Mustafa Bey kardeşim, aynen öyle...
Biz (genetiğimiz böyle) daha elle tutulamayan, romantik, duygusal argümanlarla "iş yürütmeye", "yönetmeye" çalışırız.
Alman, rakam ister, gerçek sayı, gerçek ve altı dolu metin ister. Dostluk, akrabalık, ahbablık, ikili ilişkiler dünyanın her yerinde geçer akçedir, Almanya'da da öyle. Ancak rakamın önüne geçirmezler, geçirmiyorlar bunları... Kardeşi, abisi, babası dahi olsa, geçirmiyorlar. Çok net, çok sertler böyle konularda. Ve bu durum o kadar kanıksanmış ki, kimse bu durumdan dolayı kimseye gönül koymaz, alınmaz, kafaya takmaz.
Bizde, bir kural gördüğümüzde, biraz da samimiyet varsa, ilk telaffuz edilmeye çalışılan ifade "bana da mı?" olur... "Bana da mı yasak ? ", "bize de mi bu kural yani?" ...
Evet, size de, herkese de... Alınır, bozuluruz, "bize de mi ya" diyerek...
"İyi güzel kural ve sistem getirmişsiniz ama bana da mı ?"
Takip edenler bilir, geçenlerde Galatasaray, UEFA Finansal Fair Play Kriterleri çerçevesinde sorgu geçirmişti.
O toplantının ardından başkan Dursun Özbek, " 'Tek bilek, tek yürek' kampanyamızdan bahsettik ama adamlar Alman, daha reel şeyler istiyorlar." diye açıklama yapmıştı.
Bu açıklamayı görünce aklıma direk burası ve İbrahim Bey gelmiş ama yazmamıştım, şimdi yazayım dedim.
1988 - Fethiye/Muğla - Bayramiç/Çanakkale