Gönderen Konu: ATILIR MI, ATILMAZ MI? - ANILARIM 13  (Okunma sayısı 2807 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Oğuz BABAÇOĞLU

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 477
  • Thanked: 53 times
ATILIR MI, ATILMAZ MI? - ANILARIM 13
« : 17 Ağustos 2012, 01:08:31 »
1992 kışı Suat Ağabeyle Söke’de Menderes’in denize döküldüğü yerdeyiz. Aylardan  şubat , mart. Müthiş ördek çalışıyor ve biz onlara veriyoruz dumanı. Onda Çiftsan süperpoze, bende İspanyol Pipper 1.90 hatta 2.00 gram barut doldurduğumuz sıkılarla yeri göğü inletiyoruz. Yüksek geçen ördeklerden tüy kopartamıyoruz. Ördekler ufak bir sarsıntıdan sonra devam ediyor, biz kahroluyoruz.
    Ancak ileride bir  avcı var. Bizden yükselen ördeklere bir sıkı çıkartıyor. Ördekler çaput gibi düşüyor.  1.2.3.4. adam boşa atmıyor. Suat Ağabey de sinir oldu, ördek geçişi yavaşlayınca  dedi ki “Hoca! Kalk  şu herifin yanına gidelim, elindeki tüfek ne ise aynısından alacam.” Gittik adamın yanına yaşlı bir amca. Selamünaleyküm, aleyküm selam, elindeki tüfeği sorduk 20’lik Avsan :) :)  …
    Hava açtı, sıcak bastı. Avı bıraktık. Bir şey vuramadan eve dönüyoruz. Karnımız acıktı. Kuşadası’na varmadan güzel koylar var. Girdik birine yaşlı külüstürümüzü park ettik. Deniz çok güzel, kaymak gibi. Kıyıya doğru hafif bir meltem esiyor. Ben yiyecekleri falan ayarlıyorum. Domates, biber, peynir ve ekmekle bir çilingir sofrası kuracam. Eleman çok acıkmış eline bir ekmek aldı, deniz kenarına gitti.
     Ben sofrayı kurdum, onu yemeğe çağıracam. Adam yok! Kıyıdan kıyıdan gidiyorum. Hafifçe uyaran bir ses “Hişt! Deniz kenarından gelme, açıktan gel.” Anaaa bizimki çıkmış yüksek bir kayanın tepesine yatmış. Elindeki ekmekleri lokma lokma denize atıyor. Ekmekleri attığı yerde kefaller cirit atıyor. Sonra yavaşça tüfeği eline aldı. DAN, DUN! İki sıkı, kefaller nakavt. :) :) :)  İri iri 7-8 kadar var. Biraz bekledik. Rüzgar balıkları ayağımıza kadar getirdi. Topladık onları, temizleyip küçük bir ateş yaktık. Arabanın arkasından ızgarayı çıkarttık, kızartıp bir güzel karnımızı doyurduk…
     
