avbis ne işe yarıyor ?..

[Seçkin BİLTEKİN]

M.Ali bey öncelikle açmış olduğunuz konunun dışında bir tartışma ortamı yaratılmasından dolayı kendi adıma özür diliyorum.Ancak Serhat Bey'in konuya AYHAK üzerinden girmesi dolayısıyla bütün bu paylaşımlar tarafımdan yapıldı.Her ne kadar yeri burası olmasa da umarım aydınlatıcı olmuştur.
Gelelim AVBİS konusuna.Esasen bu işin başlangıç noktası 2003 tarihli 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu.Bu kanunla avlak çeşitleri-işletilmesi ve yönetimi gibi konular yasal çerçeveye oturtuldu.İlk yıllarda avcılara söylenen bu avlakların işleticiliğinin avcı derneklerine verileceğiydi.Havucu görünce tepkisiz kaldılar ve zokayı yutmuş oldular.Devlet Avlakları ve Genel Avlaklar başlangıçta avcıların yoğun sayıda olmadığı doğu bölgelerinde oluşturuldu.Uzunca bir süre lokal bir sorun olarak görüldü ve ne zaman ki İstanbul avcısının meraları da Devlet Avlağı yapılmaya başlandı o zamana kadar pek sesi çıkmayan Yaban TV konuyu bir anda gündemin ana maddesi haline getirdi.
M.Ali bey AVBİS tek başına bakıldığında bir bilgisayar sistemi.Avcılarla ve avlaklarla ilgili konuların depolandığı bir bilgisayar programı.Kotalı avcılık ve avlaklarla ilgili düzenlemenin kaynağı yukarıda da belirttiğim gibi Kara Avcılığı Kanunu.Avbis bir sebep değil sonuçtur.Avlaklardan gelir elde etme fikri öncelikle bu kanunu yapan siyasi idarenin aklıdır.Bu akla müdahale etmenin yolu Meclis'ten geçer.Ya şu an iktidar olan siyasi idare ile ikili yakın ilişkiler tesis ederek istediğiniz düzenlemeleri Meclis'ten kanun olarak çıkartacaksınız ya da bir araya geleceksiniz,güçlü olacaksınız ve hiç bir siyasi organizasyon sizin gücünüzü göz ardı edemeyecek.Bence AYHAK işte bunun için önemli.Tek olmalı ve güçlü olmalı ki sesimizi duyurabilelim.Yoksa 200-300 kişilik sokak eylemleriyle ancak "ülkenin huzurunu bozanlar" olarak görülürsünüz. 
Avcılar-Avcı Dernekleri-Federasyonlar ve Konfederasyon bütün bunlar olurken uyudu.Aynen 2011 tarihli "Sporda Şİddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'da olduğu gibi nasıl kulüp yöneticileri uyuduysa ve bu kanunun bir gün gelip kendilerini vurabileceğini göremediyse sanırım aynı şey biz avcıların da başına geldi.Aziz Yıldırım ve pek çok yöneticinin şike suçlarına hapis cezası getirilmesi neticesinde yargılandığını hatırlayalım.
Av denen olgu salt biz avcılarla sınırlı bir konu değil.Bu işin içinde:avcı olmayan ama bizler gibi av kaynaklarının sahibi olan diğer insanlar var,bu eylemi düzenlemekle sorumlu ve bu işten gelir elde etmeye çalışan devlet var,silah-av gereçleri üreticileri var,yazılı ve görsel basın var,tarlalarında-meralarında avlandığımız çiftçi ve hayvan üreticilerimiz var,uluslararası sözleşmeler ve daha niceleri var.Dolayısıyla sadece avcının ne düşündüğü ve ne istediğine bakılarak düzenlenebilecek bir alan değil avcılık.
Eldeki av kaynaklarınız az ve avlanmak isteyen çok sayıda vatandaşınız varsa ve etkin bir denetim yapamıyor ve adalet içinde bu süreci yönetemiyorsanız devlet olarak yapmanız gereken bu alanı bu işin esas sahiplerine yani biz avcılara bırakmaktır. Devletin asıl görevi talep edilen yasaları çıkarmak ve bu yasaların eksiksiz uygulandığını denetlemektir.Devlet vatandaşına güvenmelidir.Salt yasaklarla bir yere varılamayacağı sanırım yeterince açıktır.
Olaya biraz da şaka boyutu getirelim.Devleti "kız babası",avcılığın idaresini de "kız" olarak değerlendirelim.Şimdi soralım bakalım siz kız babası olsanız,kızınızı biz avcılara verir misiniz?İğneyi kendimize batırdıktan sonra çuvaldızı başkasına batıralım.
Selamlar,saygılar

