Abi kuşunların hedefte açtığı nokta takla atmış gibi gözüküyordu yavaş oynayın toz dumandan yerden sektikten sonra kitaba çarptıkları kanısına vardım. Direk hedefe vuranlar zaten küçük delik açmışdı. Önce anı yerden vuramadığım için üzüldüm, sonra aynı yere sektirdiğim için sevindim. Yaban tv videosuna gelince abi kavak oldukça yumuşak bir ağaçtır. Kavak olduğunu renginden anladı hadi küner ya da köknar olsun o budaksızsa daha yumuşaktır desem bek yanılmış olmam. Kuruduktan sonra delinmesi daha da kolaydır. Hele birde kahve rengine ya da sarıya doğru renk çalmışsa tırnağınız bastırsanız içine girer. Kuru olduğu için kurşuna sarıp yavaşlatmaz da. Yaş olduğu zaman daha sıkılaşır kurşuna sarar kuruysa kurşun için karton gibi olur desem yeridir hele birde ziraat kavağı ise şimdi hatırlıyorum da eski günleri ne çekerdik tam kurumamış su (ziraat) kavağından ağaç tornasında işlerken. Söyle ifade edeyim abi kavak ağacına torna vidayı veya bıçağı atarsın saplanır ve orada kalır. Ama birinci sınıf hamur ve koli bandıyla bantlanmış kitaba atarsın daha az saplanır ve yere düşer. O videoya yorum yapacaktım ağacın yoğunluğu yer yerde anı olmaya bilir ve dikkat edilirse atış açısı aynı olmuyor. Her atışı doğrusal olarak yapmak ve tahtanın yer yerinin aynı özelikte olması gerekir budak olmayacak budak çevresi daha sert oluyor ve 61 namluyu delicilik için değil stabilize atışlar için uygun namlu olarak kabul gördüğü için tercih sebebi diye. Ama aradaki yaş farkını dikkate alınca bir şey yazmadım altına gerçi bakmadım yoruma açık mı degil mi. Ben denemedim ama yerliler de meca daha yumuşak bilgisine güvendiğim için aldım. Tabi doğru olan imkan varken fotoğraf çekmekti. Acemilik işte son olarak abi 50 metre ile yakın mesafe fark eder diye düşünüyorum ve değerli yorumlarınızı bekliyorum abi.
Evet yerden sekmiş olması mümkün. Potalı basket
Ama belki de hedefin sürüklenmesiyle toz kalkmış olabilir mi? Yerden mi sekti, başka şey mi oldu anlamak için önlemleri düşünerek atışları tekrarlamak iyi olur sanıyorum.
O video avcı işi olmuş. Bugün olsa bir kronografla ölçerlerdi diye düşünüyorum. Hatta 3-5 atış ortalamasını alarak ölçülmesi gerekir. Aksi halde, en azından beni tatmin etmez. O yazdığınız budaklı kısımlar, önceki vuruşlardan çatlamaların etkisi, çapraz girenler, her seferi birer fişekle temsil edip değerlendirmesi eksik işler. O da sonradan testin çok iyi olmadığını anlamıştır belki. Yine de biraz fikir veriyor.
Balistik uzmanı değilim ama tecrübelerime, gördüklerime dayanarak kurşun ne kadar çabuk durduruluyorsa mantarlaşmanın o nisbette artacağını söyleyebilirim. İlaveten içinde ilerlediği ortamın (tahta, kitap, kas, organlar,...) farklarına göre de mantarlaşmanın değişebileceğine, farklı olabileceğine inanıyorum. Tabi bunları denemek veya denenmişleri görmek gerek ki doğru kabul edebilelim.
Her kurşunun her koşulda mantarlaşmasını beklemek de belki gerçekçi olmaz. Belki o yüzden Hüseyin Bey'in yıkım kurşunu dediği küt burunlu kurşunları yapmışlardır. Çarpınca çabucak yavaşlasın, hemencecik mantarlaşsın, genişlesin diye... Öyle olduğunu sanıyorum.