Fişek kombinasyonu

[Enes AHMET]

  Her zaman yüksek basınçlı ve gramajlı fişeklerin avda bize daha iyi bir performans ve sonuç vereceğini düşünürüz.Halbuki hava şartları gibi önemli bir etkeni hesaba katmayız. Süper magnum,semi magnum,demi magnum vs tarz fişekler.. Bu tür fişeklerin daha iyi randıman verdiğine ben şahsen inanmıyorum.Yeterli gramaj her zaman daha iyidir. Elbetteki gramajı yüksek olan fiseğin tepmesi ve basıncı yüksek olacaktır fakat bu tek başına asla bir performans göstergesi değildir. Özellikle ava yeni başlayan (benim gibi )avcılar "bu çok sert yıkıcılığı fazla olur" gibi hataya düştüğü öneli konulardan biri budur.Halbukı yüksek gramajlı fişekler saçma yoğunluğu ile alakalıdır barut ile değil,ayrıca bunların V1,V2 vs. hızlarına bakılacak olursa en hızlı fiseklerin daima en düşük gramajlar olduğu görülür.

  Bu konuyu daha ilerletecek olursak en iyi ve en uygun olan fişek hava şartlarına ve avın ebatına göre seçilecek olan uygun gramajdır çünkü randımanın en verimli olduğu koşul,basıncın ve hızın saçmalara ve diğer tüm koşullara kombinasyon sağlamasındandan geçer yoksa saçma delirmesi gibi bir faktörle karşılaşılabilir ve grupman verimliliğimiz oldukça düşer. Bu tıpkı elimize bir kaya alıp fırlatmaya benzer.. Hangi kaya gücümüzle orantılı ise fırlattığımız hedefi buldurması tamamen bu orantı ile ilgilidir..

 Bu faktor ateşli silah ve fişekte ise; Küçük çaplı olan saçmalar kısa mesafede,büyük çaplı olanlar uzun mesafede randıman verir bunun sebebi namludan çıktıktan sonra saçmanın ağırlığına bağlı olarak fişeğin patlama esnasında saçmalara yüklediği enerjinin hedefe varıncaya kadar % kaçını hapsedebildiği ile alakalıdır. Bu tamamen saçmanın kütlesi (saçma numarası) ile ve elbettekı hava koşulları ile bağlantılıdır.
Asıl önemli olan "ne çok sert nede çok yumuşak" patlayan fişeği bulmaktadır buda tamamen hava koşulları,ısı gibi unsurları hesaba katarak aralarında en iyi kombinasyonu sağlayan fişeği envanterimizde bulundurmaktan geçer

Yani herşey deneyim ve tecrübeye dayanır. Tüfeği elimize aldığımızda ilk yapılacak şey hangi fişekle en iyi kombinasyonu sağladığını bulmaktır çünkü ne aynı olan fişek nede aynı olan tüfek herzaman aynı randımanı veremeyebilir. Önemli olan avcının tüfeğini ve mühimmatını tanımasıdır.Bu araştırmalarım ve edindiğim bilgiler doğrultusunda böyle bir metni hazırlayıp paylaşmayı istedim. Ustalarımız elbetteki daha iyi ekleme yapar ve hata varsa düzeltirler. Benim gibi avcılığa yeni başlayanlara bi nebze fikir sağlayıp kafalardaki soru işaretlerini giderebildiysem ne mutlu bana

Selamlar..

[Yusuf SAĞLAM]

