Kıymetli kardeşim,
1991 yılında ilk aldığım tüfeğim sıfır huğlu 12 cal, 71cm namlu, 1-3 şok, 70mm fişek yataklı 104a süperpoze idi. Bu tüfeği yaklaşık 20 yıl her avda kullandım. Sonra bacanağıma hediye ettim. Tüfek tek bir arıza vermedi. Fişek seçmedi. "Ben vurmam, rakım yüksek, hava soğuk, mesafe çok" demedi. Gayet ergonomikti. Öğrenci bütçesi ile aldığım silahım beni hiç zor durumda bırakmadı. Basit bir tüfekti, tek tetik ejektör, selektör, otm. emniyet vs hiç bir özellik yoktu. Gerek de hissetmedim. Olumsuz tek yönü 3.400gr gibi bir ağırlıkta olmasıydı. (sonra uçar avlarda biraz zorluk getirse de tüfeğin bir çok artısında bu ağırlığın da payı olduğunu gördüm) Elbette işçilik ve malzeme kalitesi çok daha fazla olabilirdi ancak verdiğim paraya göre aldığım tatmin edici idi. Tüfeği elden çıkardıktan sonra eksikliğini hep hissettim. Yerine aldığım simson çifte harkulade bir silah olmasına rağmen, onu huğlu gibi tepe tepe rahat kullanamadım, bir de süperpoze ile başlamam, çifte ile de randımanlı av yapmama rağmen, bende hep süperpoze isteğini canlı tuttu. Ancak yeni yapılanları pek beğenmediğim için sıfırını almaya cesaret edemedim. Kader bu, bu sene bir avcı büyüğümden, 1984 model olduğunu devir esnasında faturasından öğrendiğim, yine 12 cal, ful ful şoklu,71 cm namlulu bir huğlu 104a"yı aldım ve içimdeki ukdeyi giderdim. Tüfeği yakından inceleyip 1990 model ve 1984 model 104a ları kıyasladığımda, imalatın ileri değil geri gittiğini üzülerek gördüm. 1984 model yeni! tüfeğim sürme boya idi, üzerinde el yapımı zambak ve gül gravürler vardı ve abartma olmaksızın tüfek bu gravürlerle çok güzel bezenmişti. Ağırlık ise aynı idi. İşçilik ayrıntıları hissedilir derece iyi idi. Kubuz yenilere göre daha kibar, kundak gayet şık ve ergonomik, özetle el işçiliği tüfeğin her yerinde belli idi. Umarım iyi avlar yapmak nasip olur. Özetin özeti " iyi tüfek, değerlendir".