AYHAK'tan Kotalı Avcılık Sistemi Kararı
Avcılık ve Yaban Av hayatı Koruma konfederasyonu Yönetim Kurulu “Kotalı Avcılık ” ile ilgili aldığı kararı bakanlığa sundu.
AYHAK'tan Kotalı Avcılık Sistemi Kararı
DOĞA KORUMA VE MİLLİ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
ANKARA
Avcılık ve Yaban Av hayatı Koruma konfederasyonu Yönetim Kurulunun “Kotalı Avcılık sistemi” ile ilgili aldığı karar ekte sunulmuştur.
Bilgi ve gereğini arz ederim.
İlhan DEVECİ
AYHAK Başkanı
İŞTE AYHAK'IN ALDIĞI O KARARLAR
KOTALI AVCILIK VE TÜRKİYE AVCILIK SİSTEMİ ,TESPİTLER, SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
GENEL YAKLAŞIM
AYHAK Konfederasyonumuz olarak baştan beri olduğu gibi bugünde “Kotalı Avcılık Sistemine” karşı duruş çizgimizi korumakta, bununla birlikte avcılarımızın haklarının korunması ve sürdürülebilir avcılık çerçevesinde çözüm odaklı iştişare ve işbirliği merkezli bir yaklaşım içindeyiz.
Bilindiği gibi son yıllarda ve günümüzde temel sorunumuzu kotalı avcılık uygulaması hakkındaki görüşlerimizin daha netlik kazanması, sorunların çözümünde Bakanlık ve Avcı Kuruluşları işbirliğinin sağlanması önem arz etmektedir.
TESPİT VE ESASLAR
4915 sayılı KAK avlakları tanımlayarak avlak sistemi uygulamasında bakanlığı yetkili kılmış, bununla birlikte Avcı STK’larla işbirliğini hükme bağlamıştır.
Kotalı Avcılık Sistemi temelde tüm avcıları kapsamaması, gelir durumu yüksek vatandaşlardan oluşan “sınırlı sayıda avcı” yaratma amacı, gelir düzeyi düşük avcıları ve kırsalda yaşayan vatandaşlarımızı dikkate almaması, sistem dışına itmesi, avcıları ava çıkarmama, sınırlandırma çabası, yasal avcıya dönük yaptırımlara rağmen yasadışı avlanmalara dönük çözüm üretmemesi, sosyal devlet düsturuna tezat yaklaşımı ve Türk Avcılık Kültürüyle uyuşmayan esasları ile kabul görmemektedir.
Kotalı Avcılık Sistemi çerçevesinde avlakların tüm Anadolu’yu kapsaması yanlıştır. Avlak kavramı nitelikli tesislere sahip, üretimi olan, korunan ve planlı avcılığın yapıldığı belirli alanlardır. Oysa bu sistemdeki devlet ve genel avlakların tamamı avcıyı yasaklamak amaçlı kurulan, alt yapısı olmayan üstelikte tüm alanları kapsayan niteliktedir.
Konfederasyonumuz ve avcı camiası “Kotalı Avcılık Sistemine” ve “Paralı Avcılığa” karşı çıkmış/çıkmaktave bu arzularını dile getirmek için yazılı-sözlü görüşler bildirmişler ve farklı eylemsel hareketler yapmışlardır.
Kotalı Avcılık Sistemi mevcut uygulamaları birçok eksikliği ve hatayı ortaya koymuş, avbissistemi düzenli çalışmamış ve avcılar mağdur edilmiş, gerçek dışı envanter verileri ile plansız avlanmalar gerçekleştirilmiştir.
Yeni avlakların yapılmaması temelinde, mevcut Devlet ve Genel Avlaklarında Kotalı Avcılık Sistemi uygulamalarının yanlışlıkları yazılı ve sözlü ifadelerle Av Yönetimi Daire Başkanlığına iletilmiş, bu konuda teknik toplantı yapılmış, fakat toplantıların devamı getirilememiş, komiteler oluşturulamamış ve yeterli ilerlemeler sağlanamayarak düzeltmeler yapılmamıştır.