[Serhat ÇELEBİOĞLU]

Bakın Seçkin bey herkes safını belli etti.  Amaç ve gaye avcılık. Bu konuda her kim taşın altına elini sokuyor ve bir gayet içindeyse ortak müşterekte buluşalım diyorsa önce dinledik. İşe yarayan bir konu ise derhal destek verdik. Eylemleri kimin yaptığı değil ne için yaptığı önemli.  Ilk eylem planı demek ki iyi lanse edilememiş. Bize gelince bakanlık bu ülkede avcı sayısının fazlalığından şikayet edip bırakılan avcılık belgeleri ile ilgili kanun değişikliği ile belgenin geri verilmesini kendi tasarrufuna bırakmak  çabası içerisinde siz belge iptali diyorsunuz.  Bu destek kimseden çıkmaz.  Devletin bu paraya ihtiyacı olmadığını da biliyoruz. Kelime Oyunları ile işi istediğiniz gibi yönetmek istiyorsanız orada bir duralım. Çökmüştür..... Edep ve terbiyem beni engeller ki bir çok federasyon yetkilileri ile yaptığım görüşme neticesinde çökmüştür diyorum. Bizde herkese verecek selam bulunur. Ancak mevki için satacak tek bir tüy olmaz. Musa Karakuşçu  platform demiş yarın biri çıkar oluşum der öbür gün biri çıkar süpriz der. Kelimeler sıkıntı değil burada da Musa arkadaş sanırım platform derken birlikte yapılmasını istediği bir yapı bir kurum vs bahsetmiş. Bu sizi niye rahatsız ediyor. . Bırakın olsun rekabet iyidir. Her kes iyi için çaba sarf eder. Sayın Deveci avcı değil yada bu işi yapamaz da demiyorum lütfen ... Eskiden yeni olmaz diyorum.  Yönetim Kurulu dahi neredeyse aynı. Siz sizde biz bizde kalın selametle. Ha seçim meselesi de önemlidir atama ile seçim farklı şeyler.  Saygılarımla

[Osman DÖŞLER]

Federasyonlara bakıyoruz hep aynı isimler arasında gidip geliyor, yapamayan başaramayan istifa eder demokrasisi bizim kültürümüzde yok.
Bunu bir tek yapamıyorum ve destek de göremedim diyen Kamil Üçbaş yaptı.

[Serhat ÇELEBİOĞLU]

Seçkin bey yukarıda yazdığınız herşeye katılıyorum. Aylardır söylediğimiz de bundan farklı değil.  Arada ki tek fark siz uyudular diyorsunuz ben de Ayhak ve diğer federasyonlar tarafından uyutulduk  diyorum.  Seçildiği tarih itibariyle tek yumruk olamayan eski yönetim. .. Bizi isyan noktasına getiren ve gelişmelere karşı kararlı ve istikrarlı olmak yerine ..Neyse kişisel Polimik değil sanırım bizimde amacımız. Ancak artık gerçekten bir şey yapmak zorundayız. Saygılarımla

[Seçkin BİLTEKİN]

"Neyse kişisel Polimik değil sanırım bizimde amacımız. Ancak artık gerçekten bir şey yapmak zorundayız." diyorsunuz ve son derece haklısınız Serhat Bey.Amacımız polemik yaratmak değil.Çalışmalarınız da kolaylıklar diliyorum.Selamlar,saygılar...

[M.Ali AKDAĞCIK]

sayın gönüldaşlarım, büyüklerim akranlarım ve küçüklerim ;

2008 de antalya da ''cıc'' ı da davet ettik ve bu avcılıktan atıyorum bulgar yugoslav macar modeli ile bu işten nasıl para kazanırız ın peşine düştük nifak tohumları o yılda atıldı,

toplantıda kamil bey de vardı çeşitli illerden dernek başkanlarıda sd.üniversitesinden  prf. oğurlu'da vardı vardıda vardı,

avcıyıda avıda sermayeden görenlerle işim olmadı sevgiden yana sadece bürokrası çemberinden geçmekte kullandım ve bir kuruş fazladan verecek cezai müeyyedeye maruz kalmam bunca zaman beni avcı olarak yoldular bundansonrada benim bu zayıflığımdan faydalanıp yolmayada keyfiyetlede devam edecekler hiç çekinmeksizin.

hakkımızı birleşip tek yumruk haline gelince alabileceğiz, bu bilince kavuşunca av ve avcılık ehil ellerde güzelleşip büyüyecektir o günlerin umudu ve hasretiyle sabırla bekliyeceğim,..

saygılarımla.

