Gönderen Konu: Hatay - Amik Gölü ve bir avcının çabası  (Okunma sayısı 6756 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Volkan KÖYDEMİR

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 6325
  • Thanked: 1130 times
Hatay - Amik Gölü ve bir avcının çabası
« : 28 Haziran 2012, 16:56:50 »
Alttaki yazıları beğendim ve ilgi duyanlarla paylaşmak istedim.

"D.S.İ Kına Yakıyor

AMİK Gölü, Amik Ovası nın tam orta yerindeydi. Muratpaşa, Karasu ve Afrin çaylarıyla besleniyordu. Kar görmeyen, don nedir bilmeyen, dört mevsim yeşil otu, 12 ay yeşil sazlığı eksik olmayan bir göldü. Bu göl kışın yağan yağmurlarla doluyor, yatağında 9 ay yatıyordu. Yazın 3 ayında ise suyun bir kısmı buharlaşıp ovanın iklimini harika bir zenginliğe ulaştırıyordu. Suyun diğer kısmı da ovanın derinliklerine inerek taban sularını besliyordu. Ovadan bereket fışkırıyordu. Göle yakın köylerin tarlaları susuz olarak dönüme 300 kilo pamuk veriyor, göle uzak köylerde ise tarlalar taban suyuyla sulanarak dönüme 600 kilo pamuk verimi sunuyordu.. Gölün yeşil otu ile yeşil sazlığı inek beslemeyi çok masrafsız kılıyor, inek inekliğini, boğa boğalığını, düve düveliğini biliyordu. Süt, yoğurt, kaymak, peynir zenginliği Amik Ovasını aşıyor, Çukurovayı da besliyordu. Irak ile Suriye nin Arap ını da… Yaz olup, göl yatağından çekilince ortaya çıkan bereketli topraklarda mevsimine göre sebze ekiliyor. Göl balığı ile göl kuşlarından av olup evlerin et ihtiyacı çıkıyordu. Gölün sazları kesilip yörenin saz evleri yapılıyor, dışarıya satılarak ekonomik değer oluyordu. Amik Gölü dünyaca tanınmış bir kuş cenneti ve av sahasıydı. İngilizlerin ünlü silah fabrikatörü Churcill ile kızı başta olmak üzere her ülkeden meraklı avcı ve doğa seven her yıl sığırcık sürüleri ile yaban ördeğinin biraz küçüğü olan kirik sürülerinin doğal mekanı Amik Gölü ne koşuyorlardı. National Geographic Dergisi dünyada doğaya en çok faydası olan beş gölden birisi de Amik Gölü dür diye yazmıştı. Amik Gölü nün yarısı 1955 yılında diğer yarısı da 1975 te kurutuldu. Gölü besleyen 3 akarsu Akdenize bağlandı. Göl kurutulmasın diyen ziraatçıların uyarıları da dinlenmedi. Elde edilen topraklar topraksız köylülere dağıtıldı. Başlangıçta birkaç yıl verimli giden üretim daha sonra düştü. Dönüme 300 kilo pamuk veren tarlaların verimi 40 kiloya, dönüme 600 kilo pamuk veren tarlaların verimi de 300 kiloya indi. Başlangıçta Bizim de toprağımız var diye sevinen köylüler verimi düşen tarlalarını icara vererek yine Çukurova da ırgat oldular. Sığırcık kuşları gelmez oldu. Kirik sürüleri uğramaz oldu. Gölün buharlaşması ve toprağa dip suyu salmasının yarattığı bereket bitip yok oldu. Köylüler ineklerini kestiler. Kuş sevenler uğramaz oldu. Sazlar kuruyup kamış oldu. Bir daha yeşillenmediler. Göl bittiği için balık da bitti. Ortadoğu nun ve Türkiye nin tek rakipsiz gölü kurutulduğu için doğa da isyan etti. Ovaya düşen ortalama yağış çok azaldı. Amik Ova sında buğday ekimi bile kasım ortalarına kaydı. Şimdi Amik Ovası Nerede benim gölüm? diye ağlıyor. Her türlü doğa bilgisine sırtını dönüp oy avcısı politikacının oyuncağı olmuş DSİ ise kına yakıyor. Hatay ın Reyhanlı ilçesinin Şifa Eczanesi sahibi Eczacı Hasan karaca ise şunu öneriyor: Gölü oluşturan akarsuları, Asi Nehri ne bağlayarak Akdeniz e göndermesini tanrı da bilirdi. Tanrı ovaya ve doğaya olan faydalarını düşünerek , bu akarsuları Asi Nehri ne bağladı. Akdeniz e göndermedi. Ama biz insanlar bunun kıymetini ve değerini bilmeyip tarihe mal olmuş bir gölü yok ettik. Gelin göl yatağının en verimsiz bölgesinde 50 bin dönümlük bir sahanın etrafını yüksek setlerle çevirelim. Burada Amik Gölü nü yenide var edelim. Eczacı Hasan karaca bağırıyor. Hatay milletvekilleri ile DSİ yöneticileri duyuyor musunuz?