Kotalı avcılık sistemi bir zorunluluk değildir. Yapılan teknik toplantıda da ifade ettiği gibi gerekirse değiştirilebilir veya tamamen kaldırılabilir.
SORUNLAR
1. Türkiye nüfusunun ortalama % 40’ı kırsalda yaşamakta ve gelir durumu düşük vatandaşlarımızdır. Bununla birlikte bu vatandaşlarımızın neredeyse tamamının evinde yivsiz av silahı bulunmakta ve uygun koşullarda yasal veya yasadışı olarak avlanmaktadırlar. Bu anlamda Avcılık, Türk halkının en önemli kültürü ve ayrılmaz bir parçasıdır. Mevcut sistemde henüz bu gerçek dikkate alınmamışken, sorunlar çözülmemişken, Kotalı avcılık sistemi de kırsalda yaşayan ve sınırlı hareket kabiliyetine sahip, gelir düzeyi düşük fakat kültürümüzün uzantısı olarak avcı olan bu vatandaşlarımızı asla dikkate almamakta, onları sistemin dışına iterek yasa dışı avlanmaya zorlamakta ve onlara çözümsüzlük üretmektedir. Oysa Orman ve Su işleri Bakanlığı köklü geçmişinden yansıyan deneyimleri ile başta orman köylüsü olmak üzere kırsalda yaşayan halkı gözetmekte, istihkak imkanları sağlamakta, ormanların değerlendirmesini koruma-kullanma dengesi düsturunda orman köylüsü ile birlikte sağlamaktadır.
2. Kotalı Avcılık Sisteminin tüm Türkiye’yi kapsaması ile artık tüm alanlar adeta bir “milli park” özelliği kazanmakta ve izinsiz silahlı meralara girmek yasaklanmaktadır. İzin almak ise farklı kotalarla sınırlandırılmakta, mümkün kılınmamakta ve avcı caydırılmaya avcılıktan el çektirilmeye çalışılmaktadır. Bu çerçevede kırsalda yaşayan ve meraya çok yakın olan avcı vatandaşlarımızın, tarla sahibi çiftçimizin, hayvan sahibi köylümüzün suçlu konuma gelmesi sağlanmaktadır.
3. Kotalı Avcılık Sistemi, yasa dışı avcılığın artmasına neden olmaktadır. Avbis sistemi avcı kotası, alan kotası, av kotası, avlak kotası, avlakta avlanma sayı kotası, yerel avcı-il dışı avcı kotası, kanatlı veya memeli vurma kotası gibi bariyerler getirerek izin almayı engellemeye dönük bir programdır. Bu anlamda çoğu zaman izin alınamamakta veya yoğun baskı ile sistem kilitlenmekte ve izin almayı engellemektedir. Yerel halk ve kırsalda yaşayan nüfusun önemli bir bölümü bilgisayar kullanmamaktadır. Sistemden haberleri dahi olmayan, olsa dahi izin alamayan belgeli avcılar yasa dışı avcı konumuna sokulmaktadır. Türkiye’nin en batısında dahi sisteme girilmemekte ve sistem kabul görmemektedir. Türkiye’nin doğusunda bu gerçek çok daha somut olarak karşımıza çıkmaktadır.
Devlet ve genel avlakları yerel halkın ve avcı STK’ların bilgisi olmadan, görüşü alınmadan ve işbirliği yapılmadan kararlaştırılmakta, bu anlamda il müdürlükleri zorlanmakta ve avcılar tarafından da avlaklar kabul görmemektedir. Yapılan avlakların içi boş alanlar olması, tüm avlakları kapsaması ve avcıyı avbis sistemi ve kotalar ile ava çıkarmamaya dönük bir çalışma olduğu gerçeği sisteme “karşı duruş” yaratmakta ve belgesiz avcılığı teşvik etmektedir.
