Gönderen Konu: TAVŞAN YÜKÜ ALTINDA EZİLMEK - ANILARIM 10  (Okunma sayısı 3441 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Oğuz BABAÇOĞLU

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 477
  • Thanked: 53 times
TAVŞAN YÜKÜ ALTINDA EZİLMEK - ANILARIM 10
« : 11 Haziran 2012, 15:51:11 »
1991 yılı haziran ayının ilk sürprizi kara kafa yavru Linda’nın gelişi idi. Suat Abi’nin hiperaktif Linda’sı gidince yerine başka bir yavru almış. Onun da adını Linda koymuş her nedense.
Eylül ayı geldi. Av açılışını hasretle beklediğimiz günler geride kaldı. Bir gün sonra av açılacak. Ne yapsak, nereye gitsek diye düşünürken. Suat Abi dedi ki “ Hoca, (Artık öğretmenlik okuyoruz ya Arap demeyi bıraktılar, Hoca demeye başladılar.) Hava zaten sıcak, sabah 10’a kadar av yapabiliriz. Çandarlı’ya gidelim. Avdan sonra da balığa gidelim.” dedi. “ İyi de Çandarlı’da keklik olmaz ki” dedim.O zamanlar öyle zannediyoruz tabi. “Gezeriz belki tavşan mavşan bir şeyler denk getiririz.” dedi.
Annemleri de aldık, çıktık yola, altımızda 1951 model Hilman.

Bu arabaya adeta tarihi eser denilebilir. İngiliz yapısı, makaslı altı yüksek tam av arabası. Babamlar bunu senelerce kullanmışlar. Arabanın motoru bittiği için senelerce yatmış ama saçlarında hiç çürüme yok. En son Suat ağabey işi ele alıp onu bir güzel toplatıp boyattı.



(Babamlarda hilmanın fotosun var ama İzmir’de. İnternetten bunu bulabildim. Arabanın orijinal hali budur.)

Arabanın yedek parçası olmadığı için zamanla şöyle bir araba çıktı ortaya. Ön farlar ve motor Anadol, arka stoplar BMC, kapı kolları Murat 124, şanzuman makaslar ford, dingil mingil, opel kadet…Araba tam piçe döndü ama bizim için önemli olan yürümesi tabi. Çünkü ava gidecek araba lazım… Suat Abi’ye birçok kez “Bu arabayı nerden buldun?” diye sorduklarında hep “Atatürk’ün hediyesi!” cevabını alıyorlardı. :) :) :)

Neyse uzatmayalım annem, babam, abim ,Suat Abi ben. Bindik bizim Hilman’a düzüldük yola. Yolda aramızda konuşuyoruz. Canım tavşan çekiyor, hayatımda hiç tavşan vurmamışım.İnşallah denk gelir diyorum. Konu döndü dolaştı, eski avcılara geldi. Babam dedi ki “ Eski avcılar, yanlarında bir tane torbacı bulundururlarmış. Torbacıyı yükten yıldırmamak için tavşanı avdan dönerken denk gelirse vururlarmış.” Ben de dedim ki “ Valla biz yeni avcıyız. Biz öyle 1000 keklik, 500 tavşanın yaşadığı dönemleri görmedik. 9 kilometre uzakta da olsa tavşanı vururum, aslanlar gibi taşımasını da bilirim.” dedim.

Sabah erkenden çıktık meraya.İçim pır pır ediyor. Acaba tavşan çıkacak mı, diye. Suat Abi yelek almamış, fişeklik, kuşluk var ya, yeter diye düşünmüş. Suyu da benim yeleğin arkasına koydu. Oh rahat! Bayırdan aşağı inip bir sırttan yukarı çıktık. Arazi tam düzelecekken ve ben tavşanı düşünürken 25’lik bir keklik alayının içine girmişiz. FARRR FARRR FARRR! Sağdan kalkanlar, sola geçenler,ciyk ciykleyenler, balonlayanlar tam resimlik. Birini göze aldım gezdiriyorum. Suat Abi “Atma!” dedi. Bir tane de onun üstüne balonladı. Hayret! Atmadı. Ben tüfeği indirdim. Herhalde bir şey var diye düşündüm. Sağıma soluma bakıyorum insan, hayvan, çoban var mı diye. Yok…! ”Bu ne ya?” dedi. O zamana kadar Çandarlı’da hiç keklik görmediği için şaşkına dönmüş. “Kekliiiik!” dedim. “İyi de sen bana neden atma dedin?” “Bilmiyorum valla şok oldum şaşırdım.” dedi. “Tövbe tövbe! Abi bak sen bu olayı kimseye anlatma valla bak, bize salak derler...” :) :) :)

