Gönderen Konu: SABAH SÜRPRİZİ VE BILDIRCINLARLA SON TANGO - ANILARIM 27  (Okunma sayısı 3190 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Oğuz BABAÇOĞLU

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 477
  • Thanked: 53 times
“...Ben köpeği fermada bekletmeye bayılırım ama Suat Abi sabırsızdır. Köpek gitar teli gibi gerilmiş, burun , kafa, sırt, kuyruk aynı hizada, tek ayak kalkık vaziyette tablo gibi bekliyor…”

        Yıl 1994. Köpeğimiz Garip’in avda zirve yaptığı yıllar. Köpek her bakımdan kendini aşmış; aramaları, iz takipleri, hele ki  10 metreden verdiği fermaları adeta bir heykeltıraşın elinden çıkmış gibi. 
        Garip, Fındık ve başka bir köpekle beraber bir kaporta dükkanının arkasındaki arsada kalıyordu.
        Yıllardır özlemini çektiğimiz avları bize yaptırıyor ama işin kötüsü köpeğin en iyi olduğu bu zamanlarda bir arabamız yoktu. Ava gidemiyorduk. Öte yandan Suat Abi hurda bir Skoda’yı toplamaya çalışıyordu ama para olmadığı ve ekonomik kriz devam ettiği için arabanın işleri de ağır yürüyordu.
         Biz de genellikle Çandarlı’ya balığa gidiyorduk. Bir gün teknede Suat Abi’ye dedim ki “Abi gelecek hafta kulüp Söke’ye gidiyormuş, biz de gidelim mi?” Uzun zamandır ava hasret kalan Suat Abi “Gidelim valla, kimseyi almayalım, ikimiz şöyle güzel bir av yapalım.” dedi.
        Hafta içinden kulübe gidip yazdırdık ismimizi. Tam cumartesi gecesi adet üzre Suat ağabeylerin evde yatacağız, yemekten sonra Suat Abi’ye bir telefon geldi. Arayan Amcamdı. Amca oğlum Korkut’la kavga etmişler. Bize dedi ki “Yarın ava gidiyorsanız, Korkut’u da alın…” Suat Abi de dedi ki “Güngör Abi tamam alayım ama biz bu hafta kulüple ava gidiyoruz. Araba dolmuştur. Keşke hafta içinden haberimiz olsaydı…” dedi.   
        Pazar günü sabahı erkenden kalktık. Çünkü Garip’i erkenden yerinden alıp tam vaktinde kulüp arabasının yanında olmamız gerekiyordu. Hakkı eniştemin emektar Chevrolet’iyle köpeği aldık, sağ olsun bizi arabanın başına kadar getirip oradan ayrıldı. Baktık  avcı arkadaşlar gelmeye başlamışlar. Eşyalarını yerleştirenler, köpeğini gezdirenler, espri yapıp kahkaha atanlar…
        İşte tam bu sırada iki korna sesinin arkasından otobüsün arkasına beyaz bir Murat 124 yanaştı. Araba hiç de tanıdık değildi. İçinde beş kişi, baktık ön koltukta da Korkut var. Şaşırdık tabi. Korkut  arabadan çıkarken “Bensiz ava gidersiniz ha!” demez mi. Nerede olduğumuzu Hakkı Eniştemden öğrenmiş.Biz de dedik ki “Oğlum ne yapalım fakirliğin gözü kör olsun. Arabamız olmadığı için kulüple ava gidiyoruz.” Korkut “Valla siz nereye gidiyorsanız biz de geleceğiz.” dedi. İşin tuhafı Korkut’un yanındakilerden Soner hariç hiçbiri avcı değildi… Biz de o sırada hep Suat Abiyle baş başa ava gitmek istiyoruz, yanımıza kimseyi almak istemiyoruz ki kafamıza göre avlanalım... Suat Abi “Korkut, bak biz hafta içinden paramızı verdik, bizim kulüpten ayrılmamız söz konusu değil. Siz de gelin desem kulüp arabası dolu. Biz sizinle gelelim desem sizin araba dolu. Üstelik gideceğimiz yer de uzak. Ta Söke’ye gideceğiz ona göre…” dedi. İşi yokuşa sürüp bir bahaneyle başından savmaya çalışıyor. Korkut dedi ki “ Fark etmez Abi, siz nereye biz oraya dedik ya!”   
       Bizim köpeği de otobüste kalabalık etmesin diye 124’ün bağajına koydular. Onlar kendi arabalarına bindiler, biz otobüsteyiz. Suat Abi pek üzgün “Ulan oğlum Korkut, geleceksen tek başına gelsene. Bu kadar adamı neden toplayıp geliyorsun!” diye söylenip duruyor ama çaresiz yapılacak bir şey yok…
      Vardık Söke’deki meramıza. Güzel, otlu bir tarlanın yanında durduk. Kulüp arabasından her zamanki telaşla köpeğini alan savuşup gitti. Korkut kendi takımındaki ava ilk kez çıkan acemi arkadaşlarına av konusunda ilk dersleri veriyordu. “Tüfek asla insan üstüne kapatılmaz… Avcı kolu halinde yürüyeceğiz…Kuş birinin üstüne kalkarsa asla atmayın. Bırakın gitsin, canımızdan önemli değil…”
      Kokusuna doyamadığım nemli pamuk kozalağı kokan tarlalardan birine girdik. Ben en sağa geçtim. Tek köpekle yedi kişi avlanıyoruz. Garip dakika bir ferma bir, çakılıverdi önüme.
       