Necati Doğru 1991
"

Alıntı: http://hatay-amik.tr.gg/D-.-S-.-%26%23304%3B-K%26%23305%3Bna-Yak%26%23305%3Byor-.--.-.htm
« Son Düzenleme: 28 Haziran 2012, 17:00:58 Gönderen: Volkan KÖYDEMİR »
1968
Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.  Albert Einstein.
 
The following users thanked this post: Hüseyin BAŞARIR, Sabahattin KARAHAN, Yaşar KÖKÇEN

Çevrimdışı Volkan KÖYDEMİR

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 6325
  • Thanked: 1130 times
Ynt: Hatay - Amik Gölü ve bir avcının çabası
« Yanıtla #1 : 28 Haziran 2012, 16:59:46 »
"Amik Gölü Hatıralar

Geçenlerde, başta bir grup avcı dost olmak üzere “Hatay Amik Gölünü Yeniden Oluşturma Projesi” kapsamında, bir projeye destek için davet edildim. Ve hemen daveti kabul ettim. Üye oldum. Ülkemizin bilinçli ve yasal avcılarını ayırt etmeksizin, “ tüm avcıları , doğa ve yaban hayatından birşeyler vermeden, birşeyler almaya ve salt avcılık çıkarlarımız için bu tür girişim ve desteklerde bulunduğumuzu sanan “ , kendilerince doğa ve yaban hayatı sevenler gerçi bu projeye olabilecek katkılarımızı ne derece anlayacaklardır bilemem. İşbirliğimize ihtiyaç duyup, duymayacakları da ayrı bir tartışma konusu. Göreceğiz ! Oysa bir bilseler, bizlerden önce nice “ avcı ve yaban hayatı korumacısı ağabeylerimiz” , Türkiye deki sulak alanlar konusunda ne derece önemli çalışmalar yapmış, ne mücadeleler vermişlerdir. Araştırsalar, okusalar , çok kolay öğreneceklerdir... Bu yazının amacı, “ Amik Gölü “ nün salt kurutulmasını anlatmak değildir. Bunun nedenleri ve niçinleri “ tarihe not düşülmüştür “. Sorumluları bellidir ! “ Amik Gölü “ nün kurutulması ile birlikte yaşanan tüm olumsuzlukları, elbette, bir avcı olarak, “ avcılığın nasıl etkilendiğini “ de , bazı enteresan bulduğum “ anılar “ ile birlikte sizlere iletebilmektir, yazımın amacı. Dr. Mehmet SILAY, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, 2. Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi, İstanbul 4-5 Aralık 1997 de, “ Kaybolan Cennet : Amik Gölü “ başlıklı bir sunum yapmıştır. Bu sunumda şöyle der ; “ Dünya coğrafyasının orijinal oluşumundan beri var olan Amik Gölü, köylülere toprak kazandırmak amacıyla kurutuldu.” 1950 li yılların başlarında , önceleri “ sıtma mücadelesi “ adı ile başlatılan “ göl kurutma “ ameliyeleri, 1955-1975 yılları arasında sürdürülen aralıksız “drenaj kanalları “ çalışmaları ile haritalardan silinmiştir. “... göl bu gün artık sadece hatıralarda yaşıyor. Göl ile birlikte bir çok kuş nesli yok oldu. Göçmen kuşlar, balık ve sürüngenler yok oldu. Ve en önemlisi tarıma açılan topraklar, taban suyunun derinlere kaçması ile çoraklaştı. Flora ve Fauna yok oldu. Yörenin iklimi değişti “ diyor , Sayın SILAY. “ Amik Gölü, flora ve faunasıyla tam bir tabiat harikasıydı. Sazlıklar, kamışlıklar, yırtıcı memeli hayvanlar, kuşlar , sürüngenler ve balıklarla tam bir tabiat harikası.” Ayrıca “ Amik Gölü ; sub-tropikal ilkim kuşağında, göçmen kuşların yolu üzerinde ve kışın hiç donmayan tatlı suyu ile bir hayat kaynağıydı “, diyor Sayın SILAY. Ve son olarak ekler ; “ O bizim milletçe yalnız kaybımız değil, aynı zamanda milli ayıbımızdı”. Gerçekten de , T.C. Çevre Bakanlığı, Çevre Koruma Genel Müdürlüğünün 1995 yılında bastırdığı kitapta bile ne “ Türkiye de Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar ( “ A” Sınıfı Sulak Alanlar“ ne de “ Uluslararası Öneme Sahip Diğer Sulak Alanlar “ listelerinde de adı geçmez, Amik Gölü nün... Doğal Hayatı Koruma Derneği nin “ Türkiye nin Önemli Kuş Alanları “ adlı iki önemli ve Doğa Derneği nin “ Türkiye nin Önemli Doğa Alanları – 2 Cilt “ kitaplarında da yer verilmez... Çünkü artık Amik Gölü diye bir göl yoktur ! Doğal Hayatı Koruma Derneği nin “ Amik Gölünün Yeniden Kazanılması “ için başlattığı ve “ avcılar ile işbirliği yapılacağı “ haberini ilk okuduğumda, yanlış hatırlamıyor isem, yıl 1988 idi sanırım. Eczacı-Avcı-Araştırmacı yazar ağabeylerimizden Sayın Hasan KARACA nın bir yazısı idi. Sayın KARACA, bir yıl önce de , aşağıda “ kayaklar “ kısmında atıf yaptığım “ Amik Gölü “ ile ilgili çok güzel bir “ inceleme “ yazısı yazmıştır. Bu yazı da herşeyi , tüm detayları ile gözler önüne sermektedir. Sayın KARACA, kendisinin de yaşadığı yer olan bu topraklarda, şahsi gözlemler ve araştırmalar yapmış ve tamamen tarafsız bir şekilde “ Amik Gölü nün kurutulması sonucu ortaya çıkan sosyal-ekonomik , natürel ve kültürel tüm olumsuzlukları “ kaleme almıştır. Ayrıca aynı yazısının sonunda Amik Gölü nün hiç olmazsa bir bölümünün “ yeniden kazanılması “ önerisini dile getirmiştir. Aradan geçen 21 yıl süresince , bu konuda benzer “ işbirliğinin “ tekrar gündeme getirilmesi çok sevindirici. Yasal , bilinçli ve “ sürdürülebilirliğe