Abdullah'la (Oruç) dün konuştuk bu gün saat 3 ten sonra akşam bekine tahtalıya gidelim dedik.
Güzelce ormanın içinde gideceğimiz yere en yakın yere park ettik. Yaklaşıkta 800 metre gibi bir yürüyüş yolumuz vardı.
Bekleme yerimize yürüdük daha sonradan o köyde oturan başka bir arkadaşta bize katıldı (yücel). Yaklaşık
2-3 saat bekledik. Birkaç görüntüden başka bir şey yoktu 3-5 tane kozalaklara atış yaptık dönüşe geçtik.
Arabaların başına geldik kah kah kih kih konuşuyoruz. Tüfekleri filan kılıfına koyuyoruz.
Tam o sıra 15-20 metre ötedeki çalılıkların içinden 30lu yaşlarda 2 adam bir anda çıktı. Direk tabancalarının ağzına mermiyi verdiler bize doğrultarak gelmeye başladılar. Öndeki POLİS kıpırdamayın derken cüzdanını açtı kapadı (kimlik gösterir şekilde) ama alaca karanlık ben
hiç bir şey görmedim. Bildiğiniz sanki biz terörist ne bileyim narkotik suçlu gibi "ellerinizi arabaya koyun" "ellerini göreyim" "ellerini başının üstüne koy" "kimliklerinizi çıkarın yere bırakın" "bana uzatma yere bırak" "tabanca var mı yanınızda" "yat yere" filan ve tabancalar bize doğrultulu.
Şimdi "polis" dedi ama polis olduğu ne malüm bu ülkede insanlar 1 bilezik için adam öldürüyor ben bir yandan arabadaki tüfeğe nasıl ulaşırım diye düşünüyorum eğer kötü bir durum oluşursa. Arabanın yanındayız ama ormanın yinede derinliğindeyiz. Kimsenin haberi olmaz. Ve çok panikler onlarda korku içinde bizde panik korku içinde.
Neyse biz kimlikleri verdik. Dedik biz ne yaptık. Neyse biraz güven ortamı oluştu dedim hocam doğrultma şunu bize bizde bir şey yok. Gerçekten polislermiş GBT filan yaptılar. Dedik hayrola yardımcı olabileceğimiz bir şey varsa olalım sorun nedir?
Meğer bizi kazı yapan defineci eser kaçakçısı olarak birileri araçlarımızın plakasını vererek ihbar etmiş. Bunlar bizi baya zamandır orada çalının içinde bekliyorlarmış. Suç üstü yapmak için pusuya yatmışlar. Aşağıda başka ekip yolu tutmuş. Biz tahtalı beklerken neler olmuş neler.
Sonradan silahlarını filan indirdikten GBT de de bişey çıkmadıktan sonra konuşmaya başladık. Poliste "eyvah dedim ellerinde de tüfek var. Şimdi karşılık verirlerse tüfeği doğrulturlarsa mecbur vuracaktım" şeklinde o anda kendi düşüncelerini söylüyor. işte "konuşmalarınızı duydum avcılık hakkında konuşuyordunuz ama acaba mı ki dedim" şeklinde. Ben diyorum belgeli avcıyız tüfeklerinde ruhsatları var. Onlar bize lazım değil dediler. Aradan zaman geçmesine ramen polis hala titriyordu onlarda karşılık veririz diye korkmuşlar belli. Sonrasında amirlerini aradılar araçlarda avcılık eşyaları olduğunu kazı ile ilgili hiç birşey olmadığını söylediler. Amirde salın dedi
Yüz bin defa özür dileyerek kusura bakmayın diyerek gittiler. Bizde önemli değil siz işinizi yapıyorsunuz dedik.
Meğer gittiğimiz o yerler eskilerden kalma kazıcıları çok gittikleri yermiş. Onuda Yücel (oradaki sonradan gelen arkadaş) söyledi. İhbar olması durumu baya ciddi hale getirmiş. Böylede bir şey atlatmış olduk.
Ama hiç üzerime dolu bir tabanca doğrultulmamıştı. YUSUUUUF var ya böyle bir sağdan soldan geçti gitti. Ama hani derler ya ufak bir hata... hata yapmaya çok açık bir durumdu. şimdi ben tüfeği arabaya koymamış olsaydım üzerime polis diyip gelene güvenmeden tüfeği bende indirmezdim. E şimdi adamda panik oda karşılık verecem diye ... ahanda b.k yoluna gidecez. çünkü o anki ambiansta bi tarafın diğer tarafa itimat etmesi gerekiyor. o taraf da biz oluyoruz.
(forum profilindeki resim tahtalı beklediğimiz yerdeki resimdir geçen haftada aynı yere gimiştik.)