İlk kekliğimi 13 yaşında babamdan habersiz kaçırıpta ava gittiğim çifsan çifteyle 13 yaşında 1986 yılında vurmuştum.2015-2016 sezonunda nasip olursa 30. av sezonuna başlayacağım.Şöyle bir düşündüm o günden bu güne neler değişti.Baktım ki çok şeyler değişmiş, sizlerle paylaşmak istedim.Bu sayede akrenlerim ve yaşça büyük ustalarım şöyle bir geçmişe gitsinler.
1990 yıların başlarına kadar av ve avlak boldu.Kaldı ki eskiler av azlığından yakınırlardı ve ben Ödemiş'in Kaymakçı ovasında keklik avladıklarını hayretle dinlerdim.
O dönermlerde ne mak vardı nede yasak.Tüfek ruhsatı av teskeresiydi.20 Ağustosta sezon açılırdı.Fakat kara üzüm ermeden kekliğe sıkı atılmazdı.
Köy yerlerinde en fazla 1-2 avcı vardı.Onlardada en babasında kırıkkale çifte.Genelinde 16 kalibre çakmaklı tek kırma.Öyle şimdiki gibi ota boka sıkı yakılmaz.Çok kıymetli.MKA 65mm kağıt kovan 10 lu paket, bir fişek diğerini tutmaz.Hemde pahalı.Biz de kendi sıkılarımızı kendimiz yapardık.Benim kalın kilem vardı ayar 1 dihem 1 denk barut,1 dirhem 3denk saçma.Kışın saçmayı biraz kabalama yapardık.O fişeklerin tadı hala damağında ya neyse.
Köpek desen, siyah beyaz paftalı veya çilli bizim için av köpeğiydi.İrili ufaklı hiç farketmez.Yeteki sıkı sesinden korkmasın.Kırık köpekler ama avları muazzam.
Köy yolları stablize(Toprak yol) ulaşım asgari düzeyde,öyle 45 dk lik meralar çok uzak.Durum böyle olunca hacı muratı olan avcı en popiler avcı.7 kişi 7 köpek bindiğimizi hatırlarım.Hele kışın yolun 3/2 biniyorsak 3/1 hacı muratı iteliyorduk.
Meralarda su vardı su.Hayat vardı.Şİmdi arazide gördüğünüz o kuru çeşmeler hayat veriyordu.Yakınında yöresinde illaki en az iki alay keklik tutuyordu.
Ovaya indiğimizde bıldırcına, yelpeye sıkı yetiştiremezdik.Genelde keklik avı verimsiz geçerse biraz sıkı yakalım diye ovaya inerdik.Pamuk tarlaları otlumu otlu bıldırcın çok tutuyordu.Ördek avı ise ya kanal veya dere boyu parlama yada akşam bek avından ibaretti.
Ama en önemlisi insani duygularımız vardı.Avcının ava saygısı ve avcının avcıya saygısı vardı.
Gelelim günümüze; tüfeklerimizin en kötüsü eskilere beş çeker,fişek desen hangi ava gideceksen disparsente,bior,power tapa değişik gramajlarda fişek alabiliyoruz.Köpek desen,seceresiz köpek neredeyse yok.Ulaşım desen;300-500 km mesafeye günlük gidip geliyoruz.Eskiden köpeğin tasmasına zil takardık köpeği takip edersek zil sesine göre pozisyon alırdık,çoğu zaman zil kesildiğinde köpeğin yerini kaybedip seslendiğimizde pozisyonu harcardık.Şimdi şahin sesi veren biperler kuşa şans vermiyor.
En can alıcı durum ise tarım teknolojisinin gelişimi ve buna bağlı olarak yaban yaşam alanlarının işgali.Eskiden ucu bucağı gözükmeyen meralarda şimdi dağınık bir yerleşimle karşılaşıyoruz.25-30 yıl önce ava gittiğim meralarda mahalleler oluşmuş.
Özetlle ; yıllar geçtikçe av kaynaklarımız azalıyor.Fiziki ve akli dengem elverdiği sürece ava gitmek istiyorum.Bu sebeble tüm avcı dostlarımı sezon öncesinde kural ve kaidelere uyarak (bazı saçma kararlara rağmen),avımıza ve av kültürümüze sahip çıkmalarını,av kültüründen yoksun sözde avcılarla ava gitmemelerini ve gerktiğinde ciddi şekilde uyarmalarını rica ederim.Av bize bir miras ve gelecek nesilede miras bırakabilelim.
Saygılarımla...
Rastgele...