Bir kaç yıl önce haritada yasak gözüken ancak MAK kararlarında serbest olan bir bölgede bir arkadaşıma ceza kesmişler, tüfeğine el koymuşlar, genç avcı adayı oğlunun önünde arkadaşımı rencide etmişlerdi. Haberi alınca soluğu orman bölge müdürlüğünde aldım, ilk gidişimde bölgeye ilişkin harita elimizde yok yasak sınırlarını göstermeyiz dediler, elimdeki o bölgeye ait askeri haritaları alıp önlerine koydum, bu sefer Doğu yönünü Güney istikameti diye yutturmaya çalıştılar, 5 dk'lık harita ve pusula bilgisi semineri verip susturmak zorunda kaldım, tutmayınca laf kalabalığı yapıp yönetmeliklerden bahsetmeye başladılar, dedikleri yönetmelikleri alıp masanın üzerine koydum, ses çıkaramadılar 3. günün sonunda tüfek geri alındı, ceza makbuzu iptal edilmedi ancak Ava sadece MAK kararlarıyla yasak getirilebileceği konusunu öğrendiler. Cezaya iptal davası açacağımı ve bu makbuzu kesen memur hakkında CMK ilgili maddeleri gereğince dava açacağımı bi daha yetkisi dışında ceza kesmenin ne anlama geldiğini mahkeme karşısında anlatacağımı söyledim. Ancak cezai işlem uygulanan arkadaşım tüm masrafları karşılayacağım, avukatı da ben tutacağım sadece dilekçeyi yaz vekaleti ver dememe rağmen , boş ver uğraşmaya değmez deyip uğraşmadı, hakkını aramadı. Bana da yapacak başka bir şey kalmadı. Halbuki böyle durumlarda Orman bakanlığı memuru korumak için avukat atamıyor kendi avukatını kendi tutacak. Onu pişman edecektim başına buyruk davrandığı için.
Kıssadan hisse; Kanuni haklarını bilir ve düzgün bir uslupla ifade edebilirsen öncelikle kendini zor duruma düşürecek durumlardan uzak kalırsın, haksızlığa uğradığında da hakkını alırsın. Ancak hakkını almak için öncelikle aramak lazım.
ÖRGÜTLÜ TOPLUM OLMA BİLİNCİNİ KAZANAMAZSAK DAHa ÇOK UZUN ZAMAN GÜDÜLECEK KOYUN OLURUZ.
Bunun için yapılması gerekenleri başka bir konu açılırsa paylaşır , geliştiririz. Ben iki geniş avcılık forumundan, masa başı konfederasyon ve federasyonlardan daha fazla ümitliyim bu konularda. Bu camiayı ancak bu iki forumun önderliğinde örgütleyebilir, veya bu bilinci yayabiliriz ki içinde bulundukları federasyon veya konfederasyonlarda aktif görev alıp hareketlensinler.
Bu toplantıdan 1 ay kadar sonra il av komisyonu öncesi avcı derneklerini topladılar ( HER NASIL OLDUYSA , TAŞ FALAN DÜŞTÜ HERHALDE KAFALARINA ), bizim derneği temsilen ben gittim, bir sürü avcı derneği temsilcisi orda, milli parklar şube müdürü almış sazı eline anlatıyor konu yeni avlak yasası, avcı arkadaşlardan biri biz milli parklardan bi tarihte keklik aldık doğaya saldık, köye indi kuşlar diye başladı müdür bey alectoris Chukar, Allectortis graeca diye anlatmaya konu dağılıyor diye lafa girdim. Doğaya bu şekilde keklik, sülün salımı yasaktır yaptığınız alenen çevre ve orman kanunna göre suştur, bilinçsizce avcı dernekleri, belediyeler, muhtarlar, hatta milli parklar yetkilileri suç işlemektedir. ayrıca Doğaya bırak kekliği solucan bile salamazsınız. Bu iş geniş bir bilimsel altyapı ve hazırlık gerektirir dedim. Bu sefer sayın müdür " evet bu güne kadar salım yapan derneklere cezai işlem uygulamadık ama bundan sonra salım yapan dernekleri gerekirse kapatırım " dedi. Ben de ona senin dernekler kanunundan haberin var mı , ben izin vermezsem sen benim derneği bırak kapatmayı burnunun ucunu bile sokamazsın dedim. Bana hep hakaret eder gibi konuşuyorsunuz dedi. bende kanunları, yönetmelikler çantamdan çıkarım haritalarla beraber önüne koydum ben bunlara bağlı olarak konuşuyorum sen neye dayanarak konuşuyorsun, oturduğun koltuğu padişah tahtı sandın herhalde dedim sustu.
KOnu değişti limitlere ve yasak sahalara geldi avcı dernek temsilcileri şurası yasak olsun burası yasak olsun diye başladılar öneri sunmaya, ben dinliyorum harita önüme gelince kapattım, İzmir bu sene çok avlandı komple kapansın dedim. Yahu elinizdeki hangi bilimsel verilere dayanarak yasak sahası belirliyorsunuz dedim, cevap yok. Konu geçti limitlere geldi her kafadan bir ses çıkıyor ben artık saldım kendimi, söz almak isteyen varmı dedi söz aldım. " Bekasin neden 1 tane soyu falan mı tükeniyor" dedim kaç tane olsun diye sordu, ben de 10 tane olsun dedim, baktı limit 1 tane yok 10 olmaz limit, 1 den 10'a çıkaramayız dedi ( Gerekkçe her neyse artık ), bu sefer ben sordum kaç olsun o zaman diye " 10 olmaz 5 yapalım" dedi. Yine o arada hangi bilimsel dayanaklar değerlendirilerek ortaya çıktıysa bu 5 rakamı " Ben de " iyi 5 olsun ortayı bulalım dedim". Güler misin ağlarmısın.
İl av komisyonlarında iş bitmiyor. Kendimiz de öz eleştiri yapalım eksikilklerimizi tespit edelim, sonra da gerekli altyapıyı hazırlayalım, ilçe av komisyonu, il av komisyonu, mak bunlara da eş güdümlü aktif katılımı sağlarız ama örgütlü toplumun temelinde de para yatıyor, hizmet üretebilmek için yıllık 15-20 tl dernek aidatıyla hangi dernek faal olacak, hangi federasyon yada konfederasyon aktif olacak. emanet meknalarda, emanet masalarda hizmet üretecek konfederasyon veya federasyonlar ancak bu kadar hizmet üretir. Uzun lafın kısası, avcılığı "Av hayvanı öldürme ve bununla böbürlenme sanatı " olmaktan çıkarmalı gerçekten çamurlu olan dibimizi kendi imkanlarımızla temizlemeliyiz ki kimse bizi sağda solda itip kalkmasın. Her sene MAK şöyle, MAK böyle demekten sıkılmadınız mı.