      Aradan baya bir zaman geçti. Aylar sonra  1992 sonbaharı, keklik avı açılmış ve biz yine Çandarlı’ ya gideceğiz. Günlerden cumartesi. 1951 model Hilmanı satıp yerine 1966 model, direksiyondan çakma vites Ford Taunusu yeni almışız. . Ancak eniştemler de gelince, arabayı hınca hınç doldurduğumuz için ben otobüsle gitmek zorunda kaldım. İş yerindeki mesailerinden dolayı babam gelemedi.
       Çandarlı’daki eski evden içeri girer girmez yeni alınmış sıfır tüfeğin kokusu geldi burnuma. Hem de iki tane. Suat Ağabey’in  20’lik tüfek merakı tavan yapınca en sonunda kendine bir tane almış. Bir tane de teyzeoğlu Tolga istemiş, ona da alıvermiş Kemeraltı’ndan. İdareten kendi ruhsatına işletmiş. Gıcır gıcır tüfekler. Peki ne marka? 20’lik Avsan… :) :) :) Suat Ağabeyinki sarı tetik, Tolga’nınki beyaz tetik. Tüfekler arabanın bagajındaymış ama bana söylememiş kerata.
       Tolga’da fazla avcılık yok. Domuzu sever. Bulunsun diye tüfek almış kendine.
       Yeni tüfek olunca ne yapılır? Barut kokutmadan olmaz. Bacasını tüttürmek lazım. :) :)
Benim gözüm parladı gidip deneyelim dedim. Vakit geç oldu ve tüfeğin sıkısı yok.
       Eleman Allah’tan hazır gelmiş. Kurduk bizim şeytan terazisini 15 dakikada 4 tane sıkı yaptık. Sadece Suat Ağabeyin tüfeği aldık, köpeği de aldık gezsin dedik. Doğru tüfeği denemeye.
       Giderken de arabanın içinde Suat Ağabey dedi ki “Ben tavşanı pek sevmiyorum. Yüzmesi bana ölüm geliyor. Çıkarsa atmayacam bundan sonra…”
       Gün baya indi. Deniz kenarına bakıyoruz bizim meranın değişik yerlerine dozerle yol açmışlar. Nereye gidiyor diye bakarken. Sen, arabanın sağ tarafından 40’lık bir keklik alayı parla. Sol ilerimizdeki dereye dökül. Olacak şey değil. İner inmez tüfeği ben kaptım. Dedi ki tavşan çıkarsa atma , köpeğe keklik gösterelim. O telaşla cevap vermeden tüfeği kapatıp hızla yürüdüm. Soldan indik keklikler başladı cak cak cak ötmeye. Dereye 50 metre kalmadı. 40-45 metre aşağıda sol çaprazımdaki çalıların içinden köpek mi kaldırdı, kendi mi kalktı bilemiyorum. Sıpa gibi bir tavşan haşırt diye fırlamasın mı? Dan bir sıkı karavana. Tavşan mesafeyi baya açtı, 50-55 metre var. Tam çalının içine girecek DUN! Bir sıkı daha, çalının üstünde takla atarken ayaklarının ucunu gördüm . Ancak tüfeğin sesine keklikler bir parladı. Ortalık ana baba günü oldu, balonlayanlar, sağımızdan solumuzdan geçenler, vicik vicik bağıranlar. Kınalarını görüyoruz. 10- 15 metre yanımızdan geçiyorlar. Ancak tüfekte fişek yok. Atamadım. :( :( :(


(1984 bir av sonrası Manisa. Soldan sağa Babam, Berber, Korkut, oturan Suat Ağabey)

     Bir de Suat Ağabey’den bir fırça “Niye atıyorsun tavşana, ben sana tavşana atma demedim mi? Kekliklere atsana…” :( :( :(  kıpkırmızı olmuş. Bağırıyor çağırıyor bana. “Vurdum.” dedim. “Nah vurdun, gitti tavşan!” dedi. Koşa koşa gittim, baktım tavşanın ön ayakları kırılmış, karnı saçma dolu yatıp duruyor. O mesafeden bu vuruşa şaştım kaldım. Linda geldi bir güzel dişledi. Kulaklarından kaldırıp gösterdim. Ancak eleman isyan halinde. Hava karardı arabaya geri döndük. Dönerken arabada o müthiş bir tartışma devam ediyor. Atılır mı, atılmaz mı?
      Ben diyorum ki “Sana göre tavşan av olmayabilir; ama bana göre çok iyi bir avdır, atılması gerekir. Hem ilk sıkıda vursaydım, kekliklere de atardım…” O da diyor ki “Ben sana atma dedim. Keklik varken tavşana atılmaz. Köpek keklik öğrensin vs…” Eve kadar tartışmanın ucunu bağlayamadık. Evde babam da yok ya aksi gibi, o olsa  sorardık. Ben de dedim ki “Tamam o zaman, İzmir’e gidince bu soruyu büyük avcı, hepimizin, hatta ustaların ustası amcama soracaz. Bakalım atılır mı, atılmaz mı?” deyince bu “Tamam!” deyip sustu. Ertesi gün keklikleri kaldırdığımız yerleri dolaş dolaş bir numara yok. Sıcak basınca geri döndük…
    Pazartesi günü amcamın evinde, yemekteyiz. Olayı olduğu gibi anlattım ve sordum. Atılır mı atılmaz mı? Cevap bekliyoruz.
    Koca usta rakıdan bir yudum aldıktan sonra dedi ki “Aslanlar gibi atılır. Tavşan av değil mi? Atmazsa ben ona avcı demem. Hem çocuk ilk sıkıda tavşanı vursa ne olacak? Hem sonra senin keklikler garanti mi? Ya pozisyon vermezlerse?” deyince Suat Ağabey ustasının önünde bir şey diyemedi, öylece sustu kaldı. Bana da göz kırparak “Aferin len, iyi kıvırmışsın tavşanı!” demesiyle ve Korkut’un da “Tavşandan yana nasibim yok. Ben olsam ben de atardım.” diyerek beni desteklemesiyle yüzümde güller açtı. Tüm yağlarım eridi. :) :) :)

