Bizi hemen her yerde birbirimizle buluşturan hepimizin ortak paydası av-avcılık ve av köpeği olduğunu biliyoruz.Kimimiz tüfekler düşkünken kimimizde av köpeklerine,kimimizde arazi arçlarına.
Ben çoğunuzunda bildiği gibi Epagneul Breton ‘a oldukça düşkünüm ve bu konuda bu köpeği tanıdığımdan beri hemen her konuda bilgilenmeye çalıştım.
Ama hep aklımda E.Bretonun yaklaşık 100 yıl önce oluşturulduğu bölgeyi ve orada bu köpek ile ilgilenen Fransanın en üst düzey yetiştiricileri ile tanışmak vardı.Zaten netten görüşüyordum.Kerenlouan , Kervillant ve Elevage Du Pont De Cauhet bunlardan sadece birkaçı.
Kasabanın ve çiftliklerin yerlerini ve çalışma sistemlerini biliyordum,ama havasını koklamak bir başka olsa gerek diye düşündüm durdum.
Nihayet bu yaz tatilinde bu hayalimi sevgili arkadaşım çok iyi bir E.Breton sevdalısı ve E.Breton sahibi Batu İçten ile birlikte kelimenin tam anlamıyla iliklerime kadar gerçekleştirdim.
Sizlerle bu sevincimi paylaşmak isterim;
İlk durak İstanbul’dan hava yolu ile Münih .
Daha sonra karayolu ile Paris.
Sabaha karşı Paris
Paris’ten Faransa’nın peyniri ve süt ürünleri ile ünlü Normandiya bölgesi yakınlarındaki CALLAC .Bretonun doğduğu yer denilebilir.
Callac’ta oldukça mütevazi bir E.Breton müzesi var.Baş köşede tabiki en ünlü üreticilerden biri olan ve bizim de yavrusu alacağımız Sayın Patric Morin’in babasının resmi.
1934 tarihli elle yazılmış “Pedigre”.
İnanılması güç evet baştan sona sessizlikle gezdim bu mütevazi E.Breton müzesini.Geçmişi henüz yüz yıl olmuş olan köpeklerin nasıl sahip çıkmışlar.!!!
Çiftlik gezisi ,av sahasında çulluk sesleri arasında aldığım eğitim,2,3 ve 4 aylık yavruların nefis kara ve su aportlarını görmek , “bu iş bu kadar mı kolay” dedirtiyor insana..Ama çok geçmeden nasıl emek verildiğini görüyorsunuz,dinliyorsunuz senelerini bu işe vermiş ailenin şimdiki reisi Patric Morin’den..Ciddiyet,dikkat ve günün nerdeyse tamamını eğitime ayırdığnı anlayınca sonuçlarınında bu olması gerek zaten diyorsunuz..(Fransa’da yılın 12 ayı çulluk bulunuyor.)
Yavrular,yetişkinler,sarı-beyazlar,tricolorlar,liverler,iriler,küçükler....
Sanırım anlatmakla bitmez Callactaki bu iki gün.
Callac’taki antikacıdan...
Patric Morin
Callac’tan İlk yavrumuzu aldıktan sonra ikinci yavrumuzu almak için Yönümüzü Paris’e çeviriyoruz ,hedef Elevage Du Pont De Cauhet.
Çiftlik Morsain de.Hanımefendinin eşi de sıkı bir EB ci.Aynı zamanda Clup E.Bretonda görevli.Babası ve annesi ileri yaşına rağmen Mrs. ve Mr. Willems çok eski ve E.Bretonda söz sahibi yetiştriciler.
Çok çok sıcak bir karşılaşmadan sonra beraber yenen yemek ve yavrunun alınması.
Ayrılmak zor.Soracak çok şey var.Nerdeyse 85 yaşını geçmiş bu asırlık çınara aklıma gelen herşeyi sormak istiyorum.
Özellikle 16 kalibre o muhteşem “Darne” si eimde bir ensturuman gibi duruyor.İstemeden de olsa geri veriyorum.
Akşam üzeri ayrılıyoruz.Yol dönüş yolu artık.Belçika,Lüksemburg derken yollarda gözümüz karaca ve tavşanlar takılıyor.Av ve avcılıkla ilgili herşeyi hafızamız kaydetmeye çalışıyoruz.
Nihayet Münih’e varıyoruz.
Hava alanındaki işlemler ve İstanbula dönüş.
Benim için çok iyi geçen bir yaz tatili idi.İyi kanlar sahip köpekler aldık,kazandık..Umarım ve dilerim aynı değerde yetiştirip bu kanları bozamadan devam edeceğiz.
Herkese sağlıklı günler dilerim.
Aydın Özdil.