inanan “ Türkiye Avcıları Grubu üyelerinin bu “ fikre ve işbirliğine “ destek olacağından hiçbir kuşkum yoktur. Yeter ki , avcılara karşı “ içten “ olunsun ! Gelelim biraz da “ Amik Gölü “ avlarına... Doğrusunu söylemek gerekirse, vakit darlığı nedeniyle “ arşivlerden çok detaylı bir inceleme çalışması “ yapamadım. Tam bu sırada, değerli avcı büyüğümüz Sayın Derin TÜRKÖMER in “ Avcı Prenses Zeyneb Halim İle Sohbetler “ isimli çok değerli eseri ve orada aktarılan “ birkaç anı “ aklıma geldi. Amik Gölü nde yaşanan, çok ilginç bulduğum, bu birkaç anıyı sizlerle paylaşmak istedim. Anıların yaşandığı yıllar, Amik Gölü nün kurutulmaya başlanması tarihi olan 1955 yılından, birkaç yıl öncesine denk gelmesi de ayrıca ilgimi çekti... Rahmetli Prenses Zeyneb Halim den nefis anlatımı ile, Sayın TÜRKÖMER yazıyor ; “ Cenuba tekrardan 1950 senesinde gittik. Av defterimdeki kayıtlar 28 Ocak- 4 Şubat tarihleri arasında diyor. Fakat bu defa Mersin kıyılarında değil Amik Gölü nde avlandık. Bu gölün avcılık yönünden şöhreti çok büyüktü. Uçsuz bucaksız bir avlak, her türlü kuşun bol olması pek tabii.” ( Not : Cenub : Arapça kökenli. “Güney” demektir. M.Ş.). “ Bu ikinci seferimizde İskenderun da kaldık. Amik buraya çok uzaktı. Her Allah ın günü Belen dedikleri geçidi aşmak zorundaydık...” “ Aman Yarabbi o Belen i aşmak korkunç bir şeydi. Çık ,çık, çık, in, in, in. Yağmur varsa, kar varsa buz tutardı daracık dağ yolları. Bir de sis ! Belen de sis eksik değildi dersem mübalağa etmiş olmam.” “ Belen i geçmek kabus olurdu. O ne dehşet uçurumlardı ! Yol dar, ya karşıdan bir vasıta çıkıverse münasebetsiz bir yerde ! Churchill in beti benzi atardı, o da bizimleydi tabii. Cenuba onun yüzü suyu hürmetine giderdik dedim ya. Bu ikinci seferde Belen i aşmanın verdiği sıkındıdan başka hafızamda yer etmiş bir şey yok. Avlandık, bol tüfek attık falan.” “ Belen Geçidi “ Türkiye üzerinden , Kuzey den Güney e ve tam tersi istikamette “ Göçmen Kuşların En Önemli “ göç yollarından halen en önemlilerinden birisidir. Amik Gölü de bu “ en önemli göç yolu üzerinde “ idi... İşin bir başka “ ilginç “ ve hatta “ trajikomik “ yanı ise geçtiğimiz yıllarda “ Dünyaca ünlü bu kuş göç yolu üzerindeki “ Amik ovasına bir de, tüm çevrecilerin itirazlarına rağmen “ Hatay havaalanı “ inşaatı yapılmış olmasıdır. Bunu da ancak “ Biz beceririz “ ! Prenses Zeyneb Halim devam ediyor ; “ 16-25 Ocak 1951 tarihleri arasında son bir sefer daha yaptık cenuba. Diğer ikisindeki gibi Toros Ekspresi ne doluşup gitmiştik ama bu defa İstanbul yerine Kırıkhan a. Böylece Belen kabusundan da kurtulmuş oluyorduk.” “... Sonraki günler Amik te devam ettik avlanmaya. Belki ilginizi çeker diye söylüyorum, bu son cenup seferimizde Abbas bey 160, Churchill 77, ben de 74 ördekle dönmüştük.” ( İngiliz meşhur tüfek imalatçısı ve avcı-atıcı Robert Churchill , özellikle Türkiye nin bu bölgelerinde avlanmak istermiş...) “ Anlatmak istediğim diğer hatıram ise Yaşar Doğu ile ilgili, hani şu bizim dünya şampiyonu olan beyefendi güreşcimiz. Yıllar önce vefat etti, Allah rahmet eylesin. Şimdi Yaşar Doğu da nereden çıktı, diye aklınızdan geçiyordur herhalde. Efendim, kendisi trenimize Ankara dan binmişti. Mersin de mi ne, bir işi varmış. Bizim kafileyi görünce trende merak etmiş. Ava gittiğimizi söyleyince de bize katılmak arzusunu gösterdi. “ Gelirsiniz tabii, hayhay buyurun “ dedik. Varınca hep birlikte yerleştik Kırıkhan daki otele. Sorduk kendisine avcılığı var mı , diye. “ Elime bir tek askerde tüfek aldım “ dedi. Benim yanyana namlulu ağır bir çiftem vardı chamberless , yani fişek yatağı olmayan. Yanıma almıştım ikinci tüfek olarak. Onu verdim Yaşar Doğu ya. Churchill ava çıkmadan önceki akşam Yaşar ı aldı yanına gösterdi, anlattı, tüfekle idman yaptırdı. Çok iyi hocaydı Churchill, Allah için. Fevkalade istifade edeceğini hiç aklıma getirmedim doğrusu. Ertesi gün akşam hepimiz avdan dönüyoruz kayıklarla. Yaşar Doğu, yeğenim Abbas la birlikte avlanmış. Sahile çıktığımızda Abbas a yavaşça sordum “ nasıldı atışları “ diye. “ Mükemmel “ dedi, “ ben 17 ördek aldım , o da 9. Nasıl güzel tüfek atıyordu, sizin benim gibi”. O gün avlanan 23 avcı arasında dokuzuncu geldi. Akşam yemekte oturuyoruz, Yaşar Doğu nun atışlardaki muvaffakiyetini ve alınan sonuçları konuşuyoruz. Churchill, “ sorar mısınız ona “ dedi, “ nasıl yapmış bunu, bana söylese de ben de birkaç tane vursam “. Hemen tercüme ettik. Yşar Doğu nun cevabı pek zarif ve kadirşinastı. “ Ona sorsanıza “ dedi, “ ustam kimmiş benim diye “. Churchill ne kadar keyiflendi, ne kadar gururlandı bu sözden tarif edemem.” Amik Gölü ile ilgili şimdilik paylaşabileceğim “ av anıları “ bunlar... Umarım ilginizi çekmiştir. Saygılarımla.