4. Kotalı avcılık sistemi ve onun uzantısı avbis yasal avcıyı ava ve doğaya çıkarmamaya/sınırlamaya dönük bir planlaya dönüşmüştür. Bu haliyle otokontrolü önlemekte, yer değiştirme ve seyahat özgürlüğünü kısıtlamakta, avcılığın gereği meteorolojik ve avlanma koşullarına uygun mera değiştirmelere müsaade etmemektedir. Örneklemek gerekirse; Bıldırcın, üveyik, çulluk ve tahtalı gibi göç hayvanları başta olmak üzere av hayvanları biyolojileri, beslenme koşulları ve hava şartlarını dikkate alarak gün içerisinde farklı mera ve bölgelere göç edebilmektedir. Bu anlamda yeterli popülasyona ulaşabilmek ve avlanabilmek için avlaklarda yüzlerce km kat edilmekte, gün içerisinde farklı il, ilçe veya bölgelerde avlanma amaçlı seyahatler ve tespitler yapılmaktadır. Avcılığın kaçınılmaz gerekliliği olan mera değiştirme olgusunu kotalı avcılık sistemi gün içerisinde mümkün kılmamaktadır. Yani yasal avlanan ve etik kurallara dikkat eden bilinçli avcı artık seyahat edememekte, avı araştırmak üzere bir avlaktan diğer başka bir avlağa veya avlaklara geçememektedir. İki farklı avlakta avlanan gurup ya da kişilerin avın durumuna göre birbirlerini avlağa davet etmeleri hatta bu davetin avlanma dışı gerekçelerle dahi olması cezai hükmü gerektirmektedir.
5. Kotalı Avcılık Sistemi ile artık günlük av kararları almak, öğleden sonra veya akşamüzeri ava gitmeye karar vermek mümkün olmamaktadır. Oysa av kararları yüksek oranlarda son ana kadar netleşmemekte, mevcut koşullar avcılığın gereği olarak son ana kadar değerlendirilmekte ve nihayetinde karar verilmektedir.Kırsal alanlarda ise yaşamın getirdiği avlak avantajının yakınlığı gereği avlanma kararları günübirlik ve saatlik olarak alınmaktadır. Bu durum farklı av hayvanlarının avcılığına görede hareketliliği gerektirmektedir. Bu anlamda sabah domuz avında olan avcı, öğleden sonra tahtalı geçidinde akşamüzeri de ördek avında farklı meralarda olabilmektedir. Sistemin bu gerçekleri görememesi başta yerelde yaşayan vatandaşlarımız olmak üzere genelde tüm avcılarımızı yasa dışılığa itmektedir.
6. Kırsalda yaşayan, bilgisayar kullanamayan, izin alamayan fakat tarlasına, bahçesine ve otlağına av silahı ile gitmek zorunda olan tüm vatandaşlarımız kotalı avcılık sisteminin bölgelerinde devreye girmesiyle potansiyel suçlu konumuna gelecek ve cezai işleme tabi tutularak mağdur edilecektir.
7. Kotalı avcılık sistemi, paralı avcılığın alt yapısını oluşturmaktadır.Bu durum gelecekte çok daha önemli sorunların temelini oluşturmaktadır. Av Yönetimi Daire Başkanlığının söylemlerin dışında “Sürdürülebilir Avcılık Stratejisi ve Eylem Planı 2012-2016” belgesinde avlakların tür başına paralı avlağa dönüştürüleceğiaçıkbirşekildeaşağıdakihaliylebeyanedilmiştir. Bu çelişki, taraflar arasındaki güven bunalımını oluşturan temel sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
8. Kotalı avcılık sistemi, avın gerçek sahibi avcıyı dışlamakta, baskıcı bir devlet yaklaşımını getirmektedir. Bu anlamda yayınlanan 2014/3 nolubakanlık genelgesinde veprotokollerde avcı kuruluşları kotalı avcılığı kabule zorlanmakta, envanter verilerini zamanında uygun şekilde yapmayan kulüplerle protokol imzalanmayacağı yazılı olarak beyan edilmektedir. Maddi olanaklardan yoksun kalmak istemeyen avcı kulüplerimizde il müdürlüklerinde masa başında envanter çalışmalarını yapmak zorunda bırakılmaktadırlar. Mevcut avlanma pulu satışları geliri ile genelgeye uygun sürede ve arazide Anket Formlarını doğru olarak doldurmak gerçekte mümkün olmamakta,bu ve buna benzer uygulamalar gayri ciddi sonuçlar ortaya koymaktadır.Av hayvanı popülasyonlarının hazırlanan afaki envanter ve avlanma planları ile avlanması sağlanarak aşırı, düzensiz ve bilimsellikten uzak tüketilmesine neden olmaktadır. Oysa dış ülkelerde avın sahibi ve av yönetiminin sorumlusu avcı ve avcı temsilcisi birlik yada federasyonlardır. Avlaklarda envanterler sahada somut sayımlarla yapılmakta, avlanma planları avcılar tarafından belirlenmektedir.
