Gönderen Konu: OT SIÇANIYLA BILDIRCIN AVI - ANILARIM 3  (Okunma sayısı 2773 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Oğuz BABAÇOĞLU

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 477
  • Thanked: 53 times
OT SIÇANIYLA BILDIRCIN AVI - ANILARIM 3
« : 18 Nisan 2012, 16:16:56 »
1. BÖLÜM
Yıl 1987, avın ilk açıldığı haftalar. Ağustos veya eylül. Her nasılsa amcamın arabada bir kişilik kontenjan boş kalmış, beni de aldılar. Kekliğe gidiyoruz  doğru Demirciköy’e…

Yeni Çiftsan süperpoze tüfeğimle ava gidiyorum ama maalesef dipçik bana uygun değil. Full Full şok İspanyol Piperle vurduğum kuşları bile vuramıyorum. Tabi ki bu durum beni sinir ediyor.
Atalarımız ne demiş? İki taşa bir kuşa… Ben beş taşa bir kuşa atıyorum. Taşta da kuşta da  tek saçma yok, hava civa…
Amcam ,ben , Amcaoğlum Korkut, babam, ve berber bindik amcamın 77 model mavi Tofaşa köyden de ismini hatırlayamadığım birini aldık, araba oldu 6 kişi, çöktü garibim.  Şose yollarda arabanın altını sürttüre sürttüre vardık bir sırtta derenin başına.

Dereyi aşağı doğru, sağlı sollu, avcı kolu inmeye başladık. Önümde sık bir yer var ama geçecek yer yok.Mecburen girdim ama ne girmek sağımdan başladı keklikler fırlamaya. Seslerini duyuyorum ama çalılardan hiçbir şey gözükmüyor. Sağımda Korkut ve Berber tam kekliklerin içine girmişler, veriyorlar dumanı.  Bir kıyamet koptu BAM, GÜM, BAM,GÜM. Dedim “Bunlar kırdılar keklikleri.” Çalıdan çıkıp yanlarına gittim. Berber her zamanki gibi tıraşlamış sıkılara basıyor küfrü. :) :) :) Ancak Amcaoğlum diye söylemiyorum Korkut atıcılığını konuşturmuş. Eleman koca bir horozu kıvırmış. İrlanda setteri Funda’nın ağzında koca kuş geliyor. Ne keyif, ne keyif! (Bir de Berber vuramayınca biz daha çok sevinirdik her nedense) :) :)
Keklikler aşağı dağıldı.Birinin derenin içine uçtuğunu görmüş Amcam. Gittik oraya doğru ama Bizim Amca sen giderken bir düş. Tüfeğin namlusu içe doğru tek noktadan çöküntü yap… Olacak  şey değil ama neyse ki kendisinde bir şey yok. Cesa marka  çok değer verdiği bir tüfekti canı yandı…
O derenin içinden gidiyor ben de yukarıdayım. Funda başlamasın mı kuyruk sallamaya, fermayı beklemeden koca bir horoz VİCİK VİCİK bir fırlamasın mı? Ben DAN DUN attım yok. Amca da bir karavana geçti. Kuş gitti. Yuh olsun! …
Hava sıcakladı. Onun zaten tüfekten ötürü morali bozuk. Ne yapalım? Dön geri.
Saat daha erken 9 buçuk 10 falan piknik misali bir yemek yedik. Avın dibine vuramadık ama muhabbetin göbeğine konduk.


(Sağdan sola Amcam Güngör BABAÇOĞLU, Babam Bülent BABAÇOĞLU, Arkası dönük olan Berber...)


Amcam Tepeköy’e gidelim dedi. Dedik “Hayırdır.”
Cevap “Sürpriz.”
Tepeköy’deki halamların evine gittik Hem hal hatır sorduk hem bir çay içeceğiz. Ana! Bir de baktık eniştenin Arap köpeğinin yanında bir tane enik. 1,5 aylık ya var ya yok. Sevdik sevdik. Korkut’un kekliği attık. Salak, o haliyle sürüye sürüye alıp getirmez mi? Güle güle bir hal olduk… Fıldır fıldır geziyor, öyle meraklı ki anlatamam. Adını da pek küçük olduğu için Fındık koymuşlar.
Amcam böyle sürprizleri, insanları şaşırtmayı severdi rahmetli.  O sıra bizim dükkan iflas ettiği için Funda’yı bir arkadaşının fabrikasına vermişti. Kendisine de bir yavru hediye edilince, ikinci köpeği de fabrikaya götürse ayıp olacak. E köpeği nereye verecek? Yer yok. Hafta içi götürmüş Tepeköy’e halama vermiş. Sen şimdilik buna bak seneye ben onu alırım, demiş. Olay bu.
Ben Halama  Eniştemi sordum ne yapıyor, diye. “Çalışıyor.” dedi. Cumartesileri arkadaşıyla ava gidiyor, güzel bıldırcın vuruyorlar.” deyince ben bunu aklımın bir köşesine yazdım…