Neyse düştük peşlerine. Bir tanesi uzak uzak kalktı, attım tutturamadım. Köpek zaten yavru. Sıcak bastı keklikler sır oldu.Deniz kenarına doğru indik.Solumda bel yüksekliğinde 7-8 metre uzunlamasına bir çalı var. Çalının tam bitimine yatmış kerata. HAŞIRT! Diye bir fırladı aklım çıktı. Kocaman. Kalkar kalkmaz Piper’i ateşledim. Tavşanın ön ayağı kırıldı. Hayvan can havliyle sola geriye döndü. Bel yüksekliğindeki çalının diğer tarafında kaldı. Dibinde olduğu için göremiyorum. Sesi geliyor. Ucuna doğru ben de koştum. Ayak sesi kesildi. Bu sefer sağa doğru haşur huşur yürüdü. Ben de sağa koştum.. Ancak açığa çıkmıyor. Benimle tek ayak kırık köşe kapmaca oynuyor. 2-3 kez  sağ sol yaptık. Sonra çalının tam ortasına geldim. Baktım sağım açık solum açık. Bekledim. Çalının içine bir tekme. Ben ya sağa ya sola beklerken aşağı doğru çıktı. Pozisyon apaçık ama işin kötüsü benim ikinci sıkı geçen seneden kalma olduğu için az rutubet almış. PAV! diye patladı. Gevşek patlamasına rağmen tavşan olanca saçmayı almış gerisine, o kadarı bile yetti. Bir takla attı. Gel bakalım saklambaç oynatacam ben sana… Her tarafı 6 numero saçma. Suat Abi yetişti gerekeni yaptı., attık torbaya. Tavşan ağır ama havalara uçuyorum. Onun boynuna sarılıyorum.Ne de olsa ilk tavşan ... :) :) :)


(Suat Abinin 1987 yılında vurduğu kart tavşan)

Sonunda muhteşem altılının beşini tamamlamıştım artık. Keklik,bıldırcın, lökeşe,ördek,ve sonunda tavşan…
( Bir tek çil kalmıştı vurmadığım…)

Tepeye doğru çıkıp geriye dönüyoruz. Çalılar çok yüksek Linda sık bir çalının içine doğru  girdi. Köpek daha enik, av bilmiyor ama merak ettim ne yapıyor diye eğilip çalının içine baktım. Hatta baya girdim. Köpek bir patikada kayboldu. Aynı patikadan bir tavşan çıktı üstüme koşuyor.Yanımdan geçti gitti. Çalının içinde değil tüfek atmak dönmek bile mümkün değil. “Tavşan geliyor,tavşan geliyor!” diye bir bağırdım. TAK! Bir tüfek sesi.TAK! bir tüfek sesi daha.Çalının içinden çıkıp gittim, baktım. Tavşan yerde yatıyor.Suat Abi’nin anlattığına göre ilk sıkıyı tutturamamış. İkinci sıkıyı attığında tavşan namaz kılar gibi yerde büzülmüş. Sonra geriye parende atmış. Dedi ki “Hoca, ben böyle şey görmedim. Tavşan namazını kılıp hakkın rahmetine öyle kavuştu.” :) :) :)


(Suat Abi bu fotonun arkasına şu notu düşmüş. “Pişirilmek için bir tüpün bittiği tavşan” :) :) :) )