9. Kotalı avcılık sistemi, Türkiye’deki denetleme, habitatların yok edilmesi, daraltılması, kirletilmesi, yasa dışı avcılığın çok yoğun olması gibi temel avcılık sorunlarını görmezden gelerek, bunlara çözüm üretmemekte, üretime dönük çözümler sunmamakta, avlaklarda doğal kanatlıların avcılığını para karşılığı MAK’ta alınan limit rakamları dışında limitsiz halde vurulmasına neden olmakta ve zamansız avlanılmasını sağlamakta, yabancı avcılara kanatlı avcılığını serbest bırakarak avlakların Türk Avcısına kapanmasına neden olmakta (Gökçeada Örnek Kanatlı Avlağında olduğu gibi) ve sorunu daha da karmaşık hale getirerek içinden çıkılamaz bir hale sokmaktadır.
Etik avcılığın savunulduğu mevcut sistemde sınırlı limitler dışında fazla vurmak doğal olarak yasa dışı sayılırken, kotalı avcılık sisteminin uygulandığı avlaklarda para karşılığı doğal popülasyon limitsizce vurulabilmektedir. Gelir durumu yüksek avcı ile gelir durumu düşük avcı arasında avcılık mantalitesine uymayan karşılaştırmayı da gündeme getiren bu yaklaşım, para karşılığı doğal kaynakların kaygısızca katledilmesine ise cevaz vererek çelişki oluşturmaktadır.
10. Kotalı avcılık sistemi avcılığımızın özünü oluşturan, birliktelik ve paylaşım ilkelerini asla dikkate almamaktadır. Tüm dünyada ve ülkemizde topluca yapılan “Sürek Avları” kotalı avcılık sistemi ile tarihe gömülmekte, yapılamaz kılınarak Türk Av Kültürünü ve yerelliği benimsememektedir.
11. Avlak sisteminin yasa gereği Türkiye’de yerleştirilmesi ve beraberindeki Kotalı avcılık sistemi uygulama aşamalarında süreç gizli yürütülmeye çalışılmakta, avcı kuruluşlarıle paylaşım, yasanın gereği işbirliği ve koordinasyon sağlanmasına önem verilmemekte, şeffaflık ilkesi uygulanmamaktadır. Tüm bunların yanında avcı birliğini bozmaya dönük gayri resmi dezenformasyon yöntemleri yetkili şahıslarca uygulanmakta, etik olmayan yaklaşımlar sergilenmektedir.
12. Kotalı Avcılık uygulaması ile kanundaki tanımına uymayan avlaklar ve genelgelere uymayan envanter verileri ve avlanma planları yapılmaktadır. Devlet arazisi olmayan özel mülkiyet alanlarının da Devlet Avlağı ilan edildiği duyumları alınmaktadır.
13. Mevcut uygulamaların neticesinde, av koruma memurları, ilçe şeflikleri ve il müdürlükleri avcı ve yerel halk ile karşı karşıya getirilmekte, uyum içerisinde çalışması gereken taraflar hasım konumuna sokulmakta ve doğabilecek her türlü soruna kaygısızca zemin hazırlanmaktadır.