Mehmet Şahankaya Nisan-2009/ Ankara
"

Alıntı: http://hatay-amik.tr.gg/Mehmet-%26%23350%3Bahankaya--Amik-G.oe.l.ue.-Hat%26%23305%3Bralar.htm
1968
Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.  Albert Einstein.
 
The following users thanked this post: Hüseyin BAŞARIR, Yaşar KÖKÇEN

Çevrimdışı Ahmet ŞAKİROĞLU

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 3339
  • Thanked: 282 times
  • ZEHİR AVCI
Ynt: Hatay - Amik Gölü ve bir avcının çabası
« Yanıtla #2 : 28 Haziran 2012, 17:50:03 »
Farklı bir paylaşım Abi eline sağlık...Ama okuyunca insanın keşke şimdide eskisi gibi canlı olsalar dediği iç geçirdiği doğal güzellikler...
Benim tek zoruma giden,sudan sebeplerle bahanelerle bu gölleri,sazları kurutmaları...Öğrenmişler küresel ısınma,yok sivrisinek, yok şu bu...Birilerinin ekmeğine yağ sürülsün diye,birileri nemalansın diye memleketin doğal kaynaklarını güzelliklerini göz göre göre yok ettiler...Şimdide dökme suyla değirmen olayı...Kurtaracaklarmışşşşşş...mış.....

Hayırlısı olsun...
Ahmet ŞAKİROĞLU(AB R+)
1982/KAYSERİ
Kayseri Merkez Avcılar ve Atıcılık Kulubü
''AV MÜBAH,ODA KAHKAH''
www.anadoluaksesuar.com
 

Çevrimdışı M.Kemal KESKİN

  • *
  • İleti: 265
  • Thanked: 1 times
Ynt: Hatay - Amik Gölü ve bir avcının çabası
« Yanıtla #3 : 28 Haziran 2012, 18:12:22 »
Eline emeğine sağlık. Maalesef zenginliklerimiz birkaç aklıfazlanın kararları ile yok oluyor. Hatay havaalanında kuşlar yüzünden bir uçak düşerse, bunun sorumlusu oraya havaalanı kurma kararını verenler olacaktır. Oraya havaalanı yapmanın çok tehlikeli olduğu, kuşların göç yolları üzerinde bulunduğu çeşitli çevrelerce dile getirildi. Bu yıl da havaalanı aylarca sular altında kaldı.


