Steelium Pro'lardan ciddi şikayetler duymaya başladım
Gülüyorum ama şaka değil gerçek şikayetler... Mühendislikte her yeni sistemin ufak ya da büyük mutlaka komplikasyonları ya da en iyiyi bulma yolunda, bazı yol kazaları olur, bunu anlayışla karşılamak gerekir ama Steelium Pro'da şikayetlerin devamı gelecek mi bakalım
İngilizlerin başlattığı "shotgun" macerasını, farklı bir estetik ve kendilerine has üst düzey işçilik/kaliteyle bütünleştiren Belçika ve mühendislikte "German Precision" diye bilinen toleranssız mühendislik anlayışlarıyla Almanların daha da ileri taşıdğını düşünüyorum.
Bu süreçte özellikle son bir kaç on yılda, yeniliklerin, özellikle "beni al çünkü bak ben bunu icat ettim" şeklinde müşterinin önüne sunulan "icat edilmiş" yeniliklerin de "genellikle" İtalyanlardan geldiğini görmeye alıştık. Butik firmaysanız, işletme hacminizi belirli bir seviyenin üzerine çıkaramazsınız. Çok iyi olabilirsiniz ama işletmenizin hacmi, çalışan sayısı, cirolarınız belli bir limitin üzerine çıkamaz. Büyük ve pazar payında lider olmak istiyorsanız, alt ve orta segmenti bolca ürününüzle doyurabilmelisiniz. Bu yenilik sunma yarışında, pazar payı kaygısından dolayı, İtalyanlara ve özellikle Beretta'ya cevap vermeye çalışan ama pazar payında bir ileri iki geri giden Browning'i de unutmamak lazım.
Avrupa'da yaşanan sanayi devriminden sonradan da olsa payını bolca alan İtalyanların bunu yapmasına şaşırmamak gerek. Ama pratikte gördüğümüz de şu: Bu her yeni özelliğin ömrü bir dahaki modele kadar devam ediyor, bazen daha uzun oluyor, daha da geliştiriliyor, (yukarıdaki cümlemde bahsettiğim ufak tefek komplikasyonlardan dolayı belki) bazen de tamamen üretim hattından çıkarılıyor. Bununla birlikte, bu hızlı üretilip, hızlı tüketilen İtalyan yeniliklerini, İngilizlerin ve Almanların alıp da kendi ürünlerine adapte etme gibi bir gayretleri hiç olmuyor..
Purdey, ufak tefek makyaj denilebilecek değişiklik ve yeni teknolojik makina parkında üretimi bir kenara koyarsak , en son yeni tüfeklerinde dahi kullandığı "action" tasarımının yaşı 140...
Ya da bu bahsettiğim adaptasyon kaygıları oluyor da, gayretleri "olamıyor mu" desek?
Almanların yeni bir şeye adaptasyonu ve kabullenmeleri çok zordur mesela... Zira , 10 birim değil, 100 birim değil, 1000 birim düşünüp , 1000 birim planlayıp/dokümante edip , sadece 1 birimde hayata geçirirler yapacaklarını...
Bu arada Dünyanın Namlu Sisteminde varacağı son noktanın Tam Konik Namlu olacağına inanıyorum ben..
Fabarm Tribore ile Birleştirme konisini çok uzatıp kademeli daralmaya geçti..Arkasında Beretta Steelium Plus ile 692 ler de birleştirme konisini 36 cm'ye DT11 lerde tam 48 cm'ye çıkardı..
2 model sonra KONİK NAMLU ELLERİMİZDEN ÖPER!