At ayağı çabuk, ozan dili çevik olur derler. Bizimkisi de o hesap aradan 3 ay geçti. Bakıyorum Amcanın arabasında yine yer sıkıntısı başladı. Aklımda eniştemler ve bıldırcınlar var ya, merak da ediyorum. Cumadan açtım telefonu. “Enişte ben geliyorum.” Hiç ikiletmedi. “Gel.” Dedi. Eniştem seyyar sandviççilik yapıyordu. Pazar günleri kahveler kalabalık olduğu için iyi iş çıkıyor. O da cumartesileri ava gidiyordu. Kendini orada çok sevdirmiş. MİS SANDVİÇ dedin mi herkes tanıyor…
Neyse cumartesi sabahı sırtladım bizim tüfekli çuvalı bu sefer İspanyol Pipperi aldım. Ötekiyle tüy koparamıyorum beni kahrediyor … Bindim otobüse doğru Tepeköy. Eniştemler vakit kaybetmemek için hazır ve nazır durakta beni bekliyorlar. Yanında da İsa Abi diye biri var. İndik, ana baktım Arap köpeğin yanında bizim Fındık…! Ama hayvan beslenememiş mi nedir, neredeyse üç ay önce bıraktığımız kadar.  Eh eniştemin sandviç artıklarıyla iki köpek o kadar beslenir ancak. Zayıf, çelimsiz...

Dedim “Bunu neden aldınız? Bu daha yürüyemez ki…” Eniştem bana hani usta köpeğine laf söyletmeyen avcılar gibi ters ters bakarak: “Sen ne diyorsun? Fındık Arap’tan daha iyi av yapar.” dedi. İsa Abi de Hz. İsa gibi kafasını yukarı aşağı sallayarak durumu tasdik etti. Dalga geçiyorlar diye düşünerek “Ot sıçanı kadar köpek av mı yapar mı be yav?” dedim. Eniştem daha da hışımla “Bu sözlerini sana hatırlatırım, o köpeğin de patisini sana öptürürüm.” dedi kestirip attı. Baktım adamlar ciddi, pek fazla üstüne gitmedim. Aldı beni bir merak…

E bizi köpekle otobüse nasıl alacaklar? Orada çoğu Ödemiş otobüsü eniştenin iyi arkadaşı. Bir tane otobüse attık kendimizi…

Az gittik uz gittik,sonra yolda indik. Girdik yüksek bir pamuk tarlasına, saplar o kadar uzun ki göğsümüze geliyor. Arap köpeğin huyuymuş bir koptu gitti ortalarda yok. Çağır gelmez…. Tarlanın içinde bizim Ot sıçanının zili duyuluyor. Zil sesi kesildi  köpek başladı bağırmaya. Fiyuuk! Fiyuuk! Eniştem dedi ki “Sık karıklardan atlayamıyor, elinle tutup atlatıver.” :( :(        E tabi köpeğin boyu bir karış olunca. Benim moraller çöktü. İçimden “İşi bulduk.Akşama kadar uğraşımız var bununla.” dedim. Arap da yok ortalarda, kaldık el kadar Ot Sıçanı’na
Velahavle çekip yürürken seyrekleşen bir yerde köpeğin kuyruğu başladı mı hızlı hızlı. Kedi gibi durup durup ilerliyor. Ben de takipteyim.  Bir çakıldı fermaya yüksek pamuk bir şey görünmüyor. Kafamı aşağıdan soktum Amanın! Köpeğin üç karış önündeki bıldırcını gördüm. Kafayı yavaşça yukarı kaldırdım. BAS KIZIM!  FRİNKKK topaç gibi hemi de BAM! Bir sıkı düştü.(Hey gidi Pipperim benim be,  koçum benim!) Koştum tabi ki o yüksek pamukta bıldırcını araki bulaki. Yok, nah bulursun… :(  İleri geçtim oralarda aranıyorum.Ulen işte buraya düştü tüyleri var ama kendi yok. Geri döndüm bir baktım Ot Sıçanı kapmış bıldırcını arkamdan geliyor. :) :) :) Aldım kucağıma sevdim sevdim.

Eniştem fırsatı kaçırır mı? Gülümseyerek yaklaştı yanıma. Dedi ki “Sen ne demiştin? ‘Ot sıçanı kadar köpek av mı yapar?’ Öp bakayım o köpeğin patisini özür dile...!” Enişteme dedim ki “Bu köpeğin çamurlu patisi öpülmez ama böyle köpek alnından öpülür.” Helal olsun sana Ot Sıçanım benim muuuuuuuuuuuuuuuuuuuck! :) :) :)

Vurduğumuz her kuşun ardından köpeği 15 dk. dinlendire dinlendire, bazen geçemediği karıklardan atlata atlata o gün 9 bıldırcın 1 Lökeşe vurduk. Arap köpek akşama kadar ortalarda yok. Fındık varken zaten ona gerek de yok. :) :) :)

Saat üçe kadar avlandık köpek yorgunluktan bitti. Yatıyor, yattığı yerden kalkmıyor. Nereye? Doğru benim sırt çantasına. Birinci sınıf kompartımanda hiç kıpırdamadı. :) :) :) Yol kenarına kadar taşıdım onu ama ot sıçanıyla avın tadı başka hiçbir şeyde yoktu…

Amcamın Ot Sıçanı Fındık ava başlamıştı ama onun daha bundan haberi yoktu. Haberi olacaktı. Ne zaman? İşte o başka bir hikaye…

Şimdilik kalın sağlıcakla.

