Gönderen Konu: NEJAT ÜNER USTA'DAN GÜZEL BİR YAZI  (Okunma sayısı 1606 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Alkan YOKSUL

  • Forum Yönetici
  • *****
  • İleti: 3861
  • Thanked: 906 times
  • NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
NEJAT ÜNER USTA'DAN GÜZEL BİR YAZI
« : 08 Ocak 2016, 08:55:39 »
 Kaza Bela da Neymiş ki ?    Nejat Üner
 [email protected]
  Domuz postası daha kurulmadan ve postabaşının!!!! konuşması bittikten sonra söylenen bir temenni cümlesi vardır.’’İnşallah kazasız belasız bir av olsun’’. Aslında güzel bir temenni ama Ekşi Sözlük’te ‘’kazasız belasız’’deyimi için çok güzel bir açıklama var.Diyor ki,’’ telaffuz edildiğinde kazayı ve belayı çağıran ifade. Bunun yerine ''sağ salim'' gibi daha olumlu kelimeleri barındıran söylemler kullanılmalıdır.’’ ‘’Sağ salim’’ tümcesi ise ‘’hiçbir zarar görmeden’’ anlamına geliyor. Bence daha güzel bir deyiş. Ama hangi tümce kullanılırsa kullanılsın, bir kazanın veya belanın olabileceği daha işin başında varsayılıyor.
 
 Peki ama bu ne anlama geliyor. Bu işin tehlikeli ve belalı bir iş bir kaza veya belanın olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu ve hatta olabileceğini, bu çok zevkli aktivite daha başlamadan kabul edilmesi anlamına geliyor böyle söylemek. Aklın çağdaş bir şekilde kullanılmadığı tüm ülkelerde, özellikle de bizim gibi Orta Doğu ülkelerinde her şey Tanrı’dan beklenir. İnşallah kelimesi bu davranışı en iyi ifade eden bir kelimedir. Halbuki bir domuz avında akla ve eğitimli ve donanımlı avcılara ihtiyaç vardır. Tanrı’nın verdiği aklın kullanılması zorunludur. Av ve silah sahibi olabilme ve kullanabilme eğitimi yüzbinlerce kere zorunludur. Böyle olmayınca da her türlü bela ve kaza da zaten gelir sizi bulur her zaman.
 
 Bu lafları bana YabanTV programcısı ve avcı sayın Ali Birerdinç bey söyletti ve bende bu yazı üzerine bir şeyler yazayım istedim. Sayın Birerdinç ,
 
 ‘’Bıraktıracaksınız bana bu domuz avını ha!’’ diyor.
 
 Ben de diyorum ki,’’ Bırakmayın. Neden bırakacaksanız ki. Evet Yaban TV bir profesyonel bir kuruluş ama insanlara doğru yolu göstermek gibi bir misyonu de var maalesef kabul edilse de edilmese de. Bu ülkenin eğitimle uğraşan insanlarının kalitesi belli ve insanlara çağdaş ve donanımlı avcı olabilme eğitimini verecek çağdaş bir kuruluş ve insanlar da yok bu ülkede. Pekiyi avcı milletini kim adam edecek? Millet geberiyor, sizinle av yapabilip, kendilerini televizyon ekranında gösterebilmek ve birazda dertlerini anlatabilmek ve paylaşabilmek için.
 
 Yapacağınız iş çok basit. Kardeşim, gelir sizle avlanırım ama şartlarım şunlar falan filan dersiniz. Örneğin herkesin palavradan da olsa bir av ve silah ruhsatı olacak, herkes turuncu giyecek ve turuncu şapka takacak, şevrotin yasak, şu tip fişek ve tüfek kullanılacak vesaire vesaire. Bu avda,yani yaban domuzu avına 18 yaşını bitirmemiş kimse katılamayacak. Bunlar olmazsa gelmiyorum denecek. Yani maalesef top sizde. Son derece katı olunacak.
 
 ‘’Bu av kazaları bitmeyecek mi yahu?’’
 
 Ben diyorum ki, hayır asla bitmeyecek. Nedenlerini çok iyi biliyoruz ama ülkenin içinde olduğu çok farklı bir konumda bunların nedenlerini adam gibi söyleyemeyiz maalesef. Her şey temel eğitimle alakalı. Avcılık zurnanın son deliğidir. Adam gibi bir temel eğitimin yoksa ve bu toprakları gerçek anlamda sevmiyorsan unutun bu işi.
 