Mustafa Kemal KESKİN
1957-İskenderun
0505 4577838
 

Çevrimdışı Tuncay KANDEMiR

  • Tuncay Kandemir
  • Hocamız
  • *******
  • İleti: 4269
  • Thanked: 846 times
    • Avcı Sayfası avlak
Ynt: Hatay - Amik Gölü ve bir avcının çabası
« Yanıtla #4 : 28 Haziran 2012, 19:17:46 »
"Dr. Mehmet SILAY, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, 2. Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi, İstanbul 4-5 Aralık 1997 de, “ Kaybolan Cennet : Amik Gölü “ başlıklı bir sunum yapmıştır. Bu sunumda şöyle der ; “ Dünya coğrafyasının orijinal oluşumundan beri var olan Amik Gölü, köylülere toprak kazandırmak amacıyla kurutuldu.” 1950 li yılların başlarında , önceleri “ sıtma mücadelesi “ adı ile başlatılan “ göl kurutma “ ameliyeleri, 1955-1975 yılları arasında sürdürülen aralıksız “drenaj kanalları “ çalışmaları ile haritalardan silinmiştir. “... göl bu gün artık sadece hatıralarda yaşıyor. Göl ile birlikte bir çok kuş nesli yok oldu. Göçmen kuşlar, balık ve sürüngenler yok oldu. Ve en önemlisi tarıma açılan topraklar, taban suyunun derinlere kaçması ile çoraklaştı. Flora ve Fauna yok oldu. Yörenin iklimi değişti “ diyor"

Bu durum yıllarca yazılıyor ama değişen bir şey yok hala :(
Tuncay KANDEMİR 1971
Samsun Ankara
 

Çevrimdışı Bekir SALDIROĞLU

  • *
  • İleti: 39
Ynt: Hatay - Amik Gölü ve bir avcının çabası
« Yanıtla #5 : 28 Haziran 2012, 20:02:01 »
volkan kardes yazinizi icim cizz ederek burkularak okudum malesef  cennet ulkemiz malesef kalitesiz niteliksiz dogayi koruma ve  guzellestirme den nasibini alamamis menfaat peresler oldugu surece dilberim guzelliklerimiz yok olmaya mahkum ama sizin gibi ve sitedeki       degerli avci dostlar. mutlaka her plotformda her yerde bu doga katliamlarini yazmaya soylemeye devam etmeliyiz taki netice olincaya kadar , hani[ karinca misali hz  ibrahimi yakacak atesi bu agzimdaki su sonduremez, ama o yolda olemezmiyim demis]  bikmadan usanmadan tenkitlerimiz ve yapici tafsiyelrimiz devam etmeli diye dusunuyorum ,  yillar once silai rahim icin baba ocagimda  cocuklugumun gectigi hayvanlarimizi otlattiimiz  kara kucak guresleri tuttugumuz  yazin doyuncaya kadar caylarinda kanallarinda yuzdumum koyumun ovasina caylarini  soyle bir gezeyim hatiralim canlansin dedigim susadimigimizda cocukluk arkadaslarimizla egilip soyle suyun uztune abanip doyuncaya kadar su ictigimiz dup duru gurul gurul akan  icinden baliklar tuttugumuz cayin icinde o sularin yerine ne gordum dersiniz?  metrelerce uzaktan cok kotu bir koku geliyorde ve yaklisinca gordumku o caglayanlar gibi avcumuzla doya doya su ictimiz caylarimizdan borda rengi kipkirmizi fabrika boya kokulari ni gorunce gozlerimyasardi , su an bile.inanin kopegimiz bile kaciyordu pis kokudan ve boyali artik sudan babama dedim ya baba nasil oldu kimler yapti bunlari kimse engel olamadimi dedim ehhhh oglum sorma dedi babam derin bi ic cekti oda organize sanayiymis gelicecekmis bolge kocomaaan fabrika torler atiklarini salivermisler caylarimiza dedi .icim kan aglayarak dondum ve artik o caylarimizdan hala o pis kokulu  fab artik sulari akiyor kimsede engel olmamis malesef,evet  iyi niyetliler kotulerden samimi oldugu surece  mutlaka guzel neticeler olacaktir , hassaiyetinizden dolayi tabiat sevginizden dolayi bi rkez daha kutlarim siziemeginize saglik gonlunuze saglik
Bekir SALDIROĞLU
1966 taskent/ozbekistan
 

Çevrimdışı Erol ÖZTÜRK

  • Avlak Yönetici
  • *****
  • İleti: 4368
  • Thanked: 3479 times
Ynt: Hatay - Amik Gölü ve bir avcının çabası
« Yanıtla #6 : 28 Haziran 2012, 21:16:57 »
Düşünülmeden araştırılmadan yapılan birsürü işlerden birtanesi malesef.Tabiyat anayla oynanmayacağını, kafa tutulamayacağını halen öğrenemedik.İnsanoğlu açgözlülüğüyle kendi elleriyle kendi sonunu hazırlıyor.Allah sonumuzu hayır eylesin,bazılarınada akıl fikir versin.Paylaşım için teşekkürler.
  • AKKAR ALTAY SİLVER YARIOTOMATİK
  • HUĞLU 104A
Erol ÖZTÜRK
1969 İSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECE  AB(RH-) Meslek:ESNAF /KIRTASİYE
 