Birçok kez dile getirdiğimiz sorunların çözümünde avcı kuruluşları ile işbirliği yapılması ve onların görüşlerine yer verilmesi yasa gereğidir. Bu vesileyle,sürdürülebilir avcılığın ancak avcı kuruluşları ile uyum içerisinde sağlanabileceği gerçeğini de bir kez daha vurgularız.
Öncelikle ifade etmeliyiz ki; özel ve örnek avlakların olması ve bu avlaklarda üretim yapılması koşuluyla doğaya katkı sağlanması, üretilen ve doğaya yerleştirilen av hayvanlarının planlı şekilde avlatılması Konfederasyonumuzun desteklediği bir durumdur.
Türkiye’de ki temel sorun; tüm ülke coğrafyasının içi boş devlet ve genel avlaklarla kapatılmasıhususudur. Burada gerçek amaç; av hayvanı üretmek ve doğayı korumak ve geliştirmek değildir. Asıl amaç; zaten sınırlı olan limit ve gün gibi kısıtlamalarla zor avlanan avcıyı doğaya sokmama, avlandırmama çabasıdır.
Ön yargı, bilgi eksikliği, uygulama yanlışlığı, etki altında kalma, yanlış yönlendirmeve daha medyatik olması gibi sebeplerlesözde doğayı koruma çabaları avcı üzerinden yürütülmeye çalışılmakta, doğadaki yok oluşların sebebi avcıya mal edilmekte ve bütün planlamalar maalesef yasal avcıyı sınırlamaya yönelik uygulanmaktadır.
Türk Avcısı için özgürlük asla fazla vurmak değildir. Limitli avcılık sisteminde limitlere uymak hem ahlaken, hem dinen hem de yasalar boyutunda kabul görmüş en önemli kotalardır. Bununla birlikte avcılığın haftada 3 gün ile sınırlandırılması yapılan en önemli avlanma gün sayısı kota hatasıdır. Bu durum sanıldığı gibi daha az av hayvanı vurulmasını sağlamamakta tam tersi sonuçlar ortaya koymaktadır.
Doğadaki flora ya da faunanın yok olması, ekosistemin bozulması her kişi ya da kurumdan önce avcının istemediği bir durumdur. Bu anlamda avcı en önemli doğaseverdir. Avcılığı ise,doğal yaşamın ve sürdürülebilirliğin gereği bir hasat olarak görmektedir.
Kotalı avcılık sisteminin tüm yurt sathında uygulanması avın, avcının ve avcılığın özü ile uyuşmamakta, bugünve gelecekte avcılığı yapılamaz kılacak olan sınırlamalar getirmekte ve aynı zamanda daha fazla tüketilmesini sağlamaktadır.Bu kapsamda, gün içerisinde avlaklar arası hareketi önleyen özgürlük kısıtlamaları, zamanında veya son dakikada alınamayanavbis izinleri, yasal olarak harç ve avlanma pulu ödenmiş ve avlanma hakkı elde edilmiş olmasına rağmen internet üzerinden yeniden alınması gereken fakat alınamayan kotalar, birlikte hareket etmeyi mümkün kılmayarak avcılığın esasına uymayansınırlamalar ilk akla gelen ve temel sorunları oluşturan “özgürlük kısıtlamalarıdır”.
Her zaman ve her platformda ifade ettiğimiz gibi; bu kısıtlamalar az vurmaya ve doğayı korumaya neden olan kısıtlamalar değildir. Türk Avcımızın “bilimsellikten uzak yanlış limitler dışında” fazla vurma isteğinden kaynaklanan bir karşı duruşu asla yoktur. Bu hususun iyi idrak edilmesi, gerçek karşı duruş sebebinin avcılığın esasları ile uyuşmayan veavcı görüşleri dikkate alınmadan dikta edilen uygulamalar olduğu bilinmelidir.
