Hayatlarında doğaya adım atmamış, şehirde can sıkıntısı ve fazla boş vakitten kendilerini "hayvan hakları"na vermiş insanlar bunlar. Dikkat ederseniz büyük çoğunluğu işsiz hanımlardır zaten.
Bu işsiz hanımefendilerin hayvan haklarından anladıkları tek şey sokaktaki kedi-köpektir. Onun da samimiyetine inanmıyorum. Bu insanların%90'lık kısmı hayvan severlikten ziyade vakit öldürme, sosyalleşme, ego tatmin etme gibi amaçlarla bir araya gelmektedir. Ha bazı uygulamalarını takdir ediyorum (sokak hayvanlarını kısırlaştırmak, yazın sokaklara su kabları yerleştirmek gibi) ama samimiyetsizlik paçalarından akıyor malesef.
Ben, cebinde meşe palamuduyla gezen, kışın yemleme çalışmaları organize eden bir sürü avcı tanıyorum. Kötü örnekler de var tabiki ama "hepsinin köküne kibrit suyu" gibi bir yaklaşım çok yanlış.