Çevrimdışı Nuri ÖNEL

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 893
  • Thanked: 14 times
    • www.ekomakkazan.com.tr
Ynt: Hatay - Amik Gölü ve bir avcının çabası
« Yanıtla #7 : 28 Haziran 2012, 23:15:13 »
Volkan Kardeşim bu filmi ben 30 senedir seyrediyorum. Özellikle 1980 yıllarda o günün av dergilerinde izmirde çıkan RASGELE ve AVTUTKUSU dergilerinde sayın HASAN KARACA çok isyan etti ve çok yazı yazdı, Ama hiç bir şey değişmedi ve hala'da değişmiyor. Bunu tekrar gündeme getirmeniz çok iyi olmuş. eskiden sadece dergilerde dile gelirdi ve çok az bir kesime ulaşırdı. şimdi ise internet ve forumlarımız sayesinde daha çok kişilere ulaşacak. inşallah ses verenler çoğalır sahiplenme çoğalırda sesimizi duyuyuruz. Tekrar elinize emeğinize sağlık. Haydi arkadaşlar bu işin arkasında duralım ses getirelim.
RASGELE
Nuri ÖNEL
1957 NAZİLLİ
 

Çevrimdışı Volkan KÖYDEMİR

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 6325
  • Thanked: 1130 times
Ynt: Hatay - Amik Gölü ve bir avcının çabası
« Yanıtla #8 : 29 Haziran 2012, 18:21:15 »
Burada paylaşımımı değerli gören herkese teşekkür ederim. Amik Gölü'nün ne kadar önemli bir sulak alan olduğu ve kaybının kazançtan çok zarar verdiğinin artık anlaşıldığı şu zamanda belki de bir bölümü yeniden canlandırılabilir.

Bunun gibi öyle çok sulak alan kurutulduki. Hatta hala bile sırada doğallığı bozulma sırasını bekleyen sulak alanlar varken, ki inşallah olmaz, elimizden fazla bir şey gelmemesi çok üzücü.

Yukarıdaki iki yazı, bataklıktan gayrı kuruttuğumuz şeylerin belgeleri gibi.
1968
Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir.  Albert Einstein.
 

Çevrimdışı Aslan POLAT

  • *
  • İleti: 107
  • Thanked: 115 times
  • AVLAKFORUM.COM AVCI FORUMU
Ynt: Hatay - Amik Gölü ve bir avcının çabası
« Yanıtla #9 : 17 Şubat 2017, 17:47:29 »
Burada paylaşımımı değerli gören herkese teşekkür ederim. Amik Gölü'nün ne kadar önemli bir sulak alan olduğu ve kaybının kazançtan çok zarar verdiğinin artık anlaşıldığı şu zamanda belki de bir bölümü yeniden canlandırılabilir.

Bunun gibi öyle çok sulak alan kurutulduki. Hatta hala bile sırada doğallığı bozulma sırasını bekleyen sulak alanlar varken, ki inşallah olmaz, elimizden fazla bir şey gelmemesi çok üzücü.

Yukarıdaki iki yazı, bataklıktan gayrı kuruttuğumuz şeylerin belgeleri gibi.

      Keşke bütün avcılar bu duyarlılıga sahip olsa! Elinize saģlık.
Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.
 

Çevrimdışı Murat ÖZBAŞ

  • *
  • İleti: 562
  • Thanked: 319 times
Ynt: Hatay - Amik Gölü ve bir avcının çabası
« Yanıtla #10 : 17 Şubat 2017, 19:03:11 »
Çok güzel bir paylaşım teşekkürler bu duyarlılığın herkeste olması dileğiyle yüreğinize sağlık
Murat ÖZBAŞ
1988 TERME
 

Çevrimdışı Hüseyin BAŞARIR

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 652
  • Thanked: 470 times
Ynt: Hatay - Amik Gölü ve bir avcının çabası
« Yanıtla #11 : 10 Nisan 2018, 22:58:55 »
   Bu da bir başka kurutulan gölümüz...

https://www.balikavi.net/konu/manay-golunu-bilirmisiniz.32444/

MANAY GÖLÜ

Manay Gölü 1950-1965 yılları arasında DSİ tarafından kurutulmuş, l750 hektarlık kısmı Burdur İli sınırları, 4000 hektarlık kısmı ise Antalya il sınırları içerisinde olan ve Antalya’nın Korkuteli ilçesine yakın kurutulmuş bir göldür. Adını bir zamanlar içerisinde dalgalanan sulardan ve suların çıkardığı seslerden alan Manay suların dansı ,Maney ise suların müziği demektir. Oysa, şimdi susuz olan Manay Gölü’ne her köy kendi adını vermekte ; Söğüt Köyü Söğüt, Osmankalfalar Köyü Osmankalfalar, Manay Köyü ise Manay demektedir.

Bir zamanlar içinde suların salındağı Manay Gölü havzası, bütün Tekeli yaylasının en yüksek ve en egemen yeridir: En alçak yeri olan göl düzeyi bile l349 m. yani Sivas tan biraz daha yüksek ve Muş ovası kadardır. Göl kurutulmadan önce, yörenin bereketi demek olan sular, bu yüksek havzayı kenarlayan dağların dış yüzünden çıkarak dört yöne dağılır; kuzeyde Burdur Gölü’ne ,batıda Dalaman çayına ,güney -batıda Eşen Çayı’na, güneyde Elmalı Ovasına, doğuda ise Kestel Gölü’ne akarken şimdi susuzlukla boğuşmaktadır.