     (Kara kafa pointer)
      Köpeğin sağına geçtim. Köpek ilk fermasını verdiği için çok sabırsız. Tek ayak kalkık vaziyette tir tir titriyor, lakin komut vermediğim için de dalmıyor. Sabırsız gözleriyle bana bir bakış atıp tekrar kuşun olduğu yere bakıyor. Uzun zamandır ferma görmeyince adam şişiyor ve doya doya seyretmek istiyor. Köpek bana bakıp bakıp ağzı olsa “Ulan, kuş önümde işte. Kaldırsam tek sıkılık işi var. Beni ne bekletip de eziyet çektiriyorsun…” diye sövecek. Bas oğlum! FRİNK! Sola doğru fırlayan bıldırcına tek sıkı TAN! Aşağıda … “Al gel oğlum…!” Sev babam sev...
    Garip fırtına gibi tozunu attırıyor pamuk tarlalarının.Köpek ferma veriyor ama adamlar acemi oldukları için kaçırıyorlar. Biz bakıyoruz ve sürekli uyarıyoruz ki köpeği vurmasınlar.  Gelen misafirlerin beşine de birer bıldırcın vurdurduktan sonra Suat Abi’nin önünde de çakılıyor kerata. Ben köpeği fermada bekletmeye bayılırım ama Suat Abi sabırsızdır. Köpek gitar teli gibi gerilmiş, burun , kafa, sırt, kuyruk aynı hizada, tek ayak kalkık vaziyette tablo gibi bekliyor. Suat Abi her zaman olduğu gibi bekletmeden “Bas oğlum!Tut!” FRİNK! DAN,DUN! Aşağıda… 
     Az ilerde sağımda yüksek bir tarla sınırı vardı. O sınırda çakılıp kaldı köpek. Bu fermayla birlikte benim kısmetim açıldı diyebilirim. Avcılık tabiriyle ballı günümdeydim. Köpek bana seri fermalar vermeye başladı. Öyle fermalar ki her biri resimlik. Sağa bükük, dümdüz, tek ayak kalkık,yılan gibi kıvrılıp yere yatık, sıfır… Avlanmaktan çok görüntülerin tadına doyum olmuyor.
      Bir tanesini de hiç unutmuyorum. Bir tarla karığının üstünde aşağı, iki ayaklarının arasına bakarak fermaya çakıldı kaldı. Oldum olası köpeğin önündeki kuşu görmeye bayılırım. Ben bir metre yanına kadar gelerek köpeğin önüne bakıyorum, hiçbir şey görünmüyor. Uzun süre köpeği o halde beklettim. Bakalım nerden kalkacak diye kafamı kaldırmadan“Bas oğlum!” dememle birlikte bıldırcınların kanat rüzgarı yüzüme çarparak FRİNK,FRİNK! İki taneymiş DAN, DUN! Biri aşağıda. “Al gel oğlum!” Yere yatıp bol bol sevdiriyor kendini kerata.
     Tarlayı dikine uzanan o setin içi bıldırcın doluymuş. Sadece o sette 4 bıldırcın vurdum, toplamda 8 bıldırcınla avı bitirdim. Diğerleri ikişer üçer taneyle yetindi, ama bana o gün yaptığım fermalı av, tadı dimağımdan uzun yıllar gitmeyecek bir anı olarak hafızama kazındı.
     Otobüsün yanına döndük. Ayaküstü yine skorlar soruluyordu. Beşten fazla vuran olmamıştı. Bana sorulunca “Sekiz” dedim. “ama hepsi fermada…” Neyleyim 80 tane bıldırcını. 8 tane ferma görmek, av vurmaktan çok daha güzeldi.

