Gönderen Konu: AV POPÜLASYONU ÇOĞALTMADA AMERİKAN YÖNTEMİ (Pheasants Forever)  (Okunma sayısı 11714 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Fatih ERKAN

  • *
  • İleti: 252
  • Thanked: 3 times
Değerli avlak üyeleri;
  Av hayvanlarının çoğaltılmasına yönelik gönüllülük ve bağış esasına dayalı, kafamda kurduğum projem için araştırmalar yaparken Amerikalıların, Pheasants Forever (Tükçesi: Sülün Daima) adlı 1982'de başlayan ve şuan milyonlarca dolarlık bir bütçeyle yoluna devam eden  projesine rastladım.

 Projenin hikayesi ise şöyle; ABD'de sülün sayısının hızla düşmesi, devletin milyonlarca dolar harcayarak sülün salımı yapmasına rağmen popülasyonun bir türlü çoğaltılamaması üzerine, bir grup sivil doğa gönüllüsü araştırma yapmaya başlıyor.  Doğaya salınan sülünlerin yırtıcılardan kaçma refleksi olmadığını ve %80'inin yırtıcılar tarafından öldürüldüğünü, kalan %20'den de ancak %5'inin üreyebilecek kadar yaşadığını gözlemliyorlar.
 Yani doğaya salınan her 100 sülünden ancak 5 tanesi üreyebiliyor. Bunun dışında yabani sülünlere hastalık bulaştırdıkları ve yırtıcıları sülünle beslenmeye alıştırdıkları da gözlemleniyor. Bunun üzerine yapılması gerekenin, sülün salımı yerine doğadaki yabani sülünlerin sayısını artırmak olduğu kanaatine varıyorlar.

 Araştırmalarını yabani sülünlere yönlendiren araştırmacılar görüyor ki sülün sayısının azalmasının asıl sebebi avcılık değil doğal ortamlarının hızla yok olması. İşte hikaye tam da burada başlıyor.
 Önce çeşitli dergilerde bu araştırmaları hakkında makaleler yazıyorlar, yeterince insanı bir araya toplayınca sülünlere doğal yaşam ortamı yaratmak üzere harekete geçiyorlar. Gönüllülerden tahsis edilen veya bağışlarla satın alınan büyük arazileri, sülünlerin rahatça çoğalabileceği doğal yaşam alanlarına çeviriyorlar.
 
 Sistem tam olarak şöyle işliyor, diyelim ki ekip biçmediğiniz 100 dönüm araziniz var, bu arazinizi derneğe tahsis ediyorsunuz, dernekten gelen biyologlar-yabani hayat uzmanları arazinize, sülünlerin içine girip beslenebileceği, yırtıcılardan saklanabileceği, yuva kurabiceği uzun boylu çayır otları ekiyorlar, sulak alanlar oluşturuyorlar, yırtıcıların araziye girmemesi için önlemler alıyorlar. Size de yabani sülünlerin araziye doluşup çoğalışını izlemek kalıyor.
 Sülünler yerleşip, çoğalıp yeterli sayıya ulaşınca ava açık dönemlerde insanlar gelip limitler dahilinde avlanabiliyor. Gördüğüm kadarıyla sadece erkek olanları avlıyorlar.( arazi hala size ait, istemediğiniz insanı uzaklaştırma hakkına sahipsiniz ). Ve bu araziden belli bir miktar para kazanıyorsunuz (sanırım devlet teşviği gibi bir şey veriliyor).

 Organizasyonun şuan 130.000'den fazla üyesi ve 25.000 kilometrekare dönüştürülmüş arazisi bulunuyor. Ayrıca av dünyasının önde gelen birçok şirketi (BROWNING, FEDERAL, GARMIN vs.) ve ABD hükümeti bizzat destek veriyor. Aynı organizasyonu  Quai Forever (Bıldırcın Daima) adı altında bıldırcınlar için de uyguluyorlar.

 Kişisel fikrime gelince; suistimale açık bir sistem olduğundan ülkemize uygulanması zor görünüyor. Bizim milletimiz sever "uyanıklık" yapmayı...


« Son Düzenleme: 31 Aralık 2013, 03:32:58 Gönderen: Fatih ERKAN »
1990
Elazığ - Sofya
 
The following users thanked this post: Tuncay KANDEMiR

Çevrimdışı Taşkın GESİLİ

  • Taşkın GESİLİ
  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 763
  • Thanked: 64 times
  • Taşkın GESİLİ


Fatih Bey ,gerçekten çok güzel bir uygulama USA' nın yaptığı ancak bizim Türkiye'mizde kardeş kardeşi öz babasının tarlasına sokmuyor yer geldiğinde araya menfaat ve para girdiğinde... Bu sebep ile bu tip organizasyonlar  bize gerçekten çok uzak....