 Bir domuz postasında kimse kurada kendisine çıkan yerinden ayrılamaz ve domuzun önünü kesmeye koşamaz, araba ile domuz momuz kovalayamaz. Daha bunun gibi yüzlerce hata var yaban domuzu sürek avında yapılan. Bunlar göz göre göre yapılırken hertürlü bela da kaza da sizi bulur. Hiç şüpheniz olmasın.
 
 Sonuç olarak, Yaban TV ekibi olarak sizi davet edenlere, kusura bakmayın çok teşekkür ederiz ama şartlarımız yerine getirilmeden gelemeyiz son derece katı bir şekilde söylenmelidir. Bırakın Yaban TV’de bir süre yaban domuzu avı da seyretmeyelim.
 
 Bu işin en doğrusu bu işi birazcık bilenler tarafından yaban domuzu avcılığının nasıl yapılması gerektiğini anlatabilecek küçük bir kitapçığın hazırlanarak tüm bu işi seven ve yapacak avcılara dağıtılması imza karşılığında. Ben varım böyle bir kitapçığın hazırlanabilmesinde bulunabilmek için. Elimizi biraz taşın altına koyalım hepimiz. Alman yaban domuzu avcıları bunun için 14 sayfalık bir kurallar dizisi hazırlamışlar. Yaban domuzu avcılığı ciddi bir iştir ve eğitimsizliği asla kaldırmaz.
 
 Türkiye avcılığına, Türkiye avcısının kendisinden başka kimsenin faydası ve yardımı olmayacaktır. Sakın hayal görmeyin. Ancak bizler biribirimizi adam edebiliriz tabii aklımızı kullanabilirsek ve de istersek. Yoksa sayın Birerdinç ne diyor yazısında,
 
 ‘’Her yıl ölen avcı sayısı neredeyse Kıbrıs harbinde şehit olan askerlerimizin sayısına ulaştı yahu.’’
 
 Çok normal. 1999 depreminde 18.000 kişi öldü, unutuldu; Soma madenlerinde 301 gariban öldü, hemen unutuldu; Mecidiyeköy’de vinç çöktü 10 kişi öldü, unutuldu; otobüsler buzda kayar insanlar sapır sapır ölür, unutulur. Binlerce Türk evladı şehit olur unutulur. Olur mu böyle şey yahu, çağdaş insanlık aleminde, domuz avında birkaç kişi Niyazi olmuş, konuşmaya değer mi yani? Üç çocuk yapmakla bile bu işi toparlayamayız.
 
 Orta Doğu ülkelerinin makus kaderidir bu. Rasyonel akıl olmayınca sonuç daima budur ve hep de böyle olacaktır. Sakın rüya ve hayal görmeyin.
 
  • Baikal IZH27EM1C Nikel
  • Stoeger M3000
  • Kurzhaar/Dişi
28.02.1969 EŞME/UŞAK
 

Çevrimdışı Sonay ŞEMEN

  • *
  • İleti: 222
  • Thanked: 156 times
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Ynt: NEJAT ÜNER USTA'DAN GÜZEL BİR YAZI
« Yanıtla #1 : 08 Ocak 2016, 10:40:43 »
Çok doğru ve gerçekçi bir yazı olmuş. Örnek verdiği program da insanlara av göstereceğiz diye daha yanlış uygulamalar yapıyor sürekli. Geçen denk geldi, domuzlar bağı geçti diye arabaya atlayıp önünü kesmeye gidiyoruz, offroad yapıyoruz diye güle güle anlatıyorlar bir de. Arabanın içinde elinde tüfek gidiyor bizimkiler. Bunu çoğu yerde yapıyor arkadaşlarımız maalesef. Bir de anlayan da anlamayan da domuz avına merak ediyor. Normalde ava gitmeyen adam da domuz olunca gelmek istiyor. Gelen adam ne domuzun tehlikesini biliyor, ne kullandığı tüfeği, fişeği tanıyor. Attığın tek kurşun bir buçuk kilometre gidiyor nereye atıyorsun bilen yok. Burada bile tartışması yapılıyor, yok 50 metreden sonra bir şey olmaz yok 100 metreden bir şey olmaz diye. 100 metreden avı vuramazsın isabet etmez ama 500 metreden direk gelen kurşun insanı deler geçer arkadaşlar. Lütfen bilinçli olalım. Nejat Bey'in dediği gibi bu temel eğitimsizlikten oluyor her şeyde olduğu gibi...
  • IJ 58 MA SXS Baikal ( 73,5 cm )
  • Churchill Maxi-Mag 12/89 ( 61 cm - 71 cm ported)yarı otomatik
  • Ata CY ( 71 cm ) yarı otomatik
  • Kopay - Kurzhaar
1986 Tekirdağ
 

