Sevgili forum üyeleri, ben de bu başlık altında bir şeyler söylemek istiyorum.
Geçtiğimiz ekim ayında Neo 12 model bir Ata sahibi oldum. Tüfeği denemeden direk avlara başladım. Arkadaşlarım genelde tavşan avına gittiği için ben de onlarla beraber tavşan avlarına gittim. Vurduklarım da oldu, vuramadıklarım da. Zaten tavşan, kuş gibi bol olmayıp avda kime çıkacağı da belli olmayan bir hayvan olunca fazla tüfek atma ve tüfeği görme şansım olmadı. Fakat gerek avlara olan atışlarımda gerekse av sonunda muhabbetine yapılan atışlarda hissettiğim bir durum vardı: Tüfeğim hedeflerimin altına atıyordu. Ancak ben bu kusuru kendimde veya dipçik ölçülerinde arıyordum. Bir kaç ay sonra tüfeklerimizi denemek için arkadaşlarla yaptığımız hedef atışlarında kesin bir şekilde gördük ki tüfeğim maalesef alt vuruyor. O an, avlardaki ve atışlardaki mankelerim bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti ve taşlar yerine oturdu. Bu duruma çok üzüldüm ve tüfeğimden 1. soğumayı burada yaşadım.
Sonra tüfeği bayii aracılığıyla fabrikaya gönderdim, bir kaç kez yaptığı tutukluğu ve genel bakım ve temizlik isteğimi de yazarak. Hatta imkanı varsa ücreti karşılığında mekanizma ve tetik grubunun parlama yaptığı için siyah olanlarıyla değiştirilmesini veya boyanmasını da istedim. Gönderdikten sonra Ozan Bey'i de telefonla bilgilendirerek sömestre tatilinde memlekette bu tüfekle av yapmak istediğim için mümkün olduğunca acele etmelerini istedim, çünkü sömestreye üç hafta vardı. O da kargo geldikten sonra özel olarak ilgileneceğini söyledi. İki hafta sonra fabrikayı arayıp Çanakkale'den ................ Bayii'nin gönderdiği yarı otomatik tüfeğin durumunu sorduğumda fabrikadan çıkışı yapılmış bilgisi verildi. Fakat aynı bayii benimkisiyle birlikte bir de süperpoze göndermişti fabrikaya, bunu bildiğim için emin olmak adına telefondaki hanımefendiye tekrar sordum çıkış yapılan ürünün yarı otomatik Neo modeli olup olmadığını ve evet yarı otomatik olduğu bilgisini aldım. Bir kaç gün sonra hevesle komşu ilçedeki kargo şubesine koştum fakat ne göreyim, irsaliyede yarı otomatik yazmasına rağmen kargodan süperpoze çıktı. Bayii aracılığıyla tekrar ulaştık fabrikaya ve yanlış bilgi verildiğini, benim tüfeğin hala fabrikada olduğunu öğrendik. Velhasıl tüfeğim bir hafta sonra namlusu ve mekanizma yayı değişmiş olarak sömestreden önce geldi gelmesine ama geldiğinde üzerinde herhangi bir tamir fişi olmadığı gibi (o malzemelerin değiştiğini yayın sertliğinden ve namludaki görsel farklardan ben anladım) şunlar şunlar yapıldı vs diye bizi telefonla bilgilendiren de olmadı. Yine, ücretli olarak yapılmasını istediğim şeyler de yapılmamış ve neden yapılmadığı konusunda bilgilendirilmemiştik. Ücretli olarak istediğim şeyi de geçtim, genel temizlik yapılmasını istediğim halde tüfek öyle bir kir-pasak içinde geldi ki anlatamam. Tamirden sonra şöyle bir kerecik bezle üzerinden geçme zahmetini dahi gösterememiş ve ürünü öylece göndermişlerdi. Titiz birisi olduğum için bu durum beni fazlasıyla rahatsız etti ama daha da rahatsız eden, tamir esnasında oluşan ahşap üzerindeki çok sayıda çizik ve ezilmelerdi. Üstelik tüfeğin kauçuk kılıfındaki sünger de parçalanmıştı, nasıl becerildiyse. Kılıfı değiştirme inceliğini dahi göstermelerini beklerdim. Tüfeğimin arızasına gelince alt vurma problemi çözülmüştü çok şükür ancak görsel olarak, gittiğinden daha kötü bir halde geri geldi. Ve bu servis anlayışı, tüfeğimden 2. soğuma sebebim oldu. Bir daha tüfek alırken Ata markasına bulaşmayı düşünmediğim gibi tüfeğimi de elden çıkarmayı düşünüyorum. Çünkü av ve tüfek işinin birer keyif işi olduğunu düşünüyorum ve böyle olumsuzluklar insanı tüfekten soğutarak avcı-tüfek uyumunu bozuyor.
Bu kadar uzun yazarak sizleri yorduğum için haklarınızı helal edin.
Rasgele...