Ayrıca buna benzer benimde bir araştırmam var USA' da yapılan meyvecilik ile ilgili; Meyvecilikte de  USA hükümeti diyorki ey ahali tek tek meyvecilik yapmayın birleşin gelin araziniz minimum 10.000 Dönüm olsun yeterki birlik olun size traktör , ziraatçi profesör, sulama için gerekli alt yapı ve ürettiklerinizi satmanız için pazarı, pazarlamacıyı ben ayarlayayım diyor ve Google ' dan bile görünebilecek devasa büyüklüklerde Ceviz, Elma, Armut, Üzüm bağları bahçeleri kurulmakta ve karlı bir şekilde dünya pazarına sunulmaktadır.

Bizde büyük büyük dedenin hasbel kader 100 dönüm arazisi mi var 10 kardeşe paylaştırmış dedemizi 10 dönüm arazi düşmüş oda 5 kardeş olan babamlara paylaştırılmış kamış mı 2 şer dönüm arazi babam memur olmuş şehire gitmiş ikiğ amcamda 2 şer dönüm arazisinde çiftçilik yapmaya uğraşıyor ama babasının malı olan diğer 2 şer dönümlere giremiyor herkezin 2 dönüm için ayrı ayrı traktörü ve ekip manı ....

Düşünün USA neden bukardar güçlü biz neden bukadar zayıfız....

Fatih Bey paylaşım için teşekkürler.... 
Taşkın GESİLİ
1976 KAYSERI
BLUE PICARDY SPANIEL

 

Çevrimdışı Devim ÇELİK

  • *
  • İleti: 14
  • Thanked: 3 times
  • Her Kuşun Eti Yenir :)
Kesinlikle katılıyorum. Fatsa'da 5 metrekare yer için kuzenler birbirini vuruyor. Bırakın 5 metre kareyi 1 ağaç çitin diğer tarafına geçti diye(bizzat tanık odum). Kooperatif mantığı eskiden yaygındı ve iyiydi de ama şimdi maalesef hem yürütülen devlet politikaları( söküm teşvikleri, AB standartına uymayan ekinlerin imhası gibi) hem de yolsuzluklar bu işi imkansız hale getirdi. Aslında her avcı'nın popülasyonu düşünmesi gerekiyor. Ben ava çıktığım kadar bırakın kotayı falan sadece o gün akşam yemeği için yeterli olanı vuruyorum isterse 20 tane ördek çıksın bana 1 tane yetiyor 2.sine ihtiyacım yok ama bazı arkadaşlar ki bence çok yanlış ' aa bunuda amca oğluna veriyim bunu hüseyin beyle haftaya' falan gibi fazladan vuruyorlar. Normal eko sistem doğal avcılığa göre kurulmuştur. Gelişen teknoloji bizim buna çomak sokmamıza sebep oluyor. Bu sebeple limit kota dahilinde değilde gerçekten yeterli miktarı avlayın ve her 20-30 kuşa 1 adet yırtıcı vurun ki dengede tutalım :)
Devim ÇELİK
Hatsan 125 SP
Huğlu 301G 12 Calibre 71cm Tek Kırma
Artemis A1012 12 Calibre 65cm 7+1 Otomatik
 
The following users thanked this post: Gökhan AKDOĞAN, Selim UYGUN

Çevrimiçi Fatih S.M.YAPAR

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 1329
  • Thanked: 1027 times
Bıraklım şu amerika, avrupa kompleksini arkadaşlar, hep örnek buralardan  verilerek bizden bişey olmaza getiriliyor.doğru bile olsa bu yöntem yanlış...
Her ülkenin her toplumun farklı refleksleri dinamikleri vardır biz kendimize özgü birşeyler bulmalı veya uyarlamalıyız...
« Son Düzenleme: 31 Aralık 2013, 11:47:58 Gönderen: Fatih YAPAR »
  • Benelli Bellmonte 1 12 çap 71 cm namlu
  • Mossberg 500A pompalı 12 çap 71 namlu
  • Kral Cara Cara süperpoze 12 çap 71 cm namlu
  • Özhuğlu Alesta çifte 36 çap 71 namlu
  • İngiliz Seter; Şanslı
Tarsus Avcılar Kulübü
Fatih S.M.YAPAR
1976 Tarsus/Mersin
 
The following users thanked this post: Selim UYGUN

Çevrimdışı Devim ÇELİK

  • *
  • İleti: 14
  • Thanked: 3 times
  • Her Kuşun Eti Yenir :)
Evet kendime uygun yöntemler geliştirip uygulamamız lazım ve dediğim gibi bazı ufak önlem ve biraz duyarlılıkla bizde fark yaratabiliriz diye düşünüyorum en azından.
Devim ÇELİK
Hatsan 125 SP
Huğlu 301G 12 Calibre 71cm Tek Kırma
Artemis A1012 12 Calibre 65cm 7+1 Otomatik
 

