TÜRKİYE AVCILIK SİSTEMİNE YANLIŞ TEŞHİS
Konfederasyonumuzun önderliğinde, Federasyonlarımızla birlikte ve bazen de ikili ilişkiler çerçevesinde DKMP genel müdürlüğü ve Av Yönetimi Daire Başkanlığı ile "Kotalı Avcılık Sistemi" eksenli avcılık sorunlarını da içine alan bir çok toplantı ve ikili görüşmeler yapmak mümkün oldu. Yapılan bu toplantılar neticesinde bazı yetkilileri "Türkiye Avcılık Sistemi ve Sistemden Kaynaklanan Sorunlara" "YANLIŞ TEŞHİS" koyduğu ve çözümüne yönelikte "YANLIŞ REÇETE" yazmaya çalıştığını somut olarak görmek mümkün oldu.
Peki bu yanlış teşhisler nelerdir?
Sırası ile açıklamayı, bu sayede Avcı Kamuoyunu bilgilendirmeyi ve gerçekleri bir kez daha ifade etmeyi sorumluluğumuzun gereği olarak görüyoruz.
Yanlış teşhis 1; Bu güne kadar gelişi güzel kuralsız bir avlanma yöntemi mevcuttu.
Doğru Cevap; Geçmişten bu güne kadar ve halen devam eden MAK çerçevesindeki “Limitli Avcılık” sistemi son derece kurallı ve kabul görmüş en önemli kota olan “LİMİT KOTASINDA” gerçekleşmektedir.
Limit geçmişte ve günümüzde toplumumuzda da kabul gören en önemli kotadır. Çünkü fazla vurmanın avcı usta tarafından doğru olmadığı çırağa öğretilir. İslam dini fazla vurmanın haram olduğunu ifade eder. Toplumumuz fazla vurmanın etik olmadığını bilir, kaldı ki limit aşımı yasal da değildir.
Bununla birlikte bu gün kurulmaya çalışılan sistemde avlaklarda doğal popülasyonlar limitsizce ve zamansızca vurdurulmaktadır.
Gökçeada kanatlı Keklik Örnek avlağı buna en güzel örnek olarak gösterilebilir.
Ayrıca bu doğal kaynaklarımız avlak sistemi sayesinde başta yabancı avcılar olmak üzere tüketilmekte ve dolayısı ile yabancı avcıya verilen değer yurt avcısına verilmemektedir. Oysa Türk Avcısının sadece harç ve avlanma pulu bedeli olarak ödediği tutarlar av turizmi gelirinin yaklaşık on katıdır.
İlk dönemlerde kanatlı av kuşlarının yabancı avcılara avlatılması yasakken ve avlaklarda bulunan doğal popülasyon ancak MAK çerçevesindeki limitlerde vurulması mümkünken bu gün yasal mevzuat uygun hale getirilerek avlaklardaki doğal popülasyon yabancı avcılara limitsizce vurdurulmaktadır.
Bu noktada, Türk Avcısının hakkını savunmak ve gerçekleri ifade etmek, yanlışların düzeltilmesini sağlamak Konfederasyonumuzun temel görevidir.
Peki yanlış teşhis nedir?
Buradaki temel sorun, 130000 avcının dışında kalan, yasal olarak avlanmayan, eğitilmeyen ve denetlenemeyen milyonlardır.
Yani, yasal avcı kuralsız avlanıyor demek asla doğru değildir.
LİMİT kotasının yanında GÜN kotasını da koyduğumuzda, buna yanlış tarihleri ilave ettiğimizde, av turizminde uygulanan fakat MAK çerçevesinde Türk Avcısına yasaklanan avlanma zamanı, süresi ve usulü kotalarını da koyduğumuzda ne kadar baskıcı ve kuralcı avlandığımız ortaya çıkmaktadır.
Bu gerçekleri görmemek, ya da bilmemek veya görmek istememek nasıl izah edilebilir?
Son derece kurallı avlanan yasal avcıya tüm bunların yanında, Kotalı Avcılık Sistemi ile yeni-yeni yaptırımlar ortaya koymak ve onu avlandırmamaya, doğaya çıkarmamaya dönük bariyerler koymak yanlış bir uygulamadır.
Bununla birlikte yasa dışı avlanan milyonlarca eli tüfekliye hiçbir çözüm üretmemekte, asıl soruna asla neşter vurulmamaktadır.
Bu haliyle ne yazık ki mevcut uygulamalar avcı camiasında ancak “tribüne oynamak” olarak algılanmaktadır.
Yanlış Teşhis 2; Mevcut yasa ve MAK çerçevesinde yapılan "Limitli Avcılık" eksenli avlanma sistemi Türkiye'deki av hayvanlarının azalışını ve yok oluşunu sağlamaktadır.
Doğru Cevap: Bu yaklaşım da asla doğru değildir. Yani bir diğer yanlış teşhistir.
“Avcılık ancak doğaya bir katkıdır.”
Bu gerçek Konya Bozdağ’da çarpıcı bir şekilde bir kez daha anlaşılmıştır. Üretildiği ve korunduğu sanılan binlerce Anadolu Yaban Koyununu aynı habitatı paylaşması ve kendi içinde karılması sonucu genetik olarak zayıflamış ve toplu ölümler gerçekleşmiştir.