DEVAM EDECEK…



(Fındık'ın yıllar sonra elimizde kalan iki fotoğrafından biri. Ufaklar Korkut'un Tango ve Keş, ölen kurzahhar yavru, en solda amcamın Kurzhaarı Astor)



Not: Fotoları bana ulaştıran Amcaoğlum Korkut’a binlerce teşekkür…
« Son Düzenleme: 18 Nisan 2012, 16:20:43 Gönderen: Oğuz BABAÇOĞLU »
 

Çevrimdışı Alkan YOKSUL

  • Forum Yönetici
  • *****
  • İleti: 3861
  • Thanked: 906 times
  • NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
Ynt: OT SIÇANIYLA BILDIRCIN AVI - ANILARIM 3
« Yanıtla #1 : 18 Nisan 2012, 16:25:18 »
Elleriniza sağlık. Süper bir anlatım olmuş. Okurken sanki sizinle birlikte ben de avlandım. Eşme'den selamlar Oğuz Bey...
  • Baikal IZH27EM1C Nikel
  • Stoeger M3000
  • Kurzhaar/Dişi
28.02.1969 EŞME/UŞAK
 

Çevrimdışı Bülent PEKPAK

  • *
  • İleti: 1166
  • Thanked: 2 times
Ynt: OT SIÇANIYLA BILDIRCIN AVI - ANILARIM 3
« Yanıtla #2 : 18 Nisan 2012, 16:48:43 »
Ellerine yüreğine sağlık şöyle av yapan bi ot sıçanıda bize nasip olsa ne güzel olur.
Bülent PEKPAK
1978 KÜTAHYA


 

Çevrimdışı Erol ÖZTÜRK

  • Avlak Yönetici
  • *****
  • İleti: 4370
  • Thanked: 3481 times
Ynt: OT SIÇANIYLA BILDIRCIN AVI - ANILARIM 3
« Yanıtla #3 : 18 Nisan 2012, 20:23:42 »
Elinize sağlık Oğuz bey,çok güzel bir hikayeydi zevkle okudum.Selamlar.
  • AKKAR ALTAY SİLVER YARIOTOMATİK
  • HUĞLU 104A
Erol ÖZTÜRK
1969 İSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECE  AB(RH-) Meslek:ESNAF /KIRTASİYE
 

Çevrimdışı Faruk AKÇINAR

  • *
  • İleti: 16
  • Thanked: 3 times
Ynt: OT SIÇANIYLA BILDIRCIN AVI - ANILARIM 3
« Yanıtla #4 : 18 Nisan 2012, 20:41:57 »
Ellerine saglık hocam çok güzel hikaye...
  • Beretta S56 20 Cal.
  • Beretta 391 Urika 20 Cal
  • Akus Elite Lux 20 Cal Çifte
  • Stoeger M3000 Peregrine 12 Cal
  • English Setter
Faruk AKÇINAR
 

Çevrimdışı Berk KEMİK

  • Free Üye
  • *
  • İleti: 1073
  • Thanked: 2 times
  • Tavşancı
Ynt: OT SIÇANIYLA BILDIRCIN AVI - ANILARIM 3
« Yanıtla #5 : 18 Nisan 2012, 21:01:43 »
Hocam her zamanki gibi çok güzel olmuş. Paylaşım için teşekkürler ...
Berk KEMİK       
1990       BARTIN
0534 863 15 32


 

Çevrimdışı Oğuz BABAÇOĞLU

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 477
  • Thanked: 53 times
Ynt: OT SIÇANIYLA BILDIRCIN AVI - ANILARIM 3
« Yanıtla #6 : 24 Nisan 2012, 21:53:50 »
Elleriniza sağlık. Süper bir anlatım olmuş. Okurken sanki sizinle birlikte ben de avlandım. Eşme'den selamlar Oğuz Bey...
Teşekkürler Alkan,
Ellerine yüreğine sağlık şöyle av yapan bi ot sıçanıda bize nasip olsa ne güzel olur.
Bülent valla biliyorsun bu köpek işi şans işi bak benim köpeğin 8 kardeşi birden av yapıyor. benimkinin aklı hala haylazlıkta.Köpeğin içinde olacak içinde...
Erol, Faruk ve Berk sizlere de teşekkürler...