Tamir etmekle silah yapmak farklı şeyler.
Tamir ederken o tüfeği baştan aşağı yapmıyorsunuz.
Önemli olan tamir edilen Holland Holland,Perazzi,Browning,Merkel,Kriegghofları örnek vermek değil.
Bu markalar gibi kaliteli ve sağlam tüfekler yapabilmek.
Bütün dünya da adının duyulması.
Acaba merak ediyorum Huğlunun bu 50-60 senelik mazisi varda neden üst kalite tüfek yapamıyor veya yapmıyor.
Sıradan ve çok sayıda tüfek yapmak övünülecek bir durum mu ?
Tamir derseniz İstanbulda da çok iyi bir iki usta var, zorlasalar tüfek de imal ederler.
Görüşlerinizi açıkça dile getirdiğiniz için teşekkür ederim öncelikle.
Evet doğrudur. İstanbul'da bir iki usta var. Hatta en meşhur olanı tanıdığımızıdır. Yaban TV'de Türkiye'nin en büyük ustanın Sadık Akdaş olduğunu söylemiştir kendisi, sağolsun.
Her markanın yerleştiği bir aralık vardır ve bu aralıktan çıkmak markayı bitirir. Hyundai, Mercedes parasına araba yapsa kimse almaz mesela....
Huğlu Kooperatifi de bu şekilde, yıllardır oturmuş bir sistemi ve komple kasabasının geçim kaynağı olmak gibi bir ilkesi var. Hayal aleminde yaşamayalım (!) Bu ülkede, tek kuruş kazanmadan yıllarca AR-GE yapma imkanı devlet desteği olmadan imkansız... 2+2=4
Geçelim Akus dönemine. Akus'ta yapılan tüfeklerin ne denli kaliteli olduğuna uzaktan nasıl karar verebilir insan? Evet, Akus tüfekleri şu 5 - 15 arası satılan Avrupa tüfeklerden kesinlikle daha üstün işçiliğe sahiptir ve dünya standardı malzemelerle üretilir. Yine 2+2=4 demek istiyorum. Aksini iddia eden taraf tutmuş demektir, malzemeden işçilikten çok da anlamıyor veya tipini sevmemiş demektir. Evet, uluslararası bir marka olmadığını hepimiz biliyor. Akıllara takılan yer burası kanımca. Zaman ne gösterir....
"Sıradan ve çok sayıda tüfek yapmak övünülecek bir durum mu ?" demişsiniz. Kooperatif için konuşuyorsanız, daha önce cevabını verdim. Akdaş için ise durum farklı. Kooperatif fiyatlarına Akus kalitesinde, tasarımı daha standard tüfek arayanların Türkiye'de şu anda tek adresi Akdaş'tır. Şu 5 - 10 bin arası satılan avrupa tüfeklerden daha hassas bir işçiliğe sahip olduklarını, onlarla aynı malzemeden üretildiklerini, en az onlar kadar ömürlü olduklarını ve üstüne üstlük çok daha ucuz olduklarını belirtsem hala sıradan mı gelecek size? Elinize alıp inceleme şansınız oldu mu? Avda test imkanı? Bugüne kadar hiç çift patlama gibi şikayetler duydunuz mu? Ufak tefek sorun olursa zaten en hızlı ve düzgün şekilde telafi ediyoruz. Kul yapısının bakıma her zaman ihtiyacı olabilir. Yeni kinetik otomatiğimiz piyasada daha da yaygınlaşınca Sadık Usta ile bir kez daha tanışmış olacaksınız. Kendisinin iki Avrupa otomatiğini satıp kendine AK 212 ürettiğini, bu tüfeğin piyasadaki 3-5 binlik rakiplerinde geri olmadığını (daha öncede bahsettiğim gibi ülkedeki boya ve kaplama teknolojilerindeki noksanlıklar ürünü çirkin gösterebilir bazen), hatta tasarım olarak daha kibar olduğunu biliyor muydunuz? Bence hiç de sıradan işler yapılmıyor.
Maddi durumu parlak olan İstanbul firmalarımıza bakın. Çok tercih edilenlerden bahsediyorum. Onlar bile iyi ve özel bir tüfek yapımına girişmiyorlar, girişemiyorlar. Ustalık çok da gerektirmeyen, maliyeti düşük, makine imalatı yarı otomatiklerle hayatta kalmaya çalışıyorlar. Ülkemizin alım gücünü düşününce bunun böyle olması gerektiği açık. 1 - 2 bin arasına süperpoze veya çifte satmak bile cesaret ister aslında. Maliyetler, özellikle el işçiliği, sandığınızdan çok daha fazladır. Ama bunu yapmak, satış yapabilmek için şart ülkemizde. Hatta Huğlu gravürlerinin bu paralara verilmesi bence gülünecek kadar vahim.
Sadık AKDAŞ, Akdaş Silah'ta seri üretime geçmeden şunu planladı: Yerli piyasaya oldukça kaliteli, uzun ömürlü ve buna rağmen uygun fiyatlı ürünler sunacağım ve dünya standartlarındaki yerli ürünlerin piyasada yer etmesini sağlayacağım. Ama bunun adı çok sayıda sıradan tüfek üretmek gibi de anlaşılıyor demek ki...
Üreticilerimizde maalesef Akus'taki o eşsiz aktif çakmaklı tüfekleri bile dünyaya tanıtacak maddi güç bulunmuyor. Bu işler öyle kolay değil. Hatta ben buraya yazıyorum: Ülkemizde o ayarda tüfek üretecek ustalıkta ve girişimcilikte kimse yok. Bu girişimin nasıl sonuçlandığını, ülkemizin bu ürünlere ne kadar destek verdiği ortada. Bence en büyük sorunlarda biri de bu... Yapıcı değiliz...
Sıfırdan, sadece el becerisi ve ustalığıyla bugüne gelen Huğlu'da yapılan işlerin takdir edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Marka ayırt etmeksizin...