[Seçkin BİLTEKİN]

M.Ali bey tüm camia sabırla bekliyor iyi günleri.Ancak bizi nelerin beklediğini de bugünden öngörebilmek lazım.Eldeki verilere göre bir projeksiyon yapmakta yarar var.
Resmi rakamlar olmamakla birlikte;5 milyon av tüfeği,1 milyon avcı ve 130 bin kadar da yasal avcımız var.Avlanabilir av hayvanı sayımızı bilen yok sanırım.
Önümüzde iki tane yol var.Bunlardan birincisi;avcı sayısına kota koymak.Yani bütün av bölgeleri için bir avcı kotası belirleyip bu kotanın üzerindeki talepleri geri çevirmek.Bu sistemde;yasal avcı hakkını kazanmak büyük bir avantaj sağlıyor.Bir ölüm olmadıkça ya da yeni bir kota açılmadıkça avlanma hakkınız olmuyor.Sayının az olması dolayısıyla sistemden gelir elde edenlerin(devlet-silah üreticileri-yazılı ve görsel basın vb.) geliri önemli ölçüde düşük oluyor.
İkinci yol ise avlanılacak av hayvanları sayısına kota koymak.Şu anda uygulanan model bu.Başlangıçta avlanılacak av hayvanlarına günlük limit koyarak getirilen sınırlamayı daha sonra avlaklar ve kotalı avcılık ile bölgesel hale getirmeye çalışıyorlar.Şu an avcıya gösterilen havuç haftanın 7 günü avlanma iznidir.Kotaları başlangıçta düşük tuttular ancak yetersiz kotaların tepki çekmesi üzerine olayı biraz daha gevşettiler.İdare de bu avlakları yeterince kontrol edemediğini,kaçak avcılığı engelleyemediğini biliyor.Ama esas olan kotalı avcılığın avcılar tarafından benimsenmesidir.Bu sistem kabul görür de tüm yurda yayılırsa o zaman gündeme bu avlakların işlettirilmesi gelecektir.Adı üzerinde işletme:Kar hedefi olan müessese.Yani paralı avcılık.İdare bu işi hakkıyla yapamadığını biliyor zaten,o yüzden de avlak sistemine geçiyor.Burada da bir özelleştirme geliri hedefi var idarenin.
Avlaklar ve kotalı avcılık sistemi ülkemizdeki avcılığın özelleştirilmesinin bir diğer adıdır.Bu şekilde üzerindeki yükleri özel sektöre devredip elde edeceği gelire odaklanacaktır.İdare silah sayısına kota getirse silah üreticilerinin tepkisiyle karşılaşacaktır.Kaçak avcılığın üzerine daha fazla gittiğinde 1 milyona yakın kaçak avcının seçimlerde oyundan olacaktır.
Avlanma hakkı gibi değerli bir kaynağın vatandaşlar arasında paylaşımı ile ilgili bir modelinizin de olması şart Devlet açısından.Ya ava ya da avcı sayısına bir sınırlama getirme zorunluluğu var.Avcı sayısına getirilen kısıtlama bu alandan elde edilecek katma değeri düşürüyor devlet açısından dolayısıyla uygun görülmüyor.Diğer model daha karlı.Ancak bu modelinde açmazları var.
Avlanma pulu ve harcı olarak aldığınız bedelleri  daha da arttırırsanız zaten çok yüksek olan kaçak avlanma oranınız daha da artıyor ve kümesteki kazları(yasal avcı)kaybediyorsunuz.Etkin bir denetim sistemi kursanız bu da devlete binlerce ilave araç ve kadro demek.Elde edilecek gelir,yapılacak giderleri karşılamıyor.
Bütün bunlar da gösteriyor ki bizler gelecekte şu an ödediğimizden çok daha yüksek bedeller ödeyerek avlanabileceğiz.Avlaklar avcılara da devredilse,özel şirketlere de verilse devlet dışında hiç bir kurum bedelsiz olarak bir hizmet veremez ki şu anda da avcılık zaten parasız değildir.Daha fazla av vurmak istiyorsak bunun bedelini ödememiz gerekiyor.
İster avlaklar avcılara devredilsin,ister özel sektöre devredilsin isterse de devletin etkin bir sistem kurması gereksin bunların hepsinde fatura avcıya çıkacaktır.Avcıların hangi modeli talep ederse elde edeceği faydanın daha yüksek olacağını ise ayrıca değerlendirelim ve bütün çabamızı o alana yoğunlaştıralım.Selamlar,saygılar