Onu da benim sırt çantasına koyduk. İki tavşan da çok iri ve çok ağır. Ben Suat Abi’ye yeleğini almadığı için basıyorum kalayı… Suat Abi dedi ki “ Sen şimdi yukarıya arabanın yanına gelemezsin. Yükün ağır. Ben arabayı yukarıdan alayım, şuraya getireyim. Sen kısa yoldan dereyi geç yola çık. Şu suyu da alayım yükün hafiflesin.” Zaten arazinin acemisiyiz. Hava sıcak, dereyi indim. Aman Allah’ım o derenin bir de çıkışı varmış. Şair demiş ya “Ölümün ucunda bu yokuş yoksa, ölmek güzeldir.” diye. Aynen öyle. Yarım saat çık babam çık. Bir de dilim damağıma yapıştı. Enayi gibi suyu da Suat Abi’ye verdik mi? Yeleğin ağırlığı boyun damarlarıma baskı yapıyor. Nefes alamamanın yanında beyne kan gitmeyince başım da dönüyor. Bir an önce çıkayım istiyorum ama ayaklarım kesiliyor.Güç bela yola ulaştım ama havuza girsem o kadar ter çıkmaz. Attım tüfeği, çıkardım yeleği, pestilim çıktı. Arabanın içinden aldığım su şişesine yapıştığım gibi şişenin dibini getirdim.  :) :) :)

Bindim arabaya. Suat Abiye“ O adamın var ya?”dedim. “ Hangi adam?” “Hani şu babamın dün arabada gelirken anlattığı eski avcı!” “Evet!” “Ben onun ta a…na  ko….yım! Herifçioğlu fena halde doğru söylemiş. Bu yükü taşıyan adam bir daha torbacılık yapmaz.”… :) :) :) :) :)

Dedem Korkut geldi boy boyladı, soy soyladı. Günün anlam ve önemini belirten şu maniyi düzdü.

Yükün çoksa dönemezsin geri.
Mahvolursun, akıtırsın teri
Tecrübe adamın kulağına küpedir.
Dinlemezsen maymuna çevirir seni

Çandarlı’da keklikleri bulmuştuk. Hem bir alay da değil 3-4 alay keklik vardı. Fakat bizim Linda hala ava başlamamıştı ve haytalık yapıyordu. Ancak sonunda lökeşeyle milli oldu. Ancak o başka bir hikaye. Onu da haftaya anlatırız. ;)

Şimdilik kalın sağlıcakla…

DEVAM EDECEK…
« Son Düzenleme: 11 Haziran 2012, 17:42:45 Gönderen: Oğuz BABAÇOĞLU »
 

Çevrimdışı Mansur AHMET

  • *
  • İleti: 24
Ynt: TAVŞAN YÜKÜ ALTINDA EZİLMEK - ANILARIM 10
« Yanıtla #1 : 11 Haziran 2012, 16:41:25 »
güzel paylaşım teşekkürler zevkle okudum ve o sözü söyleyenin doğruluğunu malesef yorucu bir tecrübeyle bende vakıf oldum :)) acemi avcılara yeni başlayanlara buradan tavsiye
veli Dede
1985 BURDUR
 

Çevrimdışı Zafer YOLDAŞ

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 336
  • Thanked: 1 times
Ynt: TAVŞAN YÜKÜ ALTINDA EZİLMEK - ANILARIM 10
« Yanıtla #2 : 11 Haziran 2012, 17:18:00 »
çok güzel paylaşımlar... anlatma şekli ve şiirler süper..  zevkle okudum.. SELAMLAR......
A Rh+ Zafer YOLDAŞ 
SARIGÖL/MANİSA
 

Çevrimdışı Taşkın GESİLİ

  • Taşkın GESİLİ
  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 763
  • Thanked: 64 times
  • Taşkın GESİLİ
Ynt: TAVŞAN YÜKÜ ALTINDA EZİLMEK - ANILARIM 10
« Yanıtla #3 : 11 Haziran 2012, 17:23:40 »

Yine güzel bir av anısı... Bana da şanstan tavşan ya ava başlar başlamaz denk gelir geri döner arabaya bırakırım, yada dönüşte bu konuda hep şansım yaver gitmiştir....

Elinize ve emeğinize sağlık..... Devamını bekliyoruz.... Berber ile ava gitmez oldunuz sanırım hayatınızın o döneminde... Birde tavşanın o dönemde yavrusunun olma ihtimalini göz ardı mı etmiştiniz... Gençlikte sanırım her avcı hırsına yenik düşmüştür.. Sağlık olsun...
Taşkın GESİLİ
1976 KAYSERI
BLUE PICARDY SPANIEL

 

Çevrimdışı Oğuz BABAÇOĞLU

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 477
  • Thanked: 53 times
Ynt: TAVŞAN YÜKÜ ALTINDA EZİLMEK - ANILARIM 10
« Yanıtla #4 : 11 Haziran 2012, 17:49:13 »
Yine güzel bir av anısı... Bana da şanstan tavşan ya ava başlar başlamaz denk gelir geri döner arabaya bırakırım, yada dönüşte bu konuda hep şansım yaver gitmiştir....

