ÇULLUK
Ç ulluk ilk defa 1758 yılında, İsveçli doğa bilimcisi Carl Von Linne tarafından Scolopax rusticola adı altında sınıflandırılmıştır. Etimolojik olarak bu isim, karakteristik özelliği olan sivri gagayı öne çıkaran skolops(sivri) ve rusticola(kırsal alanda yaşayan) kelimelerinden türetilmiştir.
Gaga
Çulluğun şüphesiz en karakteristik özelliği olan gagası, 6 – 8 cm boyundadır. Gaganın üst parçası, sadece uç kısmından açılabilmekte (toprağa gömülü solucanları yakalayabilmek için) ve bu kısımda dokunma ve tat alma hücreleri bulunmaktadır. Dr Spanò’ya göre gaga aynı zamanda bir koku alma organı olup, avın kokusunu burun deliklerine iletmektedir.
Son zamanlarda gittikçe daha fazla rastlanan bir çulluk anormalliği kısa gagalı çulluklardır. “Brevirostre” olarak adlandırılan bu çullukların gaga uzunluğu 28 – 59 mm arasında değişir.
Gözler
Gözler büyük ve koyu renklidir, kafaya göre yukarıda ve geriye doğrudur. Çulluğun görme açısı, gözlerin özellikleri ve kafa üzerindeki yerine bağlı olarak, 360 dereceye yakındır. Gece görme özelliği neredeyse gündüz görme özelliği kadar iyidir.
Kulak
İşitme duyusu özellikle çok gelişmiştir. Kulak delikleri gözlerin alt tarafında ve gözlere göre biraz öndedir. Kulakları gözlerin gerisinde olan diğer kuşlara göre farklı olan bu husus, muhtemelen toprak altında bulunan avların titreşimlerini daha iyi hissedebilmesi içindir. Kulak delikleri tüyler vasıtasıyla korunma altındadır.
Bacaklar
Bacaklar kısa olup, 3 adet ön parmak (orta parmak diğerlerinden uzundur) ve bir adet oldukça kısa arka parmakla (yürüyen kuşların karakteristik özelliği) biter. Batakların rengi gri ile pembemsi sarı arasında değişir.
Kanatlar
Kanatlar uzun ve geniştir. 10 adet birincil, 16 adet ikincil telek vardır. İlk birincil telek gibi gözüken ama aslında çok küçük ve gelişmemiş 2 adet birincil telekten sonra gelen ve cılız kalmış olan telek “ressam fırçası” olarak adlandırılır ve çulluğun trofesi olarak kabul edilir.
Kuyruk
Kuyruk kısadır ve yelpaze şeklinde açılabilir. Uç kısımları parlak beyaz olan 12 adet ana tüy vardır.
Tüyler
Çulluğun tüy renkleri en iyi savunma silahıdır. Bulunduğu ortama çok iyi adapte olmuştur. Kuşun sırtındaki tüyler, kendi aralarında keskin değişikliklerle kahverengi üzerine kül rengi, kırmızımsı sarı, kahverengi ve siyahın tonlarını ve karışımlarını taşır. Göğüste boyuna esmer çizgiler vardır. Nadir olarak sütlü kahve rengi ve tamamen albino (beyaz) kuşlara rastlanmıştır. Kısmen albino olanlara daha sık rastlanır. Bugüne kadar tamamen siyah kuş görülmemiştir.
Ağırlık
Çulluğun ağırlığı oldukça değişkendir. Genelde 250 ila 380 gram arasında değişmekte olup, en azda 200 gramlık ve en fazlada 500 gramlık ağırlıklara rastlanmıştır. Ağırlık, çiftleşme dönemi, göç sırasında harcanan enerji, zor iklim şartları gibi bazı etkenlere göre de değişmektedir.
Ses
Çulluğun çıkardığı sesler çeşitlidir ve kuşun teklikede olması veya üreme döneminde olmasına göre değişir.
Krua - Krua - Krua = Gece ötüşü
Korr - Korr = çiftleşme döneminde erkek kuşların tipik sesi
Avlanma sezonu içinde, avcı veya köpekten ürken kuşların aşağıdaki sesleri de çıkardığına rastlanmıştır:
Şe - şe ; Sia - sia - siak ; Püih - püih - püih ;
Diğer çağrı ve haberleşme sesleri:
Pssevitt; Pfüizzt; Tüit; Kuorr; Pip - pi- pip; (dinlemek için çift tıklayınız)
Yaş
Çulluğun yaşı üzerinde birçok kişi araştırma yapmış olup, bu konuda en güvenilir metot Danimarka’lı Clausager tarafından yayımlanmıştır.