Çevrimdışı Tuncay KAHRAMAN

  • Expert Üye
  • *****
  • İleti: 4624
  • Thanked: 5793 times
Sayın Erkan,
Önemli bir konu ve nokta emeğiniz için teşekkürü borç biliyorum..
Federalin bazı fişeklerinden elde edilen gelir de Pheasants Forever a pay aktarılıyor belirtmişsiniz zaten..
Esas önemli nokta Doğaya Salım yaparak SAĞLIKLI BİR ŞEY YAPMIYOR OLUŞUMUZ!
Doğal seleksiyonla binlerce yıldır seçilmiş başta genetik ve immun sistem olarak dirençli bireylerin yanına hiçbir seçime tabi tutulmamış belki geri zekalı pekçok hayvanı gönderiyorsunuz..Salınan ilk gece bu hayvanın enaz %30 u telef oluyor takip eden 1 ay içerisinde bu rakam %90 lara varıyor..
Doğal hayatta asla görülmeyen Coccidiosis gibi pekçok hastalıkla tanıştırıyorsunuz popülasyonu..
Kendi elinizle enfeste ve enfekte ediyorsunuz..
Ülkemiz gibi toplumlarda herşey yapılabilir ama önce 0 'SIFIR' Noktasına düşmek gerekiyor..
İyi örnekler o kadar az ki her konuda yabancı bir İyi örnek bulmak zorunda kalıyoruz..
Ben Ümitliyim..İnşallah herşey daha iyi olacak..Adım adım aşama aşama yavaş yavaş ta olsa!
Selam ve saygılarımla
Tuncay KAHRAMAN
1976 TAVŞANLI
 

Çevrimdışı Ramazan KİLLİ

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 3238
  • Thanked: 25 times
Fatih Kardeş böyle önemli bir konuyu gündeme getirdiğin için teşekkür ederim.

Bizim ülkemiz için en uygun zenginleştirme - yerleştirme çalışmasının AŞILAMA YÖNTEMİ olacağını düşünüyorum.

1000 çift kafes üretimi keklik salınacağına, 50 çift popülasyonun çok olduğu bölgeden yakalanan yetişkin kekliğin yeni bölgeye yerleştirilmesi daha verimli olacaktır.

Nasıl yakalanacak, kimler tarafından yakalanacak, ne zaman yakalanacak, nereye bırakılacak, bırakılmadan önce hangi zararlı mücadelesi yapılacak, yerleştirme yapılacak bölgede yeterli besin var mı vs vs gibi konularda yapılacak ciddi çalışma sonrasında çok daha iyi sonuç alınabilir.

Haaa... Bizim Milli Parkların salımlarda yaptığı gibi, çağırırsın Valiyi, Kaymakamı, verirsin eline kekliği çekersin üç beş foto, yayınlanır bir iki gazetede, internet sitesinde, Hayatında hiç keklik tutmamış sayın büyüğüm hayvanı sıkar, nefessiz bırakır, güvercin gibi havaya fırlatır, zaten sıkıştırılan palaz uçamaz yere düşer caaart ortasında yarılır :) bu da bir yöntem :)
1970 Antalya (İkamet Eşme/UŞAK) 
 
The following users thanked this post: Selim UYGUN

Çevrimdışı Osman DÖŞLER

  • Expert Üye
  • *****
  • İleti: 1520
  • Thanked: 854 times
  • osman döşler. 1968-istanbul
Herşeyi tamamladıktan sonra yılın 12 ayı 7/24  saat devriye gezen  tam teçhizatlı güvenlik elemanları ile de popülasyonu koruyabilirsiniz.
Osman DÖŞLER
1968 İSTANBUL
 

Çevrimdışı Fatih ERKAN

  • *
  • İleti: 252
  • Thanked: 3 times
Bıraklım şu amerika, avrupa kompleksini arkadaşlar, hep örnek buralardan  verilerek bizden bişey olmaza getiriliyor.doğru bile olsa bu yöntem yanlış...
Her ülkenin her toplumun farklı refleksleri dinamikleri vardır biz kendimize özgü birşeyler bulmalı veya uyarlamalıyız...
Bunun kompleksle bir alakası yok. Sadece fikir vermesi açısından bu işin Türkiye dışında nasıl yapıldığını göstermek istedim.
Bir belediye başkanının, valinin ne kadar "doğasever" olduğunu göstermek için salınan hayvanların parası hepimizin cebinden çıkıyor ve hiçbir işe yaramıyor. 
 Evet haklısınız bu sistem ülkemize uyarlanamaz ve bunun tek nedeni bilinçsizlik, açgözlülüktür.
Kimse zaten arazisini vermez verse bile doğadaki 3-5 hayvanı da oraya çekip ya katleder ya kiloyla satar "-O kadar arazimizi verdik" mantığıyla.
 Hadi devlet hazine arazisine böyle bir alan kurdu diyelim, suistimal olasılıklarını sayamıyorum bile siz düşünün artık.

