Merhaba,
Ne varsa gençlerde var. Burak arkadaşımız duyarlılığından dolayı kutluyorum. Başka bir başlıkta da yazmıştım aslında, lafı uzatmayayım:
1) Dünyada ve ülkemizde doğa ve onun parçası olan avlaklar yeni para kazanma alanları yaratmak için piyasaya açılıyor. Tıpkı HES projeleri ve zirai tarım politikalarının değiştirilmesi gibi birçok politika tercihi avcılığın kaderini belirlemektedir.
2) Doğaya ve avcılığa katkı sunacak yatırımlara dönüşmediği halde vergi adı altında avcılardan alınan haraçlara ve başından beri paralı avlaklara itiraz etmeyerek sesi çıkmayacak bir topluluk görüntüsü verdik. Yüksek köpek ve tüfek fiyatları da bu alanda dönen ticari görüntüyü tetikledi.
3) Avcılığı geçelim, doğa bağırıyor, acımasızca sömürülüyor. Bilimsel raporlar, kurumlar dikkate alınmıyor. Avcılığın mevcut durumu ve geleceğiyle ilgili elimizde kaç tane bilimsel rapor var bilmiyorum.
4) Arkadaşımızın da belirttiği gibi avcılık sadece parababalarının yapabileceği bir aktivite olma yolunda ilerliyor, halktan koparılıyor. Ülkemizin her yerinde özelleştirmeler olurken, kuraldışı HES'ler yapılırken birgün aynı kaderin avcılığın başına da geleceğini kaçımız kestirebildik onu da bilemiyorum. Metin Lokumcu avcıydı, Hopa'da HES karşıtı bir protestoda yaşamını yitirdi, kurzhaar köpeği de Metin Lokumcu öldükten sonra yemek yemedi ve bilerek ölümü seçti.
5) Diyeceksiniz ki politikaya fazla girmeyelim. Haklısınız ama malesef avcılığı bitiren kararları politikacılar alıyor. Onları etkilemenin tek yolu var, birleşmek ve kamuoyu oluşturmak. Bilimsel raporlar, bütün avcıları temsil edecek bir birliktelik (platform vs. gibi birşey olabilir, avcılığın geleceğine sahip çıkalım platformu gibi birşey mesela), kamuoyu oluşturacak aktiviteler başlangıç için iyi olabilir. Yapılabilir mi, onu da kestiremiyorum.
Rasgele.