Merhaba arkadaşlar, 8 sayfalık muhabbeti bir çırpıda zevkle okudum hatta arada 1 fincan köpüklü kahve de götürdüm. Şu "yellow water" olayının asıl sebebini bildiğimden ve bu deyimin de "yakkkını yıkkını" gibi avcılık tarihimizin efsaneleri arasına gönderilmesinin (Ziya kardeşimin affına sığınarak ve O'nun da, "es geçelim" talebi doğrultusunda) zamanı geldiğini düşündüğümden yaşadığım olayı paylaşmak istedim. Bizim buralar keklik açılışında, sıcak olur. 20 yıl kadar önce öyle sıcak bir av gününde, hem dinlenmek hem de mataralarımızı doldurmak için, meşelik bir yamaçtaki pınara yaklaşmamızla pınarın etrafından keklik sürüsü kalktı. Tüfekleri ateşledik, 3 tane keklik düştü, elimize aldığımızda üçünün de ağzından sarı su aktığını gördük. Ve bu durumun henüz içtikleri suyu sindiremediklerinden olduğunu anladık. O gün yaşadığımız bu durum bizi etik olarak rahatsız etmişti. (Bu yüzden arkadaşlar sarı sudan her bahsettiğinde o olayı hatırlayarak vicdanım sızlar.) Tüfeklerin gücü ile alakalı olamaz çünkü tüfekler ayrı ayrı (Monte Carlo, Robust ve Marocchi) milletlerdendi. Tüm Avlak aile bireylerine selamlar..