 Sözün özü, istediğiniz sistemi uygulayın hiç biri bize uygun değil çünkü insanlar bilinçsiz açgözlü olduktan sonra her türlü gider o hayvanı öldürür. Doğadaki her kekliğin başına bir adam dikemezsiniz. Saygılar...
1990
Elazığ - Sofya
 

Çevrimdışı Kamil ÜNLÜTÜRK

  • Expert Üye
  • *****
  • İleti: 2283
  • Thanked: 3257 times
Pelikanı vurup rakıyla beraber yiyen insanların(gerçek olay) olduğu bir yerde uygulaması çok zor.
  • P.Beretta 687 SP5 67cm
  • P.Beretta ES100 71cm
Kamil ÜNLÜTÜRK
1965 - Bartın

 

Çevrimiçi Fatih S.M.YAPAR

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 1329
  • Thanked: 1027 times
Ynt: AV POPÜLASYONU ÇOĞALTMADA AMERİKAN YÖNTEMİ (Pheasants Forever)
« Yanıtla #10 : 31 Aralık 2013, 16:06:34 »
Benzer şeyleri söylüyoruz fatih bey, ben sadece amerika şöyle biz böyle türü yaklaşımlar bizi bir yere götürmez...
Çok farklı özgün bir sistem bulmalıyız, insanımızın bu eksiklikleri malum, bu durumu terse çevirecek yöntemler bulmalıyız...
Mantık değişecekse sadece o tarla sahiplerinin değil biz avcılarında değişmemiz gereken yönlerimiz var, suçu birbirimize atarak ilerleyemeyiz...
  • Benelli Bellmonte 1 12 çap 71 cm namlu
  • Mossberg 500A pompalı 12 çap 71 namlu
  • Kral Cara Cara süperpoze 12 çap 71 cm namlu
  • Özhuğlu Alesta çifte 36 çap 71 namlu
  • İngiliz Seter; Şanslı
Tarsus Avcılar Kulübü
Fatih S.M.YAPAR
1976 Tarsus/Mersin
 

Çevrimdışı Erol ÖZTÜRK

  • Avlak Yönetici
  • *****
  • İleti: 4368
  • Thanked: 3479 times
Ynt: AV POPÜLASYONU ÇOĞALTMADA AMERİKAN YÖNTEMİ (Pheasants Forever)
« Yanıtla #11 : 31 Aralık 2013, 16:16:42 »
Fatih Kardeş böyle önemli bir konuyu gündeme getirdiğin için teşekkür ederim.

Bizim ülkemiz için en uygun zenginleştirme - yerleştirme çalışmasının AŞILAMA YÖNTEMİ olacağını düşünüyorum.

1000 çift kafes üretimi keklik salınacağına, 50 çift popülasyonun çok olduğu bölgeden yakalanan yetişkin kekliğin yeni bölgeye yerleştirilmesi daha verimli olacaktır.

Nasıl yakalanacak, kimler tarafından yakalanacak, ne zaman yakalanacak, nereye bırakılacak, bırakılmadan önce hangi zararlı mücadelesi yapılacak, yerleştirme yapılacak bölgede yeterli besin var mı vs vs gibi konularda yapılacak ciddi çalışma sonrasında çok daha iyi sonuç alınabilir.

Haaa... Bizim Milli Parkların salımlarda yaptığı gibi, çağırırsın Valiyi, Kaymakamı, verirsin eline kekliği çekersin üç beş foto, yayınlanır bir iki gazetede, internet sitesinde, Hayatında hiç keklik tutmamış sayın büyüğüm hayvanı sıkar, nefessiz bırakır, güvercin gibi havaya fırlatır, zaten sıkıştırılan palaz uçamaz yere düşer caaart ortasında yarılır :) bu da bir yöntem :)

   Aynı fikirdeyim noktasına virgülüne kadar katılıyorum,bütün mesele en doğrusunun bu olduğunu nezaman anlayacaklar merakla bekliyorum.
  • AKKAR ALTAY SİLVER YARIOTOMATİK
  • HUĞLU 104A
Erol ÖZTÜRK
1969 İSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECE  AB(RH-) Meslek:ESNAF /KIRTASİYE
 
The following users thanked this post: Selim UYGUN

Çevrimdışı Mehmet AKKUŞ

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 646
  • Thanked: 224 times
Ynt: AV POPÜLASYONU ÇOĞALTMADA AMERİKAN YÖNTEMİ (Pheasants Forever)
« Yanıtla #12 : 31 Aralık 2013, 16:22:14 »
 Evet haklısınız bu sistem ülkemize uyarlanamaz ve bunun tek nedeni bilinçsizlik, açgözlülüktür.
Kimse zaten arazisini vermez verse bile doğadaki 3-5 hayvanı da oraya çekip ya katleder ya kiloyla satar "-O kadar arazimizi verdik" mantığıyla.
 Hadi devlet hazine arazisine böyle bir alan kurdu diyelim, suistimal olasılıklarını sayamıyorum bile siz düşünün artık.