Çevrimdışı Savaş KAYGISIZ

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 468
  • Thanked: 131 times
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Ynt: NEJAT ÜNER USTA'DAN GÜZEL BİR YAZI
« Yanıtla #2 : 10 Ocak 2016, 16:18:43 »
   Nejat Üner üstadın yazdığı yazıyı yayınladığı için Alkan YOKSUL kardeşime teşekkür ediyorum. Ateşli silahın şakası olmadığını herkes biliyor ama emniyet tedbirlerini uygulamaya gelince maalesef çok fazla ciddiye almıyoruz. Bir olay olunca ah vah ediyoruz daha sonra unutulup gidiyor, buda yeni olumsuzlukların devam etmesine engel olamıyor.
   Eğitim her alanda şart, heleki ateşli silahla insanın aynı anda bulunduğu domuz avında. Domuzun kendisi ayrı bir risk, tehlike, avcının elindeki silahı dahada risklisi. Bıldırcın avında yaşanan kazaların, yaralanmaların haddi hesabı yok. avı görünce kendimizi kaybedip tetiğe basıyoruz, istikametinde avcı arkadaşımız varmı yokmu demeden. Bıldırcın dediğin kuş zaten 50-100 metre sonra mecbur yere konuyor
   Avını görmeden sese ateş etmekte üstümüze yok biz avcıların, sonra adam gidiyor gümbürtüye, ya sakat kalıyor, yada ölüyor. Bende katılıyorum her zaman eğitim, eğitim. avda sakinlik ve bilinçli avcılık. Bu avcılığın bir hobi, bir spor, bir yaşam tarzı olduğunu benimseyerek, avcılığın sadece öldürmek olmadığını, o günki avda yaşanan güzel hatıraların daha değerli olduğunu ve hafta içerisindeki stresin atılması için meralarda olunması gerektiğini akıldan çıkarmamak gerekiyor diye düşünüyor, selam ve sevgilerimi sunuyorum.
1958-Ankara
 
The following users thanked this post: Alkan YOKSUL

Çevrimdışı Volkan KÖYDEMİR

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 6325
  • Thanked: 1130 times
Ynt: NEJAT ÜNER USTA'DAN GÜZEL BİR YAZI
« Yanıtla #3 : 10 Ocak 2016, 22:10:32 »
Alışkanlıklarımızın çoğunu örnek aldığımız kişilerde gördüklerimizden, çevremizde ekseri şahit olduklarımızdan kapıyoruz. Yani; bu işi okulundan bile öğrenip çıkmış olsak bile, bizden erken ava başlamış olanları göre göre, uyum sağlaya sağlaya zamanla aynı onlara benzer olur çkacağımıza eminim. E ne olacak? Doğru alışkanlıkların oturması için büyükleri de ya eğitmemiz, ya doğru yöntemleri uygulamaya zorlamamız bir gereklilik. Bir yandan da yeniler eğitilmeli elbet.

Bunun yapılması için avcıların birbirini eğitmesi en doğru ve kolayı. Eğitici, öğretici yayın ve programları televizyonlarda göstermenin de etkili olacağını düşünüyorum. Daha önemlisi, bölge bölge avcıların içinden eğitici görevlilerin seçilmesi ve eğitimi etkin yürütebilmeleri için zorlayıcı, teşvik edici önlemlerin de alınması. Bu eğitimi bölgenin en bilinen avcılarının vermesi gerektiğine de şüphe yok. Uzatmıyayım, önce baştakiler sonra diğerleri sırayla denetlemeli, eğitilmeli. Ne gerekir? İşe başlamak!

Elbette göz önündeki avcıların en önemli eğitici ve örnek olacaklarına şüphe yok. Bunu seneler önce ben de en az bir iki sefer forumda yazmıştım. Katılıyorum.
« Son Düzenleme: 10 Ocak 2016, 22:15:33 Gönderen: Volkan KÖYDEMİR »
1968
Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.  Albert Einstein.