.
Bu lafları bana YabanTV programcısı ve avcı sayın Ali Birerdinç bey söyletti ve bende bu yazı üzerine bir şeyler yazayım istedim. Sayın Birerdinç ,
‘’Bıraktıracaksınız bana bu domuz avını ha!’’ diyor. Ben de diyorum ki,’’ Bırakmayın. Neden bırakacaksanız ki. Evet Yaban TV bir profesyonel bir kuruluş ama insanlara doğru yolu göstermek gibi bir misyonu de var maalesef kabul edilse de edilmese de. Bu ülkenin eğitimle uğraşan insanlarının kalitesi belli ve insanlara çağdaş ve donanımlı avcı olabilme eğitimini verecek çağdaş bir kuruluş ve insanlar da yok bu ülkede. Pekiyi avcı milletini kim adam edecek? Millet geberiyor, sizinle av yapabilip, kendilerini televizyon ekranında gösterebilmek ve birazda dertlerini anlatabilmek ve paylaşabilmek için.
Yapacağınız iş çok basit. Kardeşim, gelir sizle avlanırım ama şartlarım şunlar falan filan dersiniz. Örneğin herkesin palavradan da olsa bir av ve silah ruhsatı olacak, herkes turuncu giyecek ve turuncu şapka takacak, şevrotin yasak, şu tip fişek ve tüfek kullanılacak vesaire vesaire. Bu avda,yani yaban domuzu avına 18 yaşını bitirmemiş kimse katılamayacak. Bunlar olmazsa gelmiyorum denecek. Yani maalesef top sizde. Son derece katı olunacak.
‘’Bu av kazaları bitmeyecek mi yahu?’’ Ben diyorum ki, hayır asla bitmeyecek. Nedenlerini çok iyi biliyoruz ama ülkenin içinde olduğu çok farklı bir konumda bunların nedenlerini adam gibi söyleyemeyiz maalesef. Her şey temel eğitimle alakalı. Avcılık zurnanın son deliğidir. Adam gibi bir temel eğitimin yoksa ve bu toprakları gerçek anlamda sevmiyorsan unutun bu işi.
Bir domuz postasında kimse kurada kendisine çıkan yerinden ayrılamaz ve domuzun önünü kesmeye koşamaz, araba ile domuz momuz kovalayamaz. Daha bunun gibi yüzlerce hata var yaban domuzu sürek avında yapılan. Bunlar göz göre göre yapılırken hertürlü bela da kaza da sizi bulur. Hiç şüpheniz olmasın.
Sonuç olarak, Yaban TV ekibi olarak sizi davet edenlere, kusura bakmayın çok teşekkür ederiz ama şartlarımız yerine getirilmeden gelemeyiz son derece katı bir şekilde söylenmelidir. Bırakın Yaban TV’de bir süre yaban domuzu avı da seyretmeyelim.
Bu işin en doğrusu bu işi birazcık bilenler tarafından yaban domuzu avcılığının nasıl yapılması gerektiğini anlatabilecek küçük bir kitapçığın hazırlanarak tüm bu işi seven ve yapacak avcılara dağıtılması imza karşılığında. Ben varım böyle bir kitapçığın hazırlanabilmesinde bulunabilmek için. Elimizi biraz taşın altına koyalım hepimiz. Alman yaban domuzu avcıları bunun için 14 sayfalık bir kurallar dizisi hazırlamışlar. Yaban domuzu avcılığı ciddi bir iştir ve eğitimsizliği asla kaldırmaz.
Türkiye avcılığına, Türkiye avcısının kendisinden başka kimsenin faydası ve yardımı olmayacaktır. Sakın hayal görmeyin. Ancak bizler biribirimizi adam edebiliriz tabii aklımızı kullanabilirsek ve de istersek. Yoksa sayın Birerdinç ne diyor yazısında,
‘’Her yıl ölen avcı sayısı neredeyse Kıbrıs harbinde şehit olan askerlerimizin sayısına ulaştı yahu.’’ Çok normal. 1999 depreminde 18.000 kişi öldü, unutuldu; Soma madenlerinde 301 gariban öldü, hemen unutuldu; Mecidiyeköy’de vinç çöktü 10 kişi öldü, unutuldu; otobüsler buzda kayar insanlar sapır sapır ölür, unutulur. Binlerce Türk evladı şehit olur unutulur. Olur mu böyle şey yahu, çağdaş insanlık aleminde, domuz avında birkaç kişi Niyazi olmuş, konuşmaya değer mi yani? Üç çocuk yapmakla bile bu işi toparlayamayız.
Orta Doğu ülkelerinin makus kaderidir bu. Rasyonel akıl olmayınca sonuç daima budur ve hep de böyle olacaktır. Sakın rüya ve hayal görmeyin.