tebrikler enes , işi çözmüşsün .  yazdıkların çok doğru tespitler . epeyce bi beyin fırtınası yapmışsın sanırım  bu derlemeyi yapabilmek için . . . .
. . . zuber av fişekleri başlığı altında bi konu açılmış . 202 b çiftede , 32 gram zuberin çok sert patladığından bahsediliyor . . sıcak havalarda çifte ve pozelerin hakkı en fazla 28 - 30 gramdır . . yoksa dediğin  gibi grupman bozulması ve saçma delirmesi  dediğimiz olaylar gerçekleşir . .  namlu iç çapları daha dar olan tüfekler içinse ağır gramaj fişekler tavsiye edilmez . baikal kullananlar bunu sık sık dile getiriyorlar zaten . .
. . . . canım sıkıldıkça ve fırsat buldukça büyük kartonlara grupman denemeleri yapıyorum . attığım fişekte genellikle zuber 32 gram . . ve inanın o kadar büyük boşluklar varki karton hedefin üzerinde . ortalama 10 cm daireyi baz alaraktan avın kaçabileceği noktaları sayıyorum .  inanılmaz ama gerçekki , o kadar büyük boşluklar varki , çok net atışlarda bile bazen  neden ıskaladığımızı ve kaçırdığımızı anlıyorum . yani avı kaçırmak için pek çok sebebimiz var oluyor haliyle . . .
 . . . 32 gram zuberin çiftemde çıldırmasına anlam veremiyorum doğal olarak , kışın kar yağarken akşam beki yapmak için çulluğa gideriz , ve inanın  yazın aslan kesilen zuber , kar yağarken süt dökmüş kedi oluyor . . ama 76 namlu pozede sorun yok yazın , hiç esnemiyor bile tüfek . .  çiftem 3 kilo , pozem 3.7 kilo . ergonomi ve ağırlık olarakta fark ediyor bu . otomatiklerdede sorun yok yazın . 32 gram zuberi leblebi gibi harcıyor resmen . . .
. . . şuraya dikkat çekmeye çalışıyorum . . her tüfeğin fişeği ve gramajı  birbirini tutmaz . . aynı performansı bulamayabilirsiniz . . birinde 10 numara olurken , diğerinde forma şansı bile bulamaz . .   tüfeğin fişeğini bulamazsanız , yeteri kadar verim sağlayamazsınız tüfeğinizden . . tüfek ne kadar ağır olursa  , atışlar daha stabil ve  verimli olur . . tüfek hafifledikçe gramajı düşürmek gerekiyor , çünkü tüfek hafifledikçe şahlanma artıyor . . .
. . . . yazın ayrı kışın ayrı fişek kullanmak gerekir yazdığın gibi . . avına göre fişek kısacası . .

[Enes AHMET]

Tesekkur ederim abim, olay aynen dedigin gibi her zaman ayni fisekte bile ayni sonucu bulamayabiliyoruz onun icin zaten her unsuru goz onunde bulundurup kendimiz tufegimizin sevdigi fisegi bulmaliyiz. Basit delikli bir sopa bile olsa, ates etmenin bile bilimi var anasini satayim tipki elimize aldigimizda bir meyve olan nar'in acildiginda icinde yuzlerce tanelerini gordugumuz gibi.. Insanin ogrendikce ogrenesi geliyor

[Enes AHMET]

Ayrica bir konuda varki, namlu ic capiyla grupmanin o kadar fark yaratmasi dogrumu be abi ? sonucta mm olceginden bahsediyoruz 18.3mm ,18.4mm,18.5mm.. Bunlarin bile aralarinda birbirinden ne kadar farki var ? Benim tufegin namlu ic capi 18.5mm mesela bununla iyi verim alabilmek neye bagli ?

[Yusuf SAĞLAM]

nurettin aydın abimiz var , tabiri caizse eski kulagi kesiklerden . . o bu soruyu kendi üslubunca çok güzel açıklar    . . . şöyle bir örnek vermişti  ;   su hortumunun ucu . .
 . . . su hortumdan çıkarken hortumun ucunu yavaş yavaş sıkmaya başlayın , hortumun ucu daraldıkça daha uzağa gider dediydi  bir yazısında . . 
. . . daha geniş olursa daha uzağa gitmesi için  musluğa biraz güç vermek lazım . .
. . . 18,8 backbored namlular var . grupmanları çok homojen .  diğer namlu grupmanlarında  görülen  bozukluklar backbored namlularda görülmüyor mesela . . ama diğerleri kadarda deliciliği  olmadığı söyleniyor . .  namlu iç çaplarına çok fazlada takılmamak lazım bence 0,1 lik bir değişikliğin o kadarda büyütülecek bir mesele olduğunu düşünmüyorum . ha 18,4 ha 18 , 5 . .  yüzde 1 lik 2 lik   etki belki eder ama , kafayı bu kadarda  yormaya  gerek yok . . sonuçta çalışma prensibi aynı . .

[Enes AHMET]

O abimiz sanirim verilebilecek en guzel ornegi vermis.. Benim tufek pompali deliciligindende suphem olmaz cok uzak mesafe atislarda denedim ama grupmani deneme firsatim olmadi lakin deliciligine lafim yok. Bende oyle dusunuyorum yani kucuk bir tolerans olabilir belkide ama diyorlarya hani "18.3/66 namlulu bir tufek ve tamamsin" diye, ordan aklimda kalmisti benimde