 Sözün özü, istediğiniz sistemi uygulayın hiç biri bize uygun değil çünkü insanlar bilinçsiz açgözlü olduktan sonra her türlü gider o hayvanı öldürür. Doğadaki her kekliğin başına bir adam dikemezsiniz. Saygılar
Aynen katılıyorum sonuna kadar
« Son Düzenleme: 31 Aralık 2013, 16:23:31 Gönderen: Mehmet AKKUŞ »
  • Webley Scott (AKUS) SxS 20/66
  • Akus SxS 12/66
  • Özkanlar FX017 12/66
Mehmet AKKUŞ
1973 Kemaliye-ERZİNCAN
 

Çevrimdışı Volkan KÖYDEMİR

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 6325
  • Thanked: 1130 times
Ynt: AV POPÜLASYONU ÇOĞALTMADA AMERİKAN YÖNTEMİ (Pheasants Forever)
« Yanıtla #13 : 31 Aralık 2013, 21:05:00 »
Fatih Bey elinize sağlık, teşekkür ederiz. Böyle konular benim çok ilgimi çekiyor.

Katılıyorum, ülkemizde şu anki uygulamalarla aynen uygulanması kolay değil. Fakat önündeki engeller aşılabilirse sıra bunlara da gelir. Nasılsa bunları bugün yarın uygulayacak değiliz, farkındayız ama önceden biraz bilgi sahibi olalım, tartışalım, daha iyisini düşünen önerisini ortaya koysun. Belki bunları yapmaya gücü yetkisi olan birileri istifade eder.

Amerika ilk sülününü bundan 100 sene falan önce görmüştü yanlış hatırlamıyorsam. Evvelce bunla ilgili bir yazı paylaşmıştım, ordan biliyorum. O zamanlar da bunları çoğaltmak için büyük bir çiftlik sahibi arazisini bu iş için devlete tahsis etmiş. Pekin'den getirilen 2 düzine kadar sülün 10 senede çok ama çok üremiş ve ava açıldığında belki binlerce avlanmış. Anlaşılan Pekin'den getirilenler de çiftlik değil vahşi olanlardandı. Öyle görünüyor ki bu Pheasants Forever da aynı şeyi tekrarlayarak çoğaltmayı düşünüyor.

Ülkemizde Gökçeada da buna benzer bir iş için kullanılabilir aslında. Sülün ve keklik çoğaltılarak salım yapılabilir. Denetlemelerin sıklıkla ve kolaylıkla yapılabildiği yerler hala ülkemizde mevcut. İstanbul, İzmir gibi batı illeri başta olmak üzere, yetiştirlen veya yeni salınan sahalarda sımsıkı korunup denetlenebileceği devlet arazileri var. Bunların civarındaki sahipli arazilerin bu konuda yardımı için de teşvik veya benzer şeyler yapılması çok mu zor? Aklıma bir çok şey geliyor. Herkesin de bir fikri, çözüm önerisi vardır. Yeri, zamanı gelirse onları da tartışırız ama şimdi hemen "biz bunu yapamayız" diye kendimizi engellemeyelim. "Hasta adam" denilen bir ülkeden geldiğimiz noktayı hatırlayalım, önce inanalım.
1968
Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.  Albert Einstein.
 

Çevrimdışı Fatih ERKAN

  • *
  • İleti: 252
  • Thanked: 3 times
Fatih Bey elinize sağlık, teşekkür ederiz. Böyle konular benim çok ilgimi çekiyor.

Katılıyorum, ülkemizde şu anki uygulamalarla aynen uygulanması kolay değil. Fakat önündeki engeller aşılabilirse sıra bunlara da gelir. Nasılsa bunları bugün yarın uygulayacak değiliz, farkındayız ama önceden biraz bilgi sahibi olalım, tartışalım, daha iyisini düşünen önerisini ortaya koysun. Belki bunları yapmaya gücü yetkisi olan birileri istifade eder.

Amerika ilk sülününü bundan 100 sene falan önce görmüştü yanlış hatırlamıyorsam. Evvelce bunla ilgili bir yazı paylaşmıştım, ordan biliyorum. O zamanlar da bunları çoğaltmak için büyük bir çiftlik sahibi arazisini bu iş için devlete tahsis etmiş. Pekin'den getirilen 2 düzine kadar sülün 10 senede çok ama çok üremiş ve ava açıldığında belki binlerce avlanmış. Anlaşılan Pekin'den getirilenler de çiftlik değil vahşi olanlardandı. Öyle görünüyor ki bu Pheasants Forever da aynı şeyi tekrarlayarak çoğaltmayı düşünüyor.

Ülkemizde Gökçeada da buna benzer bir iş için kullanılabilir aslında. Sülün ve keklik çoğaltılarak salım yapılabilir. Denetlemelerin sıklıkla ve kolaylıkla yapılabildiği yerler hala ülkemizde mevcut. İstanbul, İzmir gibi batı illeri başta olmak üzere, yetiştirlen veya yeni salınan sahalarda sımsıkı korunup denetlenebileceği devlet arazileri var. Bunların civarındaki sahipli arazilerin bu konuda yardımı için de teşvik veya benzer şeyler yapılması çok mu zor? Aklıma bir çok şey geliyor. Herkesin de bir fikri, çözüm önerisi vardır. Yeri, zamanı gelirse onları da tartışırız ama şimdi hemen "biz bunu yapamayız" diye kendimizi engellemeyelim. "Hasta adam" denilen bir ülkeden geldiğimiz noktayı hatırlayalım, önce inanalım.
Ben bu ada olayını düşünememiştim, boşuna dememişler "Akıl akıldan üstündür" diye. Adada denetim ve izolasyon çok daha kolay yapılabilir ancak böyle bir organizasyonu devlet kurumlarından beklersek, daha çok bekleriz gibi görünüyor. Bence yapılması gereken STK olarak bu işe girişmek, gerekli kurumlardan ve avrupa birliğinden teşvik veya hibe alınabilir. Yeterince kamuoyu oluşturulursa devlet eli mahkum yardım edecektir diye düşünüyorum.