Bu gün vurulmayan kekliğin “Yoza Kaçması” (ürememesi, çiftleşmemesi) da buna bir örnektir.
Özellikle Çil ve Kınalı keklik neslinin azalması eksenli bu yanlış teşhiste de gerçek sebep şudur;
- Bu gün tarımsal alanların yanında ve içinde neredeyse hiç keklik kalmamıştır. Trakya başta olmak üzere tüm Marmara bölgesinde çil keklik nesli tamamen, kınalı keklik nesli ise kısmen tükenmiştir.
Bu somut yok oluşun iki temel sebebi vardır;
• Orman bakanlığının ağaçlandırma sahalarında bıraktığı zehirli buğdaylar,
• Tarım Bakanlığının süne zehirlemeleri, tarım ilaçları ve grenürlü gübreler.
Yani bu yok oluşta avcılığın hiç bir etkisi asla yoktur.
Çıplak başlı akbabaları avcılar mı vurmuştur?
Orman Bakanlığı en son İzmir Bergama’da 2014 yılında zehirli buğdayla keklik ölümlerine sebep vermiştir. Bu tespit duyarlı avcılarımız tarafından yapılmış ve Konfederasyonumuz kanalı ile DKMP’a anında iletilmiştir.
Makilerin yok edilerek çam ormanı oluşturulması yanlışı devam etmekte, orman kereste, su enerji olarak görmektedir,
Tarım bakanlığı sadece tarımsal üretimdeki verime bakmakta ve asla faunaya dikkat edilmemektedir.
Habitatların yok olması ve kirletilmesi ise bir diğer gerçektir.
Tüm bu gerçekler doğrultusunda, yasal avcıyı ve sistemi suçlu göstermek ancak hedef yanıltmaktan, saptırmaktan ve şirin gözükmeye çalışmaktan ibarettir.
Yanlış Teşhis 3; Avcılığın haftada 3 güne indirilmesi doğal hayata katkı sağlamıştır.
Doğru Cevap: Avcılığın 3 günle sınırlı olması, avcıyı aynı zamanda ve aynı mekanda buluşturarak daha fazla av hayvanının vurulmasına neden olmaktadır.
Üç gün ile sınırlandırılan avcılık, avcı psikolojisi üzerinde olumsuz yansıyarak şartlı tepkiye neden olmuştur. Avcılığın sınırlandırıldığını düşünen avcı, ava gitme isteğini bir zorunluluğa dönüştürmüştür. Sınırlı zamanda avda bulunma psikolojisi avdan daha fazla yararlanma şartını tetikleyerek çok vurmayı teşvik etmiştir.
Avcılığı 3 gün ile sınırlandırarak aynı günde aynı meralarda avcı yoğunluğuna sebep olan zihniyet şimdi de kendi yarattıkları canavarla adeta mücadele etmeye çalışmaktalar ve Kotalı Avcılık Sistemi ile avcıyı doğaya çıkartmamaya çalışarak çözüm ürettiklerini sanmakta ve ikinci yanlışı yapmaktadırlar.
Bu gerçeklerin görülememesi, dikkate alınmaması ne kadar üzücüdür?
Oysa 7 gün açık avcılık ile rahatlayacak olan avlaklar ve psikoloji doğaya ve avcıya olumlu olarak yansıyacaktır.
Yanlış Teşhis 4; Kotalı Avcılık Sistemi avcılığı kurallı hale getirerek Sürdürülebilir avcılığı temin edecektir.
Doğru Cevap: Kotalı Avcılık Sistemi temelde yanlıştır. “Envanter Verilerine Dayalı Planlı Avcılık”, belirlenen envanterin hayalden ibaret ve yanlış olan “BONİTET FORMULÜNE” dayandırılması ile tam anlamıyla komiktir.
Tüm dünyada yerinde ve zamanında görsel olarak yapılan sayımlar nedense Türkiye’de formüle bağlanmıştır.
Kotalı Avcılık, Avlakların gelişigüzel belirlenmesi, ilk aşamada sadece yasaklamak amaçlı kurulması, sınırlarının ilçe sınırları ile tespit edilmesi, tüm Türkiye’yi kapsaması, başarısız olan örnek avlak işletmeciliğinin temelini teşkil etmesi, avcılığı paralı hale getirme amacı, Avcılığın temel sorunlarını asla ele almaması, Yasa dışı avcılığı körüklemesi, Avın, avcının, avcılığın ve av kültürünün gerçeklerini dikkate almaması gibi bir çok olumsuzluğu ile çözümden çok soruna neden olacaktır.
Yasal Avcı doğada olduğu sürece çözüm kaçınılmazdır.
Yasal avcının da yasa dışılığa itilmesinin vebali, avcılığın yer altına indirilme gayreti ancak doğaya zarar verecektir.
Bu gerçeklerin görülmesi artık bir zorunluluktur.
Saygılarımızla.
Avcılık ve Av,Yaban Hayatı Koruma Konfederasyonu - AYHAK