Kurutulmadan önce yazın bile kurumayan gölün her tarafı ot ve çayırla kaplı, bol otlu olur ve buralara da Rahat yaylası denirmiş. Oysa şimdi buralar hep susuzdur!

Göl havzasının kenarı verimli ovalarla; Mandıralar, Karaova, Söğüt, Yalınlı,Kovalık vb. ovalarla kaplıyken bu ovalar şimdi susuzdur. Bir zamanlar bu soğuk yerlerde hayvancılık da tarım kadar önemliyken; hayvanlar için Söğüt gölünün sazı biçilip hayvanlara yem olarak kullanılırken şimdi onlardan eser bile yoktur.

Meteorolojik verilere göre yöreye düşen yağmur ve kar miktarı oldukça azalmış ve yöre İç Anadolu iklimi özelliğini göstermeye başlamıştır. Buna bağlı olarak yörede verim oldukça azılmış ve kuraklık 15 yıldır dayanılmaz bir hal almıştır. Bu konuda Korkuteli Ziraat Odasının gönderdiği rapor sonuçları konunun önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Göl kenarında bir zamanlar dekar başına 600-800 kg buğday kaldırırken şimdi bu rakamlar 50-70 kg düşmüş ve çiftçiler ektiği tohumu bile kaldıramaz duruma düşmüştür. Oda yetkilileri bu durumu her yıl “Hasat Tespit Raporu” ile yetkililere bildirdikleri belirtmişlerdir.
Sulak alanların vazgeçilmeyen konukları kuşlar ise, artık yöreye uğramaz olmuşlar ve bir zamanlar göl kenarında barınan turnalar, mekeler, yaban ördekler de yalnızca anılarda kalmıştır.
Ülkemizde 1950-60’lı yıllarda yoğun bir biçimde yaşanan göl kurutmaları ve kurutulan göl yataklarının halka dağıtılması, bu gölün yatağını almak isteyen köylüleri de harekete geçirmiş ve köylüler mahkemeye başvurmaya başlamışlardır. Bugün dava sayısı 100’ü bulmuş ve halen de bu davalar sürmektedir. Öyle ki bundan iki yıl kadar önce, göl yatağının tapusu halka verilmek üzere göl yatağında tespit yapılmış ve neredeyse gölün tamamı halka verilmek üzere parsellenerek hazırlanmıştır. En son bu yıl haziran ayında sonuçlanan bir davada da en büyük parsellerden biri halka verilmek üzere mahkemede karara bağlanmıştır. Şimdi bu dava dosyası Korkuteli mahkemesinde temyiz edilmeyi beklemektedir. Öyle sanıyoruz ki yarın demek olan, su rezervi demek olan ve milyonlarca yıldır orada varolan göl yatakları halka verilmez ve sağduyulu bir karara bağlanır.

Bugün Manay Gölü’nün yakın çevresinde 56 köy mevcuttur. Bu köylerin hepsi de yörede yaklaşık 15 yıldır süren kuraklıktan yakınmakta ve suya hasret kaldıklarını söylemektedirler.Ektikleri buğdayların boyu bile büyüyümeden hasat edilmekte ve istedikleri ürünü kaldıramamaktadırlar. Öyle ki Manay Gölü’nün kurutulması yalnızca iklimi etkilemekle kalmamış; yağmuruyla, taban suyuyla ve kaynaklarıyla beslediği diğer göller de nasibini alarak kuraklıktan kurumuştur. Çok yakınındaki Yazır Gölü ,Keklicek Gölü (Tapusu 1954 halka verilmiş) Taşkesik Gölü ve Sülekler yaylasının Gölcük Gölü ile Söğütçük Köyünün Gölcük Gölü şimdi kurudur.

Yörenin hiç araştırılmayan endemik türleri de (ki neler olduğunu bile bilmiyoruz) yokolmuştur. Oysa biliyoruz ki ,her göl yakın çevresinde kendine özgü bir ekosistem oluşturmakta, sazları,kuşları, balıkları ve havadaki nemiyle kendine özel bir dünya kurmaktadır. Kurutulan hiç bir gölde bu özel dünya kalmamış ve onların dünyaları başlarına yıkılmıştır.

Bilindiği gibi ikibinli yıllar “Su Yüzyılı” olarak nitelendirilmekte ve atmosferde biriken gazların etkisiyle de dünyanın gitgide ısındığı belirtilerek, önümüzdeki dönemde tüm dünyanın kurak bir döneme gireceği belirtilerek “su” ya hızla dikkat çekilmektedir. Ayrıca, tarımdaki gelişmeler suya olan ihtiyacı arttırmakta ve insanın da günlük su tüketimi hızla çoğalarak hergün daha çok suya ihtiyaç duymaktadır. Göller Yöre’sinin doğal zenginliği olan, herbiri bizi bunca tehlikeye karşı doğal koruyucu durumunda bulunan ve “Su Deposu” demek olan göllerimizin şimdi susuz olması onlara yeni bir bakış açısıyla bakmamazı gerektirmektedir.