Mesela kültür bakanlığı sinema tiyatro gibi sivil kültür organizasyonlarına sponsorluk adı altında yüzbinlerce liralık destek veriyor. Böyle bir organizasyona neden yardım yapmasın ilgili bakanlık? Sadece bakanlık da değil, avrupa birliğinin bu gibi çevre projelerine ayırdığı milyonlarca Euroluk fonlar var onlardan yararlanılabilir. Bunun dışında Türkiye'de onlarca fişek, tüfek, av ürünleri vs üreten firma var, bunlarla anlaşılıp kampanyaya destek vermeleri sağlanabilir. Örneğin markette bazı ürünlerin üzerinde "Bu ürünü alarak LÖSEV'e destekte bulunuyorsunuz" gibi ibareler mevcut, aynı yöntem uygulanabilir veya "Mesaj at 5TL bağışla" gibi bir kampanyayla sadece avcı forumlarından binlerce destekçi bulunabilir. Bunun dışında direk Pheasant Forever'dan fizibilite desteği istemeyi hatta mümkün olursa örnek sahaları gidip yerinde incelemeyi düşünüyorum ayrıca sülün için özel yetiştirdikleri bitki tohumları var bunlardan da elde edilebilir.

Bunların hepsi başarılabilecek şeyler ancak aklıma takılan tek nokta bu bilinçsizlik mevzusu ona da siz Gökçeada formülüyle geldiniz. Ancak takdir edersiniz ki bunların hepsini tek başıma yapamam, STK kurup kamuoyu oluşturmamız gerekiyor. Çok yakın veteriner hekim arkadaşlarım var, onlardan görüş istediğimde de gayet olumlu geri dönüşler aldım. Kağıt üzerinde her şey mümkün görünüyor, geriye kalan tek şey birinin start tuşuna basıp hazırlıklara başlaması, bu kişi olmayı canı-ı gönülden istiyorum ve inşallah olacağım da. Belki yarın belki 10 sene sonra eninde sonunda bu kuşu ülkemize geri kazandırmaya niyetliyim, allah utandırmasın benim de fani dünyaya böyle bir faydam dokunsun...

Bu yolda siz değerli büyüklerimin tecrübe ve desteğine her adımda ihtiyacım olacaktır. Böyle bir organizasyona ön ayak olabilecek her kişi ve kurumla iletişime açığım. Düşünceleriniz benim için çok önemli. Bu konuyu da öyle bir tartışma başlatmak amacıyla açtım zaten.





« Son Düzenleme: 01 Ocak 2014, 04:17:59 Gönderen: Fatih ERKAN »
1990
Elazığ - Sofya
 

Çevrimdışı Ümit TAŞER

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 734
  • Thanked: 53 times
Bizim memlekette diyelim ki yaptık, araziyi bulduk parayı ayarladık hayvanın üremesi başladı, hepsinden önce o derneğin başkanı bir kaç arkadaşını alır nasılsa bunlar çoğalıyor benim vurduklarımdan bişey olmaz diye 3-5 vururlar, sonra bürokratın birisi burayı duyar ya kendi ya bir akrabasına buradan söz eder "ben size izin alırım" der, gelen bi 3-5 vurur. Sonra köylü bu alanın içine giremese bile etrafında gezip 3-5 vurmaya başlar, sülün çağırmak için düdükler var o alanın kenarlarında bu insanlar düdük çalarak toplamaya başlar, gece avları düzenlenir, o derneğe yüklü bağış yapanlardan birisi çıkar en çok ben bağış yaptım bir gezeyim araziyi der 3-5 o vurur, yaban tv gelir çekim yapmak maksadıyla 3-5 onlar vurur derken bir bakmışsın ortalıktan kalmış sülün...
  • Akkar altay 61slug, 66 seritsiz, 71 seritli
  • Huglu 104A 76cm super poze
 

Çevrimdışı M.Kemal KESKİN

  • *
  • İleti: 265
  • Thanked: 1 times
Çevremizde sulak alan, orman kalmadı dağ taş beton yığını haline geldi, bunu yıllardır böyle sitelere, orman bakanlığının sitesine yazıyorum ama aynı tas aynı hamam. Daha çok ayakkabı kutusu var hele onlar dolsun da, sülün, keklik, doğa neymiş. Avcılar da nasıl olsa vergi mükellefi oldu.  ;D ;D ;D