Elinize ve emeğinize sağlık..... Devamını bekliyoruz.... Berber ile ava gitmez oldunuz sanırım hayatınızın o döneminde... Birde tavşanın o dönemde yavrusunun olma ihtimalini göz ardı mı etmiştiniz... Gençlikte sanırım her avcı hırsına yenik düşmüştür.. Sağlık olsun...
Taşkın kardeş uyardığın için teşekkürler. Yanlış bir ifade sıralanışı söz konusu olmuş. Düzelttim.
Yavru haziran ayında  geldi. Zaten Lİnda 1 mayıs doğumluydu. 1 ay sonra keklik avına çıkmamız mümkün değil. :) :) :)   
Eylülde av açılışında yaptık biz bu avı. Tavşanlar da yavrulu değildi. Hayatımda yavrulu tavşan nasibolmamıştır. Zaten olmasın da ...
Berber bizi çağırıp barıştı daha sonra hatta bir köpeği almamızda da aracı oldu. Onu da daha sonra anlatıcam. Ancak Suat Abiyle o kadar iyi anlaşıyorduk ki hep ikimiz gidelim istiyorduk. Sizin de böyle av kankalarınız vardır bilirsiniz. Berberle o olaydan sonra Suat Abi ava gitti ama ben gitmedim...
Görüşmek dileğiyle ;)
« Son Düzenleme: 11 Haziran 2012, 18:09:56 Gönderen: Oğuz BABAÇOĞLU »
 

Çevrimdışı Taşkın GESİLİ

  • Taşkın GESİLİ
  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 763
  • Thanked: 64 times
  • Taşkın GESİLİ
Ynt: TAVŞAN YÜKÜ ALTINDA EZİLMEK - ANILARIM 10
« Yanıtla #5 : 11 Haziran 2012, 18:14:58 »

Oğuz abi, dedğiniz gibi Allah kısmet etmesin yavrulu hayvanı vurmayı.. Hassasiyetiniz için teşekkür ederim... :)
Taşkın GESİLİ
1976 KAYSERI
BLUE PICARDY SPANIEL

 

Çevrimdışı Ramazan KİLLİ

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 3238
  • Thanked: 25 times
Ynt: TAVŞAN YÜKÜ ALTINDA EZİLMEK - ANILARIM 10
« Yanıtla #6 : 11 Haziran 2012, 18:48:17 »
Bir solukta okudum yine Oğuz Hocam. Ellerin dert görmesin.
1970 Antalya (İkamet Eşme/UŞAK) 
 

Çevrimdışı Ramazan HAK

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 1911
  • Thanked: 38 times
Ynt: TAVŞAN YÜKÜ ALTINDA EZİLMEK - ANILARIM 10
« Yanıtla #7 : 11 Haziran 2012, 22:12:17 »
eline sağlık oğuz bey ,zevkle okudum,paylaşım için teşekürler
Ramazan HAK  1971  ARH+  Muğla

 

Çevrimdışı Oğuz BABAÇOĞLU

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 477
  • Thanked: 53 times
Ynt: TAVŞAN YÜKÜ ALTINDA EZİLMEK - ANILARIM 10
« Yanıtla #8 : 12 Haziran 2012, 12:48:35 »
Başta Taşkın kardeşim olmak üzere zaman ayırıp okuyarak  bu güzellikleri benimle paylaştığınız için teşekkür ederim...
 

Çevrimdışı Tuncay KANDEMiR

  • Tuncay Kandemir
  • Hocamız
  • *******
  • İleti: 4269
  • Thanked: 846 times
    • Avcı Sayfası avlak
Ynt: TAVŞAN YÜKÜ ALTINDA EZİLMEK - ANILARIM 10
« Yanıtla #9 : 12 Haziran 2012, 12:58:49 »
Yükün çoksa dönemezsin geri.
Mahvolursun, akıtırsın teri
Tecrübe adamın kulağına küpedir.
Dinlemezsen maymuna çevirir seni


Teşekkürler hocam...
Tuncay KANDEMİR 1971
Samsun Ankara