KAYSERİLİ AMATÖR OLTACILAR OLTAYA GELDİ
Amatör Olta Balıkçısına Yamula Baraj alanında 41 km yer tahsis etmişti ya Devletimiz, meğer işin aslı öyle değilmiş. Bütün barajı 110.000 lira bedel ile sermaye sahiplerine kiralayan Devletimiz, kira sözleşmesine amatör balıkçılar da şuradan şuraya kadar olta sallayabilsinler diye bir madde koymuş. Koymuş koymasına; fakat aynı zamanda ağcılara da o bölgelerde ağlarını kıyının dibinden atmalarına izin vermiş.
Şimdi trajediye bakınız: Mesela amatör oltacı kendine tahsis edilen yerden suya on metre ileriye oltasını attı diyelim, ağcı da aynı yerden kıyıya 1 metre mesafeye ağını gerebilecek. Bir engel yok!
Ne olacak sonra? Kim daha çığırtkan, ya da kim daha küfürbaz veya kim daha gözü kara ise o, ona mani olacak. Olmadı kavga edecek, acil servis hastane, asker, polis; niza’, husumet, nifak, savaş…
Tarım Hayvancılık İl Müdürlüğü’nün yapabileceği hiç birşey yok. Mevzuat ellerini kollarını bağlamış durumda. Aslında amatör oltacılara hiç yer tahsis etmeme hakları bile var; ama onlar da insan evladı ve bu güzelim imkanların üç kuruşa birilerinin keyfine tahsis edilmesi içlerine sinmiyor. Kendilerince böyle bir esneklik ile olayı çözebileceklerini düşünmüşler; fakat medeniyet, insanlık, hoşgörü, adalet, doğa sevgisi, merhamet... Kimde var bu hasletler, kim bu hasletlerin celladı, bunu mevzuata uydurup da sözleşmeye koyamamışlar.
Olayımızın en başı şöyle: Devlet Su İşleri barajda ne kadar balık var, tespit ediyor. Bu tespite dayanarak Tarım Hayvancılık balıkların ağ ile toplanmasına yönelik kiralama ihalesi yapıyor. Kiralayanın verdiği parayı da İl Özel İdare alıyor. Bir işi üç kişi idare edince de ne oluyor? Bir evin iki ayrı kişiye –mesela biri ayyaş, diğeri Yeşilaycı- aynı anda kiraya verilmesi durumunda ne oluyor ise, o oluyor.
Amatör balıkçılar kendilerine 41 km alan tahsis edildiği haberini aldıklarında hüzünlü de olsalar sevinmişlerdi. Hüzünlü olmalarının sebebi tek bir kanca ile yakalayabilecekleri topu topu bir iki kilo balığın tutulması için devletlerinin onlara belli bir alan tahsis etmesi ve fakat aynı zamanda tonlarca balığın da ağlarla toplanmasına, yasal katliama ses çıkarmaması idi. Çünkü kiracı ağcılar barajlarda balık bırakmıyor ve doğal yaşamın kökü kuruyordu. Gün günü aratıyordu. Üstelik çirkeflik yapılıyor, amatör balıkçıya sataşılıyor, hakaret ediliyor, amatörler bölgeden uzaklaştırılmaya çalışılıyordu. Amatör balıkçı 41 km’yi duyunca en azından rahatsız edilmeyeceğini, tek olta ve sadece hafta sonu dahi olsa huzurlu bir gün geçireceğini düşünmüştü.
Lakin ne alaka?
Şimdi daha beter bir cedelleşme başlayacak. Binlerce amatör balıkçı iki tane balık tutmak için kilometrelerce yol yapacak, kilolarca yemi ceplerinden para verip alacak, balığı besleyecekler; ağcı ise dibine dibine gelecek iki metre önüne ağını gerecek ve tonlarca balığı pervasızca çekebilecek! İşin homurtusu, kavgası, cedeli da katma kıyım!
‘Batsın bu dünya’ diyen bir şarkıcı vardı, ‘Adaletin bu mu?’ diyen bir başkası da…
Amatör balıkçı isyankar, anarşişt ve uyumsuz insan değil ki ortalığı velveleye boğsun.
Fakat Devletimiz Köroğlu Üretim Tesisleri maşallah…
Olmaz böyle…
Bu yakışmıyor Devletimize.
Barajı kiralayan ağcılar teknik şartnameye bir çok kez uymamış ve ilgili resmi denetmenler raporlar tutmuşlar, ihlaller tespit etmişler. Bu duyumu aldım.
Normalde ne yapılması lazım? Sözleşmenin iptal edilmesi, değil mi? Hayır, öyle olmamış! Acaba neden böyle olmamış? Yoksa yukarılardan siyasi nüfus sahibi birileri devreye girmiş ve ihlal tespit tutanakları sümen altı mı edilmiş? Aklıma başka bir ihtimal gelmiyor.
Adalet ve Kalkınma evrensel değerler ve bu kelimeler asla birbirine düşman iki kelime değil; fakat bazı uygulayıcılar bu yüce kıymetleri vatandaşın gözünde işte böyle heder edebiliyorlar.
Şimdi de şehrimizde ağcılar Tebliğlerde yazan standartlarda ağ kullanmadıkları için yapılan denetimlerde toplanan ağları ile ilgili kazan kaldırmışlar, açlık grevine başlamışlar! Yani diyorlar ki: 'Biz ne kural tanırız, ne düzen… Derdimiz belli, boyu posu ne olursa olsun, standart mtandart da bilmeyiz; sudan her türlü balığı çeker alırız. Para verdik, aldık. Kimse de bize mani olamaz.'
İşimiz duaya kaldı. Yetkili ilgililerden bir fayda beklentim filan kalmadı. Kendi derdimizi unuttuk ve dua ediyoruz: Allah, Tarım Hayvancılık İl Müdürlüğü’nün yardımcısı olsun. İşleri çok zor. Allah, barajdaki balıkların da yardımcısı olsun. Katliamdan kaçarları kalmadı görünüyor.
Çözüm ise aslında çok basit:
İstihsal ağcıları kıyıya 100-200 metre yanaşamasınlar, kurallara göre avlansınlar; amatör balıkçılar da yine kurallara uymak kaydıyla kıyı bölgesi her yerde avlanabilsinler.
Bunu akledecek birileri yok mu?