     
     (Bir bıldırcın avı sonrası Korkut’un köpeği Tango)

     Dönüş yolunun yorgunluğu içerisinde, içimde her avcının özlemini çektiği güzel ve zevkli bir av yapmanın saadeti vardı...
     Hani derler ya güzel şeylerin ömrü kısa olur. Bu, Garip’le yaptığım son avdı. Sanki köpek bana verdiği son av resitaliyle veda etmişti…
    Köpeği kaporta dükkanının arkasındaki arsaya bırakırken güzelce sevip kulağını okşadığımı hatırlıyorum. Bu onu son görüşümdü…
     Hafta içi Amcam, Suat Abi ve X şahıs başka bir yere bıldırcın avına gitmişler. Köpek orada yine döktürmüş. Fındık gibi bir köpeğin olduğu bir ortamda Garip herkese parmak ısırtmış, hatta Amcamı bile şaşırtmış. Demiş ki “Ava giderken biz bunu almıyorduk. Bunun böyle olduğunu bilseydim. Diğerlerini bırakır, bunu alırdım.” demiş. Ancak X şahıs da köpeği öve öve bitirememiş, resmen gözü kalmış…
     Köpekleri her zamanki yerine bırakmışlar. 3 gün sonra 3 köpeğin bulunduğu yerden sadece hangi köpek çalınmış dersiniz? Garip…
    Bu olay bizim için bir rüyanın sonu gibiydi. Her avcının ömrü hayatı boyunca özlemini çektiği böyle bir köpekle avlanmak, çok kısa süreyle de olsa nasip olmuştu bize. Gel gelelim her güzel şey gibi maalesef kısa sürmüştü.
    İçimizi yakıp bizim rüyalarımızı çalan veya çalanlar her kim veya kimlerse, bu dünyada da öbür dünyada da, hepsinin boynu altında kalsın…
    Dedem Korkut geldi boy boyladı soy soyladı ve günün anlam ve önemini belirten şu maniyi düzdü.
   
                                             Köpek sahibinden ayrı kalmasın
                                             Avcıların boynu bükük olmasın
                                             Bir avcının emeğini çalanın
                                             İki dünyada da yüzü gülmesin

   Garip çalındıktan sonra ikimizde de ava karşı bir isteksizlik baş gösterdi. Ava başladığımızdan bu yana ilk kez bambaşka bir duyguyu yaşıyorduk: Avdan soğumuştuk. Bıldırcını, kekliği bırakıp ördek avına gitmeye başlamıştık.
    Ancak hani derler ya çivi çiviyi söker. Bir kaç hafta sonra Suat Abi’ye gelen bir köpek, tüm bu olumsuzlukları tersine çevirdi. Bu, kendi ufacık tefecik ; ama yüreği mangal gibi olan köpek, avı çok süper olmasa da Suat Abi’nin hayatında en çok sevdiği köpeği olacaktı…
   Lucky’nin hikayesini de sonra anlatalım, çünkü o başka bir hikaye…
   Başka bir hikayede buluşmak ümidiyle şimdilik, kalın sağlıcakla…
;)
« Son Düzenleme: 20 Haziran 2013, 09:25:35 Gönderen: Oğuz BABAÇOĞLU »
 

Çevrimiçi M.Ali AKDAĞCIK

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 1805
  • Thanked: 1042 times
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Ynt: SABAH SÜRPRİZİ VE BILDIRCINLARLA SON TANGO - ANILARIM 27
« Yanıtla #1 : 20 Haziran 2013, 10:19:03 »
 oğuz hocam merhabalar,
iyiki varsınız yinede bir solukta okuttunya hikayeni nedemeklazım bilmem ama allah sana zeval vermesin arkadaş. daha nice güzel av hikayesini yazdıracak günler yaşamanı dilerim, sağlıcakla kalınız. mersin'den saygı ve sevgilerimle.
  • TURKUAZ HK 11, OTOMATİK, 4+1, 12 CAL. 65 CM.
  • LAZER TEK KIRMA, 36 CAL. 65 CM.
İnsanlara hoşgörülü tavrım , bildiklerimin yanılgılarıma yetmeyişindendir,..
 