Mustafa Kemal KESKİN
1957-İskenderun
0505 4577838
 

Çevrimdışı Fatih ERKAN

  • *
  • İleti: 252
  • Thanked: 3 times
Bizim memlekette diyelim ki yaptık, araziyi bulduk parayı ayarladık hayvanın üremesi başladı, hepsinden önce o derneğin başkanı bir kaç arkadaşını alır nasılsa bunlar çoğalıyor benim vurduklarımdan bişey olmaz diye 3-5 vururlar, sonra bürokratın birisi burayı duyar ya kendi ya bir akrabasına buradan söz eder "ben size izin alırım" der, gelen bi 3-5 vurur. Sonra köylü bu alanın içine giremese bile etrafında gezip 3-5 vurmaya başlar, sülün çağırmak için düdükler var o alanın kenarlarında bu insanlar düdük çalarak toplamaya başlar, gece avları düzenlenir, o derneğe yüklü bağış yapanlardan birisi çıkar en çok ben bağış yaptım bir gezeyim araziyi der 3-5 o vurur, yaban tv gelir çekim yapmak maksadıyla 3-5 onlar vurur derken bir bakmışsın ortalıktan kalmış sülün...
Bütün bunlar benim de aklımdan geçmişti ancak sayın Volkan Köydemir'in Gökçeada önerisiyle bunların önüne geçilebilir. Eğer devlet bir adada böyle bir arazi tahsis edebilirse denetimi de çok kolay olur diye düşünüyorum. Böyle bir alan bırakın avı dezenfekte edilmemiş insanların girişine bile kapatılmalı. Kapalı devre internetten yayın yapan bir kaç kamera ile (ki çok zor bir sistem değil) de derneğin şeffaflığı sağlanabilir diye düşünüyorum.

Çevremizde sulak alan, orman kalmadı dağ taş beton yığını haline geldi, bunu yıllardır böyle sitelere, orman bakanlığının sitesine yazıyorum ama aynı tas aynı hamam. Daha çok ayakkabı kutusu var hele onlar dolsun da, sülün, keklik, doğa neymiş. Avcılar da nasıl olsa vergi mükellefi oldu.  ;D ;D ;D
Lanet olsun yetim hakkı yiyene. Onun için diyorum işte böyle bir organizasyon devlet eliyle değil de sivil olarak yürütülmeli ve şeffaf olmalı.
1990
Elazığ - Sofya
 

Çevrimdışı Ümit TAŞER

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 734
  • Thanked: 53 times
Bütün bunlar benim de aklımdan geçmişti ancak sayın Volkan Köydemir'in Gökçeada önerisiyle bunların önüne geçilebilir. Eğer devlet bir adada böyle bir arazi tahsis edebilirse denetimi de çok kolay olur diye düşünüyorum. Böyle bir alan bırakın avı dezenfekte edilmemiş insanların girişine bile kapatılmalı. Kapalı devre internetten yayın yapan bir kaç kamera ile (ki çok zor bir sistem değil) de derneğin şeffaflığı sağlanabilir diye düşünüyorum.
Lanet olsun yetim hakkı yiyene. Onun için diyorum işte böyle bir organizasyon devlet eliyle değil de sivil olarak yürütülmeli ve şeffaf olmalı.
Tabi bu dediğin köylü ve kaçak avcının önüne geçer peki bürokrat veya ensesi kalınların önüne ne geçecek?
  • Akkar altay 61slug, 66 seritsiz, 71 seritli
  • Huglu 104A 76cm super poze
 

Çevrimdışı Volkan KÖYDEMİR

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 6325
  • Thanked: 1130 times
Güzel fikirleriniz var Erkan Bey. İstenirse bu iş yapılır. Ensesi kalınlara bile kapatılır. Yasağı deldiğini ifşa ettikmiydi tıpış tıpış giderken kalın ensesinin tıraşını görürüz :D

Gökçeada dedim (yani yazdım) ama aslında orası şu anda örnek avlak. Kendiliğinden üremiş keklikleri avlatsınlar diye devlet icar etti gibi bir şey sözkonusu. Yine de mülkün sahibi değiller. Düzenleme yapılır, belli miktarı alınır. Orada sülün yok ama o da çoğalılabilir. Yani formül bulunur. Başka adalar da olur ama Gökçeada kekliğin sevdiği bir yer. Yakalanacaksa bol olduğu başka illerden de getirilebilir, o çok zor değil. Fakat başka yerlerden taşınan keklikleri ve sülünleri iyi korumak lazım. Bölgesine yaklaşanı bile affetmemek gerek. Ne için çaba gösterildiğini bildiği halde ille de onları vuracam diyen zaten avcı mavcı olamaz. Hayırlısı...
1968
Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.  Albert Einstein.
 
