Musa kardeşim,"seçkin usta forumlar da bile bir adım ileriye gidemiyorsak bizim bizim burada işimiz ne...fotoğraf paylaşak için mi geliyoruz foruma"diyorsun,cevap vermeye çalışayım.
Çok uzun yıllardır siteyi takip etmeme rağmen ileti sayıma bakarsan 85 adet.Ben kendi namıma,faydalı olacağını düşündüğüm fikirlerimi paylaşmak,yanlış olduğunu düşündüğüm bir konuyu eleştirmek amaçlı forumu kullanıyorum.Zaman zaman fotoğraf paylaşımı da yapıyorum.Çünkü bir sayfa yazıyla anlatamayacağınız bir şeyi tek bir fotoğrafla halledebiliyorsunuz.
Ama benim esas derdim başka.Görüyorum ki kendi bulunduğum bölge dahil yurdumuzun heryerinde hızla büyüyen bir paylaşım sorunu var.Hakkına razı olmayan,pastadan daha büyük bir dilim koparma arzusunda olan,etkin bir denetim sistemi olmadığı için "köpeksiz köyde değneksiz gezmeye alışmış"insanların sayısının hızla arttığını görmekteyim.Her türlü usulsüz avın yapıldığını ancak bunların çok azının cezalandırılabildiğini gören bir grup avcının da enayi yerine konulmaktan bıkarak kıyısından köşesinden bu işlere bulaşmaya başladığını da söyleyebilirim.
Ülkemiz bir av cenneti değildir.Yerli kuşumuz olan kekliğin doğu ve güneydoğu illeri dışındaki mevcut sayıları günlük avlanma limitlerinin çok çok altındadır.Göçmen kuşlardan olan kazın,ördeğin,çulluğun,üveyiğin ve bıldırcının sayılarının arttığını kimse iddea edemez.Her sezon maalesef bir önceki sezonu aratmaktadır.Teyp ile bıldırcın avlamak bugün itibarıyla yapanlara bir avantaj sağlıyor gözükse bile gerçek olan şey bu iş bindiğimiz dalı kesmektir.Rahmetli anneannemin güzel bir sözü varmış"varlık seviştirir,yokluk dövüştürür"dermiş.Ortada bir paylaşım sorunu olduğu ve bu sorunun gelecekte katlanarak büyüyeceği bir gerçektir.O nedenle tekrar ediyorum."Teyp kurmak,zamansız avlanmak,yasak usullerle avlanmak,belgesiz avlanmak vs...hakkına razı olmayan, başkasının payında gözü olan ve onu çalmaya çalışanların davranış şeklidir.Bu bir zulümdür.Zulme ve zalime karşı olmak insan olmanın gereği olmalıdır.Sadece karşı olmakla kalmamalı bunları yapanların hakettikleri cezayı almaları için el ele vermeliyiz."
Peki bunu nasıl yapacağız?Denetim konusunda yetkili kılınan av koruma memurlarının,saha-kır-köy bekçilerinin, polisin,jandarmanın,köy muhtarlarının,ihtiyar heyetlerinin bu görevi hakkıyla yapamadıkları ortada.Bu insanların büyük bir bölümü bunu ekmek paralarını kazandıkları bir iş olarak görüyor ve kılasik bir devlet memuru anlayışıyla mevcut iş yüklerini arttırmak istemiyorlar.Şikayet ederseniz dişliler ağırda olsa harekete geçiyor. Şikayet yoksa vatandaş halinden memnun.Asayiş berkemal.Düşünce bu.Şikayet ettik gelen giden olmadı, ilgilenen yok.Pes mi edeceğiz?
Ben size bizim derneğimizin uygulamasını anlatayım.Öncelikle Derneğimizin ve yönetim kurulu üyelerimizin isimlerinin tek tek yer aldığı bir kartvizit bastırdık.Bu kartviziti bölgemizdeki sürü sahiplerine, çiftliklere, çobanlara, muhtarlıklara,arazide evi olan köylülere dağıttık.Sosyal medya aracılığıyla da telefonlarımızı paylaştık.Avcılıkla ilgili bir sıkıntıları olması durumunda gece gündüz arayabileceklerini söyledik.İşe yaradı arkadaşlar.Pek çok şikayet aldık.Aldığımız bu şikayetleri av koruma memurlarına,gelememeleri durumunda Jandarmaya ilettik.Niteliksiz bulunduğu için ciddiye alınmayan vatandaş ihbarları ,tarafımızdan arandığında hiç bir zaman geri çevrilmedi.Jandarmanın müsait aracı olmaması durumunda kendi özel araçlarımızla birlikte gittik ve vatandaştan gelen ihbarı neticelendirdik.Ciddiye alındığını gören vatandaş daha fazla arıyor artık.Avcı olmayan bir vatandaş dahi avına ,doğasına sahip çıkarken siz avcılar neden çekiniyorsunuz.İnsanların suç işleme özgürlükleri olabilir ama bilmeliler ki suçlar cezasız kalmıyor.Bunu sağlayabilirsek zaten sorunun büyük bir bölümünü halletmişiz demektir.Yazım çok uzadı, şimdilik benden bu kadar.Selamlar,saygılar...