Bizler Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antalya Şubesi olarak, kurutulmuş olan Manay Gölü’nün en kısa zamanda yeniden oluşturularak, eski canlılığının kazandırılmasını, gölün eski ekosistemine yeniden kavuşturularak, yöre halkının kuraklıktan bir an önce kurtarılmasını ve yörenin çok önemli olan tarım alanlarında tarımın yeniden canlandırılmasını istiyoruz.

TÜRKİYE TABİATINI KORUMA DERNEĞİ ANTALYA ŞUBESİ
28 Nisan 2010
1980-Antalya
 
The following users thanked this post: Yaşar KÖKÇEN

Çevrimdışı Gökmen TAŞAR

  • *
  • İleti: 558
  • Thanked: 212 times
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Ynt: Hatay - Amik Gölü ve bir avcının çabası
« Yanıtla #12 : 11 Nisan 2018, 01:18:15 »
Ben korkuteliliyim. Ilk defa duydum. Bana düşen birşey varsa hemen hazirim.

Saygılarımla
Gökmen TASAR
5327309443
Gökmen TAŞAR-1979
Korkuteli-Kumluca-Finike
Antalya
 
The following users thanked this post: Hüseyin BAŞARIR

Çevrimdışı Hüseyin BAŞARIR

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 652
  • Thanked: 470 times
Ynt: Hatay - Amik Gölü ve bir avcının çabası
« Yanıtla #13 : 11 Nisan 2018, 13:30:38 »
Ben korkuteliliyim. Ilk defa duydum. Bana düşen birşey varsa hemen hazirim.

Saygılarımla
Gökmen TASAR
5327309443

      Senin üzerine düşen çok şey var hemşerim...  Hepimizin üzerine düşenler var. Üzerimize düşenleri hepimiz yapabilsek çok daha güzel olacak her şey... Sizi arayacağım inşallah
1980-Antalya
 

Çevrimdışı Hüseyin BAŞARIR

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 652
  • Thanked: 470 times
Ynt: Hatay - Amik Gölü ve bir avcının çabası
« Yanıtla #14 : 24 Mayıs 2018, 20:34:21 »
http://www.haber7.com/guncel/haber/985081-50-yil-icinde-36-gol-tamamen-kurudu


        Avcıların, gerçek avcıların daha çok çaba sarfetmesi gerek! Yoksa daha çok göller kuruyacak!



           50 yıl içinde 36 göl tamamen kurudu!
           Gölller Bölgesi'nde Isparta, Burdur ve Antalya ile çevre iller Konya, Mersin, Hatay ve Afyonkarahisar olmak üzere toplam 7 ile yönelik araştırmaya göre, son 50 yıl içinde 36 göl tamamen kurudu, 14 göl de kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya...


            Dünyanın artık suya hasret günlere doğru yol aldığı belirtilen raporda, Türkiye'nin 1993 yılında taraf olduğu Ramsar Sözleşmesi hatırlatılarak, Göller Yöresi ve ülkemizin diğer bölgelerinde sorunlarla boğuşan göllerimize çözüm bulunması gerektiğine dikkat çekildi.


KURUYANLAR

ANTALYA - Karadayı ve Boğazak Sazlıkları. Elmalı ilçesi Karagöl, Girdev Gölü, Müren Gölü, Küçük Göl. Korkuteli ilçesi Manay Gölü, Sarıgöl (Kırkpınar), Gölcük, Genceli Gölü, Keklicek Gölü, Nohut Gölü.

BURDUR - Kestel Gölü, Yazır Gölü, Akgöl, Mamak Gölü, Kurugöl, Beylerli Gölü, Karaevli Gölü, Heybeli Gölü, Pınarbaşı Gölü, Genceli ve Karadayı sazlıkları.

ISPARTA - Alparslan Gölü.

KONYA - Suğla Gölü, Arapçayırı Çumra Ovası, Güvenç Gölü, Yarma Bataklığı, Hotamış Sazlıkları, Samsam Gölü, Akşehir Gölü, Karapınar Ovası ve Ereğli Sazlıkları.

MERSİN - Aynaz Bataklığı ve Regma bataklığı.

HATAY - Amik Gölü.
1980-Antalya
 
The following users thanked this post: M.Ali AKDAĞCIK, Yaşar KÖKÇEN, Doğan ATEŞ

Çevrimdışı M.Ali AKDAĞCIK

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 1805
  • Thanked: 1042 times
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Ynt: Hatay - Amik Gölü ve bir avcının çabası
« Yanıtla #15 : 28 Mayıs 2018, 19:25:05 »
100 adet veya üstü tabi göl varsa 100 sene sonra bunlarda yok olacaksa insanlık ektiğini biçecektir.


hala hestir nükleer santraldir vs. tam gaz yola devaaaamm,..

bugün okuduğum haberde dereyataklarındaki ev veya yapılaşmanın doğanın adaletini insana hatırlattığı misali doğa ona ne yaparsak karşılığını bize göstermekte ah bide yapıcı olabilsek.

saygılarımla.
  • TURKUAZ HK 11, OTOMATİK, 4+1, 12 CAL. 65 CM.
  • LAZER TEK KIRMA, 36 CAL. 65 CM.
İnsanlara hoşgörülü tavrım , bildiklerimin yanılgılarıma yetmeyişindendir,..
 
Murat Ali Akdağcık
1970 MERSİN