[M.Ali AKDAĞCIK]

 özel avlağı olan arkadaşımız var ,velakin bu model tüm yurda oturtulabilirse şahsi fikrim kağıt üzerinde oturtulur HAYATA GEÇMESİ OLDUKÇA ZOR AVBİS BİLE OTURTULAMAMIŞKEN ne bir pilot çalışma nede bir bilimsel etüd araştırmadan yoksun masabaşı kararlar zincir vesselam ben şahsen bu modelle işleyişine kanaat getiremiyorum, şahsen ben özel avlakta bırakılan kekliğe kanat süzümünü seyreder sesini dinler eve gelirim o saatte çünkü o hayvan ben avlaga gidip parasını ödeyene dek kafes içinde ilaçlarla antibyotik şişesi haline gelmiş ''felancasilin'' olmuştur yoksa avlak sahibi o kekliği sülünü yaşatamaz bende o zavallıyı vuramam tetik kesemem çoluma çocuğumada arkadaşımada ye diye veremeyeceğime göre ee.. daha ne yazıyorumki,  bana uymaz ben böyle avcılığa avcılık etiğiyle malesef bakamam bana aykırı iş böyleyse o saatte ben ya avı bırakır yada bohçacı tabir edilen tayfada kendi dünyamın avcısı olarak kendi dünyamın legalliğini yaşarım, gerçekler bunlardan ibaret, acı ama gerçekler hayatta hep kendini hatırlatır yaşananlarla bizede bu mustehak herdal için her kesit için aynı kural geçerli, toplum buysa, idarede budur,....

 2000 yılı bern anlaşmasına imza attık tc. olarak 2008 de 'cıc'' ın antalya da av konseptli ağırlayacak yer bulunamadığı gibi zaten yokki oda ayrı muamma ama gözümüzü para hırsı bürümüşya hani avdan ve avcılıktan nasıl kazanırız nasıl avcıdan zengin olup para kazanırız milli değerlerimizi heba etme uğruna koşturmaca içindeyiz ve otele attık ''cıc'' ı ağırlayacak başka yer yok ( m.emin bora nın destuuuurr.. yazısında davet edildiği ve kibarca katılmayacağını belirtmeside avlak sayfasının açılışında var merak edenler sıkılmadan okuyabilir aydınlatıcı, keza o yıllarda dernek başkanımda o toplantıda ve toplantıyı tepkileriyle terk edip antalya dan mersin e dönmüş)  toplantı orda yapıldı binlerce telefonla yurt içinden avcı dernek federe konfedere çatıları davet edildi resmi ve sosyal destek olabilecekler destek verdi vermedi bu yeni olguyu paraya çevirebilmeyi öğrenmek telaşımız başıbozuk temelsiz yapılanma eğreti avcılığın 2014 e kadar derme çatma bizi buraya bu günkü yaşadığımız çarpıklıkla avcılığın cılık eseri olarak bu duayenlerce bilinen hale getirdi .

adam dernekte kahvede gerinerek anlatıyor atıyorum felanca yerde dağda kaset kurmuş bilmem kaçtane bıldırcın vurmuş tüh be yazıklar olsun kaç günde yoldun onca kuşu dedim adamı tanımam bilmem çevresindekilerin ikisini tanırım onlarda beni iyi tanır araya girdiler adamla laf tartışmasında sen avcımısın müsvettemi deyip arkadaşlara bu adamın ne işi var burada dediğimi hatırlıyorum adam sıvıştı gitti ama ben dellendim biz toplum olarak eğitimsiz ve bilinçsiz bir milletiz nezaman cehaletten kurtuluruz o zaman birşeyler yapılabilire kafa yorar hale gelip medeni bir toplum olabiliriz, her kızmızı ışıkta trafik polisi konulursa devlette batar poliste yetmez bu sayıya şöför kırmızıda dur sarıda hazırol yeşilde geçilmesi gerektiğini eğitimle öğrenebilir, bizdede en zayıf halka bu ve nekadar körüklenirse birilerinin hoşuna gidiyor cehalet,..

Şimdi gelelim bana , 

BEN KAZ DEĞİLİM,

BUNLARI HAZMEDECEK TAŞLIĞIM DA YOK,..

 sayın bakanlık ve yetkiler bunu unutmasın ben ve benler yoksa vergi ve harçlar olmazsa avcılıktan hiç kimse para kazanamaz.
 
avcılıkta önder olabilecek adama ihtiyacımız var kurmaylarıyla ama adam gibi avcı olmazsa olmazlarından bu işin.

sürçülisan ettiysem affola.

saygılarımla.