İlk üç uzun teleğin incelenmesi çulluğun genç ya da erişkin olduğuna karar vermeyi mümkün kılar. Genç kuşların bu telekleri, yetişkin kuşlara nazaran daha “aşınmış” gibi görünür, yani uçları daha az nettir.
Kuşun yetişkin ya da genç olmasına göre rengi, deseni, konturu ve çizgi genişliği değişen kuyruk tüyleri de yaş konusunda ipuçları vermektedir.
Cinsiyet
Çulluğun cinsiyetini belirlemek için otopsi dışında kesin bir yöntem yoktur. Karın bölgesini sağ taraftan (otopsiyi uygulayana göre) kestikten sonra bağırsaklar kaldırıldığında, iki pirinç tanesine benzeyen testisler veya, küçük taneleri olan bir salkım şeklinde olan yumurtalık görülebilir.
Coğrafi Dağılım
Çulluğun Avrupa-Asya bölgesine dağılımı, Avrupa’da Atlantik adaları (Asorlar, Kanarya Adaları) ve İngiliz Adaları’na kadar, Asya’da ise Çin, Moğolistan, Tibet’e kadar yayılır. Çulluğun kışı geçirme dönemi dikkate alındığında, yaşam alanı Kuzey Afrika kıyıları ve Anadolu’ya kadar yayılır. Bazı çulluk türleri bir Japon adasında, Java’da ve Sumatra’da yaşamaktadır. Ayrıca, Amerika’da yaşayan bir türü (aşağıdaki fotoğrafa bakınız), tüm Kuzey Amerika’ya yayılmıştır.
Yaşam alanı
Çulluk ormanlarda yaşayan bir kuştur; açık alanlara sadece yiyecek bulmak veya bir tehlikeden kaçmak için çıkar. Meşe, kayın, gürgen, dişbudak, kestane, akçaağaç, huş ağırlıklı ormanları, aynı zamanda çam ve göknar ormanlarını sever, bu bitki türlerinin karışık olduğu yerleri özellikle tercih eder. Yiyeceğini, sukuneti ve kolayca saklanma veya kaçma olanağını bulabileceği çok sık olmayan, zemini yumuşak ve yüksek otlar bulunmayan ormanları sever.
Çiftleşme dönemi sırasında, yaprağını döken ve iğne yapraklı ağaçların karışık olduğu, rüzgarsız ve çıplak zeminli ormanları seçer. Ormanaltı nemli, solucan açısından zengin olmalı, yüksek ve sık otlarla değil, ölü yaprak, çam iğnesi, eğrelti otu, yaban gülü gibi bitkilerle ile kaplı olmalıdır. Çalılıklar böğürtlen, ardıç, katırtırnağı gibi bitkilerden olmalıdır.
Kötü hava şartları sırasında çulluğa nadasa bırakılmış tarlalarda, çayırlarda, mısır tarlalarında, Akdeniz makileriyle kaplı alanlarda, dere boylarında, külle kaplı yanmış ormanlarda rastlamak mümkündür.
Uzun yağmur dönemlerinde çulluklar, orman kenarlarına, açıklıklara, çayırlara veya bir çalı altına gitme eğilimindedir. Dışkı üreticisi olan küçük ve büyük baş hayvanlar çulluk için çok çekicidir. Bu dışkıların fermantasyonunun ortaya çıkardığı kimyevi etkenler ve buna bağlı olarak mikro faunanın gelişmesi sayesinde, çulluk bu dışkıların bulunduğu alanlarda seve seve bulunur ve bu organik maddeleri karıştırır.
Beslenme
Çulluğun ana besini şüphesiz olarak yaşadığı toprağın içinde bulduğu solucandır. Çulluğun beslenmesi için günde en az 150 gram solucan yemesinin gerektiği söylenir.
Avlanmak için çok gelişmiş olan koku ve işitme duyularını kullanır. Buna yardımcı olarak ritmik bir şekilde eşelenir. Sinek, arı, kınkanatlılar, örümcek, salyangoz, kırkayak, çıyan gibi birçok omurgasız böcek çulluğun beslenme rejiminin parçasıdır.
1988 de Kiss tarafından yapılmış bir çalışma 70 tür böcek ile 32 grup bitkinin çulluğun gıda rejimine dahil olduğunu göstermektedir.
Çulluk sık sık, sindirimine yardımcı olması amacıyla, küçük taş parçaları ve kum yutmaktadır. Çulluk dışkısı, çulluğun mevcudiyetinin bir işaretidir. Dışkı, sıvı maddelerden oluşan beyazımzı bir leke şeklinde olup, ortasında hemen hemen siyah bir pıhtı bulunur. Dışkının parlak olması, taze olduğunun, dolayısıyla çevrede çulluk olabileceğinin işaretidir.