    Dedem Korkut geldi boy boyladı. Soy soyladı.Günün anlam ve önemini belirten şu maniyi düzdü.
   
    Keklik parlayınca içine düşer bir kor
    Çantada keklik olur ama tavşan zor
    Büyük usta olaya  noktayı koydu
    Suat Aganın benizi oldu mosmor

    20’lik tüfeklerin uzaktan indirme efsanesine bizzat şahit olmuştum. 20’lik tüfekle Linda’nın ilk fermalarında yaptığımız av ve uzaktan indirdiğim o keklik müthişti. Onu da zamanı gelince anlatırız. Çünkü o başka bir hikaye .

Şimdilik kalın sağlıcakla…

DEVAM EDECEK…
« Son Düzenleme: 17 Ağustos 2012, 07:35:38 Gönderen: Oğuz BABAÇOĞLU »
 
The following users thanked this post: Uğur KOÇ 72

Çevrimdışı Ziya ELÇİN

  • Free Üye
  • *
  • İleti: 155
  • Thanked: 3 times
Ynt: ATILIR MI, ATILMAZ MI?
« Yanıtla #1 : 17 Ağustos 2012, 01:39:00 »
Oğuz hocam, eline diline sağlık...Yazılarını büyük bir zevkle okuyorum, ömrün uzun ve güzel olsun.Selamlar...
Ziya ELÇİN
1960 Sivas/Balıkesir www.asyaav.com.tr
 

Çevrimdışı Uğur ŞENLİK

  • *
  • İleti: 353
  • Thanked: 128 times
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Ynt: ATILIR MI, ATILMAZ MI?
« Yanıtla #2 : 17 Ağustos 2012, 03:37:25 »
çok güzel bir hikaye oğuz bey elinize  sağlık.
  • Akkar 512 çifte
  • Akkar Altay
  • Armsan 620
Uğur ŞENLİK
1969 zonguldak
 

Çevrimdışı Ahmet VURAL

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 1490
  • Thanked: 128 times
Ynt: ATILIR MI, ATILMAZ MI? - ANILARIM 13
« Yanıtla #3 : 17 Ağustos 2012, 08:35:55 »
zevkle okudum paylaşım için teşekkürler.
Ahmet VURAL
1954 Ankara
 

Çevrimdışı Taşkın GESİLİ

  • Taşkın GESİLİ
  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 763
  • Thanked: 64 times
  • Taşkın GESİLİ
Ynt: ATILIR MI, ATILMAZ MI? - ANILARIM 13
« Yanıtla #4 : 17 Ağustos 2012, 09:08:42 »

Oğuz abi bencede atılır ama vuramasaydın ozaman Suat abiye diyeceğin bişey kalmazdı allah yüzüne bakmış.... ;) Ayrıca o AVSAN 20 CAL 61 namlu varya..... Benim kıyma makinem yeterki doğrult yazın bıldırcın kışın çulluk ister 23 gr at istersen 28 gr at...

Köpeğim Cola'nın dürtüklemesi ile zoraki kalkan çok soğuk bir günde vurduğum güzel bir çulluk Tüfek : Avsan 20 Calibre.... ;)
 

Taşkın GESİLİ
1976 KAYSERI
BLUE PICARDY SPANIEL

 

Çevrimdışı Fatih EROL

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 521
Ynt: ATILIR MI, ATILMAZ MI? - ANILARIM 13
« Yanıtla #5 : 17 Ağustos 2012, 10:26:44 »
çok güzel hikaye.eline diline sağlık.
Fatih EROL
1983 istanbul