Murat Ali Akdağcık
1970 MERSİN
 

Çevrimdışı Erdinç ŞEN

  • *
  • İleti: 454
  • Thanked: 1 times
  • VATAN MİLLET SAKARYA
Ynt: SABAH SÜRPRİZİ VE BILDIRCINLARLA SON TANGO - ANILARIM 27
« Yanıtla #2 : 20 Haziran 2013, 10:44:18 »
Aynen hocam allah razı olsun sizden inanın okurken bile insan oralara gidiyor ve hayal ediyor bu hayal bile insanı heyecenlandırıyor
ellerinize sağlık hakkınızı helal edin
erdinç - 1977
0 545 340 00 08
 

Çevrimdışı Oğuz BABAÇOĞLU

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 477
  • Thanked: 53 times
Ynt: SABAH SÜRPRİZİ VE BILDIRCINLARLA SON TANGO - ANILARIM 27
« Yanıtla #3 : 21 Haziran 2013, 12:05:56 »
oğuz hocam merhabalar,
iyiki varsınız yinede bir solukta okuttunya hikayeni nedemeklazım bilmem ama allah sana zeval vermesin arkadaş. daha nice güzel av hikayesini yazdıracak günler yaşamanı dilerim, sağlıcakla kalınız. mersin'den saygı ve sevgilerimle.
Çok sağolun bizden de Mersin'e sevgiler,saygılar...:) :)

Aynen hocam allah razı olsun sizden inanın okurken bile insan oralara gidiyor ve hayal ediyor bu hayal bile insanı heyecanlandırıyor
ellerinize sağlık hakkınızı helal edin
Zaten bu ortak duyguları beraber yaşayabilirsek ne mutlu bize...:) :) :)
 

Çevrimdışı Mehmet YILMAZ

  • *
  • İleti: 307
Ynt: SABAH SÜRPRİZİ VE BILDIRCINLARLA SON TANGO - ANILARIM 27
« Yanıtla #4 : 21 Haziran 2013, 13:10:33 »
Gerçekten oğuz bey bende tek solukta okuyorum yazılarınızın yenilerini bekliyozruz luckynin hikayesini şimkdiden merak ettim bu arada hemşiymişiz ikamet afyon ama bu hafta sonu memleketteyim imkan olursa inş görüşmek ve tanışmak isterim numaram 0505 247 39 53 cmartesi imkanınız olursa görüşmek isterim malum pazar dönüş yolu çoluk çocuk işleri sağlıcakla kalınız
Mehmet YILMAZ1979 Denizli ikamet Afyon
 

Çevrimdışı Güven SARI

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 882
  • Thanked: 18 times
Ynt: SABAH SÜRPRİZİ VE BILDIRCINLARLA SON TANGO - ANILARIM 27
« Yanıtla #5 : 21 Haziran 2013, 13:30:45 »
Sevgili meslektaşım her zamanki gibi kaleminden bal damlıyor,Sezonu iple çektiğimiz şu günlerde senin yazılarınla bir nebze olsun köpüren hislerimizi törpülüyoruz.İyi ki varsın,teşekkürler,selamlar.
Güven SARI
1967 Ordu Fatsa 0 532 455 28 03
 

Çevrimdışı Emrah GİRGİN

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 1009
  • Thanked: 4 times
  • Emrah GİRGİN
Ynt: SABAH SÜRPRİZİ VE BILDIRCINLARLA SON TANGO - ANILARIM 27
« Yanıtla #6 : 21 Haziran 2013, 13:33:21 »
toprağım benim çivrilden selamlar...

jpg image hosting
Emrah Girgin
DENİZLİ-ÇİVRİL
...İnanmak yağmur duasına giderken şemsiyeyi yanına almaktır...
 

Çevrimdışı İsa TORUN

  • *
  • İleti: 167
  • Thanked: 1 times
Ynt: SABAH SÜRPRİZİ VE BILDIRCINLARLA SON TANGO - ANILARIM 27
« Yanıtla #7 : 21 Haziran 2013, 15:43:12 »
Hocam böyle güzel hikayelerin eksik olmasın. Allah nicelerini sağlıkla nasip etsin sana...
Emeğine sağlık...
1984-Afyonkarahisar/Eskişehir
AB rh (-)

windows 7 screen shot
 

Çevrimdışı Erdinç ŞEN

  • *
  • İleti: 454
  • Thanked: 1 times
  • VATAN MİLLET SAKARYA
Ynt: SABAH SÜRPRİZİ VE BILDIRCINLARLA SON TANGO - ANILARIM 27
« Yanıtla #8 : 21 Haziran 2013, 17:26:06 »
Zaten bu ortak duyguları beraber yaşayabilirsek ne mutlu bize...:) :) :)
[/quote]

ozaman bizden mutlusu yok abi :)
erdinç - 1977
0 545 340 00 08