Bu konudaki çözüm önerilerimiz aşağıdadır;
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
1. Türkiye’de “Genel Avlaklar” kelime anlamında ifade edildiği gibi “Ava Açık Sahaları” kapsamalı ve limitli avcılık sisteminde avcılık 7 gün olarak uygulanmalıdır. Tür bazında tarihler ve limitler ise bölgesel olarak federasyonlar ve bağlı bulunduğu Konfederasyon tarafından belirlenmeli ve uygulama MAK’ta resmileştirilmelidir. MAK uygulaması devam etmeli fakat avcı temsilci sayısı toplam üye sayısının % 60’ını oluşturmalıdır. Böylece avcılığın yönetimini avcıya devretme süreci başlatılmalı ve devlet koruma ile koordinasyon ve kontrolde etkin olmalıdır.
2. Örnek Avlak ve Devlet Avlakları her ilde avcı kuruluşlarının işbirliği ile belirlenen alanlarda sınırlı sayıda olmalı ve nitelikli hale getirilmelidir. Bu sayı Türkiye genelinde avlakların yüzölçümünün % 20 sini geçmemelidir. Buralarda fiili envanter sistemine dayalı planlı avcılık yapılmalı, avlaklar üretimle desteklenmelidir. Bu avlakların işletmesi avcı kuruluşlarında olmalı, avcı kuruluşlarının maddi kaynağı ise temelde alınan harçlar ve avlanma pullarından doğan gelirler olarak belirlenmelidir. Bu avlaklarda ticari kaygı olmamalı, gelir elde etmek için aşırı avlanma mecburiyeti, avlanma başına ya da avcı ve tür başına gibi ücretler uygulanmamalıdır. Örnek avlaklardaki üretilip salınan av hayvanlarında ise mevcut ticari uygulama devam etmelidir.
3. Denetimler tüm yurt genelinde yeterli personel, araç ve teçhizat tedariki sağlanarak yılda 365 gün, günde 24 saat olarak yapılmalıdır. Bu konuda yeterli sayıda özel av koruma görevlileri yetiştirilmeli ve avcı kuruluşları ile birlikte işbirliği yapılarak koordinasyon sağlanmalıdır.
4. Avcılığımızın ve ekosistemin temel sorunu olan habitatların yok edilmesi, daraltılması ve kirletilmesini/zehirlenmesini önlemek için diğer kamu kurumları ile işbirliğine gidilmeli ve etkin çözümler uygulanmalıdır.
5. Av Turizmi uygulamalarını belirlemek üzere oluşturulan komisyonda avcı kuruluşlarının temsilcileri de yer almalı ve MAK kararları ile mevcut farklılıklar giderilmelidir.
Görüldüğü gibi temelde avcılık sorununu ciddi olarak çözmek esasen son derece yalındır.Bu anlamda uygulanamaz yöntemlerle avcı ile resmi kurumları karşı karşıya getirecek ve sorunlara sebep olacak uygulamalardan vazgeçilmelidir.
Kotalı Avcılık Sistemindeki yanlışlıkların düzeltilmemesi ve sistemi tüm Türkiye’ye yayma çabası tıpkı avcılığın 3 günle sınırlandırılması yanlışında olduğu gibi doğaya daha fazla zarar verilmesine neden olacaktır.
İşbirliği esasında, tüm bu hususların dikkate alınması, avcı kuruluşlarının sistemin içerisine dahil edilmesiyle başarı kaçınılmaz olacaktır...
Bu doğrultuda, sürdürülebilir planlı avcılık için yukarıda ifade edilen Türk Avcısının benimseyebileceği yöntem karması, birlikte işbirliği yapmak, çalışmak, emek vermek ve görev yapan yeterli kadrolarınve ekipmanın oluşturulması, gerekli koordinasyonun kurulması ve sistemde avcı kuruluşlarının güçlendirilmesi, görüşlerinin benimsenmesi başarılı bir“Türkiye Avcılık Sistemi” için ilk gerekenlerdir.