The following users thanked this post: Gökhan NİZAMOĞLU

Çevrimdışı Ümit TAŞER

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 734
  • Thanked: 53 times
Güzel fikirleriniz var Erkan Bey. İstenirse bu iş yapılır. Ensesi kalınlara bile kapatılır. Yasağı deldiğini ifşa ettikmiydi tıpış tıpış giderken kalın ensesinin tıraşını görürüz :D
Tıpış tıpış gider derken abi? Adamlar deveyi hamuduyla götürüyolar, hala yapmadık diyolar, 2-3 sülün veya keklik için mi gidecekler...
  • Akkar altay 61slug, 66 seritsiz, 71 seritli
  • Huglu 104A 76cm super poze
 

Çevrimdışı Abdullah ÇETİN

  • thehunter13
  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 517
Geçen senelerde kekliğin azaldığını hatta bitiği kanısına sağok ve aşırı kar yağışlarının sepep olduğu kanısına varıldı bence doğuda çok eskiden çetin geçen kış şartları yaşandı ama sonraki senelerde keklik popilasyonunda düşüş olmamıştı anlayacağınız ağır geçen kış şartlarından deyil sırf doğaya bırakılan çiflik salma kekliklerinin doğal yaşamdaki kekliklere hastalık bulaştırmasından dolayı keklik neslinin tükenmesine neden oldular bu kanıya nerden vardım diyorsanız keklik salımı yapılan bölge ve civarında inan en az 50 doğal sürünün olduğu salım yapılan yerde sonraki senede belki 1 sürü keklik zor kaldı ülkemizde malesef doğal ortama yapılan keklik v.b salımları bile çok amatör olarak yapıyoruz. Çifliklerdeki ne kadar cılız hastalıklı hayvanları doğaya saldık  bu nedenle daha çok yol almamız lazım anlayacağınız .
« Son Düzenleme: 03 Ocak 2014, 08:23:43 Gönderen: Abdullah ÇETİN »
Abdullah ÇETİN
1979 Tatvan BİTLİS 05324683715
www.mostarhoteltatvan.com
04348279192
 

Çevrimiçi Fatih S.M.YAPAR

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 1329
  • Thanked: 1027 times
Bence bir şekilde arazi sahipleri bu işten para almalılar yoksa hiçbir sistem tutmaz...
O zaman av koruma ve kolluğun işide kolaylaşır.
  • Benelli Bellmonte 1 12 çap 71 cm namlu
  • Mossberg 500A pompalı 12 çap 71 namlu
  • Kral Cara Cara süperpoze 12 çap 71 cm namlu
  • Özhuğlu Alesta çifte 36 çap 71 namlu
  • İngiliz Seter; Şanslı
Tarsus Avcılar Kulübü
Fatih S.M.YAPAR
1976 Tarsus/Mersin
 

Çevrimdışı Devim ÇELİK

  • *
  • İleti: 14
  • Thanked: 3 times
  • Her Kuşun Eti Yenir :)
Gökçeada dedim (yani yazdım) ama aslında orası şu anda örnek avlak. Kendiliğinden üremiş keklikleri avlatsınlar diye devlet icar etti gibi bir şey sözkonusu. Yine de mülkün sahibi değiller. Düzenleme yapılır, belli miktarı alınır. Orada sülün yok ama o da çoğalılabilir. Yani formül bulunur. Başka adalar da olur ama Gökçeada kekliğin sevdiği bir yer. Yakalanacaksa bol olduğu başka illerden de getirilebilir, o çok zor değil. Fakat başka yerlerden taşınan keklikleri ve sülünleri iyi korumak lazım. Bölgesine yaklaşanı bile affetmemek gerek. Ne için çaba gösterildiğini bildiği halde ille de onları vuracam diyen zaten avcı mavcı olamaz. Hayırlısı...

Ben her yaz Gökçeadaya giderim. Hatta Babam orda yaşıyor, kendisi de avcı ancak Gökçeada da şöyle bir durum var av alanı diye bir şey tanınmıyor adanın her yerinde herkes elinde tüfek ateş edebiliyor. Ayrıca denetimi zor bir alan kolay gibi gözükebilir ama değil. Babam orda dernek faaliyetlerinde bu konuyla ilgili bir çalışma yapmıştı fakat ada halkı pek uymadı adanın tavşan ve keklik popülasyonu bile tehlikede tabi ki genede her avda 20-30 arası keklik vurabilirsiniz ancak bu rakam bundan 10yıl önce 50-100 arasıydı.
Devim ÇELİK
Hatsan 125 SP
Huğlu 301G 12 Calibre 71cm Tek Kırma
Artemis A1012 12 Calibre 65cm 7+1 Otomatik
 

Çevrimdışı A.İhsan MUDANYALI

  • Free Üye
  • *
  • İleti: 858
  • Thanked: 90 times
  • DOĞAYA SAYGI DUYAN HER İNSAN AYRI BİR DEĞERDİR
kuğulara turnalara ve bilimum uçan herşey bilinçsizce ateş eden bi toplumda bu proje uygulamaz gibi geliyor bana .güzel paylaşım olmuş emeğinize sağlık
  • Brownıng Maxus Hunter otomatic
1971 ikametgah İstanbul .Yalova
 
The following users thanked this post: Selim UYGUN